| 1 |
chorus |
koro |
n. |
|
- This piece of music is her favorite chorus.
- Bu müzik eseri onun en sevdiği korodur.
- Jane wants to join the school chorus.
- Jane okul korosuna katılmak istiyor.
- We are tired of being a Greek chorus in this tragedy.
- Bu trajedide Yunan korosu olmaktan yorulduk.
- We want to speak for women with one voice rather than join in a chorus of many.
- Çok sesli bir koroya katılmak yerine kadınlar adına tek bir sesle konuşmak istiyoruz.
- In this chorus of sceptics, a number of voices are becoming ever louder.
- Bu şüpheciler korosunda bazı sesler giderek daha yüksek çıkıyor.
- We are not content to remain as a chorus.
- Biz koro olarak kalmaktan memnun değiliz.
- Who leads the chorus?
- Koroyu kim yönetiyor?
- Tom sang with a men's chorus for many years.
- Tom uzun yıllar boyunca bir erkek korosunda şarkı söyledi.
- We joined in on the chorus.
- Biz koroya katıldık.
- Tom sang with a men's chorus for many years.
- Tom yıllarca bir erkek korosunda şarkı söyledi.
- Tom sings in the school chorus.
- Tom okul korosunda şarkı söylüyor.
- We joined in on the chorus.
- Koroya katıldık.
- Who leads the chorus?
- Koroyu kim yönetir?
- They all joined in the chorus.
- Hepsi koroya katıldı.
- The party ended up with a chorus.
- Parti bir koro ile sona erdi.
- They all joined in the chorus.
- Onların hepsi koroya katıldı.
Show More (13)
|
| 2 |
chorus |
(caz) nakarat |
n. |
|
- All the fans sang along with the star in the chorus.
- Tüm hayranlar, şarkının nakaratını sanatçıyla birlikte söyledi.
- I did not listen to the chorus of that song.
- O şarkının nakaratını dinlemedim.
Show More (-1)
|
| 3 |
chorus |
oyundaki şarkıcı ve dans grubu |
n. |
|
- New talents will take part in the chorus this season.
- Bu sezon oyundaki şarkıcı ve dans grubunda yeni yetenekler yer alacak.
Show More (-2)
|
| 4 |
chorus |
koro halinde söylemek |
v. |
|
- "Here she comes" the students chorused.
- Öğrenciler koro halinde "İşte geliyor" dediler.
Show More (-2)
|
