you'll

Meanings of "you'll" with other terms in English Turkish Dictionary : 151 result(s)

	Category	English	Turkish
Speaking
1	Speaking	you'll need this expr.	buna ihtiyacın olacak
You'll need this. Buna ihtiyacın olacak. More Sentences
2	Speaking	you'll see it expr.	göreceksin
You'll see it again. Onu tekrar görürsün. More Sentences
3	Speaking	you'll be safe expr.	güvende olacaksın
Once you cross the river, you'll be safe. Nehri geçtikten sonra güvende olacaksın. More Sentences
4	Speaking	you'll love it expr.	seveceksin
I'm convinced you'll love it. Seveceğinden eminim. More Sentences
Phrases
5	Phrases	ask a stupid question and you'll get a stupid answer expr.	böyle soruya böyle cevap
6	Phrases	ask a stupid question and you'll get a stupid answer expr.	saçma/saçma sapan sorular sorarsan saçma/saçma sapan cevaplar alırsın
7	Phrases	go abroad and you'll hear news of home expr.	evden uzak olunca evle ilgili haberlerle daha fazla ilgilenme
8	Phrases	go abroad and you'll hear news of home expr.	memleketten uzak olunca memleketle ilgili haberlerle daha fazla ilgilenme
9	Phrases	ask a silly/stupid question (and you'll get a silly/stupid answer) expr.	böyle soruya böyle cevap
10	Phrases	ask a silly/stupid question (and you'll get a silly/stupid answer) expr.	saçma/saçma sapan sorular sorarsan saçma/saçma sapan cevaplar alırsın
11	Phrases	ask a silly/stupid question (and you'll get a silly/stupid answer) expr.	öyle soruya böyle cevap
12	Phrases	ask a silly/stupid question (and you'll get a silly/stupid answer) expr.	öyle soru sorarsan böyle cevap alırsın
13	Phrases	ask a stupid question and you'll get a stupid answer expr.	öyle soruya böyle cevap
14	Phrases	ask a stupid question and you'll get a stupid answer expr.	öyle soru sorarsan böyle cevap alırsın
Proverb
15	Proverb	you'll never know till you try expr.	denemeden karar verme
16	Proverb	you'll never know till you try expr.	denemeden bilemezsin
17	Proverb	if you're born to be hanged then you'll never be drowned	kişinin alnına ne yazılmışsa o olur
18	Proverb	keep a thing seven years and you'll find a use for it	sakla samanı gelir zamanı
19	Proverb	keep a thing seven years and you'll always find a use for it	sakla samanı gelir zamanı
20	Proverb	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night	kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar
21	Proverb	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night	sabah gülen akşam olmadan ağlar
22	Proverb	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night	sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın
23	Proverb	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night	dereyi görmeden paçayı sıvama
24	Proverb	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night	acele işe şeytan karışır
25	Proverb	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night	acele yürüyen yolda kalır
26	Proverb	sing before breakfast, you'll cry before night	kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar
27	Proverb	sing before breakfast, you'll cry before night	sabah gülen akşam olmadan ağlar
28	Proverb	sing before breakfast, you'll cry before night	sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın
29	Proverb	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper	kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar
30	Proverb	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper	sabah gülen (gülüp eğlenen) akşam olmadan ağlar
31	Proverb	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper	sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın
32	Proverb	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper	dereyi görmeden paçayı sıvama
33	Proverb	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper	acele işe şeytan karışır
34	Proverb	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper	acele yürüyen yolda kalır
35	Proverb	go abroad and you'll hear news of home	evinden/yurdundan uzak kalan evine/yurduna daha düşkün hale gelir
Colloquial
36	Colloquial	then if you'll excuse me expr.	öyleyse izninle
37	Colloquial	you'll be the death of me expr.	beni öldüreceksin
38	Colloquial	you'll be the death of me expr.	(bu yaptıklarınla) beni mezara götüreceksin
39	Colloquial	you'll be the death of me expr.	kalbime indireceksin
40	Colloquial	you'll get onto it expr.	üstesinden gelirsin
41	Colloquial	you'll get onto it expr.	hemen öğrenirsin/kaparsın
42	Colloquial	you'll get onto it expr.	hızlıca öğrenirsin/kaparsın
43	Colloquial	you'll get onto it expr.	alışırsın
44	Colloquial	you'll get onto it expr.	yakında alışırsın
45	Colloquial	you'll get onto it expr.	yaparsın
46	Colloquial	you'll get onto it expr.	yakında öğrenirsin
47	Colloquial	you'll get into it expr.	alışırsın
48	Colloquial	you'll get into it expr.	yakında alışırsın
49	Colloquial	you'll get into it expr.	yaparsın
50	Colloquial	you'll get into it expr.	yakında öğrenirsin
51	Colloquial	if you'll excuse the expression expr.	teşbihte hata olmasın
52	Colloquial	if you'll excuse the expression expr.	affınıza sığınarak
53	Colloquial	if you'll excuse the expression expr.	deyim yerindeyse
54	Colloquial	you'll get that expr.	normal
55	Colloquial	you'll get that expr.	bu oluyor
56	Colloquial	you'll never know until you try expr.	denemeden karar verme
57	Colloquial	you'll never know until you try expr.	denemeden bilemezsin
58	Colloquial	you'll be late for your own funeral expr.	her yere/şeye geç kalırsın/kalıyorsun
59	Colloquial	you'll be late for your own funeral expr.	sen kendi cenazesine bile geç kalırsın/kalacaksın
60	Colloquial	you'll never get away with it [cliché] expr.	kaçışın/kurtuluşun yok
61	Colloquial	you'll never get away with it [cliché] expr.	paçayı kurtaramayacaksın
62	Colloquial	you'll never get away with it [cliché] expr.	yakayı sıyıramayacaksın
63	Colloquial	you'll never get away with it [cliché] expr.	yaptığın cezasız kalmayacak
64	Colloquial	you'll never get away with it [cliché] expr.	yaptığın yanına kar kalmayacak
65	Colloquial	you'll never get away with this [cliché] expr.	kaçışın/kurtuluşun yok
66	Colloquial	you'll never get away with this [cliché] expr.	paçayı kurtaramayacaksın
67	Colloquial	you'll never get away with this [cliché] expr.	yakayı sıyıramayacaksın
68	Colloquial	you'll never get away with this [cliché] expr.	yaptığın cezasız kalmayacak
69	Colloquial	you'll never get away with this [cliché] expr.	yaptığın yanına kar kalmayacak
70	Colloquial	you'll never guess exclam.	bil bakalım
71	Colloquial	you'll never guess exclam.	tahmin bile edemezsin
72	Colloquial	you'll be late to your own funeral	her yere/şeye geç kalırsın/kalıyorsun
73	Colloquial	you'll be late to your own funeral	sen kendi cenazesine bile geç kalırsın/kalacaksın
74	Colloquial	you'll catch your death	(kötü/fena) üşütürsün/şifayı kaparsın
Idioms
75	Idioms	talk of the devil and you'll see his hoofs expr.	iti an çomağı hazırla
76	Idioms	if you'll pardon the expression expr.	teşbihte hata olmasın
77	Idioms	scratch (something) and you'll find (something else) expr.	(bir şeyi) eşelersen altlarda (başka bir şeyler) bulursun
78	Idioms	scratch (something) and you'll find (something else) expr.	(bir şeyi) yakından incelersen büyük ihtimalle altından (başka bir şey) çıkar
79	Idioms	scratch (something) and you'll find (something else) expr.	(bir şeyi) eşelersen altından büyük ihtimalle (başka bir şey) çıkar
80	Idioms	scratch a and you'll find b expr.	(bir şeyi) eşelersen altlarda (başka bir şeyler) bulursun
81	Idioms	scratch a and you'll find b expr.	(bir şeyi) yakından incelersen büyük ihtimalle altından (başka bir şey) çıkar
82	Idioms	scratch a and you'll find b expr.	(bir şeyi) eşelersen altından büyük ihtimalle (başka bir şey) çıkar
Speaking
83	Speaking	you'll think I'm crazy expr.	aklımı kaçırdığımı düşüneceksin
84	Speaking	if you'll pardon the expression expr.	affınıza sığınarak
85	Speaking	you'll feel better if you cry expr.	ağla açılırsın
86	Speaking	you'll feel better if you cry expr.	ağla rahatlarsın
87	Speaking	you'll catch it expr.	azar işiteceksin
88	Speaking	you'll find this very interesting expr.	bunu çok ilginç bulacaksın
89	Speaking	you'll be working in teams from now on expr.	bundan sonra takım olarak çalışacaksınız
90	Speaking	you'll never guess who i ran across a few days ago expr.	birkaç gün önce kime rastladım tahmin bile edemezsin
91	Speaking	you'll never get away with it expr.	bu yanına kar kalmaz
92	Speaking	you'll see one day expr.	bir gün göreceksin
93	Speaking	you'll never hear the end of it expr.	bir şey hakkında sonsuza kadar konuşup durma
94	Speaking	there is one thing and I don't think you'll like it expr.	bir şey var ve hoşuna gideceğini sanmıyorum
95	Speaking	you'll never win this war expr.	bu savaşı asla kazanamayacaksın
96	Speaking	you'll have to live with it expr.	bununla yaşamak zorundasın
97	Speaking	you'll love it expr.	bayılacaksın
98	Speaking	you'll never guess who I ran across a few days ago expr.	bil bakalım birkaç gün önce kime rastladım
99	Speaking	If you believe that, you'll believe anything! expr.	buna çocuk bile inanmaz!
100	Speaking	I'm sure you'll like it expr.	beğeneceğinizden eminim
101	Speaking	I'm sure you'll be happy here expr.	burada mutlu olacağına eminim
102	Speaking	you'll have to live with it expr.	bununla yaşamak zorundasınız
103	Speaking	you'll never believe this expr.	bunu asla inanmayacaksın
104	Speaking	you'll be sorry you asked expr.	bunu sorduğuna pişman olacaksın
105	Speaking	you'll never have to work again expr.	bir daha asla çalışmak zorunda kalmayacaksın
106	Speaking	if you'll pardon the expression expr.	deyim yerindeyse
107	Speaking	you'll think i'm crazy expr.	deli olduğumu düşüneceksin
108	Speaking	you'll get us all killed expr.	hepimizi öldürteceksin
109	Speaking	promise me you'll come back expr.	geri döneceğine söz ver
110	Speaking	you'll catch it expr.	gününü göreceksin
111	Speaking	you'll see it expr.	görecen
112	Speaking	you'll see it expr.	göreceksiniz
113	Speaking	If you believe that, you'll believe anything! expr.	gel de inan!
114	Speaking	you'll catch it expr.	fırçayı yiyeceksin
115	Speaking	you'll have to wait until next week expr.	gelecek haftaya kadar beklemeniz gerekecek
116	Speaking	don't worry you'll be fine expr.	endişelenme iyi olacaksın
117	Speaking	you'll get the hang of it expr.	endişelenme üstesinden gelirsin/kaparsın/öğrenirsin
118	Speaking	if you'll excuse us expr.	izninizle
119	Speaking	you'll be all right expr.	iyi olacaksın
120	Speaking	you'll have your work cut out for you expr.	işin zor
121	Speaking	you've made your bed and you'll have to lie in it expr.	kendi düşen ağlamaz
122	Speaking	if you'll excuse me expr.	müsaadenizle
123	Speaking	if you'll excuse me expr.	müsaade ederseniz
124	Speaking	do you know when you'll be home? expr.	ne zaman evde olacağını biliyor musun?
125	Speaking	no matter how much money you make you'll never be rich expr.	ne kadar para kazanırsan kazan asla zengin olamayacaksın
126	Speaking	you'll wake her up expr.	onu uyandıracaksın
127	Speaking	you'll never get away with it expr.	kaçışın/kurtuluşun yok
128	Speaking	you'll wake him up expr.	onu uyandıracaksın
129	Speaking	keep your voice down you'll wake the neighbors expr.	sessiz ol komşuları uyandıracaksın
130	Speaking	you'll never hear the end of it expr.	susturabilene aşk olsun
131	Speaking	you'll end up like your father expr.	sonun baban gibi olacak
132	Speaking	you'll be in my prayers expr.	senin için de dua edeceğim
133	Speaking	you'll end up like your father expr.	sonun babanın sonu gibi olacak
134	Speaking	you'll never get away with it expr.	paçayı kurtaramayacaksın
135	Speaking	now if you'll excuse us expr.	şimdi izninizle
136	Speaking	you'll get your money expr.	paranı alacaksın
137	Speaking	you'll have your work cut out for you expr.	umudu kessen iyi olur
138	Speaking	you'll never get away with it expr.	yaptığın yanına kar kalmayacak
139	Speaking	you'll never get away with it expr.	yakayı sıyıramayacaksın
140	Speaking	you'll never get away with it expr.	yaptığın cezasız kalmayacak
141	Speaking	you'll never know anyway expr.	zaten bunu hiç bilemeyeceksin
142	Speaking	you'll have your work cut out for you expr.	ümidi kessen iyi olur
143	Speaking	you'll catch your death of cold! expr.	(kötü/fena) üşütürsün/şifayı kaparsın
144	Speaking	you'll be at peace soon expr.	yakında huzura kavuşacaksın
145	Speaking	you'll see soon enough expr.	yakında görürsün
146	Speaking	I hope you'll be fine expr.	umarım iyi olursun
147	Speaking	you'll catch it expr.	zılgıtı yiyeceksin
148	Speaking	I hope you'll find it expr.	umarım bulursun
149	Speaking	if you believe that, you'll believe anything! expr.	buna inanırsan, her şeye inanırsın!
150	Speaking	or you'll rip someone's eye out expr.	birinin gözünü çıkaracaksın
Football
151	Football	you'll never walk alone (ynwa) expr.	asla yalnız yürümeyeceksin (liverpool takımının marşı)