Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
History
away from something
Meanings of
"away from something"
with other terms in English Turkish Dictionary : 370 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
wrench something away from somebody
v.
zorla almak
2
General
wrench something away from someone
v.
bir şeyi birinden zorla çekip almak
3
General
keep away from something
v.
uzak durmak
4
General
win someone away (from something)
v.
(birini bir takım görüşlerden vb.) kurtarmak
5
General
away (from someone or something)
adv.
(birinden/bir şeyden) uzak
6
General
away (from someone or something)
adv.
(birinden/bir şeyden) uzakta
Phrasals
7
Phrasals
avert (something) (away) from
n.
(dikkatleri/gözleri birinden veya bir şeyden) başka yere çekmek
8
Phrasals
avert (something) (away) from
n.
(dikkatleri/gözleri birinden veya bir şeyden) uzaklaştırmak
9
Phrasals
avert (something) (away) from
n.
(birinden veya bir şeyden) gözlerini kaçırmak
10
Phrasals
avert something (away) from someone or something
n.
(dikkatleri/gözleri birinden veya bir şeyden) başka yere çekmek
11
Phrasals
avert something (away) from someone or something
n.
(dikkatleri/gözleri birinden veya bir şeyden) uzaklaştırmak
12
Phrasals
avert something (away) from someone or something
n.
(birinden veya bir şeyden) gözlerini kaçırmak
13
Phrasals
tear (oneself) away (from someone or something)
v.
bir yerden zorla/istemeyerek ayrılmak
14
Phrasals
steer away from (someone or something)
v.
(bir şeye) çarpmamak için direksiyonu kırmak
15
Phrasals
steer away from (someone or something)
v.
(birinden) uzak durmak
16
Phrasals
steer away from (someone or something)
v.
(birinin) yoluna çıkmamak
17
Phrasals
steer away from (someone or something)
v.
(bir şeyden) kaçınmak
18
Phrasals
steer away from (someone or something)
v.
(bir şeyden) uzak durmak
19
Phrasals
steer away from (someone or something)
v.
(bir şeyden) kaçınmak
20
Phrasals
steer away from (someone or something)
v.
(bir şeyi) kullanmamaya çalışmak
21
Phrasals
steer away from (someone or something)
v.
uzak tutmaya çalışmak
22
Phrasals
steer away from (someone or something)
v.
uzak durması için uyarmak
23
Phrasals
steer away from (someone or something)
v.
kullanmaması için ikna etmeye çalışmak
24
Phrasals
slope away from something
v.
aşağıya doğru uzanmak
25
Phrasals
draw someone's fire away from something
v.
ateş ederek dikkatini başka bir yöne çekmek
26
Phrasals
seduce someone away from something
v.
ayartarak uzaklaştırmak
27
Phrasals
lure someone away from something
v.
ayartarak uzaklaştırmak
28
Phrasals
woo someone away from something
v.
ayartarak uzaklaştırmak
29
Phrasals
get something away from someone
v.
bir şeyi birinden uzak tutmak
30
Phrasals
trim something away (from something)
v.
bir şeyi bir şeyden ayırmak (kemiği etten ayırmak vs.)
31
Phrasals
jerk something away from someone
v.
bir şeyi birinden (elinden vb) hızla/aniden kapmak
32
Phrasals
lure someone away from something
v.
birini bir şeyden caydırmak
33
Phrasals
wean someone away from something
v.
birini bir şeyden vazgeçirmek
34
Phrasals
snatch something away from somene
v.
bir şeyi birinden (elinden vb) hızla/aniden kapmak
35
Phrasals
wheedle something away from someone
v.
dil dökerek edinmek
36
Phrasals
motion someone away from something
v.
el işareti yaparak uzaklaştırmak
37
Phrasals
motion someone away from something
v.
el işareti yaparak bir yerden uzaklaştırmak
38
Phrasals
guide someone away from something
v.
eşlik etmek
39
Phrasals
whip something away (from someone)
v.
hızla kapıp/çalıp uzaklaşmak
40
Phrasals
kiss something away (from something)
v.
öperek geçirmek
41
Phrasals
leach something away from
v.
süzerek gidermek/çıkarmak
42
Phrasals
peel something away (from something)
v.
soyup çıkarmak
43
Phrasals
guide someone away from something
v.
rehberlik etmek
44
Phrasals
get something away from someone
v.
uzak tutmak
45
Phrasals
wheedle something away from someone
v.
yalvararak almak
46
Phrasals
guide someone away from something
v.
yolu göstermek
47
Phrasals
stretch away (from something)
v.
(bir yerden) (bir şey) uzamak/uzayıp gitmek
48
Phrasals
speed away (from something)
v.
(araba vb.) (bir yerden) hızla uzaklaşmak
49
Phrasals
whip something away (from someone)
v.
(cüzdan vb.) kapıp kaçmak
50
Phrasals
grab something away from someone
v.
(birisinin elinden) (bir şeyi) hızla kapmak
51
Phrasals
call someone away from something
v.
(birini birşeyden) uzaklaştırmak
52
Phrasals
cower (away) from someone or something
v.
(birinden ya da bir şeyden) korkup kaçmak
53
Phrasals
cower (away) from someone or something
v.
korkup uzaklaşmak
54
Phrasals
cower (away) from someone or something
v.
tırsıp kaçmak
55
Phrasals
cower (away) from someone or something
v.
tüymek
56
Phrasals
flake away from (something)
v.
(bir şeyden) ufak ufak dökülmek
57
Phrasals
flake away from (something)
v.
(bir şeyden) küçük parçalar halinde dökülmek
58
Phrasals
flake away from (something)
v.
(bir şeyden) küçük küçük kavlayıp dökülmek
59
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzak durmak
60
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) fiziksel mesafeyi korumak
61
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) mesafeli durmak
62
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzak tutmak
63
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) fiziksel mesafesini korumak
64
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) mesafeli durdurmak
65
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(bir şeyden) uzak durmak
66
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(bir şeyden) kaçınmak
67
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(bir şeye) engel olmak
68
Phrasals
keep away (from someone or something)
v.
(bir şeyin) yapılmasını engellemek
69
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) geri çekilmek
70
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
71
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) kendini geri çekmek
72
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) sıdkı sıyrılmak
73
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) soğumak
74
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(bir şeyden) sıyrılmak
75
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi, bir şeyden/birinden) uzaklaştırmak
76
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi, bir şeyden/birinden) geri çekmek
77
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzaklaşıp gitmek (bir araçla)
78
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) ayrılıp gitmek
79
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) kopup gitmek
80
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) üstün pozisyona/konuma geçmek
81
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) önüne geçmek
82
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) arayı açmak
83
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(birinden) sosyal/duygusal olarak soğumak
84
Phrasals
pull away from (someone or something)
v.
(birinden) sosyal/duygusal olarak kendini geri çekmek
85
Phrasals
scrape (something) away from (something)
v.
(bir şeyi bir şeyden/yerden) kazıyarak temizlemek/ kazımak
86
Phrasals
thrust away from (someone or something)
v.
(bir şeyden/birinden) iterek uzaklaşmak
87
Phrasals
thrust away from (someone or something)
v.
(bir şeyden/birinden) hızla uzaklaşmak
88
Phrasals
thrust away from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) iterek uzaklaştırmak
89
Phrasals
thrust away from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) ite kaka uzaklaştırmak
90
Phrasals
thrust away from (someone or something)
v.
aklından bir düşünceyi çıkarmak/defetmek
91
Phrasals
thrust away from (someone or something)
v.
aklındaki bir düşünce yokmuş gibi davranmak
92
Phrasals
thrust away from (someone or something)
v.
aklındaki bir düşünceyi ötelemek
93
Phrasals
veer away from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) teğet geçmek
94
Phrasals
veer away from (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çarpmaktan son anda kurtulmak
95
Phrasals
veer away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) son anda uzaklaşmak
96
Phrasals
veer away from (someone or something)
v.
aniden rota değiştirmek
97
Phrasals
veer away from (someone or something)
v.
birden yön değiştirmek
98
Phrasals
veer away from (someone or something)
v.
anında yolundan dönmek
99
Phrasals
veer away from (someone or something)
v.
aniden vazgeçmek
100
Phrasals
wrestle (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) zor kullanarak (birinden/bir şeyden) almak
101
Phrasals
wrestle (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) zor kullanarak (birinin) elinden almak
102
Phrasals
wrestle (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) şiddet uygulayarak (birinin) elinden almak
103
Phrasals
wrestle (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) zar zor (birinden/bir şeyden) ayırmak
104
Phrasals
wrestle (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) bir mücadeleyle (birinden/bir şeyden) almak
105
Phrasals
wrestle (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) bir mücadeleyle elde etmek
106
Phrasals
wrestle (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) savaşarak (birinin) elinden almak
107
Phrasals
wrestle (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) bir çekişmeyle (birinden/bir şeyden) ayırmak
108
Phrasals
wrestle (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) zorla bilgi almak
109
Phrasals
wrestle (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birinden) zorla laf almak
110
Phrasals
wrestle (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) zorla bilgi koparmak
111
Phrasals
bring something away from something
v.
bir şeyi başka bir şeyden uzağa götürmek
112
Phrasals
bring something away from something
v.
bir şeyi başka bir şeyden uzağa taşımak
113
Phrasals
bring something away from something
v.
bir şeyi başka bir şeyden uzağa almak
114
Phrasals
bring something away from something
v.
bir şeyi başka bir şeyden uzaklaştırmak
115
Phrasals
bring something away from something
v.
bir şeyi başka bir şeyin yanından çekmek/alıp getirmek
116
Phrasals
cower (away) from (someone or something)
v.
(birinden veya bir şeyden) korkarak kaçmak
117
Phrasals
cower (away) from (someone or something)
v.
(birinden veya bir şeyden) korkuyla uzaklaşmak
118
Phrasals
cower (away) from (someone or something)
v.
(birinden veya bir şeyden) çekinerek geri çekilmek
119
Phrasals
hurl away (from someone or something)
v.
(birinden veya bir şeyden) uzağa atmak
120
Phrasals
hurl away (from someone or something)
v.
(birinden veya bir şeyden) uzağa fırlatmak
121
Phrasals
hurl away (from someone or something)
v.
(birinden veya bir şeyden) uzağa savurmak
122
Phrasals
hurl something away (from someone or something)
v.
(bir şeyi birinden veya bir şeyden) uzağa atmak
123
Phrasals
hurl something away (from someone or something)
v.
(bir şeyi birinden veya bir şeyden) uzağa fırlatmak
124
Phrasals
hurl something away (from someone or something)
v.
(bir şeyi birinden veya bir şeyden) uzağa savurmak
125
Phrasals
stretch away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
126
Phrasals
stretch away from (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) önünden uzayıp gitmek
127
Phrasals
stretch away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) itibaren uzayıp gitmek
128
Phrasals
stretch away from (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) önünde uzanmak
129
Phrasals
stretch away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak
130
Phrasals
stretch away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzağa almak
131
Phrasals
stretch away from (someone or something)
v.
sedyede (birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak
132
Phrasals
stretch away from (someone or something)
v.
sedyeyle (birinden/bir şeyden) uzağa taşımak
133
Phrasals
stretch away from (someone or something)
v.
sedyeyle (birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak
134
Phrasals
stretch away from (someone or something)
v.
sedyeyle (birinden/bir şeyden) uzağa götürmek
135
Phrasals
break something away (from something)
v.
(bir şeyden) bir şey kopartmak
136
Phrasals
break something away (from something)
v.
(bir şeyin) bir bölümünü/kısmını kopartmak
137
Phrasals
break something away (from something)
v.
(bir şeyden) bir parça kopartmak/kırmak
138
Phrasals
brush something away (from something)
v.
bir şeyi (bir şeyden) süpürmek
139
Phrasals
brush something away (from something)
v.
bir şeyi (bir şeyden) fırçalayarak çıkarmak/temizlemek
140
Phrasals
chase (someone or something) (away) from some place
v.
(birini/bir şeyi) bir yerden kovalamak
141
Phrasals
chase (someone or something) (away) from some place
v.
(birini/bir şeyi) bir yerden kovmak
142
Phrasals
chase (someone or something) (away) from some place
v.
(birini/bir şeyi) bir yerden defetmek
143
Phrasals
chase (someone or something) (away) from some place
v.
(birinin/bir şeyin) bir yerden gitmesini sağlamak
144
Phrasals
chase (someone or something) (away) from some place
v.
(birini/bir şeyi) bir yerden kaçırmak
145
Phrasals
chase (someone or something) (away) from some place
v.
(birini/bir şeyi) bir yerden (zorla) göndermek
146
Phrasals
chip something away (from something)
v.
(bir şeyden) küçük parçaların kopmasına neden olmak
147
Phrasals
chip something away (from something)
v.
(bir şeyi) ufalamak
148
Phrasals
chip something away (from something)
v.
(bir şeyden) küçük parçalar kırmak/koparmak
149
Phrasals
come away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
150
Phrasals
come away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzağa gelmek
151
Phrasals
come away (from someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) yanından açılmak/uzaklaşmak
152
Phrasals
conduct someone away (from someone or something)
v.
birini (birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak
153
Phrasals
conduct someone away (from someone or something)
v.
birini (birinden/bir şeyden) uzağa götürmek
154
Phrasals
cringe away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) ürkmek
155
Phrasals
cringe away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) korkmak
156
Phrasals
cringe away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) korkup geri çekilmek
157
Phrasals
cringe away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) korkup sinmek/pusmak
158
Phrasals
cut something away (from something)
v.
bir şeyi (bir şeyden) kesmek
159
Phrasals
cut something away (from something)
v.
bir şeyi (bir şeyden) kesip almak
160
Phrasals
cut something away (from something)
v.
bir şeyi kesip (bir şeyden) ayırmak
161
Phrasals
deflect (something) away from (someone or something)
v.
(bir şeyi birinden/bir şeyden) başka bir yöne yönlendirmek
162
Phrasals
deflect (something) away from (someone or something)
v.
(bir şeyi birinden/bir şeyden) başka yöne saptırmak
163
Phrasals
deflect (something) away from (someone or something)
v.
(bir şeyi birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak/uzak tutmak
164
Phrasals
drag something away (from something)
v.
bir şeyi (bir şeyden) sürükleyerek uzaklaştırmak
165
Phrasals
drag something away (from something)
v.
bir şeyi (bir şeyden) çekerek uzaklaştırmak
166
Phrasals
drag something away (from something)
v.
bir şeyi (bir şeyden) iterek uzaklaştırmak
167
Phrasals
draw away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) kendini geri çekmek
168
Phrasals
draw away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
169
Phrasals
draw away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) geri çekilmek
170
Phrasals
draw away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
171
Phrasals
draw away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) geri çekilmek
172
Phrasals
draw away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak
173
Phrasals
draw away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) geri çekmek
174
Phrasals
draw away from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) geçmek
175
Phrasals
draw away from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) geride bırakmak
176
Phrasals
draw away from (someone or something)
v.
ilgiyi (birinin/bir şeyin) üzerinden dağıtmak
177
Phrasals
draw away from (someone or something)
v.
odağı (birinden/bir şeyden) kaydırmak
178
Phrasals
ease away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) yavaş yavaş ayrılmak
179
Phrasals
ease away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) yavaş yavaş uzaklaşmak
180
Phrasals
ease away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) sakince uzaklaşmak
181
Phrasals
edge away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) yavaş yavaş uzaklaşmak
182
Phrasals
edge away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) gerisin geriye uzaklaşmak
183
Phrasals
face away (from someone or something)
v.
(birine/bir şeye) arkasını dönmek
184
Phrasals
face away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) başını/yüzünü çevirmek
185
Phrasals
face away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) başka tarafa bakmak
186
Phrasals
file something away (from something)
v.
bir şeyi (bir şeyden) silmek
187
Phrasals
file something away (from something)
v.
bir şeyi (bir şeyden) kazımak
188
Phrasals
file something away (from something)
v.
bir şeyi (bir şeyden) çıkarmak
189
Phrasals
file something away (from something)
v.
bir şeyi (bir şeyden) gidermek
190
Phrasals
flow away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) geri çekilmek
191
Phrasals
flow away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
192
Phrasals
get someone or something away from someone or something
v.
birini/bir şeyi birinden bir şeyden uzağa götürmek/uzaklaştırmak
193
Phrasals
get away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
194
Phrasals
get away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzağa gitmek
195
Phrasals
get away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak
196
Phrasals
get away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzağa götürmek
197
Phrasals
glide away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzağa süzülmek/kaymak
198
Phrasals
grab someone or something away (from someone or something)
v.
birini/bir şeyi (birinin/bir şeyin) elinden kapmak
199
Phrasals
grab someone or something away (from someone or something)
v.
birini/bir şeyi (birinin/bir şeyin) elinden hemen/zorla almak
200
Phrasals
grab someone or something away (from someone or something)
v.
birini/bir şeyi (birinin/bir şeyin) elinden alıvermek/kapıvermek
201
Phrasals
grab away from (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) elinden kapmak
202
Phrasals
grab away from (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) elinden hemen/zorla almak
203
Phrasals
grab away from (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) elinden alıvermek/kapıvermek
204
Phrasals
grow away from (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) giderek bağları kopmak
205
Phrasals
grow away from (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) ilişkisi giderek bozulmak
206
Phrasals
grow away from (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) duygusal bağı giderek zayıflamak/kopmak
207
Phrasals
grow away from (something)
v.
(bir şeyden) uzaklaşarak büyümek
208
Phrasals
grow away from (something)
v.
büyüdükçe (bir şeyden) uzaklaşmak
209
Phrasals
guide someone away from someone or something
v.
birine birinden/bir şeyden uzağa doğru eşlik etmek
210
Phrasals
guide someone away from someone or something
v.
birini birinden/bir şeyden uzaklaştırmak
211
Phrasals
guide someone away from someone or something
v.
birine birinden/bir şeyden uzaklaşması için yolu göstermek
212
Phrasals
guide away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak
213
Phrasals
guide away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzağa almak/götürmek
214
Phrasals
head away from someone or something
v.
birinden/bir şeyden uzaklaşmak
215
Phrasals
hire someone away (from someone or something)
v.
birini (biriyle/bir şeyle) olan işinden ayırıp yanında işe almak
216
Phrasals
incline away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) meyillenmek
217
Phrasals
look away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) kafasını çevirmek
218
Phrasals
look away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) başka tarafa bakmak
219
Phrasals
look away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) bakışlarını çevirmek
220
Phrasals
look away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) bakışlarını/gözlerini kaçırmak
221
Phrasals
motion (one) away from (someone or something)
v.
(birini birinden/bir şeyden) el işareti yaparak uzaklaştırmak
222
Phrasals
motion (one) away from (someone or something)
v.
(birine birinden/bir şeyden) uzaklaşması için el işareti yapmak
223
Phrasals
motion (one) away from (someone or something)
v.
el işareti yaparak (birini birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak
224
Phrasals
motion (one) away from (someone or something)
v.
(birine) eliyle (birinden/bir şeyden) uzaklaşmasını işaret etmek
225
Phrasals
move away from (something)
v.
(bir şeyden) uzaklaşmak
226
Phrasals
move away from (something)
v.
(bir şeyin) önünü açmak
227
Phrasals
move away from (something)
v.
(fikirlerini/düşüncelerini/davranışlarını) değiştirmek
228
Phrasals
move away from (something)
v.
(bazı fikirlerden/düşüncelerden/davranışlardan) uzaklaşmak
229
Phrasals
remain away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzak durmak
230
Phrasals
remain away (from someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) arasındaki mesafeyi korumak
231
Phrasals
remain away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) kaçınmak
232
Phrasals
run away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) kaçmak
233
Phrasals
run away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) kaçıp gitmek
234
Phrasals
scare (one) away from (something)
v.
(birini bir şeyden) korkutmak
235
Phrasals
scare (one) away from (something)
v.
(birini bir şeyden) korkutup kaçırmak/uzaklaştırmak
236
Phrasals
scare (one) away from (something)
v.
(birinin bir şeyden) gözünü korkutmak
237
Phrasals
scare (one) away from (something)
v.
(birini bir şeyden) caydırmak
238
Phrasals
seduce (one) (away) from (someone or something)
v.
(birini birinden/bir şeyden) ayartarak uzaklaştırmak
239
Phrasals
seduce (one) (away) from (someone or something)
v.
(birini birinden/bir şeyden) vazgeçirmek/caydırmak
240
Phrasals
seduce (one) (away) from (someone or something)
v.
(birini birinden/bir şeyden) kandırıp uzaklaştırmak
241
Phrasals
seduce (one) (away) from (someone or something)
v.
(birinin) aklını çelip (birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak
242
Phrasals
shrink away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) geri çekilmek
243
Phrasals
shrink away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzak durmak
244
Phrasals
shrink away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) kaçınmak
245
Phrasals
shrink away (from someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) umursamamak/boşlamak
246
Phrasals
shy away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) kaçmak
247
Phrasals
shy away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) geri durmak
248
Phrasals
shy away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzak durmak
249
Phrasals
shy away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) kendini geri çekmek
250
Phrasals
shy away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) çekinmek
251
Phrasals
shy away (from something)
v.
(bir şeyden) kaçınmak
252
Phrasals
shy away (from something)
v.
(bir şeyden) imtina etmek
253
Phrasals
sidle away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) giderek/yavaş yavaş uzaklaşmak
254
Phrasals
sidle away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) sıvışmak
255
Phrasals
slope away from (something)
v.
(bir şeyden) aşağıya doğru uzatmak
256
Phrasals
slope away from (something)
v.
(bir şeyden) yokuş aşağı uzatmak
257
Phrasals
stay away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzak durmak
258
Phrasals
stay away (from someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yaklaşmamak
259
Phrasals
stay away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzak dur
260
Phrasals
stay away (from someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yaklaşma
261
Phrasals
stay away (from someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bulaşmamak
262
Phrasals
stay away (from someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) araya mesafe koymak
263
Phrasals
stay away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) kaçınmak
264
Phrasals
swerve away (from someone or something)
v.
yönünü değiştirip (birinden/bir şeyden) kaçmak/uzaklaşmak/kurtarmak
265
Phrasals
swerve away (from someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çarpmadan sıyrılmak
266
Phrasals
swerve away (from someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) çarpışmaktan kurtulmak
267
Phrasals
swerve away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) yakayı sıyırmak
268
Phrasals
swerve away (from someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) savuşturmak
269
Phrasals
swerve away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) kaçınmak
270
Phrasals
take away from (something)
v.
(bir şeye) gölge düşürmek
271
Phrasals
take away from (something)
v.
(bir şeyi) eksiltmek
272
Phrasals
take away from (something)
v.
(bir şeyin) değerini düşürmek
273
Phrasals
turn (one) away from (someone or something)
v.
(birinin birine/bir şeye) yüz çevirmesine neden olmak
274
Phrasals
turn (one) away from (someone or something)
v.
(birinin birini/bir şeyi) bırakmasına/terk etmesine neden olmak
275
Phrasals
turn (one) away from (someone or something)
v.
(birinin birinden/bir şeyden) vazgeçmesine/çark etmesine neden olmak
276
Phrasals
turn away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) yüzünü çevirmek
277
Phrasals
turn away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) başka tarafa bakmak
278
Phrasals
turn away from (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) arkasını dönmek
279
Phrasals
turn away from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) bırakmak/terk etmek
280
Phrasals
turn away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) vazgeçmek/çark etmek
281
Phrasals
turn away from (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yüz çevirmek
282
Phrasals
turn away from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
283
Phrasals
walk away from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) terk etmek
284
Phrasals
walk away from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) öylece bırakıp gitmek
285
Phrasals
walk away from (something)
v.
(bir şeyden) ucuz kurtulmak
286
Phrasals
walk away from (something)
v.
(bir şeyi) yara almadan/zarar görmeden atlatmak
287
Phrasals
walk away from (something)
v.
(bir şeyden) sağ çıkmak
288
Phrasals
wander away (from someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
289
Phrasals
wander away (from someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) yanından ayrılmak
290
Phrasals
warn (one) away (from someone or something)
v.
(birini birine/bir şeye) yaklaşmaması için uyarmak
291
Phrasals
warn (one) away (from someone or something)
v.
(birini birinden/bir şeyden) uzak durması için uyarmak
292
Phrasals
wean (away) from (something)
v.
bebeği sütten/memeden kesmek
293
Phrasals
wean (away) from (something)
v.
(bir şeyden) uzaklaşmak
294
Phrasals
wean (away) from (something)
v.
(bir şeyi) yavaş yavaş bırakmak
295
Phrasals
wean (away) from (something)
v.
(bir şeyden) yavaş yavaş vazgeçmek
296
Phrasals
wean (away) from (something)
v.
(bir şeyden) uzaklaştırmak
297
Phrasals
wean (away) from (something)
v.
(bir şeyi) yavaş yavaş bıraktırmak
298
Phrasals
wean (away) from (something)
v.
(bir şeyden) yavaş yavaş vazgeçirmek
299
Phrasals
wheedle (something) away from (one)
v.
hileyle (birinin bir şeyini) çalmak/elde etmek
300
Phrasals
wheedle (something) away from (one)
v.
dolandırıcılıkla (birinin bir şeyini) elinden almak
301
Phrasals
wheedle (something) away from (one)
v.
(birini) kandırıp (bir şeyini) almak/çalmak
302
Phrasals
wheedle (something) away from (one)
v.
(birine) yalvararak (bir şeyini) almak
303
Phrasals
win (something) away from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yenip (bir şeyi) kazanmak
304
Phrasals
win (something) away from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) alt edip (bir şeyi) kazanmak
305
Phrasals
win (something) away from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yenerek (bir şeyi) elinden almak
306
Phrasals
win (someone) away from (someone or something)
v.
(birini) baştan çıkarıp (birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak
307
Phrasals
win (someone) away from (someone or something)
v.
(birini) kandırıp (birinin/bir şeyin) elinden almak
308
Phrasals
win (someone) away from (someone or something)
v.
(birini) ayartıp (birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak
309
Phrasals
win (someone) away from (someone or something)
v.
(birini) ayartıp (birini/bir şeyi) bırakmasını/terk etmesini sağlamak
310
Phrasals
wrench (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) çekip almak
311
Phrasals
wrench (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) zorla çekip almak
312
Phrasals
wrench (something) (away) from (someone or something)
v.
(bir şeyin kontrolünü birinin/bir şeyin) elinden almak
313
Phrasals
wrench (something) (away) from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) zorla (bilgi) almak
314
Phrasals
wrest (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) çekip almak
315
Phrasals
wrest (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) zorla çekip almak
316
Phrasals
wrest (something) (away) from (someone or something)
v.
(bir şeyin kontrolünü birinin/bir şeyin) elinden almak
317
Phrasals
wrest (something) (away) from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) zorla (bilgi) almak
Colloquial
318
Colloquial
there's no getting away from (something)
expr.
(bir durumdan) kaçış yok
319
Colloquial
there's no getting away from (something)
expr.
(bir gerçek) görmezden gelinemez
320
Colloquial
there's no getting away from (something)
expr.
(bir bilgi) göz ardı edilemez
321
Colloquial
there's no getting away from (something)
expr.
(bir durumu) kabul etmek lazım
322
Colloquial
there's no getting away from (something)
expr.
(bir gerçeği) kabullenmek gerek
Idioms
323
Idioms
a heartbeat away from being (something)
n.
(olması) an meselesi
324
Idioms
be a world away (from something)
v.
dünya/dünyalar kadar farklı olmak
325
Idioms
be light years away from something
v.
fersah fersah ilerisinde olmak
326
Idioms
be light years away from something
v.
fersah fersah ötesinde olmak
327
Idioms
turn away from something
v.
(bir şeyi) kullanmayı bırakmak
328
Idioms
drag (someone or something) away from (something)
v.
(birini/bir şeyi) sürükleyerek (bir şeyden) uzaklaştırmak
329
Idioms
drag (someone or something) away from (something)
v.
(birini/bir şeyi) çekerek (bir şeyden) uzaklaştırmak/çıkarmak
330
Idioms
drag (someone or something) away from (something)
v.
(birini) sürükleyerek (bir yerden) götürmek/çıkarmak/uzaklaştırmak
331
Idioms
drag (someone or something) away from (something)
v.
(birini) çekiştirerek (bir yerden/bir şeyden) uzaklaştırmak
332
Idioms
drag (someone or something) away from (something)
v.
(birini bir yerden/aktiviteden) uzaklaştırmaya çalışmak
333
Idioms
drag (someone or something) away from (something)
v.
(birini bir yerden/aktiviteden) koparmaya çalışmak
334
Idioms
drag (someone or something) away from (something)
v.
(birini bir yerden/aktiviteden) ayırmaya çalışmak
335
Idioms
be worlds world away (from something)
v.
(bir şeyden) dünya/dünyalar kadar farklı olmak
336
Idioms
be worlds world away (from something)
v.
(bir şeyden) çok farklı olmak
337
Idioms
be worlds world away (from something)
v.
(bir şeyle) alakası olmamak
338
Idioms
be a world away (from something)
v.
(bir şeyden) dünya/dünyalar kadar farklı olmak
339
Idioms
be a world away (from something)
v.
(bir şeyden) çok farklı olmak
340
Idioms
be a world away (from something)
v.
(bir şeyle) alakası olmamak
341
Idioms
be a world away (from something)
v.
(bir şeyden) dünyalar/dünya kadar farklı olmak
342
Idioms
be a world away (from something)
v.
(bir şeyden) çok farklı olmak
343
Idioms
be a world away (from something)
v.
(bir şeyle) alakası olmamak
344
Idioms
be worlds away (from something)
v.
(bir şeyden) dünyalar/dünya kadar farklı olmak
345
Idioms
be worlds away (from something)
v.
(bir şeyden) çok farklı olmak
346
Idioms
be worlds away (from something)
v.
(bir şeyle) alakası olmamak
347
Idioms
be worlds away (from something)
v.
(bir şeyden) dünyalar/dünya kadar farklı olmak
348
Idioms
be worlds away (from something)
v.
(bir şeyden) çok farklı olmak
349
Idioms
be worlds away (from something)
v.
(bir şeyden) alakası olmamak
350
Idioms
be a world away (from something)
v.
(bir şeyden) dünyalar/dünya kadar farklı olmak
351
Idioms
be a world away (from something)
v.
(bir şeyden) çok farklı olmak
352
Idioms
be a world away (from something)
v.
(bir şeyden) alakası olmamak
353
Idioms
draw fire away from (someone or something)
v.
hedefi/saldırıyı (birinden/bir şeyden) başka yöne yöneltmek
354
Idioms
draw fire away from (someone or something)
v.
saldıran/ateş eden kişinin dikkatini (birinden/bir şeyden) dağıtmak/başka yöne çekmek
355
Idioms
draw fire away from (someone or something)
v.
birinin sinirini (birinden/bir şeyden) başka yöne çekmek
356
Idioms
draw (someone's) fire (away) from (someone, something, or an animal)
v.
hedefi/saldırıyı (birinden/bir şeyden) başka yöne yöneltmek
357
Idioms
draw (someone's) fire (away) from (someone, something, or an animal)
v.
saldıran/ateş eden kişinin dikkatini (birinden/bir şeyden) dağıtmak/başka yöne çekmek
358
Idioms
draw (someone's) fire (away) from (someone, something, or an animal)
v.
birinin sinirini (birinden/bir şeyden) başka yöne çekmek
359
Idioms
turn away from something
v.
(bir şey) ile ilgilenmeyi bırakmak
360
Idioms
just a stone's throw away (from something)
expr.
bir taş atımlık mesafede
361
Idioms
just a stone's throw away (from something)
expr.
çok yakında/yakın
362
Idioms
a heartbeat away (from something)
expr.
(bir şeye) çok yakın
363
Idioms
a heartbeat away (from something)
expr.
(bir şey) an meselesi
364
Idioms
a heartbeat away (from something)
expr.
(bir şey) çok yakın
365
Idioms
a heartbeat away from being (something) [cliché]
expr.
(bir şey) olmaktan birinin ölümü kadar uzak
366
Idioms
a heartbeat away from being (something) [cliché]
expr.
(bir şey) olmaktan bir yöneticinin düşüşü/ölümü kadar uzak
367
Idioms
a heartbeat away from being (something) [cliché]
expr.
bir yönetici öldüğünde/düştüğünde bir şey olacak
368
Idioms
a heartbeat away from being (something) [cliché]
expr.
(bir şey) olmanın eşiğinde
369
Idioms
a heartbeat away from being (something) [cliché]
expr.
(bir şey) olması yakın
370
Idioms
a heartbeat away from being (something) [cliché]
expr.
(bir şey olmasının) eli kulağında
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of away from something
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy