History

get on someone

Meanings of "get on someone" with other terms in English Turkish Dictionary : 224 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	get someone on the ground v.	birini yere yatırmak
Phrasals
2	Phrasals	let someone get on with something v.	birinin birşeyi yapmayı sürdürmesine izin vermek
3	Phrasals	get sick on someone v.	birinin üzerine kusmak
4	Phrasals	get sick on someone v.	birinin üstüne kusmak
5	Phrasals	get down on (someone or something) v.	(birinin veya bir şeyin) üstüne gitmek
6	Phrasals	get down on (someone or something) v.	(birine veya bir şeye) negatif yaklaşmak
7	Phrasals	get down on (someone or something) v.	(birine veya bir şeye karşı) negatif düşüncelere sahip olmak
8	Phrasals	get down on someone v.	birini eleştirmek
9	Phrasals	get down on someone v.	birinin üstüne gitmek
10	Phrasals	get down on someone v.	biriyle uğraşmak
11	Phrasals	get back (to someone) (on something) v.	(birine/bir şeye) dönmek
12	Phrasals	get back (to someone) (on something) v.	(birine/bir şeye) geri dönmek
13	Phrasals	get back (to someone) (on something) v.	(birine/bir şeye) geri dönüş yapmak
14	Phrasals	get back (to someone) (on something) v.	sonradan (biriyle) konuşmaya devam etmek
15	Phrasals	get back (to someone) (on something) v.	(birine) bir bilgiyle geri dönmek
16	Phrasals	get back (to someone) (on something) v.	(birine) bir bilgiyle dönüş yapmak
17	Phrasals	get (something) on (someone) v.	elinde birine karşı suçlayıcı kanıt olmak
18	Phrasals	get (something) on (someone) v.	birine karşı kanıtı/delili olmak
19	Phrasals	get (something) on (someone) v.	birine karşı bir avantajı olmak
20	Phrasals	get (something) on (someone) v.	birine karşı bir üstünlüğü olmak
21	Phrasals	get someone on(to) someone or something v.	birini bir şeye/birine eşlik etmesi için görevlendirmek
22	Phrasals	get someone on(to) someone or something v.	birini bir şeye/birine katılması için görevlendirmek
23	Phrasals	get someone on(to) someone or something v.	birini bir şeye/birine bakması için atamak
24	Phrasals	get someone on(to) someone or something v.	birini bir şeyle/biriyle ilgilenmesi için atamak
25	Phrasals	get on(to) someone (about something) v.	birine (bir şeyi) hatırlatmak
26	Phrasals	get on(to) someone (about something) v.	birine (bir şey) hakkında hatırlatma yapmak
27	Phrasals	get something on someone v.	birinin hakkında ona karşı bir bilgi edinmek
28	Phrasals	get something on someone v.	birinin hakkında ona zarar verecek bir bilgi edinmek
29	Phrasals	get something on someone v.	birinin bir açığını yakalamak
30	Phrasals	get something on someone v.	bir şeye binmek
31	Phrasals	get something on someone v.	bir şeye bindirmek
32	Phrasals	get something on someone v.	üzerine bir şey almak/giymek
33	Phrasals	get something on someone v.	biriyle iyi geçinmek
34	Phrasals	get something on someone v.	biriyle uyumlu olmak
35	Phrasals	get something on someone v.	iyi götürmek
36	Phrasals	get something on someone v.	iyi idare etmek
37	Phrasals	get something on someone v.	iyi gitmek
38	Phrasals	get something on someone v.	bir şeyde ilerlemek
39	Phrasals	get something on someone v.	bir şeyi devam ettirmek
40	Phrasals	get something on someone v.	anlamak
41	Phrasals	get something on someone v.	çakmak
42	Phrasals	get something on someone v.	farkına varmak
43	Phrasals	get something on someone v.	öğrenmek
44	Phrasals	get on someone v.	birinin üstüne gitmek
45	Phrasals	get on someone v.	birini sıkıştırmak
46	Phrasals	get on someone v.	birini taciz etmek
47	Phrasals	get on someone v.	birine sıkıntı vermek
48	Phrasals	get on someone v.	birinin başının etini yemek
49	Phrasals	get on someone v.	birini rahat bırakmamak
50	Phrasals	get someone on someone or something v.	birini birinin/bir şeyin yanına vermek
51	Phrasals	get someone on someone or something v.	birini biriyle/bir şeyle ilgilenmesi için görevlendirmek
52	Phrasals	get someone on someone or something v.	birini birine/bir şeye bakması için görevlendirmek
53	Phrasals	get on (with someone) v.	(biriyle) geçinmek
54	Phrasals	get on (without someone or something) v.	(biri/bir şey olmadan) devam etmek
55	Phrasals	get on (without someone or something) v.	(biri/bir şey olmadan) hayatta kalmak
56	Phrasals	get on (without someone or something) v.	(biri/bir şey olmadan) idare etmek
57	Phrasals	get on (without someone or something) v.	(biri/bir şey olmadan) ayakta kalmak
58	Phrasals	get on (without someone or something) v.	(biri/bir şey olmadan) başının çaresine bakmak
59	Phrasals	get on (without someone or something) v.	(biri/bir şey olmadan) dayanmak
60	Phrasals	get on someone v.	birine baskı yapmak
61	Phrasals	get on someone v.	birinin tepesine binmek
62	Phrasals	get on someone v.	birini taciz etmek
63	Phrasals	get on someone v.	birinin başının etini yemek
64	Phrasals	get on someone v.	birini sıkıştırmak
65	Phrasals	get on someone (about something) v.	(birine bir şeyi) hatırlatmak
66	Phrasals	get someone on someone or something v.	birini biri/bir şey için görevlendirmek
67	Phrasals	get someone on someone or something v.	birini birine/bir şeye bakması için atamak/görevlendirmek
68	Phrasals	get on (with someone) v.	(biriyle) iyi arkadaş olmak
69	Phrasals	get on (with someone) v.	(biriyle) iyi geçinmek
70	Phrasals	get on (with someone) v.	(biriyle) arası iyi olmak
71	Phrasals	get on (without someone or something) v.	(biri/bir şey) olmadan idare etmek
72	Phrasals	get on (without someone or something) v.	(biri/bir şey olmadan) geçinmek
73	Phrasals	get on someone v.	birinin üstüne gitmek
74	Phrasals	get on someone (about something) v.	birine (bir şeyi) hatırlatmak
75	Phrasals	get on (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) üstüne gitmek
76	Phrasals	get on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) sıkıştırmak
77	Phrasals	get on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) taciz etmek
78	Phrasals	get on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) sıkıntı vermek
79	Phrasals	get on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) rahat bırakmamak
80	Phrasals	get on to (someone) [uk/ireland] v.	(biriyle) temasa geçmek
81	Phrasals	get on to (someone) [uk/ireland] v.	(biriyle) temas kurmak
82	Phrasals	get on to (someone) [uk/ireland] v.	(birini) aramak
83	Phrasals	get on to (someone) [uk/ireland] v.	(birine) telefonla ulaşmak
84	Phrasals	get on to (someone) [uk/ireland] v.	(biriyle) irtibat kurmak
85	Phrasals	get on with (someone) v.	(biriyle) iyi geçinmek
86	Phrasals	get on with (someone) v.	(biriyle) anlaşmak
87	Phrasals	get on with (someone) v.	(biriyle) uyuşmak
88	Phrasals	get on with (someone) v.	(biriyle) geçinmek
89	Phrasals	get on with (someone) v.	(biriyle) arkadaş olmak
Colloquial
90	Colloquial	get a wire on someone v.	birinin üzerine dinleme cihazı bağlamak
91	Colloquial	get tough on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) sert olmak/davranmak
92	Colloquial	get tough on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) müsamahasız olmak/davranmak
93	Colloquial	get tough on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) acımasız olmak/davranmak
Idioms
94	Idioms	get the bulge on (someone or something) v.	avantaj/üstünlük elde etmek
95	Idioms	get soft on someone v.	birine gereken sertliği göstermemek
96	Idioms	get on a first-name basis with someone v.	biriyle senli benli olmak
97	Idioms	get the upper hand on someone v.	bir adım önde olmak
98	Idioms	get the upper hand on someone v.	birine üstünlük sağlamak
99	Idioms	get on the wrong side of someone v.	birinin gözünden düşmek
100	Idioms	get soft on someone v.	birine gerekli sertlikte davranmak
101	Idioms	get on a first-name basis with someone v.	birini çok iyi tanımak
102	Idioms	get a hold on someone v.	biri üzerinde büyük bir etkisi olmak
103	Idioms	get the draw on someone v.	birisinden avantajlı durumda olmak
104	Idioms	get secure influence on someone v.	birinin üstüne büyük bir etkisi olmak
105	Idioms	get soft on someone v.	birini abayı yakmak
106	Idioms	get soft on someone v.	birine yumuşak davranmak
107	Idioms	get a strong hold on someone v.	birinin üstüne büyük bir etkisi olmak
108	Idioms	get a crush on someone v.	birine gönül bağlamak
109	Idioms	get a bead on someone v.	birisine nişan almak
110	Idioms	get a strong influence on someone v.	biri üzerinde büyük bir etkisi olmak
111	Idioms	get a hard on for someone v.	birine kafayı takmak ve onunla uğraşmak
112	Idioms	get on the good side of someone v.	birinin gözüne girmek
113	Idioms	get on a first-name basis with someone v.	birisiyle iyi arkadaş olmak
114	Idioms	get tough on someone v.	birisine sert davranmak
115	Idioms	get the upper hand on someone v.	birine karşı avantajlı durumda bulunmak
116	Idioms	get the draw on someone v.	birisini geçmek
117	Idioms	get on a first-name basis with someone v.	iyi arkadaşı olmak
118	Idioms	get one's own back on someone v.	intikamını almak
119	Idioms	get one's own back on someone v.	kuyruk acısını çıkartmak
120	Idioms	get the goods on someone v.	suçlu olduğunu ispat etmek
121	Idioms	get the goods on someone v.	suç delillerini elde etmek
122	Idioms	get on a first-name basis with someone v.	senli benli olmak
123	Idioms	get the last laugh on someone v.	son gülen olmak
124	Idioms	get on top of someone v.	(sorun) baş edilemez hale gelmek
125	Idioms	get on top of someone v.	yükü altında ezilmek/kalmak
126	Idioms	get on top of someone v.	(sorun) içinden çıkılmaz bir hal almak
127	Idioms	get the upper hand on someone v.	vaziyete hakim olmak
128	Idioms	get a bead on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) nişan almak
129	Idioms	get a bead on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) namlu/silah doğrultmak
130	Idioms	get a bead on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) hedef almak
131	Idioms	get a bead on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) dikkat çekmek
132	Idioms	get a bead on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) odaklanmak
133	Idioms	get a bead on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) iyice anlamak
134	Idioms	get a bead on (someone or something) v.	iyice farkına varmak
135	Idioms	get a bead on (someone or something) v.	anlamak
136	Idioms	get the drop on (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek
137	Idioms	get the drop on (someone or something) v.	(birine/bir şeye karşı) bir avantaj elde etmek/avantajlı duruma geçmek
138	Idioms	get the drop on (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) bir adım önde olmak/öne geçmek
139	Idioms	get a leg up on (someone) v.	(birine) karşı avantajlı durumda olmak
140	Idioms	get a leg up on (someone) v.	(birine) karşı avantaj kazanmak
141	Idioms	get a leg up on (someone) v.	bir adım önde olmak
142	Idioms	get a leg up on (someone) v.	bir adım öne geçmek
143	Idioms	get on the wrong side of someone v.	birinin gözünden düşmek
144	Idioms	get on the wrong side of someone v.	birinin antipatisini kazanmak/çekmek
145	Idioms	get on the wrong side of someone v.	biriyle arasını bozmak
146	Idioms	get on the bad side of (someone) v.	(birinin) tersine gitmek
147	Idioms	get on the bad side of (someone) v.	(birinin) canını sıkmak
148	Idioms	get on the bad side of (someone) v.	(birini) sinirlendirecek bir şey yapmak
149	Idioms	get on the bad side of (someone) v.	(biriyle) kötü olmak
150	Idioms	get on the bad side of (someone) v.	(birine) ters gitmek
151	Idioms	get on the bad side of (someone) v.	(biriyle) arayı bozmak
152	Idioms	get one up on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
153	Idioms	get one up on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak
154	Idioms	get one up on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı üstünlük elde etmek
155	Idioms	get one up on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak
156	Idioms	get one up on (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) bir adım önde olmak
157	Idioms	get an eyeball on someone/something v.	birini/bir şeyi görmek
158	Idioms	get an eyeball on someone/something v.	birini/bir şeyi fark etmek
159	Idioms	get an eyeball on someone/something v.	biri/bir şey gözüne ilişmek
160	Idioms	get (one's) hands on (someone) v.	(birini) yakalamak
161	Idioms	get (one's) hands on (someone) v.	(birini) eline geçirmek
162	Idioms	get a fix on someone/something v.	birini/bir şeyi çözmek
163	Idioms	get a fix on someone/something v.	birini/bir şeyi anlamak
164	Idioms	get a fix on someone/something v.	birinin/bir şeyin ne olduğunu bilmek/anlamak
165	Idioms	get a fix on someone/something v.	birini/bir şeyi açık bir şekilde anlamak
166	Idioms	get a jump on someone/something v.	birinden/bir şeyden önce/erken davranmak
167	Idioms	get a jump on someone/something v.	rakibine/bir şeye karşı avantajlı başlamak
168	Idioms	get a jump on someone/something v.	birinden/bir şeyden erken başlamak
169	Idioms	get a jump on someone/something v.	birinin/bir şeyin (bir adım) önünde başlamak
170	Idioms	get the jump on someone/something [us] v.	birinden/bir şeyden önce/erken davranmak
171	Idioms	get the jump on someone/something [us] v.	rakibine/bir şeye karşı avantajlı başlamak
172	Idioms	get the jump on someone/something [us] v.	birinden/bir şeyden erken başlamak
173	Idioms	get the jump on someone/something [us] v.	birinin/bir şeyin (bir adım) önünde başlamak
174	Idioms	get a line on someone [us] v.	biri hakkında bilgi almak
175	Idioms	get a line on someone [us] v.	biri hakkında bilgi edinmek
176	Idioms	get a line on someone [us] v.	biri hakkında gerekli bilgilere ulaşmak
177	Idioms	get a line on someone [us] v.	biri hakkında gerekli bilgiye ulaşmak
178	Idioms	get an eyeball on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) görmek
179	Idioms	get an eyeball on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) fark etmek
180	Idioms	get an eyeball on (someone or something) v.	(biri/bir şey) gözüne ilişmek
181	Idioms	get an edge on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı avantajı ele geçirmek
182	Idioms	get an edge on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
183	Idioms	get an edge on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
184	Idioms	get an edge on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak
185	Idioms	get the edge on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı avantajı ele geçirmek
186	Idioms	get the edge on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
187	Idioms	get the edge on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
188	Idioms	get the edge on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak
189	Idioms	get revenge on (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) intikam almak
190	Idioms	get revenge on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) ödetmek
191	Idioms	get revenge on (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) hıncını almak
192	Idioms	get revenge on (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) öç almak
193	Idioms	get revenge on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) misilleme yapmak
194	Idioms	get the draw on (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) avantajlı durumda olmak
195	Idioms	get the draw on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) geçmek
196	Idioms	get the draw on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) enselemek
197	Idioms	get the jump on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
198	Idioms	get the jump on (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) erken davranmak
199	Idioms	get the jump on (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek
200	Idioms	get the lowdown (on someone or something) v.	(biri/bir şey hakkında) derinlemesine bilgi sahibi olmak
201	Idioms	get the lowdown (on someone or something) v.	(biri/bir şey hakkında) kapsamlı ayrıntılar almak veya bulmak
202	Idioms	get the upper hand on (someone or something) v.	(birine/bir şeye karşı) büyük avantaj sağlamak
203	Idioms	get the upper hand on (someone or something) v.	(birine/bir şeye karşı) üstün çıkmak/üstünlük sağlamak
204	Idioms	get the upper hand on (someone or something) v.	(birine/bir şeye karşı) galip gelmek
205	Idioms	get the upper hand on (someone or something) v.	(biri/bir şey karşısında) öne geçmek
206	Idioms	get the upper hand on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) alt etmek
207	Idioms	get your hands on someone v.	birini yakalayıp/enseleyip cezasını vermek
Slang
208	Slang	get on real well with someone v.	aynı frekansta olmak
209	Slang	get the low-down on someone v.	biri hakkında bütün gerçekleri öğrenmek
210	Slang	get on real well with someone v.	birinin arkadaşlığından çok hoşnut olmak
211	Slang	get on real well with someone v.	çok iyi anlaşmak
212	Slang	get the drop on someone v.	silahına erken davranmak
213	Slang	get the drop on someone v.	silahını karşısındakinden önce çekmek
214	Slang	get the drop on someone v.	silahını ilk doğrultan olmak
215	Slang	get the drop on someone v.	birine karşı avantaj sağlamak/elde etmek
216	Slang	get the drop on someone v.	birinden bir adım önde olmak
217	Slang	get the drop on someone v.	birinden önde olmak
218	Slang	get the drop on someone v.	birinin önüne geçmek
219	Slang	get the drop on someone v.	birine karşı avantajlı duruma geçmek
220	Slang	get a 20 on (someone) v.	(birinin) yerini bilmek
221	Slang	get a 20 on (someone) v.	(birinin) konumunu bilmek
222	Slang	get a 20 on (someone) v.	(birinin) lokasyonunu bilmek
223	Slang	get a 20 on (someone) v.	(birinin) yerini/konumunu belirlemek
224	Slang	get a 20 on (someone) v.	(birinin) yerini/konumunu saptamak