do something well - Turkish English Dictionary
History

do something well

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "do something well" with other terms in English Turkish Dictionary : 71 result(s)

English Turkish
General
do something well-timed v. isabet etmek
Proverb
if you want something done well, do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın
if you want something done well, do it yourself kendi ununu kendin öğüt
if you want something done well, do it yourself bir iş iyi yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın
if you want something done well/right, do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın
if you want something done well/right, do it yourself kendi ununu kendin öğüt
if you want something done well/right, do it yourself bir şey iyi/doğru yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın
Colloquial
can't very well (do something) v. gidip de (bir şeyi) yapamamak
can't very well (do something) v. (bir şeyi yapmak) yersiz olmak
can't very well (do something) v. (bir şeyi yapmak) pek de doğru/uygun olmamak
can't very well (do something) v. (bir şeyi yapmak) mantıklı olmamak
can't very well (do something) v. (bir şeyi yapmak) mümkün olmamak
couldn’t very well (do something) v. gidip de (bir şeyi) yapamamak
couldn’t very well (do something) v. (bir şeyi yapmak) yersiz olmak
couldn’t very well (do something) v. (bir şeyi yapmak) pek de doğru/uygun olmamak
couldn’t very well (do something) v. (bir şeyi yapmak) mantıklı olmamak
couldn’t very well (do something) v. (bir şeyi yapmak) mümkün olmamak
do well out of (someone or something) v. (bir işten) iyi para yapmak
do well out of (someone or something) v. (bir işten) iyi kâr etmek
do well out of (someone or something) v. (birinden veya bir işten) iyi para kazanmak
be (just) as well (to do something) v. (bir şeyi yapmak) akıllıca olmak
be (just) as well (to do something) v. (bir şeyi yapmakta) yarar olmak
be (just) as well (to do something) v. (bir şeyi yapmak) mantıklı olmak
be (just) as well (to do something) v. (bir şeyi yapmak) iyi olmak
be well, ideally, better placed for something/to do something v. bir şey için/bir şeyi yapmak için iyi, ideal, daha iyi konumda olmak
be well, ideally, better placed for something/to do something v. bir şey için/bir şeyi yapmak için iyi bir fırsatı/şansı olmak
be well, ideally, better placed for something/to do something v. bir şey için/bir şeyi yapmak için uygun konumda/yerde olmak
be well, ideally, better placed for something/to do something v. yeri güzel, uygun, iyi olmak
be well, ideally, better placed for something/to do something v. yeri rahat, elverişli, yakın olmak
do well out of somebody/something v. birinden/bir işten iyi para kazanmak
do well out of somebody/something v. birinden/bir işten iyi kar etmek
do well to do something v. bir şeyi yapmak iyi olmak
do well to do something v. bir şeyi yapmak mantıklı olmak
do well to do something v. bir şeyi yapmak akıllıca olmak
can’t/couldn’t very well do something expr. (bir şey yapmak) abes olmak
can’t/couldn’t very well do something expr. yersiz olmak
can’t/couldn’t very well do something expr. (bir şey yapmak) hiç de mantıklı olmamak
all very well (for somebody) (to do something) but... expr. (birinin bir şey yapması) iyi hoş ama…
all very well (for somebody) (to do something) but... expr. (birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…
all very well (for somebody) (to do something) but... expr. (birinin bir şey yapması) iyi güzel de…
all very well (for somebody) (to do something) but... expr. (birinin bir şey yapması) iyi hoş da...
all very well (for somebody) (to do something) but... expr. (birinin bir şey yapması) iyi hoş ama…
all very well (for somebody) (to do something) but... expr. (birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…
all very well (for somebody) (to do something) but... expr. (birinin bir şey yapması) iyi güzel de…
all very well (for somebody) (to do something) but... expr. (birinin bir şey yapması) iyi hoş da...
can't/couldn't very well do something expr. bir şey yapılmasa iyi olur
can't/couldn't very well do something expr. bir şeyin yapılması doğru olmaz
Idioms
can't very well (do something) v. (yapması) uygun olmamak
can't very well (do something) v. (yapması) mantıklı olmamak
can't very well (do something) v. (yapması) doğru olmamak
can't very well (do something) v. (yapması) münasip olmamak
couldn’t very well do something v. (yapması) uygun olmamak
couldn’t very well do something v. (yapması) mantıklı olmamak
couldn’t very well do something v. (yapması) doğru olmamak
couldn’t very well do something v. (yapması) münasip olmamak
can't very well do something v. (yapması) uygun olmamak
can't very well do something v. (yapması) mantıklı olmamak
can't very well do something v. (yapması) doğru olmamak
can't very well do something v. (yapması) münasip olmamak
be well, ideally, better placed for something/to do something v. avantajlı, iyi bir konumda olmak
be well, ideally, better placed for something/to do something v. ideal, elverişli bir konumda olmak
be well, ideally, better placed for something/to do something v. konumu iyi, uygun olmak
be well, ideally, better placed for something/to do something v. yeri iyi, uygun olmak
be well, ideally, better placed for something/to do something v. iyi, uygun yerde olmak
be well, ideally, better placed for something/to do something v. iyi, uygun bir konumda olmak
be well, ideally, better placed for something/to do something v. iyi, uygun konumlandırılmış olmak
be well, ideally, better placed for something/to do something v. iyi yere dükkan açmış olmak
(well) worth your while (to do something) adj. (bir şey yapmak) harcadığı zamana değer
(well) worth your while (to do something) adj. (bir şey yapmak) ayırdığın zaman değer
(one) would do well to (do something) expr. (bir şeyi) yapsan iyi olur
Speaking
you might as well do something expr. (boş boş durmaktansa) bir şeyler yapsan iyi olur