that there

Bedeutungen von dem Begriff "that there" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Colloquial
1	Colloquial	that there expr.	o şey
2	Colloquial	that there expr.	şu şey
3	Colloquial	that there expr.	oradaki şey

Bedeutungen, die der Begriff "that there" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 86 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Colloquial
1	Colloquial	(I've) been there(, done that) expr.	(bana da) olmuştu (, bilirim)
I've always been there for you. Ben hep senin yanında oldum. More Sentences
2	Colloquial	(I've) been there(, done that) expr.	(ben de) o yollardan geçtim (, bilirim)
We've all been there. Hepimiz o yollardan geçtik. More Sentences
Phrases
3	Phrases	and there is also that expr.	ve şu da var ki
4	Phrases	there is not the shadow of a doubt that expr.	zerre kadar şüphe yok ki
5	Phrases	there is no doubt that expr.	şüphe yoktur ki
6	Phrases	there are some people that expr.	bazı insanlar vardır ki
7	Phrases	been there, done that, bought the T-shirt expr.	onu çoktan yaptım
8	Phrases	been there, done that, bought the T-shirt expr.	zaten gittim oraya (tişörtünü de/kupa da/mıknatıs da aldım)
9	Phrases	been there, done that (btdt) expr.	sen giderken ben geliyordum/dönüyordum
10	Phrases	been there, done that (got the t-shirt) (btdtgts) expr.	sen giderken ben geliyordum/dönüyordum
11	Phrases	been there, done that (btdt) expr.	benim de başıma geldi, bilirim
12	Phrases	been there, done that (got the t-shirt) (btdtgts) expr.	benim de başıma geldi, bilirim
Colloquial
13	Colloquial	been there done that expr.	daha önce yaptım
14	Colloquial	isn't there anybody that can? expr.	yardım edecek kimse yok mu?
15	Colloquial	(there is) no problem with that expr.	bana uyar
16	Colloquial	(there is) no problem with that expr.	bir sakıncası yok
17	Colloquial	(there is) no problem with that expr.	problem değil
18	Colloquial	(there is) no problem with that expr.	benim için sorun değil
19	Colloquial	(there is) no problem with that expr.	sorun yok
20	Colloquial	(there is) no problem with that expr.	benim için bir sakıncası yok
21	Colloquial	(there is) no problem with that expr.	sorun/sıkıntı değil
22	Colloquial	and stuff like that (there) expr.	falan feşmekan
23	Colloquial	and stuff like that (there) expr.	ve bunun gibi şeyler
24	Colloquial	and stuff like that (there) expr.	ve benzeri şeyler
25	Colloquial	and stuff like that (there) expr.	filan
26	Colloquial	and stuff like that (there) expr.	vesaire
27	Colloquial	and stuff like that (there) expr.	falan
28	Colloquial	and stuff like that (there) expr.	falan filan
29	Colloquial	(I've) been there(, done that) expr.	(benim de) deneyimlediğim bir şey (, bilirim)
30	Colloquial	(I've) been there(, done that) expr.	sen giderken ben geliyordum/dönüyordum
31	Colloquial	(I've) been there(, done that) expr.	(benim de) başıma geldi (, bilirim)
32	Colloquial	there is that expr.	o da var
33	Colloquial	there is that expr.	aynen
34	Colloquial	there is that expr.	aynen öyle
35	Colloquial	there is that expr.	doğru söylüyorsun
36	Colloquial	there is that expr.	katılıyorum
37	Colloquial	there is that expr.	haklısın
38	Colloquial	there is that expr.	o da doğru
39	Colloquial	there is that expr.	o da bir gerçek
40	Colloquial	there is that expr.	çok doğru
41	Colloquial	there is nothing wrong with that expr.	bunda yanlış bir şey yok
Idioms
42	Idioms	cross that bridge when (one) gets there v.	zamanı gelince bakmak/harekete geçmek
43	Idioms	cross that bridge when (one) gets there v.	sorunlarla ancak ortaya çıktığında uğraşmak
44	Idioms	cross that bridge when (one) gets there v.	o zaman geldiğinde düşünmek
45	Idioms	been there done that expr.	biz de bu yollardan geçtik
46	Idioms	been there done that expr.	o yollardan biz de geçtik
47	Idioms	there isn't a shadow of a doubt (that...) expr.	kuşku yok (ki)
48	Idioms	there isn't a shadow of a doubt (that...) expr.	şüphesiz (ki)
49	Idioms	btdtbtts (been there, done that, got the t-shirt) expr.	benim de başıma geldi, bilirim
50	Idioms	btdtgtts (been there, done that, got the t-shirt) expr.	sen giderken ben dönüyordum/geliyordum
51	Idioms	btdtgts (been there, done that, got the t-shirt) expr.	sen giderken ben dönüyordum/geliyordum
52	Idioms	btdtgts (been there, done that, got the t-shirt) expr.	benim de başıma geldi, bilirim
53	Idioms	btdtgtts (been there, done that, got the t-shirt) expr.	benim de başıma geldi, bilirim
54	Idioms	btdtbtts (been there, done that, got the t-shirt) expr.	sen giderken ben dönüyordum/geliyordum
55	Idioms	so cold (that) you could hang meat (in it/there) expr.	çok soğuk
56	Idioms	so cold (that) you could hang meat (in it/there) expr.	dondurucu derecede soğuk
57	Idioms	so cold (that) you could hang meat (in it/there) expr.	buz gibi
Speaking
58	Speaking	and there is also that expr.	bir de şu var
59	Speaking	there is a lot more to it than that expr.	o kadar basit değil
60	Speaking	there is no harm in that expr.	zarar yok
61	Speaking	there is more to it than that expr.	o kadar basit değil
62	Speaking	there is reason to believe that expr.	inanmak yerindedir
63	Speaking	there is a bit more to it than that expr.	o kadar basit değil
64	Speaking	there is a report that expr.	söyleniyor
65	Speaking	there is much more to it than that expr.	o kadar basit değil
66	Speaking	there is no denying that expr.	inkar edilmez bir şey varsa
67	Speaking	what a lot of things there are that you can do expr.	yapabileceğin ne de çok şey var
68	Speaking	been there done that expr.	benim de başıma geldi
69	Speaking	what's that have to do with going there? expr.	bunun oraya gitmekle ne ilgisi var?
70	Speaking	I thought there wasn't anything that you could do expr.	yapabileceğin bir şey olmadığını düşündüm
71	Speaking	let's say that we have no choice but to go there expr.	oraya gitmekten başka şansımızın olmadığını varsayalım
72	Speaking	let's say that we have no choice but to go there expr.	oraya gitmekten başka şansımızın olmadığını düşünelim
73	Speaking	that does not mean i'm going there expr.	bu oraya gideceğim anlamına gelmez
74	Speaking	is there something that you want to tell me? expr.	bana anlatmak istediğin bir şeyler var mı?
75	Speaking	there is some truth in that expr.	bunda doğruluk payı var
76	Speaking	at that point we started to think there may be something in this expr.	o noktada bunda bir şeyler olduğunu düşünmeye başladık
77	Speaking	there's no way out that he's still there expr.	onun hala orada olmasına imkan yok
78	Speaking	there will be plenty more where that came from expr.	geldiği yerde bundan bir sürü daha var
79	Speaking	been there, done that expr.	biz de geçtik o yollardan
80	Speaking	I'm sorry that I wasn't there expr.	orada olmadığım için özür dilerim
81	Speaking	is there anything that I can help you with? expr.	yardım edebileceğim herhangi bir şey var mı?
82	Speaking	there is none of that here expr.	burada onların hiçbiri yok
83	Speaking	what happened there just like that? expr.	n'oldu böyle birden bire?
Computer
84	Computer	I received a warning stating that there is low disk space in the hard disk expr.	hard diskte yeterli alan kalmadığını belirten bir uyarı aldım
Slang
85	Slang	been there done that got the t-shirt v.	daha önce yaşamak
86	Slang	been there done that got the t-shirt v.	daha önce başına gelmek