yönelen - Türkisch Englisch Wörterbuch

yönelen

Bedeutungen von dem Begriff "yönelen" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yönelen seeking adj.

Bedeutungen, die der Begriff "yönelen" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 32 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
batıya yönelen westward adj.
They headed westward.
Onlar batıya yöneldiler.

More Sentences
abd'nin batı kıyısının kuzeyinden güneyi açıklarına yönelen geniş, soğuk ve ağır okyanus akıntısı california current n.
aşağı doğru yönelen eğilim downtrend n.
yönelen kimse orientator n.
yönelen kimse orienter n.
doğuya yönelen eastward adj.
doğuya yönelen eastwardly adj.
batıya yönelen westwardly adj.
içeri doğru yönelen in adj.
kuzeye yönelen northbound adj.
sağa yönelen dextrorotatory adj.
sağa yönelen dextrogyrate adj.
otomatik olarak hedefe yönelen target-hunting adj.
eve doğru yönelen homing adj.
varış noktasına yönelen homing adj.
aşağıya yönelen descendant adj.
aşağıya yönelen doon [scotland] adj.
aşağıya yönelen doun [scotland] adj.
kutba yönelen poleward adj.
roma'ya yönelen romeward adj.
roma katolik kilisesi'ne yönelen romeward adj.
kutba yönelen polary adj.
sokağa yönelen streetward adj.
Technical
ışığa yönelen heliotropic adj.
sağa yönelen positive adj.
Anatomy
sola yönelen sinistrous adj.
Psychology
davranış ve tutumları mekanizmalarla yorumlamaya yönelen mechanistic adj.
Physics
mıknatıs serbestçe asıldığında güneye doğru yönelen ucu negative magnetic pole n.
Biology
ısıya yönelen thermotropic adj.
uyarım merkezine yönelen positive adj.
Philosophy
izafiyetçilik ve idealizmi temel alan, bilgi eleştirisi ve bilgi kuramı açısından kant'a yönelen felsefi akım neo-kantianism n.
Slang
özellikle kahve ve alkol gibi içecekler konusunda kasıntılık yapan/seçici davranan/moda olan şeylere yönelen kimse sipster n.