advantage of - Turkish English Dictionary

advantage of

Meanings of "advantage of" with other terms in English Turkish Dictionary : 69 result(s)

English Turkish
Common Usage
take advantage of v. yararlanmak
I would like to take advantage of this opportunity to raise another issue with you.
Bu fırsattan yararlanarak sizinle bir konuyu daha paylaşmak istiyorum.

More Sentences
take advantage of v. faydalanmak
We should take advantage of that.
Bundan faydalanmalıyız.

More Sentences
General
take advantage of v. fırsat bilmek
I hope that no groups have taken advantage of that deadline to table amendments.
Umarım hiçbir grup bu son tarihi fırsat bilerek değişiklik önergeleri sunmamıştır.

More Sentences
take advantage of v. istifade etmek
He probably figured we were too shy to take advantage of an old army friend.
Muhtemelen eski askerlik arkadaşımızdan istifade edemeyecek kadar utangaç olduğumuzu düşündü.

More Sentences
take advantage of v. kullanmak
She took advantage of every opportunity.
O her fırsatı kullandı.

More Sentences
take advantage of v. faydalanmak
New reforms will come, and we must take advantage of that.
Yeni reformlar gelecek ve biz de bundan faydalanmalıyız.

More Sentences
taking advantage of n. istismar
taking advantage of an opportunity n. fırsattan istifade
have a means of gaining advantage with v. nüfuzu olmak (bir kurumda vb)
take advantage of an opportunity v. fırsattan yararlanmak
take advantage of v. çıkar sağlamak
take advantage of v. nemalanmak
take advantage of v. iyi niyetini kötüye kullanmak
take the advantage of v. avantajdan faydalanmak
suck advantage out of v. çıkar sağlamak
enjoy the advantage of v. hayrını görmek
be quick to take advantage of an opportunity v. açıkgözlük etmek
take advantage of v. istismar etmek
take advantage of v. zaafından faydalanmak
make use of an advantage v. avantajdan faydalanmak
take advantage of a right v. haktan yararlanmak
take advantage of a right v. haktan faydalanmak
take the advantage of v. avantajını kullanmak
take advantage of someone v. birisinden faydalanmak
take advantage of v. -den faydalanmak
take advantage of v. (bir şeyden) faydalanmak
take advantage of v. (birini) istismar etmek
have no advantage out of (a situation) for oneself v. çıkarı olmamak
get no advantage out of (a situation) for oneself v. çıkarı olmamak
take advantage of v. menfaat sağlamak
suck advantage out of v. menfaat sağlamak
have the advantage of v. avantajına sahip olmak
take advantage of v. -den yararlanmak
take advantage of v. -den istifade etmek
take advantage of the situation v. fırsattan istifade etmek
take advantage of the situation v. durumdan faydalanmak
take advantage of the situation v. durumdan istifade etmek
make advantage of v. faydalanmak
take advantage of something v. faydalanmak
benefit from the advantage of v. imkanından faydalanmak
benefit from the advantage of v. avantajından yararlanmak
advantage one's self of v. kendi yararına kullanmak
take advantage of v. zekası ile alt etmek
take advantage of v. fırsata çevirmek
Colloquial
not that i've taken much advantage of it yet expr. gerçi bundan yeterince faydalandığım pek söylenemez
Idioms
get the advantage of (something) v. (bir şeyden) yararlanmak
get the advantage of (something) v. (bir şeyden) fayda sağlamak
get the advantage of (something) v. (bir şeyden) çıkar sağlamak
get the advantage of (something) v. (bir şeyden) nasiplenmek
get the advantage of (something) v. (bir şeyden) istifade etmek
get the advantage of v. üstün olmak
get the advantage of v. galip gelmek
get the advantage of v. avantaja sahip olmak
take advantage of v. birini kullanmak
take advantage of v. birinin zayıflığından yararlanmak
take advantage of v. birini kullanarak çıkar sağlamak
take advantage (of something) v. fırsatından yararlanmak
take full advantage (of something) v. fırsatından yararlanmak
take advantage of v. zaafından faydalanmak
have the advantage of (something) v. (bir şey) avantajına sahip olmak
take advantage of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) faydalanmak
take advantage of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) fayda/yarar/çıkar sağlamak
take advantage of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) sömürmek
take advantage of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) istifade etmek
take advantage of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kendi çıkarı/kazancı için kullanmak
Trade/Economic
law of comparative advantage n. karşılaştırmalı üstünlük kanunu (teorisi)
theory of absolute advantage n. mutlak üstünlükler teorisi
Law
balance of advantage n. kar dengesi
Military
taking advantage of the cover n. örtüden faydalanma