ruff - English Turkish Sentences
English Turkish
ruff tüy fırfırı n.
  • The bird displayed a beautiful ruff of feathers around its neck.
  • Kuşun boynunda güzel bir tüy fırfırı vardı.
Show More (-2)
ruff kırmalı yaka n.
  • The noblewoman wore an elaborate ruff around her neck.
  • Soylu kadın boynuna özenli bir kırmalı yaka takmıştı.
Show More (-2)