liberate - English Turkish Sentences
English Turkish
liberate özgürleştirmek v.
  • For example, we continue to explain that we are going to liberate the people of Iraq.
  • Örneğin, Irak halkını özgürleştireceğimizi anlatmaya devam ediyoruz.
  • Once again we see Europe hamstringing business rather than liberating it.
  • Bir kez daha Avrupa'nın iş dünyasını özgürleştirmek yerine kösteklediğini görüyoruz.
  • We need to focus on job creation, which means liberating enterprise.
  • İstihdam yaratmaya odaklanmalıyız ki bu da girişimciliği özgürleştirmek anlamına gelmektedir.
Show More (3)
liberate kurtarmak v.
  • The non-profit organisation aims at liberating children from forced labour.
  • Kâr amacı gütmeyen kuruluş, çocukları zorla çalıştırılmaktan kurtarmayı amaçlamaktadır.
  • It is our responsibility to liberate them from the need to spend every day in search of food.
  • Onları her gün yiyecek aramak zorunda kalmaktan kurtarmak bizim sorumluluğumuzdur.
Show More (-1)
liberate özgürlüğüne kavuşturmak v.
  • The small village was finally liberated after the long clash with the militants.
  • Küçük köy, militanlarla yaşanan uzun süreli çatışmanın ardından sonunda özgürlüğüne kavuşturuldu.
Show More (-2)
liberate serbest bırakmak v.
  • Combustion liberates heat.
  • Yanma ısıyı serbest bırakır.
Show More (-2)