Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | gösteriler | demonstrations n. | ||
There is no room for strikes and demonstrations, or for freedom of association, freedom of religion or free elections. Grev ve gösterilere, örgütlenme özgürlüğüne, din özgürlüğüne ya da serbest seçimlere yer yoktur. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | festivallerde canlı hayvanları ısırmak gibi vahşet içeren gösteriler yapan kimse | geek n. |
General | daha iyi akrobatik gösteriler yapmak | outstunt v. |
Colloquial | ||
Colloquial | insanları etkilemek için tehlikeli işler/gösteriler yapan kişi | hot dog n. |
Colloquial | cesur gösteriler yapan kişi | hot dog n. |
Colloquial | bisiklet veya motosikletin ön tekerleklerini kaldırarak yapılan gösteriler | wheelies n. |
Colloquial | insanları etkilemek için tehlikeli işler/gösteriler yapmak | hot dog v. |
Colloquial | cesur gösteriler yapmak | hot dog v. |
Politics | ||
Politics | hükümet karşıtı gösteriler | anti-government demonstrations n. |
Computer | ||
Computer | özel gösteriler | custom shows n. |
Marine Biology | ||
Marine Biology | kuzey atlantik ve akdeniz'de yaygın bulunan, genellikle su parklarında canlı gösteriler için eğitilen bir yunus balığı | atlantic bottlenose dolphin (tursiops truncatus) n. |
Slang | ||
Slang | tehlikeli gösteriler/şovlar yapan kişi | evel knievel n. |