to every

Meanings of "to every" with other terms in English Turkish Dictionary : 34 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	strain every nerve (to do something) v.	şartlarını zorlamak
2	General	go to the hospital every day v.	her gün hastaneye gitmek
3	General	go to church every sunday v.	her pazar kiliseye gitmek
4	General	go to mosque every friday v.	her cuma camiye gitmek
5	General	use every means available to help someone v.	birine yardım etmek için tüm imkanlarıyla seferber olmak
6	General	go to work every day v.	her gün işe gitmek
Phrases
7	Phrases	you have every reason to be angry expr.	kızmakta haklısın
8	Phrases	you have every reason to be angry expr.	sinirlenmekte haklısın
9	Phrases	every monkey knows what tree to climb expr.	herkes ne yapacağını bilir
Proverb
10	Proverb	there are two sides to every story	her öykünün bir de diğer yüzü vardır
11	Proverb	there are two sides to every question	her öykünün bir de diğer yüzü vardır
12	Proverb	every man to his taste	zevkler ve renkler tartışılmaz
13	Proverb	every eel hopes to become a whale	her kedi fare tutmak ister
14	Proverb	every eel hopes to become a whale	her yiğidin gönlünde/her gönülde bir aslan yatar
15	Proverb	every monkey knows what tree to climb	herkes ne yapacağını bilir
16	Proverb	every monkey knows what tree to climb	tecrübeli insanlar/tecrübeli biri ne yapıp yapmayacağını bilir
Colloquial
17	Colloquial	every thief has some excuse to ease their conscience expr.	her hırsızın vicdanını rahatlatmak için bir mazereti vardır
Idioms
18	Idioms	make every effort to do v.	elinden geleni yapmak
19	Idioms	make every effort to do v.	her çareye başvurmak
20	Idioms	make every effort (to do something) v.	(bir şey yapmak için) elinden geleni yapmak
21	Idioms	make every effort (to do something) v.	(bir şey yapmak için) her çareye başvurmak
22	Idioms	make every effort (to do something) v.	(bir şey yapmak için) her yolu denemek
23	Idioms	make every effort (to do something) v.	(bir şey yapmak için) çok büyük çaba sarf etmek
24	Idioms	make every effort to do expr.	her yolu denemek
25	Idioms	there's two sides to every story expr.	her olayın iki yüzü vardır
Speaking
26	Speaking	she has every right to be angry at me expr.	bana kızgın olmakta çok haklı
27	Speaking	my dad goes to work by subway every day expr.	babam her gün işe metroyla gider
28	Speaking	we used to come here every sunday evening expr.	eskiden her pazar akşamı buraya gelirdik
29	Speaking	you have to take every opportunity expr.	her fırsatı değerlendirmelisin
30	Speaking	he goes to work every day expr.	her gün işe gider
31	Speaking	we have to exercise every day expr.	her gün egzersiz yapmalıyız
32	Speaking	I go to school every morning expr.	her sabah okula giderim
33	Speaking	there is an exception to every rule expr.	istisnalar kaideyi bozmaz
34	Speaking	you have every reason to be mad expr.	kızmakta çok haklısın