b.o. - Turkish English Dictionary

b.o.

Meanings of "b.o." with other terms in English Turkish Dictionary : 42 result(s)

English Turkish
General
bo tree n. bilgelik ağacı
bo tree n. bodhi ağacı
bo tree n. bo ağacı
tae bo n. dövüş sporları hareketlerini baz alan bir egzersiz biçimi
bo-peep n. (bebekler için) yüzünü elleriyle kapatıp geri açma oyunu
peep-bo n. ce-eee oyunu
bo staff n. bo asası
have b.o. v. ter kokmak
bo interj.
bo interj. özellikle çocukları şaşırtmak için kullanılan bir ünlem
bo interj.
bo interj. küçümseme, onaylamama veya korkutma ünlemi
Colloquial
bo (body odor) n. vücut kokusu
bo (box office) n. bilet gişesi
bo (box office) n. sinema gişesi
bo juice n. deodorant
bo juice n. koltukaltı deodorantı
bo-peep [australia/new zealand] n. hızlı bakış
Politics
bo n. bo
bo n. laos’da yaşayan etnik bir grup
Computer
bolivia:bo n. bolivya:bo
bo n. bolivya'nın internet alan adı
Botanic
bi bo n. darıfülfül
bo n. kutsal hintinciri
sacred bo tree n. kutsal hintinciri
bo tree n. kutsal hint inciri
Geography
bo n. sierra leone'de bir şehir
bo hai n. sarıdeniz'in bir körfezi
Military
bo n. dövüş sanatlarında silah olarak kullanılan uzun bir sopa
Music
bo diddley beat n. bo diddley ritmi
Slang
bo n. eroin
bo n. berduş
bo n. avare
bo n. ipi kırık
bo n. kanka
bo interj. bir cesaretlendirme ünlemi
bo interj. bir coşku ifadesi
British Slang
bo-boes n. uyku
Star Wars
ab-75 bo-rifle n. ab-75 bo-tüfeği
bo charmian racing school n. bo charmian yarış okulu
bo-rifle n. bo-tüfeği
tor-ro-bo processing center 879 n. tor-ro-bo işlem merkezi 879

Meanings of "b.o." with other terms in English Turkish Dictionary : 49 result(s)

Turkish English
General
yükleme-boşaltma handling n.
bo ağacı bo tree n.
bo ağacı bodhi tree n.
2.boğaz köprüsü second bosphorus bridge n.
2.boğaziçi köprüsü second bosphorus bridge n.
2.boğaz köprüsü fatih sultan mehmet bridge n.
2.boğaziçi köprüsü fatih sultan mehmet bridge n.
bo asası bo staff n.
kargo aracını yükleme-boşaltma konumuna getiren cihaz spotter n.
Trade/Economic
bo sermaye payları ddk related co. capital investments n.
yükleme-boşaltma alanı dock n.
Politics
bo bo n.
Technical
doldur-boşalt fırını periodic kiln n.
emme-boşaltma tulumba double-acting pump n.
gaz-boşaltmalı lamba gas-discharge lamp n.
yükleme-boşaltma tesisi handling plant n.
yineleyici-boğucu repeater-jammer n.
yükleme-boşaltma platformu handling platform n.
Computer
bolivya:bo bolivia:bo n.
m-boşluk em-space n.
Construction
gereç yükleme-boşaltma material handling n.
Transportation
yük doldurma-boşaltma istasyonu transfer track n.
kargo yükleme-boşaltma süreci freight handling n.
Railway
yükleme-boşaltma handling n.
Aeronautic
yükleme-boşaltma aircraft turnaround n.
Marine
gemiye yükleme-boşaltma stevedore n.
gemi yükleme-boşaltma işi longshoring [us/canada] n.
Medical
difteri-tetanoz-boğmaca aşısı diphteria-tetanus-pertussis vaccine n.
difteri-boğmaca-tetanoz aşısı diphtheria-pertussis-tetanus vaccine n.
dbt (karma aşı difteri-boğmaca-tetanos) tdap n.
kulak-burun-boğaz uzmanı otolaryngologist n.
kulak-burun-boğaz muayenesi ear-nose-throat examination n.
kulak-burun-boğaz hastalıkları otorhinolaryngologic diseases n.
kulak-burun-boğaz cerrahi işlemleri otorhinolaryngologic surgical procedures n.
kulak-burun-boğaz hastalığı otorhinolaryngologic disease n.
kulak-burun-boğaz bilimi otolaryngology n.
kafa-boşluklu head-space adj.
Psychology
doldur-boşalt binging and purging n.
Agriculture
saman yükleme-boşaltma makinesi hayfork n.
atlı saman yükleme-boşaltma makinesi horse hayfork n.
History
osmanlı egemenliği altında eflak-boğdan prensi veya hükümdarı hospodar [obsolete] n.
eflak-boğdan wallachia -moldavia n.
Environment
doldur-boşalt reaktör fill-and-draw reactor n.
Hunting
manivela yardımıyla doldur-boşalt yapılan silah lever gun n.
Music
bo diddley ritmi bo diddley beat n.
Star Wars
ab-75 bo-tüfeği ab-75 bo-rifle n.
bo charmian yarış okulu bo charmian racing school n.
bo-tüfeği bo-rifle n.
tor-ro-bo işlem merkezi 879 tor-ro-bo processing center 879 n.