back someone - Turkish English Dictionary
History

back someone

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "back someone" with other terms in English Turkish Dictionary : 449 result(s)

English Turkish
General
call someone back v. kendisini telefonla arayıp bulamayan birine telefon etmek
set someone back v. bir oyuncuya puan kaybettirmek
shoot back at someone v. birinin ateşine karşılık vermek
pay someone back v. birine karşılıkta bulunmak (güzel bir şeye karşı)
call someone back v. birine tekrar telefon etmek
pay someone back v. hakkından gelmek (kötülük yapan birinin)
pay someone back v. birine olan borcu ödemek
set someone back v. birini (belirli bir zaman için) geciktirmek
go back on someone v. birine ihanet etmek
pay someone back v. intikam almak (kötülük yapan birinden)
call someone back v. birini geri çağırmak
give someone the shirt off one's back v. çok cömert olmak
get back to someone v. daha sonra aramak
back someone up v. arkasında olmak
stab someone in the back v. kalleşlik yapmak
turn someone back v. isdar etmek
answer someone back v. (sözle vb.) karşılık vermek
answer back to someone v. (sözle vb.) karşılık vermek
ask someone back v. tekrar çağırmak
ask someone back v. yeniden davet etmek
talk about someone behind one's back v. birisinin arkasından konuşmak
fight back at someone v. birine karşı kendini savunmak
hand something back to someone v. birine bir şeyi elden geri vermek
hit back at someone v. birine vurarak karşılık vermek
want someone back out on the street v. birinin sokaklara geri dönmesini istemek
bring someone back safe v. birini sağ salim getirmek
Phrasals
bring (someone) back out v. (alkışlarla tekrar) sahneye çağırmak
bring (someone) back out v. bis yapmak
bring someone back out v. (alkışlarla tekrar) sahneye çağırmak
bring someone back out v. bis yapmak
step back on someone v. adımını geri atıp birinin üzerine basmak
help someone back to something v. birinin bir yere dönmesine yardımcı olmak
send someone back for something v. birini bir şey için geri yollamak/göndermek
beat someone back v. bastırmak
read something back (to someone) v. bir şeyi birine tekrar okumak
want someone back v. birinin dönmesini beklemek
sneak someone in through the back door v. birini arka kapından gizlice eve sokmak
move someone back v. birilerini geriye çekmek
lead someone back to somewhere v. bir yere dönmesinde birine rehberlik etmek
see someone back (to something) v. birine (bir yere dönüşünde) refakat etmek
back someone up v. birine arka çıkmak
throw something back to someone v. bir sorunu birine iade etmek
throw something back to someone v. birine bir şeyi geri atmak
pull something back from someone v. bir şeyi birinden (elinden vb) hızla/aniden kapmak
carry someone back to some time v. geçmişe götürmek
beat someone back v. geri püskürtmek
carry someone back to some time v. geçmişte bir zamana götürmek
buy something back (from someone) v. geri satın almak
pass back to someone v. iade etmek
pay someone back v. ödeşmek (kötülük yapan biriyle)
buy something back (from someone) v. tekrar almak
try someone back again v. telefonda yeniden geri aramak
stand in back of someone v. (desteklemek amacıyla) birisinin arkasında olmak
set someone back (some amount of money) v. (bir miktar para) mal olmak
stand back of someone v. (desteklemek amacıyla) birisinin arkasında olmak
beat someone back v. yenmek
buy something back (from someone) v. yeniden satın almak
ring someone back v. (telefonla) tekrar aramak
call someone back v. (telefonla) tekrar aramak
cut back to someone or something v. film veya televizyonda bir sahneye geri dönmek
cut back to someone or something v. çekime geri dönmek
drift back (to someone or something) v. suyun üstünde yavaşça (birine/bir şeye doğru) sürüklenmek
drift back (to someone or something) v. suyun üstünde sürüklenerek bir yere yaklaşmak
drive someone back on something v. birini bir kaynağı/birikimi kullanmak zorunda bırakmak/kullanmaya itmek
drive someone back on something v. cebinden yemek/harcamak zorunda bırakmak
drive (one) back to (someone) v. (birini başka birine, eski sevgilisine) geri döndürmek
drive (one) back to (someone) v. (birini başka biriyle, eski sevgilisiyle) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek
drive (one) back to (someone) v. (birini başka biriyle, eski sevgilisiyle) barıştırmak
drive (one) back to (someone) v. (birini başka birine, eski sevgilisine) tekrar itmek/çekmek
drive (one) back to (someone) v. (birinin başka biriyle, eski sevgilisiyle) tekrar arasını düzeltmek
drive someone back to someone v. birini başka birine (eski sevgilisi, annesi, babası) geri döndürmek
drive someone back to someone v. birini başka biriyle (eski sevgilisi, annesi, babası) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek
drive someone back to someone v. birini başka birine (eski sevgilisi, annesi, babası) tekrar itmek/çekmek
drive someone back to someone v. birinin başka biriyle (eski sevgilisi, annesi, babası) arasını düzeltmek
get someone or something back v. birini/bir şeyi geri almak
get someone or something back v. birini/bir şeyi geri kurtarmak
get back (to someone) (on something) v. (birine/bir şeye) dönmek
get back (to someone) (on something) v. (birine/bir şeye) geri dönmek
get back (to someone) (on something) v. (birine/bir şeye) geri dönüş yapmak
get back (to someone) (on something) v. sonradan (biriyle) konuşmaya devam etmek
get back (to someone) (on something) v. (birine) bir bilgiyle geri dönmek
get back (to someone) (on something) v. (birine) bir bilgiyle dönüş yapmak
lash back at someone v. birine sözle veya şiddetle karşılık vermek
lash back at someone v. birine aynı şiddette cevap vermek
lash back at someone v. birine karşı saldırıya geçmek
lash back at someone v. birine karşı misilleme yapmak
lash back (at someone) v. (birine) sözle veya şiddetle karşılık vermek
lash back (at someone) v. (birine) aynı şiddette cevap vermek
lash back (at someone) v. (birine) karşı saldırıya geçmek
lash back (at someone) v. (birine) karşı misilleme yapmak
throw something back at someone v. bir sorunu tekrar birinin omzuna yüklemek
throw something back at someone v. bir problemi birine geri paslamak
back into (someone or something) v. arabayı, aracı geriye doğru sürerek (bir yere) girmek
back into (someone or something) v. arka arka manevra yapmak
back into (someone or something) v. arka arka giderken (birine veya bir şeye) çarpmak
back into (someone or something) v. geriye doğru giderken (birine veya bir şeye) vurmak
back over (someone or something) v. arka arka giderken (birini veya bir şeyi) ezmek
back over (someone or something) v. geriye doğru giderken (birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak
back over (someone or something) v. geri geri giderken (birinin veya bir şeyin) üstünden geçmek
cut back to (someone or something) v. (birinin veya bir olayın yer aldığı) sahneye geri dönmek
lash back (at someone or something) v. istemediği bir işe güzel şeyler hayal ederek katlanmak
lash back (at someone or something) v. dişinin doldurulmasına başka şeyler düşünerek dayanmak
wave someone back (from something) v. (birini bir yerden) uzaklaştırmak için eliyle işaret etmek
wave someone back (from something) v. eliyle geri gidin işareti yapmak
refer back to (someone or something) v. önceye ait bir bilgiye dönüp bakmak
refer back to (someone or something) v. önceye ait bir bilgiyi dönüp incelemek
refer back to (someone or something) v. (birine) bir daha danışmak
refer back to (someone or something) v. önceki bir şeyle ilinti kurmak
refer back to (someone or something) v. önceki bir şeye gönderme yapmak
refer back to (someone or something) v. önceki bir şeye atıfta bulunmak
refer back to (someone or something) v. (bir konuyu incelenmesi/karar verilmesi için birine) yeniden yöneltmek
refer back to (someone or something) v. (bir şeyi incelenmesi/karar verilmesi için birine) geri göndermek
refer back to (someone or something) v. (birini) tekrar (birine) yönlendirmek
take (someone or something) back to (someone or some place) v. (birini/bir şeyi bir şeye/yere) geri götürmek
take (something) back to (someone) v. (birine bir şey/mesaj) götürmek
take (something) back to (someone) v. (birine bir şey/mesaj) iletmek
back someone or something into someone or something v. birini/bir şeyi geriye doğru birine/bir şeye sürmek
back someone or something into someone or something v. birini/bir şeyi geriye doğru birine/bir şeye hareket ettirmek
back someone or something into someone or something v. birinin/bir şeyin geriye doğru birine/bir şeye gitmesini sağlamak
take something back to someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye götürmek
take something back to someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye iletmek
take something back to someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye taşımak
take something back to someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye ulaştırmak
run back (to someone or something) v. koşarak (birine/bir şeye/bir yere) geri dönmek
run back (to someone or something) v. (birine/bir şeye/bir yere) hemen geri dönmek
run back (to someone or something) v. (birine/bir şeye/bir yere) hızla geri dönmek
run back (to someone or something) v. (birine/bir şeye/bir yere) iade etmek
run back (to someone or something) v. (birine/bir şeye/bir yere) geri vermek
lean back against (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslanmak
lean back against (someone or something) v. (birine/bir şeye) dayanmak
lean back against (someone or something) v. (birine/bir şeye) sırtını yaslamak/dayamak
lean back against (someone or something) v. geriye yaslanmak/dayanmak
lean back against (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslamak
lean back against (someone or something) v. (birine/bir şeye) dayamak
lean back against (someone or something) v. geriye yaslamak/dayamak
ask someone back v. birini iadeiziyarete çağırmak/davet etmek
ask someone back v. daha önce kendisini ağırlayan birini evine davet etmek
back (someone or something) up v. (birini/bir şeyi) geriye hareket ettirmek, sürmek, itmek
back (someone or something) up v. (birine/bir şeye) destek vermek/olmak
back (someone or something) up v. (birini/bir şeyi) desteklemek
back (someone or something) up v. (birine/bir şeye) arka çıkmak
back (someone or something) up v. (birine/bir şeye) yardımcı olmak
back (someone or something) up to (something) v. (bir şeye) yaslanmak
back (someone or something) up to (something) v. (bir şeye) dayanmak
back (someone or something) up to (something) v. arkası (bir şeyle) bitişik olmak
back (someone or something) up to (something) v. arkası (bir şeye) bakmak
back (someone or something) up to (something) v. arka tarafta (bir şeye) sınırı olmak
back (someone or something) up to (something) v. (birini/bir şeyi bir şeye) itmek
back (someone or something) up to (something) v. (birini/bir şeyi bir şeye) doğru hareket ettirmek
back (someone or something) up to (something) v. (birini/bir şeyi bir şeye) doğru geri sürmek
back someone or something up to someone or something v. birini/bir şeyi birine/bir şeye itmek
back someone or something up to someone or something v. birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru hareket ettirmek
back someone or something up to someone or something v. birini/bir şeyi geri birine/bir şeye doğru sürmek
and back someone or something up v. birini/bir şeyi birine/bir şeye itmek
and back someone or something up v. birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru hareket ettirmek
and back someone or something up v. birini/bir şeyi geri birine/bir şeye doğru sürmek
back (someone) for (something) v. (birini bir şeyde) desteklemek
back (someone) for (something) v. (birine bir şey için) destek olmak/vermek
back someone or something off (from something) v. birini/bir şeyi (bir şeyden) uzaklaştırmak
back someone or something off (from something) v. birini/bir şeyi (bir şeyden) uzağa sürmek, itmek, hareket ettirmek
back someone or something onto someone or something v. birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru itmek
back someone or something onto someone or something v. birini/bir şeyi geri birine/bir şeye doğru sürmek
back someone or something onto someone or something v. birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru geri geri sürmek/hareket ettirmek
back onto someone or something v. geri geri bir şeyin üstünden geçmek
back onto someone or something v. geri geri giderken bir şeyi ezmek
back someone or something out (from something) v. birini/bir şeyi (bir şeyden) geri geri çıkarmak
back someone or something out (from something) v. birini/bir şeyi (bir şeyden) geri çıkarmak
beat someone or something back v. birini/bir şeyi geri püskürtmek
beat someone or something back v. birini/bir şeyi geldiği yere geri göndermek/sürmek
bend someone or something back v. birini/bir şeyi geriye eğmek
bend someone or something back v. birini/bir şeyi geriye kıvırmak
bend someone or something back v. birini/bir şeyi geriye bükmek
bring (someone or something) back to life v. (birini/bir şeyi) hayata döndürmek
bring (someone) back to life v. (birine) canlılık kazandırmak
bring (someone) back to life v. (birine) enerji vermek
bring (someone) back to life v. (birini) canlandırmak
bring (someone) back to life v. (birini) hayata döndürmek
bring (someone) back to life v. (birini) kendine getirmek
bring (someone) back to life v. (birini) diriltmek
bring (someone) back to life v. (birinin) canını üstüne getirmek
bring someone (or an animal) back to life v. birini (bir hayvanı) hayata döndürmek
bring someone (or an animal) back to life v. birini (bir hayvanı) geri getirmek
bring someone (or an animal) back v. birini (bir hayvanı) hayata döndürmek
bring someone (or an animal) back v. birini (bir hayvanı) geri getirmek
bring someone or something back v. birini/bir şeyi geri getirmek
bring someone or something back v. birini/bir şeyi geri getirip bırakmak
bring someone or something back v. birini/bir şeyi hayata döndürmek
bring something back (to someone) v. (birine) bir şeyi hatırlatmak
bring something back (to someone) v. (birine) bir şeyi anımsatmak
call someone or something back v. birini/bir şeyi geri çağırmak
check back (with someone) v. bir şeyi kontrol etmek için (biriyle) iletişimi sürdürmek
check back (with someone) v. (biriyle) tekrar iletişime geçmek
check back (with someone) v. (birine) geri dönüş yaparak takip etmek
check back (with someone) v. (birine) gidişatı tekrar sormak
check back (with someone) v. (birinden) gidişat hakkında tekrar bilgi almak
come back (to someone or something) v. (birine/bir şeye) geri dönmek
come back (to someone or something) v. (birine/bir şeye) geri dönmek
date back (to someone or some time) v. tarihi/geçmişi (birine/bir şeye) dayanmak
drive someone or something back v. birini/bir şeyi göndermek
drive someone or something back v. birini/bir şeyi geri püskürtmek
drive someone or something back v. birini/bir şeyi kovmak
drive someone or something back v. birini/bir şeyi defetmek
reflect (back) upon someone or something v. birini/bir şeyi hatırlamak
reflect (back) upon someone or something v. (geçmişteki) birini/bir şeyi düşünmek
reflect (back) on someone or something v. birini/bir şeyi hatırlamak
reflect (back) on someone or something v. (geçmişteki) birini/bir şeyi düşünmek
fall back onto someone or something v. (geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek
fall back onto someone or something v. yedek olarak ayrılan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back onto someone or something v. rezervleri kullanmaya başlamak
fall back onto someone or something v. yedekte tutulan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back onto someone or something v. ihtiyat olarak saklanan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back onto someone or something v. birikimden harcamak/yemeye başlamak
fall back on someone or something v. (geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek
fall back on someone or something v. yedek olarak ayrılan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back on someone or something v. rezervleri kullanmaya başlamak
fall back on someone or something v. yedekte tutulan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back on someone or something v. ihtiyat olarak saklanan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back on someone or something v. birikimden harcamak/yemeye başlamak
fall back on (someone or something) v. (yedekte tutulan birine/bir şeye) güvenmek
fall back on (someone or something) v. (ihtiyat olarak saklanan birine/bir şeye) güvenmek
fall back on (someone or something) v. (yedekte tutulan birine/bir şeye) bel bağlamak
fall back upon (someone or something) v. (yedekte tutulan birine/bir şeye) güvenmek
fall back upon (someone or something) v. (ihtiyat olarak saklanan birine/bir şeye) güvenmek
fall back upon (someone or something) v. (yedekte tutulan birine/bir şeye) bel bağlamak
feed something back to someone v. bir şeyi birine geri vermek
feed something back to someone v. bir şeyi birine geri teslim etmek
fight back (at someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı kendini savunmak
fight back (at someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı koymak
fight back (at someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı direnmek
fight back at (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı koymak
fight back at (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı kendini savunmak
fight back at (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı direnmek
fire (something) back (at someone or something) v. (birine/bir şeye) ateşle karşılık vermek
fire (something) back (at someone or something) v. (birine/bir şeye) tekrar ateş açmak
fire (something) back (at someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı ateş açmak
fire (something) back (at someone or something) v. ateşe ateşle karşılık vermek
fire something back (to someone or something) v. (birine/bir şeye) bir şeyi geri yollamak
fire something back (to someone or something) v. (birine/bir şeye) bir şeyi geri göndermek
fire something back (to someone or something) v. (birine/bir şeye) bir şeyi geri postalamak
fire back at (someone or something) v. (birine/bir şeye) hemen karşılık vermek
fire back at (someone or something) v. (birine/bir şeye) hemen karşı ateş açmak
fire back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) hemen karşılık vermek
fire back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) hemen karşı ateş açmak
flash back (to someone or something) v. (geçmişten birine/bir şeye) dönmek/gitmek
flash back (to someone or something) v. (geçmişten birini/bir şeyi) hatırlamak/anımsamak
fling someone or something back v. birini/bir şeyi geriye doğru atmak
fling someone or something back v. birini/bir şeyi geriye doğru fırlatmak
fling someone or something back v. birini/bir şeyi geri atmak
fling someone or something back v. birini/bir şeyi geri fırlatmak
give someone or something back (to someone or something) v. birini/bir şeyi (birine/bir şeye) geri vermek
give someone or something back (to someone or something) v. birini/bir şeyi (birine/bir şeye) iade etmek
glance back at (someone or something) v. arkasındaki (birine/bir şeye) bir göz atmak
glance back at (someone or something) v. arkasındaki (birini/bir şeyi) hızlıca kolaçan etmek
glance back at (someone or something) v. dönüp (birine/bir şeye) bakmak
glance back at (someone or something) v. hızlıca dönüp arkasındaki (birine/bir şeye) bakmak
glance back at (someone or something) v. bakışlarını (birine/bir şeye) çevirmek
glance back at (someone or something) v. bakışlarını (birine/bir şeye) yöneltmek
go back to someone or something v. birine/bir şeye geri dönmek
hand back to (someone) v. (birine bir şeyi) elden geri vermek
help someone back (to something) v. birinin (bir yere) dönmesine yardım etmek
help someone back (to something) v. birine (bir yere) dönüş yolunda yardım etmek
help (someone) back (to some place) v. birinin (bir yere) dönmesine yardım etmek
help (someone) back (to some place) v. birine (bir yere) dönüş yolunda yardım etmek
hit back (at someone or something) v. (birine/bir şeye şiddetle, olumsuz şekilde) karşılık vermek
hit back (at someone or something) v. (birinin/bir şeyin) saldırısına karşılık vermek
hit back (at someone or something) v. (birine/bir şeye) karşılık olarak saldırmak/vurmak
hurry back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) hemen/çabucak dönmek
hurry back to (someone or something) v. (birinin/bir şeyin yanına/bir yere) hızlıca dönmek
lean back on (someone or something) v. sırtını (birine/bir şeye) yaslamak
lean back on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslanmak
lean back on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslamak/dayandırmak
lash back (at someone or something) v. yatıp vatanı için yaptığını düşünmek
lash back (at someone or something) v. evlenip çocuk sahibi olmayı kadının görevi olarak görmek
lash back (at someone or something) v. istemediği bir cinsel ilişkiye güzel şeyler hayal ederek katlanmak
see the back of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) kurtulmak
see the back of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) paçayı kurtarmak
see the back of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yırtmak
see the back of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) sıyrılmak
send (someone) back (to some place) for (something) v. (birini bir şey) için (bir yere) geri göndermek
set (someone or something) back v. (birini/bir şeyi) geride tutmak
set (someone or something) back v. (birini/bir şeyi) belli bir mesafede tutmak/konumlandırmak
set (someone or something) back v. (birini/bir şeyi) geriye/uzağa koymak
set (someone or something) back v. (birini/bir şeyi) geriye/uzağa yerleştirmek
set (someone) back v. (birine) bir miktar paraya mal olmak
set (someone) back v. (birini) bir miktar içeri sokmak (parasal olarak)
set (someone) back v. (birini) belli bir zaman kaybettirmek
set (someone) back v. (birini) belli bir süre geciktirmek
set (someone or something) back from (someone or something else) v. (birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) geriye/uzağa koymak
set (someone or something) back from (someone or something else) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisine/uzağına oymak
set (someone or something) back from (someone or something else) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisine/uzağına yerleştirmek
set (someone or something) back from (someone or something else) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisinde/uzağında konumlandırmak
stand (in) back of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) arkasında durmak/konumlanmak
stand (in) back of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) arkasında durmak/olmak
stand (in) back of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) destekçisi olmak
stay back (from someone or something) v. (birinden/bir şeyden) geri durmak
stay back (from someone or something) v. (birine/bir şeye) yaklaşmamak
stay back (from someone or something) v. (birinden/bir şeyden) uzak durmak
stay back (from someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) mesafeyi korumak
try someone back v. telefonda yeniden geri aramak
want (someone or something) back v. (birini/bir şeyi) geri istemek
write back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) cevap yazmak
write back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) cevaben bir mektup, e-posta yazmak
Colloquial
take someone in the back v. birisini arkaya götürmek
have someone back v. birini iade-i ziyarete davet etmek
have someone back v. önceden misafir olduğu birini kendi yerine davet etmek
have someone back v. iade-i ziyarete beklemek
be glad to see the back of (someone) v. (birinin) gitmesine memnun olmak
be glad to see the back of (someone) v. (birinin) gitmesine sevinmek
be glad to see the back of (someone) v. (birinin) gitmesinden mutluluk duymak
be glad to see the back of (someone) v. (birinden) kurtulduğuna sevinmek
be glad to see the back of someone or something [uk] v. birinin/bir şeyin gitmesine memnun olmak
be glad to see the back of someone or something [uk] v. birinin/bir şeyin gitmesine sevinmek
be glad to see the back of someone or something [uk] v. birinin/bir şeyin gitmesinden mutluluk duymak
be glad to see the back of someone or something [uk] v. birinden/bir şeyden kurtulduğuna sevinmek
come back to bite you/someone expr. kötü bir davranışın yapan kişiye ileride bazı olumsuz sonuçlar getireceğini belirten bir söz
(someone or something) called, they want their (something) back! expr. kulağa (birinin/bir şeyin) bir özelliği gibi geliyor
(someone or something) called, they want their (something) back! expr. hoş geldin (biri/bir şey)
(someone or something) called, they want their (something) back! expr. (birinden/bir şeyden) fırlamış gibi
(someone or something) called, they want their (something) back! expr. (birinin/bir şeyin) bir özelliğinden/anlayışından farksız
I'll get back to (someone) expr. (birine) geri döneceğim
I'll get back to (someone) expr. (birini) daha sonra arayacağım
I'll get back to (someone) expr. (birine) döneceğim
I'll get back to (someone) expr. (birine) geri dönüş yapacağım
I'll get back to (someone) expr. (birine) dönüş yapacağım
Idioms
carry someone back (to some time) v. eski bir zamanı hatırlatmak
carry someone back (to some time) v. eskiye götürmek
carry someone back (to some time) v. geçmiş bir zamana götürmek
fire something back at someone v. açılan ateşe cevap/karşılık vermek
give someone a back v. arka çıkmak
fire something back at someone v. ateşe ateşle karşılık vermek
know (something/someone) like the back of one's hand v. avucunun içi gibi bilmek
nurse someone back to health v. birisine bakıcılık yapmak
stab someone in the back v. birine ihanet etmek
give someone a pat on the back v. birinin sırtını sıvazlamak
turn one's back on someone v. birisine sırt çevirmek
back someone up v. birine arka çıkmak
get someone off one's back v. birinden kurtulmak
lean back on someone v. birine yaslanmak
bring someone back to reality v. birini gerçeğe döndürmek
stab someone in the back v. birini sırtından bıçaklamak
turn one's back on someone v. birisine sırtını çevirmek
pat someone on the back v. birinin sırtını sıvazlamak
rein back on someone v. dizginlemek
give someone a back v. destek olmak
fire something back to someone v. geri postalamak
crawl back to someone v. geri gelip ayaklarına kapanmak
fire something back to someone v. geri yollamak
fire something back to someone v. geri göndermek
get one's own back on someone v. intikamını almak
pay someone back in one’s own coin v. kendi silahıyla vurmak
pay someone back in one’s own coin v. misilleme yapmak
get one's own back on someone v. kuyruk acısını çıkartmak
crawl back to someone v. pişman olarak dönmek
get someone off one's back v. silkelemek (mecazi anlamda)
pat someone on the back v. sırtını sıvazlamak
knock someone back (an amount of money) v. (belli bir paraya) mal olmak
give someone a back v. yardım etmek
give someone a back v. yardımcı olmak
give someone the shirt off one's back v. (yakınlarına/dostlarına) (isterlerse) her şeyini vermek
give someone a back v. yanında olmak
nurse someone back to health v. (yeniden sağlığına kavuşana kadar) birine bakmak
give (someone) the back of (one's) hand v. (birine) elinin tersiyle vurmak
give (someone) the back of (one's) hand v. (birine) elinin tersiyle çarpmak
give (someone) the back of (one's) hand v. (birine) haddini bildirmek
give (someone) the back of (one's) hand v. (birini) terslemek
give (someone) the back of (one's) hand v. (birine) ağzının payını vermek
show (someone) the back of (one's) hand v. (birine) elinin tersiyle çarpmak
show (someone) the back of (one's) hand v. (birine) elinin tersiyle vurmak
show (someone) the back of (one's) hand v. (birine) elinin tersini indirmek
show (someone) the back of (one's) hand v. (birini) elinin tersiyle itmek
show (someone) the back of (one's) hand v. (birini) elinin tersiyle geri çevirmek
show (someone) the back of (one's) hand v. (birinin af dilemesini
show (someone) the back of (one's) hand v. özrünü) kabul etmemek
wire something back to someone v. (para veya cevap) tellemek
wire something back to someone v. telgrafla cevap göndermek
wire something back to someone v. telgrafla para yollamak
juice (someone or something) back to life v. (birine/bir şeye) yaşam enerjisi vermek
juice (someone or something) back to life v. (birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek
juice (someone or something) back to life v. (birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek
juice (someone or something) back to life v. (birine/bir şeye) yaşam enerjisini/gücünü yeniden kazandırmak
juice (someone or something) back to life v. (birini/bir şeyi) tekrar canlandırmak
juice (someone or something) back to life v. (birini/bir şeyi) hayata döndürmek
juice (someone or something) back up v. (birine/bir şeye) yaşam enerjisi vermek
juice (someone or something) back up v. (birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek
juice (someone or something) back up v. (birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek
juice (someone or something) back up v. (birine/bir şeye) yaşam enerjisini/gücünü yeniden kazandırmak
juice (someone or something) back up v. (birini/bir şeyi) tekrar canlandırmak
juice (someone or something) back up v. (birini/bir şeyi) hayata döndürmek
give (someone) the back of one's hand v. (birinin) haddini bildirmek
give (someone) the back of one's hand v. (birinin) ağzının payını vermek
give (someone) the back of one's hand v. (birini) terslemek
give (someone) the back of one's hand v. (birini) elinin tersiyle itmek
give (someone) the back of one's hand v. (birine) ağzının payını vermek
give (someone) the back of one's hand v. (birini) terslemek
give (someone) the back of one's hand v. (birine) haddini bildirmek
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v. gerçeklerle tekrar yüzleşmek (birini gerçeklerle tekrar yüzleştirmek)
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v. ayakları tekrar yere basmak (birinin ayaklarını tekrar yere bastırmak)
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v. hayal aleminden uyanmak (birini hayal aleminden uyandırmak)
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v. gerçek dünyaya dönmek (birini gerçek dünyaya döndürmek)
bring someone back (down) to earth v. birini dünyaya geri döndürmek
bring someone back (down) to earth v. birini rüyadan uyandırmak
bring someone back (down) to earth v. birini hayal dünyasından çıkarıp gerçek dünyaya geri döndürmek
bring someone back (down) to earth v. birini bir anda tekrar gerçeklerle yüzleştirmek
double back on (someone or something) v. (birine/bir şeye) geri dönmek
double back on (someone or something) v. (birine/bir şeye) aynı yoldan geri dönmek
double back on (someone or something) v. (birine/bir şeye) gerisin geriye gelmek
give (oneself or someone) a pat on the back v. (kendini/birini) övmek
give (oneself or someone) a pat on the back v. (kendini/birini) methetmek
give (something) back (to someone) with interest v. (birine bir şeyi) faiziyle geri vermek/ödemek
nurse (someone or something) back to health v. (birine/bir şeye) bakıcılık yapmak
nurse (someone or something) back to health v. yeniden sağlığına kavuşana kadar (birine/bir şeye) bakmak
nurse (someone or something) back to health v. (birinin/bir şeyin) tıbbi bakımını yapmak
nurse (someone or something) back to health v. (birine/bir şeye) iyileşene kadar bakmak
pay someone back in their own coin [old-fashioned] v. birini kendi silahıyla vurmak
pay someone back in their own coin [old-fashioned] v. birine misilleme yapmak
pay someone back in their own coin [old-fashioned] v. birinden intikam almak
pay someone back in their own coin [old-fashioned] v. birine aynı şekilde karşılık vermek
set someone back on their heels v. birini çok şaşırtmak
set someone back on their heels v. birini beyninden vurulmuşa döndürmek
set someone back on their heels v. birini şoke etmek
rock someone back on their heels v. birini çok şaşırtmak
rock someone back on their heels v. birini beyninden vurulmuşa döndürmek
rock someone back on their heels v. birini şoke etmek
turn (one's) back on (someone or something) v. (birine/bir şeye) sırtını çevirmek
turn (one's) back on (someone or something) v. (birine/bir şeye) sırt çevirmek
turn (one's) back on (someone or something) v. (birine/bir şeye) aldırış etmemek
turn (one's) back on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) geri çevirmek
turn (one's) back on (someone or something) v. (birine/bir şeye) sırtını dönmek
turn (one's) back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) sırtını dönmek
turn (one's) back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) arkasını dönmek
turn (one's) back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) sırtını çevirmek
turn (one's) back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) sırt çevirmek
turn (one's) back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) aldırış etmemek
turn (one's) back to (someone or something) v. (birini/bir şeyi) geri çevirmek
turn your back on someone v. birine sırt çevirmek
turn your back on someone v. birine dirsek çevirmek
turn your back on someone v. birine aldırış etmemek
turn your back on someone v. birini dikkate almamak
turn your back on someone v. birini geri çevirmek
turn your back on someone v. birine sırtını dönmek
fed up to the back teeth (with someone or something) [uk/australia] adj. (biri/bir şey) canına tak etmiş
fed up to the back teeth (with someone or something) [uk/australia] adj. (birinden/bir şeyden) bıkmış
fed up to the back teeth (with someone or something) [uk/australia] adj. (birinden/bir şeyden) gına gelmiş
fed up to the back teeth (with someone or something) [uk/australia] adj. (birinden/bir şeyden) usanmış
fed up to the back teeth (with someone or something) [uk/australia] adj. (birinden/bir şeyden) illallah demiş
fed up to the back teeth (with someone or something) [uk/australia] adj. (birinden/bir şeyden) daral gelmiş
would give (someone) the shirt off (one's) back expr. giymez giydirir
would give (someone) the shirt off (one's) back expr. kendi yemez yedirir
Sport
back into (someone or something) v. playoff maçlarında başka bir takımın kaybetmesi sayesinde yer edinmek