the bulk - Turkish English Dictionary

the bulk

Meanings of "the bulk" in Turkish English Dictionary : 83 result(s)

English Turkish
General
bulk n. büyük kısım
In short, I think we have done the bulk of the work.
Kısacası, işin büyük kısmını yaptığımızı düşünüyorum.

More Sentences
bulk n. çoğunluk
The overwhelming bulk is traded locally or nationally.
Ezici çoğunluk yerel ya da ulusal olarak ticarete konu olmaktadır.

More Sentences
bulk n. cüsse
The bulk of the mountain is visible from around the city.
Dağın cüssesi şehrin etrafından görülebiliyor.

More Sentences
bulk n. büyüklük
Due to its weight and bulk, this truck is relatively slow.
Ağırlığı ve büyüklüğü nedeniyle bu kamyon nispeten yavaştır.

More Sentences
bulk n. toplu
All bulk orders are shipped on Fridays.
Toplu siparişlerin tamamı Cuma günleri gönderilmektedir.

More Sentences
Technical
bulk n. büyüklük
Due to its weight and bulk, this truck is relatively slow.
Ağırlığı ve büyüklüğü nedeniyle bu kamyon nispeten yavaştır.

More Sentences
Computer
bulk toplu
All bulk orders are shipped on Fridays.
Toplu siparişlerin tamamı Cuma günleri gönderilmektedir.

More Sentences
General
bulk n. eşya
bulk n. anaçoğunluk
bulk n. boy
bulk n. yük
bulk n. ekseriyet
bulk n. hacim
bulk n. dökme
bulk n. kargo
bulk n. oylum
bulk n. hantal gövde
bulk n. kargo dökme
bulk n. kütle
bulk n. en önemli kısım
bulk n. esas kısmı
bulk n. gövde
bulk n. dökme yük
bulk n. geniş vücut
bulk n. bağırsakta kütle oluşturan ve sindirimi kolaylaştıran materyal
bulk n. vücut
bulk n. düzenli yapı
bulk n. bütün
bulk v. şişirmek
bulk v. önemli olmak
bulk v. büyütmek
bulk v. büyümek
bulk v. genişlemek
bulk v. şişmek
bulk v. kitle halinde bir araya getirmek
bulk v. (farklı cinsten ürünleri) homojen ürün elde etmek için karıştırmak
bulk v. toplu hale getirmek
bulk v. … miktar kadar etmek
bulk v. çıkıntılı olmak
bulk v. kilolu olmak
bulk v. önemli olmak
bulk v. etkileyici olmak
bulk v. yapışık kütle haline gelmek
bulk v. (arıtma çamuru) normalde yoğunlaşmayan bir kütle oluşturmak
bulk adj. ambalajsız
bulk adj. torbalanmamış
bulk adj. yığınsal
bulk adj. toptan
bulk adj. ambalaj içinde olmayan
Trade/Economic
bulk adj. ambalajsız
bulk adj. büyük partiler halinde
bulk adj. dökme
bulk toptan
bulk toplam
Law
bulk miktar
Technical
bulk n. dökme yük
bulk kabarma
bulk kütle
bulk hacim
bulk kitle
Computer
bulk yığınsal
bulk yığın
Construction
bulk n. dolu parka
bulk gevşek yığın
Transportation
bulk adj. yığma
Marine
bulk n. ambar yükü
bulk kuru yük
Medical
bulk kitle
Food Engineering
bulk n. dökme
bulk n. tuzlanmış balıkların serildiği uzun yığın
bulk yığın
Biochemistry
bulk gövde yoğunluğu
Marine Biology
bulk yığık
Tobacco
bulk n. fermantasyon için serilmiş büyük tütün yığını
Archaeology
bulk oylum
Geology
bulk kütle halinde
Bookbindery
bulk n. kağıt kalınlığı
bulk n. kitabın kapağı dışındaki kalınlığı
bulk n. kitap kağıt yaprağı kalınlığı
bulk n. levha kalınlığı
bulk n. kağıdın ağırlığına oranla kalınlığı
bulk n. levhanın ağırlığına oranla kalınlığı
Archaic
bulk n. binadan çıkıntı yapan küçük yapı

Meanings of "the bulk" with other terms in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

English Turkish
Phrases
the present bulk of (something) adj. (bir şeyin) halihazırdaki/mevcudunun büyük çoğunluğu
Trade/Economic
sell by the bulk v. götürü satmak