totaliter - Türkisch Englisch Wörterbuch

totaliter

Bedeutungen von dem Begriff "totaliter" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
totaliter totalitarian adj.
Today's totalitarian system is no longer behind any iron curtain.
Günümüzün totaliter sistemi artık herhangi bir demir perdenin arkasında değildir.

More Sentences
Politics
totaliter totalitarian adj.
At that time I certainly thought that democrats should be uncompromising where totalitarian forces were concerned.
O dönemde, totaliter güçler söz konusu olduğunda demokratların kesinlikle tavizsiz olması gerektiğini düşünüyordum.

More Sentences
General
totaliter total adj.
Politics
totaliter totalist adj.

Bedeutungen, die der Begriff "totaliter" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 19 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
totaliter toplum totalitarian society n.
Totalitarian societies hold the primacy of the law in contempt both at national level and in international relations.
Totaliter toplumlar hem ulusal düzeyde hem de uluslararası ilişkilerde hukukun üstünlüğünü hor görürler.

More Sentences
Politics
totaliter rejim totalitarian regime n.
The Iranians are the only people who, at the present time, are rising up against their totalitarian regime.
İranlılar şu anda totaliter rejimlerine karşı ayaklanan tek halktır.

More Sentences
General
totaliter ahlak totaliterian ethics n.
totaliter devlet totalitarian state n.
totaliter rejim veya hiyerarşide birinin emrinde olup önemli konumu olan siyasi görevli gauleiter n.
Colloquial
baskıcı, aşırı keyfi veya totaliter durum communism [us] n.
Politics
totaliter devlet totalitation regime n.
totaliter rejim totalitation regime n.
amerikan başkanı truman'ın komünizm veya totaliter ideoloji tarafından tehdit edilen ülkelere yaptığı ekonomik ve askeri yardım politikası truman doctrine n.
totaliter yönetim sistemi totalitarianism n.
totaliter yapı totalitarianism n.
totaliter yapı totalitarian structure n.
totaliter kimse jackboot n.
vatandaşları yakından gözetleyen totaliter bir rejimin başı big brother n.
totaliter bir rejimde güç sahibi olan görevliler big brother n.
totaliter devlet superstate n.
totaliter olmak totalitarianize v.
totaliter hale getirmek totalitarianize v.
totaliter olmayan nontotalitarian adj.