English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | fish bone n. | kılçık | ||
The dog ate the fish, bones, tail and all. Köpek balığı yedi; kılçıkları, kuyruğu ve her şeyiyle. More Sentences |
||||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | fish bone n. | balık kılçığı | ||
I got a fish bone stuck in my throat. Boğazıma bir balık kılçığı takıldı. More Sentences |