work (someone or something) - Türkisch Englisch Wörterbuch

work (someone or something)

Bedeutungen von dem Begriff "work (someone or something)" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Colloquial
work (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kendi çıkarlarına göre manipüle etmek
work (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kendi yararına kullanmak/çevirmek
work (someone or something) v. (birini/bir grubu) canlandırmak
work (someone or something) v. (birini/bir grubu) memnun etmek
work (someone or something) v. (birini/bir grubu) büyülemek/hayran bırakmak
work (someone or something) v. (birini/bir grubu) cezbetmek

Bedeutungen, die der Begriff "work (someone or something)" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 70 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Phrasals
work for (someone or something) v. (biri/bir kurum) için çalışmak
Tom works for a large financial institution.
Tom büyük bir finans kurumu için çalışıyor.

More Sentences
Idioms
set to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak
Only if we have a serious overview of administrative burdens, can we set to work.
Ancak idari yükler konusunda ciddi bir genel bakışa sahip olursak, çalışmaya başlayabiliriz.

More Sentences
go to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) işe koyulmak
And on this earth, a mighty hand went to work.
Ve bu dünyada güçlü bir el işe koyuldu.

More Sentences
go to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak
With that in mind, let us go to work together!
Bunu aklımızda tutarak, birlikte çalışmaya başlayalım!

More Sentences
Phrasals
work someone or something over v. birini bir şeyi baştan sona incelemek/muayene etmek
work down (the line) (to someone or something) v. (birinin, bir şeyin) seviyesinde ilerlemek
work down (the line) (to someone or something) v. (birine, bir şeye) (bir konuda) yetişmeye çalışmak
work down (the line) (to someone or something) v. (birinin, bir şeyin) çizgisini/seviyesini yakalamaya çalışmak
work someone or something to someone or something v. birini/bir şeyi birine/bir şeye yönlendirmek için uğraşmak
work someone or something to someone or something v. birini/bir şeyi birine/bir şeye ulaştırmak için uğraşmak
work someone or something to someone or something v. birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru hareket ettirmek için uğraşmak
work among someone or something v. birileri/bir şeyler arasında çalışmak
work among someone or something v. birileriyle/bir şeylerle çalışmak
work among someone or something v. birileri/bir şeyler arasında işini yapmak
work beneath (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) altında çalışmak (fiziksel olarak)
work for (someone or something) v. (birine/bir şeye) uymak
work for (someone or something) v. (birinin/bir grubun) yararına olmak
work against (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) zararına çalışmak
work under (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) altında çalışmak (fiziksel olarak)
work against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı işlemek
work against (someone or something) v. (birini/bir şeyi) alt etmede işe yaramak
work for (someone or something) v. (biri/bir şey) için uygun olmak
work for (someone or something) v. (birini/bir grubu) temsil etmek
work on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerinde etkili olmak
work against (someone or something) v. (birini/bir şeyi) engellemek
work against (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) aleyhine çalışmak
work against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı etkili olmak
work on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerinde çalışmak/işe yaramak
work around to (someone or something) v. sırayla (birine/bir şeye) doğru ilerlemek
work (someone or something) up into (something) v. (birini/bir grubu/kendini) kötü/olumsuz bir ruh haline sokmak
Idioms
make quick work of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) hızlıca bertaraf etmek
make quick work of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) hemen bitirmek
make quick work of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) halledivermek
make quick work of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) hemen halletmek
make quick work of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) icabına bakıvermek
make quick work of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) çabucak ilgilenmek
make quick work of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) hemen kurtulmak
set to work (on someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) uğraşmaya başlamak
set someone or something to work v. birini/bir şeyi çalıştırmak/çalışmaya başlatmak
set to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) işe koyulmak
set someone or something to work v. birinin/bir şeyin işe başlamasını/girişmesini sağlamak
go to work (on someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) uğraşmaya başlamak
set someone or something to work v. birini/bir şeyi işe başlatmak
make fast work of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) hızlıca/hemen halletmek
make fast work of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) hızlıca/hemen kurtulmak
make light work of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) hemen kurtulmak
make short work of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) fazla zorlanmadan üstesinden gelmek
make light work of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kolayca halletmek
make light work of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) fazla zorlanmadan üstesinden gelmek
make light work of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) kolayca üstesinden gelmek
make short work of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kolayca halletmek
make short work of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) kolayca üstesinden gelmek
make short work of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) hemen kurtulmak
set (someone or something) to work (on something) v. (birini/bir şeyi işe) başlatmak
set (someone or something) to work (on something) v. (birini/bir şeyi bir şey üzerinde çalıştırmak/çalışmaya başlatmak
set (someone or something) to work (on something) v. (birinin/bir şeyin bir işe) başlamasını/girişmesini sağlamak
work hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bir arada çalışmak
work hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yan yana/omuz omuza çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yan yana/omuz omuza çalışmak
work hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) dirsek temasında olmak/çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bir arada çalışmak
work hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yakın iş birliği içerisinde çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ortaklaşa çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yakın temas içerisinde çalışmak
work hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) sırt sırta çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) sırt sırta çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) dirsek temasında olmak/çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yakın iş birliği içerisinde çalışmak
work hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yakın temas içerisinde çalışmak
work hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ortaklaşa çalışmak