| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| Marine Biology | ||||
| Marine Biology | south-east n. | güneydoğu | ||
|
Above all, it is an important member of ASEAN, our partner community in South-East Asia. Her şeyden önce, Güneydoğu Asya'daki ortak topluluğumuz ASEAN'ın önemli bir üyesidir. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Politics | south-east european cooperation process n. | güneydoğu avrupa işbirliği süreci | ||
| Politics | south-east european cooperation process n. | güneydoğu avrupa işbirliği süreci | ||
| Institutes | ||||
| Institutes | association of south east asian nations n. | güneydoğu asya ülkeleri birliği | ||
| Institutes | south east european cooperation initiative n. | güneydoğu avrupa işbirliği inisiyatifi | ||
| Military | ||||
| Military | joint sub-regional command south-east n. | güneydoğu avrupa müşterek alt bölge komutanlığı | ||
| Military | commander joint command south-east n. | nato güneydoğu avrupa müşterek kuvvetler komutanı | ||
| British Slang | ||||
| British Slang | sort (mainly london/south-east use) n. | afet | ||
| British Slang | sort (mainly london/south-east use) n. | çekici kadın | ||
