Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
German - English
History
force something
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"force something"
with other terms in English Turkish Dictionary : 151 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
force somebody to do something
v.
gırtlağına basmak
2
General
force (someone) to (do something)
v.
mecbur bırakmak
Phrasals
3
Phrasals
serve as the driving force (behind someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) arkasındaki itici güç olmak
4
Phrasals
serve as the driving force (behind someone or something)
v.
(bir şeyi) körükleyen/teşvik eden etken olmak
5
Phrasals
serve as the driving force (behind someone or something)
v.
(bir şeyi) yapmaya sevk/teşvik etmek
6
Phrasals
serve as the driving force (behind someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) harekete geçiren/teşvik eden etken/güç olmak
7
Phrasals
force someone out of something
v.
birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak
8
Phrasals
force somebody into something
v.
birini bir şeye zorlamak
9
Phrasals
force someone to do something
v.
birini bir şey yapmaya zorlamak
10
Phrasals
force someone or something down
v.
birini veya bir şeyi etkisiz hale getirmek
11
Phrasals
force someone or something down
v.
birini veya bir şeyi yakalamak
12
Phrasals
force someone or something down
v.
birini veya bir şeyi yere yatırmak
13
Phrasals
force something down
v.
zorla yutmak
14
Phrasals
force something down
v.
zorla yemek
15
Phrasals
force something down
v.
kendini yutmaya zorlamak
16
Phrasals
force something down
v.
kendini yemeye zorlamak
17
Phrasals
force something down
v.
alçalmaya zorlamak
18
Phrasals
force something down
v.
inişe zorlamak
19
Phrasals
force something down
v.
zorla yutmak
20
Phrasals
force something down
v.
kendini yutmaya zorlamak
21
Phrasals
force (someone or something) in
v.
(birini/bir şeyi) bir yere girmeye zorlamak
22
Phrasals
force (someone or something) in
v.
(birini/bir şeyi) zorla bir yere sokmak
23
Phrasals
force (someone or something) in
v.
(birini/bir şeyi) bir yere tıkmak
24
Phrasals
force (someone or something) in
v.
(birini/bir şeyi) bir yere sokuşturmak
25
Phrasals
force (someone or something) in
v.
(birini/bir şeyi) bir yere dürtmek
26
Phrasals
force (someone or something) in
v.
(birini/bir şeyi) ezerek sokmak
27
Phrasals
force (someone or something) off (of) (something)
v.
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla ayırmak
28
Phrasals
force (someone or something) off (of) (something)
v.
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla koparmak
29
Phrasals
force (someone or something) off (of) (something)
v.
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla çıkarmak
30
Phrasals
force (someone or something) off (of) (something)
v.
(birini/bir şeyi) bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek
31
Phrasals
force (someone or something) off (of) (something)
v.
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla kaldırmak
32
Phrasals
force (someone or something) off (of) (something)
v.
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak
33
Phrasals
force (someone or something) off (of) (something)
v.
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak
34
Phrasals
force (someone or something) off (of) (something)
v.
(birini/bir şeyi) bir yerden el çekmeye zorlamak
35
Phrasals
force (someone or something) off (of) (something)
v.
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya razı etmek
36
Phrasals
force someone or something off (of) something
v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla ayırmak
37
Phrasals
force someone or something off (of) something
v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla koparmak
38
Phrasals
force someone or something off (of) something
v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla çıkarmak
39
Phrasals
force someone or something off (of) something
v.
birini/bir şeyi bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek
40
Phrasals
force someone or something off (of) something
v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla kaldırmak
41
Phrasals
force someone or something off (of) something
v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak
42
Phrasals
force someone or something off (of) something
v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak
43
Phrasals
force someone or something off (of) something
v.
birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak
44
Phrasals
force someone or something off (of) something
v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya razı etmek
45
Phrasals
force someone or something off (of) something
v.
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne atmak
46
Phrasals
force someone or something off (of) something
v.
(birini/bir şeyi başka birinin) sorumluluğuna vermek
47
Phrasals
force someone or something off (of) something
v.
(birini/bir şeyi başka birinin) sırtına yüklemek
48
Phrasals
force someone or something off (of) something
v.
(birini/bir şeyi başka birine) emanet etmek
49
Phrasals
force someone or something off (of) something
v.
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne yıkmak
50
Phrasals
and force someone or something off
v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla ayırmak
51
Phrasals
and force someone or something off
v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla koparmak
52
Phrasals
and force someone or something off
v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla çıkarmak
53
Phrasals
and force someone or something off
v.
birini/bir şeyi bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek
54
Phrasals
and force someone or something off
v.
birini/bir şeyi bir yerden zorla kaldırmak
55
Phrasals
and force someone or something off
v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak
56
Phrasals
and force someone or something off
v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak
57
Phrasals
and force someone or something off
v.
birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak
58
Phrasals
and force someone or something off
v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya razı etmek
59
Phrasals
and force someone or something off
v.
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne atmak
60
Phrasals
and force someone or something off
v.
(birini/bir şeyi başka birinin) sorumluluğuna vermek
61
Phrasals
and force someone or something off
v.
(birini/bir şeyi başka birinin) sırtına yüklemek
62
Phrasals
and force someone or something off
v.
(birini/bir şeyi başka birine) emanet etmek
63
Phrasals
and force someone or something off
v.
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne yıkmak
64
Phrasals
force on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bir şeyi dayatmak
65
Phrasals
force on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) bir şey yapmak zorunda bırakmak
66
Phrasals
force on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) sırtına bir şey yüklemek
67
Phrasals
force on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne bir şey yıkmak
68
Phrasals
force on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) devam etmeye zorlamak
69
Phrasals
force on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) zorla devam etmesini sağlamak
70
Phrasals
force on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) üstelemek
71
Phrasals
force on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) zorlamak
72
Phrasals
force on (someone or something)
v.
(birine) tecavüz etmek
73
Phrasals
force on (someone or something)
v.
(birinin) zorla ırzına geçmek
74
Phrasals
force someone or an animal from something
v.
birini/bir hayvanı zorla bir şeyden/yerden göndermek
75
Phrasals
force someone or an animal from something
v.
birini/bir hayvanı zorla bir şeyden/yerden uzaklaştırmak
76
Phrasals
force (oneself) on (someone or something)
v.
tecavüz etmek
77
Phrasals
force (oneself) on (someone or something)
v.
gasp etmek
78
Phrasals
force (someone or an animal) out of (something)
v.
(birini/bir hayvanı bir şeyden) zorla çıkarmak
79
Phrasals
force (someone or an animal) out of (something)
v.
(birini/bir hayvanı bir şeyden) zorla uzaklaştırmak
80
Phrasals
force (someone) out of (something)
v.
(birini) istifaya zorlamak
81
Phrasals
force (someone) out of (something)
v.
(birini pozisyonunu/koltuğunu) bırakmaya zorlamak
82
Phrasals
force (someone) out of (something)
v.
(birini pozisyonundan) ayrılmaya zorlamak
83
Phrasals
force (someone) out of (something)
v.
(birini) istifa etmek/pozisyonundan ayrılmak zorunda bırakmak
84
Phrasals
force (someone) out of (something)
v.
(birini bir yerden) el çekmeye zorlamak
85
Phrasals
force (someone or something) into (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) zorla sığdırmak
86
Phrasals
force (someone or something) into (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) tıkmak
87
Phrasals
force (someone or something) into (something)
v.
(birini/bir şeyi) zorla (bir şeye/yere) sokmak
88
Phrasals
force (someone or something) into (something)
v.
(birini/bir şeyi) zorla (bir şeye/yere) itmek
89
Phrasals
force (someone or something) into (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine itmek
90
Phrasals
force (someone or something) into (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine zorla sokmak
91
Phrasals
force (someone or something) into (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine düşürmek
92
Phrasals
force (someone or something) into (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine girmek zorunda bırakmak
93
Phrasals
force (something) into (something)
v.
(bir şeyi bir şeyin) içine doğru zorla itmek
94
Phrasals
force (someone or something) off on (someone )
v.
(birini/bir şeyi birine) yamamak
95
Phrasals
force (someone or something) off on (someone )
v.
(birini/bir şeyi birine) yıkmak
96
Phrasals
force (someone or something) through (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) zorla sığdırmak
97
Phrasals
force (someone or something) through (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) tıkmak
98
Phrasals
force (something) through (something)
v.
(bir şeyi bir şeye) kabul ettirmeye çalışmak
99
Phrasals
force (something) through (something)
v.
(bir şeyi bir şeyin) onayından geçirmeye çalışmak
100
Phrasals
force (something) through (something)
v.
(bir şeyi bir şeyden) geçirmeye çalışmak
101
Phrasals
force (someone or something) on
v.
(birini/bir şeyi) devam etmeye zorlamak
102
Phrasals
force (something) on (one)
v.
(birine bir şey) dayatmak
103
Phrasals
force (something) on (one)
v.
(birinin) üstüne (bir şey) yıkmak
104
Phrasals
force someone or something out of something
v.
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden zorla çıkarmak
105
Phrasals
force someone or something out of something
v.
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden çıkmaya/ayrılmaya zorlamak
106
Phrasals
force someone or something out of something
v.
birini/bir şeyi konumunu bırakmaya zorlamak
107
Phrasals
force someone or something out of something
v.
birine/bir şeye el çektirmek
108
Phrasals
force someone or something out of something
v.
birini/bir şeyi konumundan ayrılmaya zorlamak
109
Phrasals
force someone or something out
v.
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden zorla çıkarmak
110
Phrasals
force someone or something out
v.
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden çıkmaya/ayrılmaya zorlamak
111
Phrasals
force someone or something out
v.
birini/bir şeyi konumunu bırakmaya zorlamak
112
Phrasals
force someone or something out
v.
birine/bir şeye el çektirmek
113
Phrasals
force someone or something out
v.
birini/bir şeyi konumundan ayrılmaya zorlamak
Idioms
114
Idioms
the driving force (behind something)
n.
(bir şeyin arkasındaki) itici güç
115
Idioms
the driving force (behind something)
n.
(bir şeyin ardındaki) körükleyici/teşvik edici etken
116
Idioms
the driving force (behind something)
n.
(bir şeyin arkasındaki) neden/sebep
117
Idioms
the driving force (behind something)
n.
(bir şeyin arkasındaki) kışkırtıcı güç/unsur
118
Idioms
the driving force (behind something)
n.
(bir şeyin arkasındaki) motive edici güç
119
Idioms
driving force behind (something)
n.
(bir şeyin) arkasındaki itici güç
120
Idioms
driving force behind (something)
n.
(bir şeyin) ardındaki körükleyici/teşvik edici etken
121
Idioms
driving force behind (something)
n.
(bir şeyin) arkasındaki neden/sebep
122
Idioms
driving force behind (something)
n.
(bir şeyin) arkasındaki kışkırtıcı güç/unsur
123
Idioms
driving force behind (something)
n.
(bir şeyin) arkasındaki motive edici güç
124
Idioms
serve as the driving force (behind someone or something)
v.
arkasındaki neden/sebep/itici güç olmak
125
Idioms
serve as the driving force (behind someone or something)
v.
arkasında olup cesaret/güç vermek
126
Idioms
force someone off something
v.
birini istifaya zorlamak
127
Idioms
put something into force
v.
bir şeyi uygulamaya koymak
128
Idioms
put something into force
v.
bir şeyi yürürlüğe almak
129
Idioms
put something into force
v.
bir şeyi yürürlüğe sokmak
130
Idioms
force something down someone's throat
v.
birine bir şeyi dayatmak
131
Idioms
force something up
v.
fiyatını yükseltmek
132
Idioms
force someone or something down someone's throat
v.
zorla yedirmek
133
Idioms
force someone or something down someone's throat
v.
zorla kabul ettirmek
134
Idioms
force someone or something down someone's throat
v.
zorla yutturmak
135
Idioms
ram/force something down somebody’s throat
v.
birine bir şeyi dayatmak
136
Idioms
ram/force something down somebody’s throat
v.
ümüğüne çökmek
137
Idioms
ram/force something down somebody’s throat
v.
gırtlağına basmak
138
Idioms
ram/force something down somebody’s throat
v.
birine baskı yapmak
139
Idioms
ram/force something down somebody’s throat
v.
birine bir şeyi empoze etmek
140
Idioms
ram/force something down somebody’s throat
v.
birine bir şeyi zorla kabul ettirmeye/baskı kurarak benimsetmeye çalışmak
141
Idioms
serve as the driving force (behind someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin arkasında) kışkırtıcı güç/unsur olmak
142
Idioms
serve as the driving force (behind someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin arkasında) motive eden/motivasyon veren güç olmak
143
Idioms
serve as the driving force (behind someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin arkasında) yüreklendirici güç/unsur olmak
144
Idioms
bring (something) into force
v.
(bir şeyi) yürürlüğe koymak
145
Idioms
bring (something) into force
v.
(bir şeye) işlerlik kazandırmak
146
Idioms
bring (something) into force
v.
(bir şeyi) uygulamaya sokmak
147
Idioms
bring (something) into force
v.
(bir şeyi) etkin/geçerli hale getirmek
148
Idioms
force (something) down (one's) throat
v.
(birine) zorla (bir şey) yutturmak
149
Idioms
force (something) down (one's) throat
v.
(birine) zorla (bir şey) yedirmek
150
Idioms
force (something) down (one's) throat
v.
(birine bir şey) dayatmak
151
Idioms
force (something) down (one's) throat
v.
(birini bir şeyi) kabul etmeye zorlamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of force something
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy