yapısal olarak - Türkisch Englisch Wörterbuch

yapısal olarak

Bedeutungen von dem Begriff "yapısal olarak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yapısal olarak structurally adv.
The job market remains structurally rigid, keeping the unemployed at bay and protecting those with jobs.
İş piyasası yapısal olarak katı olmaya devam ediyor, işsizleri uzak tutuyor ve işi olanları koruyor.

More Sentences
yapısal olarak constructively adv.
yapısal olarak constitutionally adv.
yapısal olarak compositionally adv.
yapısal olarak complexionally adv.

Bedeutungen, die der Begriff "yapısal olarak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 28 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yapısal olarak ilişkili structurally related adj.
yapısal olarak benzeyen structurally similar to adj.
yapısal olarak iyi kurgulanmış (fotoğraf) well-composed adj.
Law
bir arsadaki taşınmazda yapılan, kasıtlı veya kasıtsız olarak taşınmaza zarar veren yapısal değişiklik voluntary waste n.
Technical
uçağın yapısal olarak bölümlere ayrılmasını kolaylaştıran numaralandırma biçimi station n.
Construction
çatının yük taşıyıcı yapısal kısımlarına kalıcı olarak tespit edilmiş permanently fixed to the load-bearing roof construction n.
Woodworking
tam olarak desteklenen yapısal olmayan yüzer döşeme fully supported non-structural floating floor n.
Aeronautic
uçağın yapısal olarak bölümlere ayrılmasını kolaylaştıran numaralandırma tarzı station n.
Medical
nükleozidlerden yapısal olarak farklı olan antiviral maddeler grubu non-nucleoside analog n.
yapısal olarak anormal myenterik sinir pleksusları morphologically abnormal myenteric plexuses n.
boyutça veya yapısal olarak işlevini yerine getiremeyecek derecede yetersiz olan organ veya vücut bölümü rudiment n.
Psychology
parça ve bütünün kaçınılmaz olarak birbirine bağlı olduğunu belirten yapısal aile terapisi terimi holon n.
Pathology
yapısal olarak anormal seks kromozomu structurally abnormal sex chromosome n.
Chemistry
yapısal olarak aniline benzeyen iki aminden her biri thiophenine n.
yapısal olarak şekilsiz olma amorphization n.
halojenize eter ve izofluranın inhalasyonel anestezik olarak kullanılmış yapısal izomerleri enflurane n.
Biology
aynı sınıftaki canlılarda yaşam tarzlarından bağımsız olarak görülen yapısal uyuşum unity of type n.
organizmadaki kromatik, yapısal veya işlevsel olarak farklılaşmış şerit band n.
yapısal olarak eksik olmasına rağmen tam dişi görevi gören canlı birey gynecoid n.
yapısal olarak anormal olan teratological adj.
yapısal olarak anormal (bitki veya hayvan) monstrous adj.
Botanic
çiçekleri yapısal olarak tam olup uygulamada ikievcikli olan dioeciously hermaphrodite adj.
Linguistics
dillerin yapısal veya kronolojik açıdan karşılaştırmalı olarak incelenmesi typology n.
yapısal olarak sözcük özellikleri gösteren ama fonolojik olarak başka bir sözcüğe bağımlı morfem clitic n.
Music
yapısal olarak serbest olup son derece duygusal üsluba sahip beste rhapsody n.
Archaic
birkaç bileşenin belirli bir ağırlıkta ve yapısal düzende birleşmesiyle oluşan kimyasal olarak farklı madde mixt n.
Reptiles
yapısal olarak kuşlara benzeyen nesli tükenmiş bir sürüngen takımı orthopoda n.
Paleontology
yapısal olarak sürüngen ve kuş arasında bir forma sahip olan sürüngengiller familyasından nesli tükenmiş bir hayvan grubu ornithoscelida n.