English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | loom n. | dokuma tezgahı | ||
After I tried out my new loom, I made my bed and repaired the coffee grinder. Yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim. More Sentences |
||||
General | ||||
General | loom n. | tezgah | ||
Locals earn a living by weaving carpets on these looms. Bölge halkı bu tezgâhlarda halı dokuyarak geçimini sağlıyor. More Sentences |
||||
General | loom v. | belirmek | ||
Suddenly a big figure loomed up out of the darkness. Aniden karanlığın içinden büyük bir figür belirdi. More Sentences |
||||
General | loom v. | uzakta belirmek | ||
Another economic crisis is looming over the country. Ülke adına bir başka ekonomik kriz daha uzakta beliriyor. More Sentences |
||||
Textile | ||||
Textile | loom n. | dokuma tezgahı | ||
After I tried out my new loom, I made my bed and repaired the coffee grinder. Ben yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra, yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim. More Sentences |
||||
General | ||||
General | loom n. | dokuma | ||
General | loom n. | siste veya karanlıktaki eciş bücüş ve korkutucu görünüm | ||
General | loom n. | uzaktaki bir şeyin yükselerek belirmesi | ||
General | loom n. | ışın demeti ufkun altında kalan bir ışığın gökyüzünde oluşturduğu parıltı | ||
General | loom n. | uzakta beliren gölge | ||
General | loom n. | uzakta beliren yansıma | ||
General | loom v. | görünmek | ||
General | loom v. | belli belirsiz görünmek | ||
General | loom v. | dokumak | ||
General | loom v. | kafada büyütmek | ||
General | loom v. | abartıp tehlike olarak algılamak | ||
General | loom v. | tehdit etmek | ||
General | loom v. | üstüne gelmek | ||
General | loom v. | karartı gibi görünmek | ||
Technical | ||||
Technical | loom n. | kürek bedeni | ||
Technical | loom n. | tezgah | ||
Technical | loom n. | küreğin palası ile sapı arasındaki bölümü | ||
Technical | loom n. | elektrik kablolarını korumaya ve izole etmeye yarayan, genellikle metal olmayan malzemeden yapılan esnek boru tesisatı | ||
Textile | ||||
Textile | loom n. | bez tezgahı | ||
Textile | loom n. | istar | ||
Textile | loom n. | tezgah | ||
Textile | loom n. | dokuma sanatı | ||
Textile | loom n. | dokumacılık | ||
Textile | loom n. | dokumacılık mesleği | ||
Textile | loom v. | belirmek | ||
Textile | loom v. | görünmek | ||
Textile | loom v. | dokuma tezgahında dokumak (duvar kilimi) | ||
Automotive | ||||
Automotive | loom n. | kablo tesisatı | ||
Automotive | loom n. | kablo toplayıcı | ||
Marine | ||||
Marine | loom n. | siste geminin veya karanın olduğundan büyük görünmesi | ||
Meteorology | ||||
Meteorology | loom adj. | orta kuvvette (rüzgar) | ||
Meteorology | loom adj. | mutedil (rüzgar) | ||
Ornithology | ||||
Ornithology | loom n. | dalgıç kuşu | ||
Ornithology | loom n. | dalgıçkuşugiller familyasına mensup gavia cinsi sucul kuş | ||
Ornithology | loom n. | dalıcımartı | ||
Ornithology | loom n. | dalıcımartıgiller familyasına mensup bir deniz kuşu | ||
Ornithology | loom n. | bayağı deniz papağanı |