deem

Meanings of "deem" in Turkish English Dictionary : 15 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	deem v.	görmek
Accordingly, the Commission will take all measures which it deems necessary. Bu doğrultuda, Komisyon gerekli gördüğü tüm tedbirleri alacaktır. More Sentences
2	General	deem v.	düşünmek
The reference to full employment in Amendment 3 is rejected because it is deemed to be over-ambitious. Değişiklik 3'te tam istihdama yapılan atıf, aşırı iddialı olduğu düşünüldüğü için reddedilmiştir. More Sentences
3	General	deem v.	kabul etmek
These operate outside Community waters and are deemed the most advanced in the world. Bunlar Topluluk suları dışında faaliyet göstermekte ve dünyanın en gelişmişleri olarak kabul edilmektedir. More Sentences
4	General	deem v.	bulunmak
My position was deemed unnecessary, so I was asked to leave. Çalıştığım pozisyon gereksiz bulunarak benden gitmem istendi. More Sentences
5	General	deem v.	tutmak
6	General	deem v.	kıyas etmek
7	General	deem v.	saymak
8	General	deem v.	addetmek
9	General	deem v.	varsaymak
10	General	deem v.	zannetmek
11	General	deem v.	dikkate almak
12	General	deem v.	inanmak
13	General	deem v.	farz etmek
14	General	deem v.	sanmak
15	General	deem v.	hükmetmek

Meanings of "deem" with other terms in English Turkish Dictionary : 33 result(s)

	Category	English	Turkish
Idioms
1	Idioms	deem it necessary v.	gerekli görmek
That person asked me who I was, but I did not deem it necessary to answer him. O kişi bana kim olduğumu sordu, ama ona cevap vermeyi gerekli görmedim. More Sentences
General
2	General	deem proper v.	reva görmek
3	General	deem suitable v.	uygun görmek
4	General	deem suitable v.	uygun bulmak
5	General	deem likely v.	ihtimal vermek
6	General	deem necessary v.	lüzum görmek
7	General	deem (someone/something) worthless v.	değersiz görmek
8	General	deem something significant v.	önemli saymak
9	General	deem something significant v.	önemli bulmak
10	General	deem someone responsible v.	sorumlu tutmak
11	General	deem something significant v.	önemli görmek
12	General	deem reasonable v.	mantıklı saymak
13	General	deem something impossible v.	imkansız gözüyle bakmak
14	General	deem void v.	hükümsüz addetmek
15	General	deem invalid v.	hükümsüz addetmek
16	General	not deem someone worthy of v.	layık görmemek
17	General	deem (someone something) suitable of v.	layık bulmak
18	General	deem (someone something) suitable of v.	layık görmek
19	General	deem (someone something) worthy of v.	layık bulmak
20	General	deem necessary v.	gerekli addetmek
21	General	deem necessary v.	gerekli saymak
22	General	deem compatible v.	uyumlu görmek
23	General	deem compatible v.	uyumlu bulmak
24	General	deem someone worthy of v.	layık görmek
25	General	deem/find successful v.	başarılı bulmak
26	General	if i deem necessary adv.	gerekli gördüğüm takdirde
Colloquial
27	Colloquial	deem that it is nec­essary v.	gerekli saymak
28	Colloquial	deem it to be necessary v.	gerekli saymak
Idioms
29	Idioms	deem it necessary v.	gerekli saymak
30	Idioms	deem it necessary v.	gerekli olduğuna karar vermek
Speaking
31	Speaking	if you deem appropriate expr.	eğer uygun görürseniz
32	Speaking	if you deem appropriate expr.	eğer uygun görürsen
Law
33	Law	as the court may deem just and proper expr.	mahkemenin adil ve uygun göreceği üzere