| 1 |
set an example |
örnek olmak |
v. |
|
- It is our job to set an example.
- Örnek olmak bizim işimiz.
- The developed countries must set an example to the developing countries, and not the other way round.
- Gelişmiş ülkeler gelişmekte olan ülkelere örnek olmalıdır, tersi değil.
- I hope we are setting an example to the world by trying to save on energy conservation.
- Umarım enerji tasarrufu yapmaya çalışarak dünyaya örnek oluruz.
- We cannot preach in favour of democracy and liberty if we do not set an example ourselves.
- Kendimiz örnek olmazsak demokrasi ve özgürlük lehine vaaz veremeyiz.
- I hope we are setting an example to the world by trying to save on energy conservation.
- Umarım enerji tasarrufu yapmaya çalışarak dünyaya örnek oluyoruzdur.
- I have to set an example.
- Örnek olmalıyım.
- I had to set an example.
- Örnek olmak zorundaydım.
- You ought to set an example for the others.
- Diğerlerine örnek olmalısın.
- I had to set an example.
- Ben örnek olmak zorundaydım.
Show More (6)
|
| 2 |
set an example |
örnek teşkil etmek |
v. |
|
- Above all, the European Union must set an example in this area.
- Her şeyden önce Avrupa Birliği bu alanda örnek teşkil etmelidir.
- We know how important it is for public institutions to set an example.
- Kamu kurumlarının örnek teşkil etmesinin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.
- Europe should set an example in the development and use of alternative materials.
- Avrupa, alternatif malzemelerin geliştirilmesi ve kullanımı konusunda örnek teşkil etmelidir.
- The European Union needs to set an example by properly coordinating its individual policies.
- Avrupa Birliği'nin bireysel politikalarını düzgün bir şekilde koordine ederek örnek teşkil etmesi gerekmektedir.
- These projects must set an example to other nature reserves.
- Bu projeler diğer doğa rezervlerine örnek teşkil etmelidir.
Show More (2)
|
| 3 |
set an example |
örnek sergilemek |
v. |
|
- We are, however, setting an example of solidarity.
- Bununla birlikte, bir dayanışma örneği sergiliyoruz.
Show More (-2)
|
