time someone in - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

time someone in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "time someone in" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Phrasals
time someone in v. birinin geliş/varış saatini kaydetmek

Bedeutungen, die der Begriff "time someone in" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 37 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Phrases
in time (with someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) aynı ritimde
in time (with someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) ritmine uyan
in time (with someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) zamanlaması tutan
in time (with someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) senkronize
in time (with someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) aynı zamanlamada
in time (with someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) ritmini yakalamış
Idioms
be in advance of (someone or something's) time v. zamanının ilerisinde olmak
be in advance of (someone or something's) time v. döneminin ilerisinde olmak
be in advance of (someone or something's) time v. çağının ilerisinde olmak
be in advance of (someone or something's) time v. çağını aşmak
be in advance of (someone or something's) time v. bulunduğu çağdan daha ileride olmak
be in advance of (someone or something's) time v. bulunduğu zamandan daha ileride olmak
be in advance of (someone or something's) time v. bulunduğu dönemden daha ileride olmak
be in advance of (someone or something's) time v. zamanının ilerisinde olmak
be in advance of (someone or something's) time v. çağının ilerisinde olmak
be in advance of (someone or something's) time v. döneminin ilerisinde olmak
be in advance of (someone or something's) time v. çağının ilerisinde olmak
be in advance of (someone or something's) time v. zamanının ilerisinde olmak
keep in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak
keep in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) zamanına uymak
keep in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak
keep in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritmini tutturmak
keep in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) zamanlamasını tutturmak
march in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritminde yürümek
march in time (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) senkronize yürümek
march in time (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) aynı ritimde yürümek
march in time (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) aynı zamanlamada yürümek
march in time (with someone or something) v. (birine/bir şeye) ayak uydurmak
march in time (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) uygun adım yürümek
march in time (with someone or something) v. adımlarını (birine/bir şeye) uydurarak yürümek
be in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritmine uymak
be in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak
be in time (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) zamanlaması tutmak
be in time (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) senkronize olmak
be in time (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) aynı ritimde olmak
get in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritmine uymak
get in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak