lay someone - Turkish English Dictionary
History

lay someone

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "lay someone" with other terms in English Turkish Dictionary : 171 result(s)

English Turkish
General
lay someone to rest v. cenazeyi toprağa vermek
not to lay a finger on someone v. kılına dokunmamak
lay a snare under someone v. ardından kuyu kazmak
lay eyes on someone v. gözüne birini kestirmek
lay eyes on someone v. birini gözüne kestirmek
lay eyes on someone v. birisini gözüne kestirmek
lay something before someone v. takdirine/kararına sunmak
lay something before someone v. birisine bir şey sunmak
Phrasals
lay someone away v. birisini gömmek
lay something on someone v. birinin üstüne bir şey (battaniye/örtü) sermek
lay something aside for someone v. birisi için bir şey ayırmak
lay it off on someone v. suçu birinin üzerine atmak
lay something for someone v. sofra/yemek/öğün hazırlamak
lay someone down v. (hastayı/bebeği) yatırmak
lay something over someone v. (birinin üzerine) (örtü/battaniye) sermek/örtmek
lay (something) on (someone or something) v. (bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne koymak
lay (something) on (someone or something) v. (bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bırakmak
lay (something) on (someone or something) v. (bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne sermek
lay (something) on (someone or something) v. (bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne atmak/yıkmak
lay (something) on (someone or something) v. (bir şeyi birine/bir şeye) dayatmak/zorla benimsetmek
lay into (someone) v. (birine) sözlü saldırıda bulunmak
lay into (someone) v. (birini) azarlamak
lay into (someone) v. (birini) haşlamak
lay into (someone) v. (birine) fiziksel olarak saldırmak
lay into (someone) v. (birini) pataklamak
lay into (someone) v. (birine) dayak atmak
lay into (someone) v. (birine) girişmek
lay into (someone) v. (birine) kafa göz dalmak
lay into (someone) v. (birine) saldırmak
lay into (someone) v. (birini) dövmek
lay someone out v. birinin naaşını cenazeye/gömülmeye hazırlamak
lay someone or something into something v. birini/bir şeyi bir şeyin içine koymak
lay someone or something into something v. birini/bir şeyi bir şeyin içine yatırmak
lay someone or something in something v. birini/bir şeyi bir şeyin içine koymak
lay someone or something in something v. birini/bir şeyi bir şeyin içine yatırmak
lay off someone v. birini yalnız/bir başına bırakmak
lay (someone or something) against (something) v. (birini/bir şeyi bir şeye) dayamak/yaslamak
lay (someone or something) alongside (someone or something) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına yatırmak
lay (someone or something) alongside (someone or something) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına uzatmak
lay (someone or something) alongside (someone or something) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına koymak
lay (someone or something) before (someone or something) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne yatırmak
lay (someone or something) before (someone or something) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak
lay (something) before (someone or something) [old-fashioned] v. (birine/bir şeye bir şey) sunmak
lay (something) before (someone or something) [old-fashioned] v. (bir konuyu, durumu, meseleyi birine/bir şeye) taşımak
lay (something) before (someone or something) [old-fashioned] v. (bir konuyu, durumu, meseleyi birinin/bir şeyin) önüne getirmek
lay (something) for (someone or something) v. (biri/bir şey) için (bir şey/bir tuzak) hazırlamak
lay (something) for (someone or something) v. (birine/bir şeye) pusu kurmak
lay (something) under (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) altına (bir şey) koymak
lay (something) under (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) altına (bir şey) yerleştirmek
lay (something) under (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) altına (bir şey) sermek
lay (something) under (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) altını (bir şeyle) kaplamak
lay aside (something) for (someone or something) v. (biri/bir şey) için (bir şey) ayırmak
lay aside (something) for (someone or something) v. (bir şeyi biri/bir şey) için kenara koymak/ayırmak
lay aside (something) for (someone or something) v. (bir şeyi biri/bir şey) için tutmak
lay behind (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) arkasına koymak
lay behind (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) arkasına yaslamak/dayamak
lay behind (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) geçmişinde olmak/kalmak
lay for (someone or something) [old-fashioned] v. (birini/bir şeyi) pusuda beklemek
lay for (someone or something) [old-fashioned] v. (birine/bir şeye) pusu kurmak
lay off (someone/something) v. (birini/bir şeyi) rahat bırakmak
lay off (someone/something) v. (birini/bir şeyi) bırakmak
lay off (someone/something) v. (biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmeyi bırakmak
lay off (someone/something) v. (birini/bir şeyi) düşünmeyi bırakmak
lay out (an amount of money) on (someone or something) v. (biri/bir şey için) (belli bir miktar) para harcamak
lay out (an amount of money) on (someone or something) v. (birine/bir şeye) (belli bir miktar) para yatırmak/bayılmak
lay out (an amount of money) on (someone or something) v. (birine/bir şeye) (belli bir miktar) para bağlamak
lay out for (someone or something) v. (biri/bir şey için) büyük miktarda para harcamak
lay out for (someone or something) v. (birine/bir şeye) büyük miktarda para yatırmak/bayılmak
lay out for (someone or something) v. (birine/bir şeye) büyük miktarda para bağlamak
Colloquial
lay someone low v. birini hasta/yorgun/bitap düşürmek
lay someone low v. birini yere sermek
lay someone low v. birini yatağa düşürmek
lay someone low v. birinin konumunu düşürmek
lay someone low v. birinin şansını yok etmek
lay someone low v. birini şansından/bulunduğu yüksek konumdan etmek
lay something on someone v. birine bir fikir/plan sunmak
lay something on someone v. birini bir şeyle suçlamak
lay something on someone v. birinin üstüne atmak/yıkmak
lay something on someone v. birine bir şey hakkında suç atmak
lay something on someone v. bir şeyi birine söylemek
lay something on someone v. bir şeyi birine anlatmak
lay something on someone v. birine içini dökmek
Idioms
lay someone under the necessity v. birini yükümlülük altına sokmak
lay a trip on someone v. birisini ağır biçimde eleştirmek
lay someone away v. birini son yolculuğuna uğurlamak
lay someone away v. birini toprağa vermek
lay someone away v. birini gömmek
lay someone off from v. birini işten çıkarmak
lay the blame on someone v. başkasını sorumlu tutmak
lay someone out in lavender v. birini azarlamak/haşlamak
lay a heavy trip on someone v. birisini ağır biçimde eleştirmek
lay the finger on someone v. birini suçlamak
lay someone under an obligation v. birini yükümlülük altına sokmak
lay a (heavy) trip on someone v. birisini ağır biçimde eleştirmek
lay someone to sleep v. ebedi istirahatgahına yerleştirmek
lay someone to rest v. ebedi istirahatgahına yerleştirmek
lay someone to rest v. son yolculuğuna uğurlamak
lay the blame on someone v. suçu başkasının üzerine atmak
lay someone to rest v. son uykusuna yatırmak
lay someone to sleep v. son uykusuna yatırmak
lay some sweet lines on someone v. tatlı dil dökerek birisini ikna etmeye çalışmak
lay someone to rest v. (ölüyü) gömmek
lay down the law to someone about something v. (bir konuda) birini terslemek/azarlamak/haşlamak
lay a guilt trip on someone v. yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek
lay some sweet lines on someone v. yağcılık ederek birini kandırmaya çalışmak
lay the finger on someone v. (bir suçluyu vb) işaret etmek
lay someone to sleep v. (ölüyü) gömmek
lay a (heavy) trip on someone v. birini (ağır) şekilde eleştirmek
lay a (heavy) trip on someone v. birine (fena) çıkışmak
lay a (heavy) trip on someone v. birini (fena) azarlamak
lay a (heavy) trip on someone v. birine (ağır) trip atmak
lay a (heavy) trip on someone v. birini (çok) üzmek
lay a (heavy) trip on someone v. birinin kafasını (çok) karıştırmak
lay a (heavy) trip on someone v. birini (çok) şaşırtmak
lay a (heavy) trip on someone v. birine (büyük) şaşkınlık yaşatmak
lay a (heavy) trip on someone v. birini şaşkına çevirmek
lay a (heavy) trip on someone v. birine kendini suçlu hissettirmek
lay a (heavy) trip on someone v. birine suçluluk hissettirmek
lay a (heavy) trip on someone v. birine duygu sömürüsü yapmak
lay a guilt trip on someone v. birine kendini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on someone v. birine suçluluk hissettirmek
lay a guilt trip on someone v. birine duygu sömürüsü yapmak
lay a (heavy) trip on someone v. birine ciddi bir bilgi açıklamak
lay a (heavy) trip on someone v. birine çarpıcı/yıkıcı bir bilgi açıklamak
lay a (heavy) trip on someone v. birine altında ezileceği/ağır bir bilgi vermek
lay (someone) a pound to a penny v. bire on bahse var olmak
lay (someone) a pound to a penny v. bire on koymak
lay (someone) a pound to a penny v. çok büyük olasılıkla (bir şeyin) olacağını düşünmek
lay (someone) a pound to a penny v. çok büyük olasılıkla (bir şeyin) olacağına inanmak
lay store in (something or someone) v. (birine/bir şeye) önem vermek
lay store in (something or someone) v. (birini/bir şeyi) önemsemek
lay store in (something or someone) v. (birine/bir şeye) inanç duymak
lay store in (something or someone) v. (birine/bir şeye) inancı olmak
lay store in (something or someone) v. (birine/bir şeye) güvenmek
lay store in (something or someone) v. (birine/bir şeye) güveni olmak
lay store in (something or someone) v. (birine/bir şeye) inanmak
lay one's hands on (someone, something, or an animal) v. (birine/bir şeye/bir hayvana) elini koymak
lay one's hands on (someone, something, or an animal) v. (birine/bir şeye/bir hayvana) eliyle dokunmak
lay one's hands on (someone, something, or an animal) v. (birinin/bir şeyin/bir hayvanın) üstüne elini koymak
lay one's hands on (someone, something, or an animal) v. (birini/bir şeyi/bir hayvanı) bulmak
lay one's hands on (someone, something, or an animal) v. (birini/bir şeyi/bir hayvanı) ele geçirmek
lay one's hands on (someone, something, or an animal) v. (birini/bir şeyi/bir hayvanı) yakalamak
lay one's hands on (someone, something, or an animal) v. (birini/bir şeyi/bir hayvanı) tutmak
lay one's hands on (someone, something, or an animal) v. (birini/bir şeyi/bir hayvanı) eline geçirmek
lay one's hands on (someone, something, or an animal) v. (birini/bir şeyi/bir hayvanı) yerini tespit etmek
lay hold of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) sıkıca tutmak
lay hold of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) sıkı sıkı tutmak
lay hold of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) sıkıca kavramak/yakalamak
lay hold of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kontrol etmek
lay hold of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) yakalamak
lay hold of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) ele geçirmek
lay your hands on someone v. birini yakalayıp/enseleyip cezasını vermek
lay (something) at the feet of (someone) v. (birini bir şey) için sorumlu tutmak
lay (something) at the feet of (someone) v. (bir şeyden birini) sorumlu tutmak
lay (something) at the feet of (someone) v. (bir şeyi birinin) üstüne atmak
lay a finger on (someone or something) v. (birine/bir şeye) elini sürmek
lay a finger on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) incitmek
lay a finger on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) kılına dokunmak
lay store by (something or someone) v. (birine/bir şeye) inanmak
lay store by (something or someone) v. (birine/bir şeye) güvenmek
lay store by (something or someone) v. (birine/bir şeye) inanç duymak
lay store by (something or someone) v. (birine/bir şeye) inancı/güveni olmak
not lay a finger on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) kılına dokunmamak
not lay a finger on (someone or something) v. (birine/bir şeye) el sürmemek
Slang
lay something on someone v. birini suçlamak
lay something on someone v. birine bir şey (plan/proje) sunmak
lay someone out v. birini azarlamak/haşlamak
lay someone out v. bir vuruşta yere sermek
lay the finger on someone v. suçluyu gammazlamak
lay something on someone v. suçu birinin üstüne atmak
lay the finger on someone v. suçluyu ispiyonlamak