yüksek yüksek su - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yüksek yüksek su



Bedeutungen von dem Begriff "yüksek yüksek su" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Technical
yüksek yüksek su higher high water n.

Bedeutungen, die der Begriff "yüksek yüksek su" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 50 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
en yüksek su seviyesi maximum water level n.
Trade/Economic
yüksek su çizgisi high water mark n.
Technical
alçak yüksek su lower high water n.
en yüksek su seviyesi top water level n.
ince, yüksek basınç ve hızla püskürtülen su ışın demeti water jet n.
silindir ceketinde yüksek sıcaklıkta su ile soğutma vapor-phase cooling n.
yüksek su düzeyi high water level n.
yüksek su seviyesi high water mark n.
yüksek düşülü su kuvveti santralı high-head water-power station n.
yüksek kapasiteli su ısıtıcısı calorifier n.
yüksek su izi high-water mark n.
yüksek su düzeyi high water mark n.
yüksek su düzeyi high-water level n.
yüksek alçak su higher low water n.
yüksek basınçta su muhtevasının tayini determination of water content at high pressure n.
yüksek su düzeyi işareti high-water mark n.
yüksek su düzeyi uyarısı high-water alarm n.
yüksek basınçlı kaynar su high pressure hot water n.
yüksek su high water n.
yüksek su indikatörü high water indicator n.
yüksek su seviyesi high-water level n.
Textile
yüksek bilekli su geçirmez lastik ayakkabı arctic [us] n.
Traffic
en yüksek su seviyesi highest water level n.
Marine
gel-gitle ile meydana gelen yüksek su seviyesi high water line n.
gemilerde su hattı ile geminin en yüksek noktası arasında kalan dikey mesafe air-draft n.
ortalama yüksek su seviyesi mean high water level n.
ortalama yüksek su aralığı mean high water interval n.
yüksek ve alçak su seviyelerinin orta noktası mean tide level n.
yüksek su seviyesi high water level n.
yüksek ve alçak su seviyelerinin orta noktası half-tide level n.
yüksek su aralığı high water interval n.
yüksek debili su tüneli conduit n.
gemilerde su hattı ile geminin en yüksek noktası arasında kalan dikey mesafe air-draught n.
çok soğuk havalarda giyilen yüksek, izolasyonlu, su geçirmez bir bot pac n.
Dentistry
dişin sertleştiği dönemde florür miktarı yüksek su tüketiminden kaynaklı olarak diş minesinin lekelenmesi mottled enamel n.
Marine Biology
yüksek besin değeri olan önemli bir tatlı su balığı cinsi pohagen n.
Botanic
nilüfer bitkisinin yaprakları ile ilişkilendirilen yüksek derecedeki su geçirmezlik özelliği lotus effect n.
güney amerika'ya özgü, yüksek su içeriğine sahip geniş bir gövde ve koyu yeşil oval yapraklara sahip olup hızlı büyüyen, otsu ve yaprak dökmeyen bir ağaç ombu n.
Environment
yüksek miktarda su tüketen tüketici bulk consumer n.
yüksek su maniası high-water revetment n.
en yüksek su seviyesi flood mark n.
Geography
en yüksek seviyedeki su highwater n.
en yüksek akış seviyesinde olan su highwater n.
en yüksek seviyedeki su high-water n.
en yüksek akış seviyesinde olan su high-water n.
en yüksek su seviyesi floodmark n.
ayın birinci ve üçüncü çeyreğinde alçak ve yüksek su seviyesinin hızlanması priming of the tide n.
ortalama yüksek su mhw (mean high water) abrev.
yüksek su izi hwm (high-water mark) abrev.
Geology
bir su kütlesinde taze üst katmanı yüksek yoğunluklu çözünmüş katı ve sıvılardan oluşan alt katmandan ayıran sınır chemocline n.