English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | paddock n. | padok | ||
The cows escaped from the paddock. İnekler padoktan kaçtılar. More Sentences |
||||
General | paddock n. | karakurbağası | ||
General | paddock n. | etrafı çevrili çayır | ||
General | paddock n. | otlak | ||
General | paddock n. | küçük otlak | ||
General | paddock n. | küçük çayır alan | ||
General | paddock n. | manej at | ||
General | paddock n. | atların tutulduğu çitli alan | ||
General | paddock n. | (cevherin geçici saklanması veya kirin temizlenmesi için) kazı alanı çevresindeki bölge | ||
General | paddock v. | (hayvanı) kapalı alana koymak | ||
General | paddock v. | kapatmak | ||
General | paddock v. | çevrelemek | ||
General | paddock v. | (cevheri) geçici olarak kazı alanı çevresinde saklamak | ||
General | paddock v. | etrafı çitle çevrili yere kapatmak | ||
Sport | ||||
Sport | paddock n. | arabaların yarıştan önce hazırlandığı alan | ||
Sport | paddock n. | atların yarış öncesi toplandığı, eyerlendiği ve gösterildiği kapalı alan |