topraklı - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

topraklı



Bedeutungen von dem Begriff "topraklı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
topraklı earthy adj.
topraklı terreous adj.
topraklı earthed adj.
topraklı glebous adj.
Technical
topraklı earthy adj.
topraklı grounded adj.
Electric
topraklı earthed adj.
topraklı earthy adj.
Archaic
topraklı puddly adj.

Bedeutungen, die der Begriff "topraklı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 31 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
toprağa benzeme topraklı olma glebosity n.
topraklı bir şekilde earthily adv.
Technical
sıva altı topraklı priz flush mounted grounded receptacle n.
topraklı sistem grounded system n.
topraklı kobalt asbolan n.
topraklı anahtar grounded switch n.
topraklı kireç lump lime n.
topraklı demir cevheri earthy iron ore n.
topraklı bobin grounded bobin n.
topraklı hematit earthy hematite n.
topraklı sistem earthed system n.
topraklı linyit kömürü earthy brown coal n.
topraklı kablo ground cable n.
topraklı kömür earthy coal n.
topraklı priz grounding plug n.
topraklı devre earthed circuit n.
pigment olarak kullanılan topraklı bir hematit çeşidi sierra n.
Electric
topraklı devre earthed circuit n.
Botanic
avrupa'nın kuzeybatısı ila kuzey amerika'nın doğu kıyılarında bulunan taşlı yapıda veya bataklığa özgü topraklı bir ot lovage n.
avrupa'nın kuzeybatısı ila kuzey amerika'nın doğu kıyılarında bulunan taşlı yapıda veya bataklığa özgü topraklı bir ot scotch lovage n.
avrupa'nın kuzeybatısı ila kuzey amerika'nın doğu kıyılarında bulunan taşlı yapıda veya bataklığa özgü topraklı bir ot sea parsley n.
avrupa'nın kuzeybatısı ila kuzey amerika'nın doğu kıyılarında bulunan taşlı yapıda veya bataklığa özgü topraklı bir ot Ligusticum scoticum n.
Geography
teksas'ta verimli topraklı bir bölge blacklands n.
Geology
volkanlardan çıkan gevşek ve topraklı küçük taş veya lav parçaları volcanic ashes n.
ayrışmış manganez minerallerinden oluşan yumuşak, koyu renkli, topraklı ve şekilsiz bir madde wad n.
düşük rakımlı kara topraklı arazi black bottom n.
koyu turbalı topraklı bir bölge blacklands n.
kaya oyuklarında bulunan ve çeşitli kil veya okra karışımları içeren gevşek topraklı su tortusu guhr n.
bazaltik kayaçlara benzeyen yumuşak ve topraklı kaya wacke [obsolete] n.
bazaltik kayaçlara benzeyen yumuşak ve topraklı kaya wacky n.
deniz kabuğu parçalarının birikmesi sonucu oluşan topraklı beyaz katman shell marl n.