the garden

Bedeutungen von dem Begriff "the garden" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 27 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	garden n.	bahçe
For us the pyres were not on the television screen, they were over the garden fence. Bizim için ateşler televizyon ekranında değil, bahçe çitlerinin üzerindeydi. More Sentences
General
2	General	garden n.	bahçe
On the contrary, since Nice, each party has retreated within its own private garden. Aksine Nice'den bu yana her bir taraf kendi özel bahçesine çekilmiştir. More Sentences
3	General	garden v.	bahçe işiyle uğraşmak
I am gardening these days just to kill time. Bu günlerde zaman geçirmek için bahçe işleriyle uğraşıyorum. More Sentences
4	General	garden n.	bostan
5	General	garden n.	park
6	General	garden n.	bağ
7	General	garden n.	hayvan yetiştirmek için ayrılmış alan
8	General	garden n.	bahçeye benzeyen şey
9	General	garden n.	zengin ve iyi ekilmiş bölge
10	General	garden n.	gösteri salonu
11	General	garden n.	müsabaka salonu
12	General	garden n.	kır bahçesi
13	General	garden v.	bahçede çalışmak
14	General	garden v.	çiçeklerle uğraşmak
15	General	garden v.	bahçıvanlık yapmak
16	General	garden adj.	bahçe ile ilgili
17	General	garden adj.	bahçede kullanılan
18	General	garden adj.	bahçede yetiştirilen
19	General	garden adj.	bayağı
20	General	garden adj.	alışıldık
21	General	garden adj.	bahçeli
Colloquial
22	Colloquial	garden n.	küme
23	Colloquial	garden n.	demet
Sport
24	Sport	garden v.	kriket kalesini sopayla düzeltmeye çalışmak
Slang
25	Slang	garden n.	beyzbol sahasının dış bölgesi
26	Slang	garden n.	cinsel organ çevresindeki kıllar
27	Slang	garden n.	cinsel organ

Bedeutungen, die der Begriff "the garden" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 81 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	water the garden v.	bahçe sulamak
Mary helped her mother water the garden with her tiny watering can. Mary annesine küçük sulama kabıyla bahçeyi sulamasında yardım etti. More Sentences
2	General	clean the garden v.	bahçeyi temizlemek
Let's clean the garden, shall we? Hadi bahçeyi temizleyelim, olur mu? More Sentences
3	General	water the garden v.	bahçeyi sulamak
I like to water the garden. Bahçeyi sulamayı seviyorum. More Sentences
4	General	private garden of the sultan n.	hasbahçe
5	General	the flowers in the garden n.	bahçedeki çiçekler
6	General	lead somebody up the garden path v.	kötü yola sevk etmek
7	General	go out to the garden v.	bahçeye çıkmak
8	General	play in the garden v.	bahçede oynamak
9	General	sit in the garden v.	bahçede oturmak
10	General	bury in the garden v.	bahçeye gömmek
Colloquial
11	Colloquial	lead someone up the garden path v.	üçkağıda getirmek
Idioms
12	Idioms	everything in the garden is rosy n.	her şey güllük gülistanlık
13	Idioms	lead someone down the garden path v.	aldatmak
14	Idioms	lead down the garden path v.	aldatmak
15	Idioms	lead someone up the garden path v.	aldatmak
16	Idioms	lead someone down the garden path v.	birisine karşı dürüst olmamak
17	Idioms	lead someone up the garden path v.	birisine karşı dürüst olmamak
18	Idioms	lead someone down the garden path v.	birisini kandırmak
19	Idioms	lead someone up the garden path v.	birisini kandırmak
20	Idioms	put the garden to bed v.	bahçeyi kışa hazırlamak
21	Idioms	put the garden to bed v.	bahçeyi temizlemek (yapraklardan)
22	Idioms	lead down the garden path v.	boş vaatlerle kandırmak
23	Idioms	lead down the garden path v.	dolandırmak
24	Idioms	lead someone up the garden path v.	doğru olmayana inanmasını sağlamak
25	Idioms	lead someone down the garden path v.	göz boyamak
26	Idioms	lead someone up the garden path v.	göz boyamak
27	Idioms	lead someone up the garden path v.	gözünü boyamak
28	Idioms	lead someone down the garden path v.	gözünü boyamak
29	Idioms	lead down the garden path v.	ihanet etmek
30	Idioms	lead down the garden path v.	kazık atmak
31	Idioms	lead down the garden path v.	kandırmak
32	Idioms	put the garden to bed v.	kurumuş yaprakları toplayarak bahçeyi temizlemek
33	Idioms	lead down the garden path v.	oyun etmek
34	Idioms	lead down the garden path v.	keklemek
35	Idioms	lead down the garden path v.	yutturmak
36	Idioms	lead (one) down the garden path v.	(birini) aldatmak
37	Idioms	lead (one) down the garden path v.	(birini) kandırmak
38	Idioms	lead (one) down the garden path v.	(birine) karşı dürüst olmamak
39	Idioms	lead (one) up the garden path v.	(birini) üçkağıda getirmek
40	Idioms	lead (one) up the garden path v.	(birini) aldatmak
41	Idioms	lead (one) up the garden path v.	(birini) kandırmak
42	Idioms	lead (one) up the garden path v.	(birine) karşı dürüst olmamak
43	Idioms	everything in the garden is rosy expr.	her şey yolunda
44	Idioms	everything in the garden is rosy expr.	işler tıkırında
45	Idioms	everything in the garden is lovely [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey iyi gidiyor
46	Idioms	everything in the garden is lovely [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey çok güzel
47	Idioms	everything in the garden is lovely [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey yolunda
48	Idioms	everything in the garden is lovely [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey güllük gülistanlık
49	Idioms	everything in the garden is lovely [uk] expr.	(mecazi anlamda) işler tıkırında
50	Idioms	everything in the garden is lovely [uk] expr.	(mecazi anlamda) gül gibi
51	Idioms	everything in the garden is lovely [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey toz pembe
52	Idioms	everything in the garden is rosy expr.	her şey iyi gidiyor
53	Idioms	everything in the garden is rosy expr.	her şey çok güzel
54	Idioms	everything in the garden is rosy expr.	her şey yolunda
55	Idioms	everything in the garden is rosy expr.	her şey güllük gülistanlık
56	Idioms	everything in the garden is rosy expr.	işler tıkırında
57	Idioms	everything in the garden is rosy expr.	gül gibi
58	Idioms	everything in the garden is rosy expr.	her şey toz pembe
59	Idioms	everything in the garden is lovely [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey iyi gidiyor
60	Idioms	everything in the garden is lovely [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey çok güzel
61	Idioms	everything in the garden is lovely [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey yolunda
62	Idioms	everything in the garden is lovely [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey güllük gülistanlık
63	Idioms	everything in the garden is lovely [uk] expr.	(mecazi anlamda) işler tıkırında
64	Idioms	everything in the garden is lovely [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey toz pembe
65	Idioms	everything in the garden is rosy [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey iyi gidiyor
66	Idioms	everything in the garden is rosy [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey çok güzel
67	Idioms	everything in the garden is rosy [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey yolunda
68	Idioms	everything in the garden is rosy [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey güllük gülistanlık
69	Idioms	everything in the garden is rosy [uk] expr.	(mecazi anlamda) işler tıkırında
70	Idioms	everything in the garden is rosy [uk] expr.	(mecazi anlamda) her şey toz pembe
71	Idioms	everything is rosy in the garden expr.	her şey yolunda/mükemmel
72	Idioms	everything is rosy in the garden expr.	işler tıkırında
73	Idioms	everything is rosy in the garden expr.	her şey güllük gülistanlık
74	Idioms	everything is rosy in the garden expr.	her şey toz pembe
Speaking
75	Speaking	there are two cats and a dog in the garden expr.	bahçede iki kedi ve bir köpek var
76	Speaking	there are two cats and a dog in the garden expr.	bahçede iki kedi ve bir köpek bulunuyor
77	Speaking	there are two cats and one dog in the garden expr.	bahçede iki kedi ve bir köpek var
78	Speaking	there are two cats and one dog in the garden expr.	bahçede iki kedi ve bir köpek bulunuyor
79	Speaking	my brother is mending his bicycle in the garden at the moment expr.	kardeşim şu anda bahçede bisikletini tamir ediyor
80	Speaking	there are trees in the garden expr.	bahçede ağaçlar var
Botanic
81	Botanic	kiss-me-over-the-garden-gate (persicaria orientalis) n.	güneydoğu asya ve avustralya'ya özgü olup kuzey amerika'da da yetiştirilen geniş yumurta biçimli yaprakları ve kızıl çiçekleri olan tek yıllık bir bitki