reclaim - English Turkish Sentences
English Turkish
reclaim geri almak v.
  • It was the destiny of the young king to reclaim his throne.
  • Tahtını geri almak genç kralın kaderiydi.
  • Let the Romans reclaim Africa and Spain since they were once Roman!
  • Romalılar bir zamanlar Romalı oldukları için Afrika ve İspanya'yı geri alsınlar!
  • Let the Paduans now reclaim Trojan soil since Antenor was once Trojan!
  • Antenor bir zamanlar Truvalı olduğu için, Padualılar şimdi Truva topraklarını geri alsınlar!
Show More (0)
reclaim değerlendirmek v.
  • I reclaim old wires and make wristlets from them.
  • Eski kabloları değerlendirip onlardan bileklikler yapıyorum.
Show More (-2)
reclaim iadesini istemek v.
  • You can't reclaim your money if you cancel the agreement.
  • Sözleşmeyi iptal ederseniz paranızın iadesini isteyemezsiniz.
Show More (-2)
reclaim (araziyi/ormanı) ıslah etmek v.
  • These wetlands will be reclaimed for farming.
  • Bu sulak alanlar tarıma yönelik olarak ıslah edilecek.
Show More (-2)
reclaim geri kazanmak v.
  • We're trying to help Tom reclaim his masculinity.
  • Tom'un erkekliğini geri kazanmasına yardım etmeye çalışıyoruz.
Show More (-2)