Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | yatırım aracı | investment tool n. |
Trade/Economic | yatırım aracı | investment instrument n. |
Trade/Economic | yatırım aracı | investment n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Colloquial | altının en önemli yatırım aracı olduğuna inanan kimse | gold bug n. |
Colloquial | altının en önemli yatırım aracı olduğuna inanan kimse | goldbug n. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | bazı hileci aracı kurumların piyasada az prim yapan hisse senetlerini çok çekici bir yatırım aracıymış gibi gösterip kendilerine haksız komisyon geliri sağlamaları | churning n. |
Trade/Economic | gelecekteki tüm belirsizlik durumlarında diğer bir mali varlığa göre daha düşük getiri sağlayan yatırım aracı | dominated asset n. |
Trade/Economic | yapılandırılmış yatırım aracı (yya) | structured investment vehicle (siv) n. |
Trade/Economic | yatırım aracı olarak ev, yazlık gibi binalar | bricks and mortar [uk] n. |
Trade/Economic | sermayenin uzun vadeli bağlı olduğu yatırım veya kredi aracı | lockup n. |
Trade/Economic | sermayenin uzun vadeli bağlı olduğu yatırım veya kredi aracı | lock-up n. |
Trade/Economic | özel yatırımların halka açık şirketlere dönüşümünü kolaylaştıran bir tür yatırım aracı | pipes n. |