play someone - Turkish English Dictionary

play someone

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "play someone" with other terms in English Turkish Dictionary : 141 result(s)

English Turkish
General
play someone false v. birini aldatmak
play a joke on someone v. birine oyun oynamak
play a joke on someone v. birine şaka yapmak
play someone false v. birine oyun oynamak
play a prank on someone v. birini işletmek (tlf/şaka)
play ball with someone v. birisiyle iş birliği yapmak
Phrasals
play to someone v. birine oynamak/çalmak
play someone off against someone else v. birini birine karşı kışkırtmak
play along with someone v. (bir müzik aletiyle) birine eşlik etmek
play someone against (someone else) v. birini (başka birine) karşı kışkırtmak
play someone against (someone else) v. birini (başka birine) karşı doldurmak/işlemek
play against someone or something v. birine/bir şeye karşı mücadele etmek
play against someone or something v. birine/bir şeye karşı oynamak
play against someone or something v. birine/bir şeye karşı rekabet etmek
play around (with someone) v. (birinin) vaktini çalmak
play around (with someone) v. (birinin) vaktini boşa harcamak
play around (with someone) v. boşa vakit harcamak
play around (with someone) v. (biriyle) oynaşmak
play around (with someone) v. (biriyle) flört etmek
play around (with someone) v. (biriyle) fingirdemek
play around (with someone) v. (biriyle) ilişkisi olmak
play around (with someone) v. (biriyle) oynamak
play around (with someone) v. (biriyle) oyun oynamak
play around (with someone) v. (biriyle) dalga geçmek
play around (with someone) v. (birini) kandırmak/kandırmaya çalışmak
play around (with someone) v. (birini) oyuna getirmeye çalışmak
Colloquial
play kissy-face (with someone) v. (biriyle) ulu orta yiyişmek
play kissy-kissy (with someone) v. (biriyle) ulu orta yiyişmek
play kissy-kissy (with someone) v. herkesin ortasında (biriyle) oynaşmak
play kissy-kissy (with someone) v. herkesin ortasında (birini) aşkla öpmek
play kissy-kissy (with someone) v. (birinin) yüzüne gülmek
play kissy-kissy (with someone) v. pohpohlayarak (birine) yaranmak
play kissy-kissy (with someone) v. (birinin) şakşakçılığını yapmak
play kissy-kissy (with someone) v. pohpohlayarak (birini) tavlamaya çalışmak
play kissy-kissy (with someone) v. yalakalık yaparak (birinin) gözüne girmeye çalışmak
play kissy-kissy (with someone) v. (birine) yalakalık yapmak
Idioms
play hob with someone or something v. altüst etmek
play footsie with someone v. ayak oyunları yapmak
play tricks on someone v. birini kafalamak
play someone for a fool v. birisine aptalmış gibi davranmak
play tricks on someone v. birine takılmak
play tricks on someone v. biriyle kafa bulmak
play a prank on someone v. biri ile dalga geçmek
play a trick on someone v. birini oyuna getirmek
play games with someone v. birine oyun etmek
play tricks on someone v. biriyle eğlenmek
play a prank on someone v. birine şaka yapmak
play tricks on someone v. biriyle dalga geçmek
play a trick on someone v. biriyle dalga geçmek
play tricks on someone v. birini kandırmak
play a trick on someone v. birini aldatmak
play cat and mouse with someone v. birisiyle kedinin fareyle oynadığı gibi oynamak
play a trick on someone v. biri ile dalga geçmek
play second fiddle to someone v. birisinin gölgesinde kalmak
play tricks on someone v. birine makara yapmak
play someone for a fool v. birini salak yerine koymak
play footsie with someone v. biriyle ilişki yaşamak
play a prank on someone v. birini oyuna getirmek
play someone for a fool v. birini enayi yerine koymak
play a prank on someone v. biriyle dalga geçmek
play tricks on someone v. birine şaka yapmak
play someone for a fool v. birine salak muamelesi yapmak
play a trick on someone v. birine şaka yapmak
play tricks on someone v. birini kafaya almak
play someone foul v. hainlik etmek
play footsie with someone v. gizli bir şekilde birisine yaklaşmak/onunla arkadaşlık etmek
play someone at their own game v. kendi oyunuyla/taktiğiyle yenmek
play havoc with someone v. kargaşa yaratmak
play someone at their own game v. kendi oyunuyla yenmek
play someone like a fish v. kedinin fareyle oynadığı gibi oynamak
play down to someone v. (seyircileri vb) aşağılamak
play (someone) like a fiddle v. (birini) ustaca manipüle etmek
play (someone) like a fiddle v. (birini) işine geldiği gibi oynatmak
play (someone) like a fiddle v. (birini) parmağında oynatmak
play someone like a violin v. birini manipüle etmek
play someone like a violin v. birini parmağında oynatmak
play hardball (with someone) v. (biriyle) sert oynamak
play hardball (with someone) v. (biriyle) zorlu bir mücadeleye girmek
play hardball (with someone) v. (biriyle) çekişmek
play hardball (with someone) v. (biriyle) agresif bir mücadeleye/oyuna girmek
make a play for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) oyunla elde etmeye çalışmak
make a play for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) bir plan yaparak elde etmeye çalışmak
make a play for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) dalavereyle elde etmeye çalışmak
make a play for (someone) v. (birinin) ilgisini çekmeye çalışmak
make a play for (someone) v. (birini) etkilemeye çalışmak
make a play for (someone) v. (birine) kur yapmak
play (merry) hell with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) sekteye uğratmak
play (merry) hell with (someone or something) v. (birine/bir şeye) zarar vermek
play (merry) hell with (someone or something) v. aksatmak
play (merry) hell with (someone or something) v. kesintiye uğratmak
play down to (someone) v. (birini) aşağılamak
play down to (someone) v. (birinin) seviyesine inmek
play down to (someone) v. (birinin) seviyesinde oynamak
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. birine kötü/saygısızca davranmak
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. birini umursamamak
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. biriyle dalga geçmek/alay etmek
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. biriyle oynamak
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. birini oyalamak
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. birini ciddiye almamak
play fast and loose (with someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı sorumsuzca/düşüncesizce davranmak
play fast and loose (with someone or something) v. (birine/bir şeye) umursamazca davranmak
play fast and loose (with someone or something) v. (birini/bir şeyi) hafife almak
play fast and loose (with someone or something) v. (birine/bir şeye) yeterli özeni/dikkati göstermemek
play footsies (with someone) v. (biriyle) masa altından ayağını dokundurarak flört etmek
play footsies (with someone) v. (biriyle) ayak oyunları yapmak
play footsies (with someone) v. (biriyle) gizliden iş birliği yapmak
play footsies (with someone) v. (biriyle) el altından iş birliği yapmak
play footsie (with someone) v. (biriyle) masa altından ayağını dokundurarak flört etmek
play footsie (with someone) v. (biriyle) ayak oyunları yapmak
play footsie (with someone) v. (biriyle) gizliden iş birliği yapmak
play footsie (with someone) v. (biriyle) el altından iş birliği yapmak
play havoc with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) altüst etmek
play havoc with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) mahvetmek
play havoc with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) harap etmek
play havoc with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) karman çorman etmek
play havoc with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) bozmak
play havoc with (someone or something) v. ( birini/bir şeyi) dağıtmak
play havoc with (someone or something) v. (birinde/bir şeyde) kargaşa yaratmak
play hell with someone or something v. (birini/bir şeyi) sekteye uğratmak
play hell with someone or something v. (birine/bir şeye) zarar vermek
play hell with someone or something v. aksatmak
play hell with someone or something v. kesintiye uğratmak
play hell with someone or something v. (birine/bir şeye) zorluk çıkarmak
play the devil with someone/something v. birini/bir şeyi mahvetmek
play the devil with someone/something v. sekteye uğratmak
play the devil with someone/something v. birine/bir şeye zarar vermek
play the devil with someone/something v. aksatmak
play the devil with someone/something v. kesintiye uğratmak
play the devil with someone/something v. birine/bir şeye zorluk çıkarmak
Speaking
I'm someone who likes to play sports expr. ben spor yapmasını seven biriyim
I'm someone who likes to play sports expr. ben spor yapmasını seven birisiyim
Slang
play house with someone v. birlikte yaşamak
play house with someone v. dost hayatı yaşamak
play kissy-face (with someone) v. herkesin ortasında (biriyle) oynaşmak
play kissy-face (with someone) v. herkesin ortasında(birini) aşkla öpmek
play kissy-face (with someone) v. (birinin) yüzüne gülmek
play kissy-face (with someone) v. pohpohlayarak (birine) yaranmak
play kissy-face (with someone) v. (birinin) şakşakçılığını yapmak
play kissy-face (with someone) v. pohpohlayarak (birini) tavlamaya çalışmak
play kissy-face (with someone) v. yalakalık yaparak (birinin) gözüne girmeye çalışmak
play kissy-face (with someone) v. (birine) yalakalık yapmak