depress - English Turkish Sentences
English Turkish
depress üzmek v.
  • Remembering it depressed me.
  • Hatırlamak beni üzdü.
  • His pessimism depressed those around him.
  • Karamsarlığı etrafındakileri üzüyordu.
  • The news depressed him very much.
  • Bu haber onu çok üzdü.
Show More (2)
depress moralini bozmak v.
  • Her sullen face was enough to depress him instantly.
  • Onun somurtkan yüzü adamın moralini anında bozdu.
  • This place depresses me.
  • Bu yer moralimi bozuyor.
  • That depresses me.
  • O benim moralimi bozuyor.
Show More (1)
depress canını sıkmak v.
  • The failure depressed him.
  • Başarısızlık onun canını sıktı.
  • The failure depressed Tom.
  • Başarısızlık Tom'un canını sıktı.
Show More (-1)
depress durgunlaştırmak v.
  • The only outcome of his decision was to depress the global economy.
  • Kararının tek getirisi, küresel ekonomiyi durgunlaştırmak oldu.
Show More (-2)
depress basmak v.
  • After pulling out the safety pin, depress the lever of the extinguisher.
  • Emniyet pimini çektikten sonra yangın söndürücünün üzerindeki kola basın.
Show More (-2)