Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
Slang | ||||
Slang | ve onlar | and them expr. | ||
I heard about you and them. Sen ve onlar hakkında bir şeyler duydum. More Sentences |
||||
Slang | ve onlar | and those expr. | ||
In them are those who committed crimes and those who witnessed them. İçlerinde suç işleyenler ve onlara tanık olanlar var. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Colloquial | biz ve onlar | us and them expr. |
Entomology | ||
Entomology | büyüyen pamuk tohumlarıyla beslenip onlar üzerinde leke bırakan ince ve uzun bacaklı bir böcek cinsi | dysdercus n. |
Entomology | büyüyen pamuk tohumlarıyla beslenip onlar üzerinde leke bırakan ince ve uzun bacaklı bir böcek cinsi | genus dysdercus n. |