English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | heck n. | halt | ||
What the heck is going on? Burada ne haltlar dönüyor? More Sentences |
||||
General | heck interj. | kahretsin | ||
"Heck, I forgot my keys again!" she exclaimed in frustration. "Kahretsin, yine anahtarlarımı unuttum!" diye sinirle bağırdı. More Sentences |
||||
General | heck n. | cehennem | ||
General | heck n. | kargaşa bölgesi | ||
General | heck n. | sertçe azarlama | ||
General | heck n. | maskaralık | ||
General | heck n. | saçmalık | ||
General | heck interj. | kahrolası | ||
Textile | ||||
Textile | heck n. | çözgü ipliklerini kontrol etme cihazı | ||
Textile | heck n. | çıkrık veya çözgü tezgahında iplikleri yöneten ek parça | ||
Geography | ||||
Geography | heck n. | akarsu kıvrımı | ||
Slang | ||||
Slang | heck n. | ibretlik örnek | ||
Slang | heck n. | olağanüstü örnek | ||
Slang | heck n. | bir pekiştirme ifadesi | ||
Slang | heck expr. | halt | ||
Slang | heck expr. | bok |