1 |
hump |
hörgüç |
n. |
|
- Camels depend on their humps to survive.
- Develer hayatta kalmak için hörgüçlerine ihtiyaç duyarlar.
- A camel can store a large amount of fat in the hump on its back.
- Bir deve sırtındaki hörgücünde büyük miktarda yağ depolayabilir.
- How many humps do camels have on their backs?
- Develerin sırtında kaç tane hörgüç var?
- How many humps do camels have on their backs?
- Develerin sırtında kaç tane hörgüç vardır?
- Camels have either one or two humps.
- Develerin ya bir ya da iki hörgücü vardır.
- Camels have either one or two humps.
- Develerin bir ya da iki hörgücü vardır.
Show More (3)
|
2 |
hump |
tümsek |
n. |
|
- Be careful! There is a speed hump ahead.
- Dikkatli olun! İleride bir hız tümseği var.
Show More (-2)
|
3 |
hump |
kambur |
n. |
|
- The old lady can't walk well due to a hump on her back.
- Yaşlı kadın sırtındaki kambur nedeniyle iyi yürüyemiyor.
Show More (-2)
|
4 |
hump |
sırtına almak |
v. |
|
- It was impossible to hump the heavy box for the old man.
- Yaşlı adam için ağır kutuyu sırtına almak imkansızdı.
Show More (-2)
|
5 |
hump |
sikmek |
v. |
|
- This job gives me the hump.
- Bu iş canımı sıkıyor.
Show More (-2)
|