Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
History
to work
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"to work"
with other terms in English Turkish Dictionary : 293 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
pension against incapacity to work
n.
iş göremezlik ödeneği
2
General
incapacity to work
n.
iş göremezlik
3
General
will to work
n.
çalışma isteği
4
General
incapacity to work
n.
çalışma gücü kaybı
5
General
ability to work
n.
çalışabilme
6
General
school-to-work transition
n.
öğrencileri iş piyasasına girmeye hazırlamak için tasarlanmış eğitim programı
7
General
ambition to work
n.
çalışma azmi
8
General
eagerness to work
n.
çalışma azmi
9
General
determination to work
n.
çalışma azmi
10
General
capability/ability to do work
n.
iş yapabilme gücü/yeteneği
11
General
permit-to-work
n.
işe başlama izni
12
General
commute to work
n.
işe gidiş
13
General
returning to work
n.
işe dönüş
14
General
be unable to work
v.
elden ayaktan düşmek
15
General
know how to make somebody work efficiently
v.
adam kullanmak
16
General
work out at to
v.
gelmek (belirli bir miktara)
17
General
go back to work
v.
işbaşı yapmak
18
General
set someone to work
v.
birini işe koşmak
19
General
be unable to work out
v.
içinden çıkamamak
20
General
be unable to work (something) out
v.
işin içinden çıkamamak
21
General
set to work
v.
işe girişmek
22
General
not to work
v.
fayda etmemek
23
General
not to work
v.
aylaklık etmek
24
General
get down to work
v.
ciddi olarak işe koyulmak
25
General
set to work
v.
çalıştırmak
26
General
not to work
v.
çalışmamak
27
General
start to work
v.
işe başlamak
28
General
get to work
v.
çalışmaya başlamak
29
General
put to work
v.
çalıştırmak
30
General
begin to work
v.
hayata atılmak
31
General
put to work
v.
koşmak
32
General
work up to
v.
giderek varmak (bir yere)
33
General
be unable to work something out
v.
içinden çıkamamak
34
General
set to work
v.
işe koyulmak
35
General
get to work
v.
işe başlamak
36
General
jog to work
v.
işine koşarak gitmek
37
General
go to work
v.
işe gitmek
38
General
prefer to work
v.
çalışmayı tercih etmek
39
General
choose to work
v.
çalışmayı tercih etmek
40
General
come to work
v.
işe girmek
41
General
work one's fingers to the bone
v.
canla başla çalışmak
42
General
work one's fingers to the bone
v.
işten başını kaldıramamak
43
General
work one's fingers to the bone
v.
eşek gibi çalışmak
44
General
(for an artist) to produce a work of art
v.
icra-i sanat etmek
45
General
get to work (on)
v.
çalışmaya başlamak
46
General
get to work (on)
v.
üzerinde çalışmaya başlamak
47
General
get to work (on)
v.
işe koyulmak
48
General
to work up a connection
v.
ilişki kurmak
49
General
lay down to work
v.
işe gömülmek
50
General
start to work
v.
çalışmaya başlamak
51
General
want to work
v.
çalışmayı istemek
52
General
put someone to work
v.
birini çalıştırmak
53
General
go back to work
v.
işe geri dönmek
54
General
come back to work
v.
işe dönmek
55
General
come back to work
v.
işe geri dönmek
56
General
go to work every day
v.
her gün işe gitmek
57
General
walk to and from work
v.
işe yürüyerek gidip gelmek
58
General
begin to work
v.
çalışmaya başlamak
59
General
begin to work
v.
iş hayatına atılmak
60
General
fail to work
v.
(makine vb) çalışmamak
61
General
like to work
v.
çalışmayı sevmek
62
General
go to work by subway
v.
işe metroyla gitmek
63
General
commute to work
v.
işe gitmek
64
General
work to rule
v.
kurallara uyarak çalışmak
65
General
drive to work
v.
işe arabayla gitmek
66
General
drive to work
v.
arabayla işe gitmek
67
General
take the bus to work
v.
işe otobüsle gitmek
68
General
try to work a few things out
v.
birkaç şeyi halletmeye çalışmak
69
General
put to work
v.
iş başına koymak
70
General
put to work
v.
yapacak iş vermek
71
General
put to work
v.
göreve getirmek
Phrasals
72
Phrasals
work up to
v.
bir sonuca doğru gitmek
73
Phrasals
work up to
v.
bir sona doğru gelişmek
74
Phrasals
work oneself up to something
v.
cesaretli bir şekilde/cesaretini toplayarak bir şeye hazırlanmak
75
Phrasals
work down (the line) (to someone or something)
v.
(birinin, bir şeyin) çizgisini/seviyesini yakalamaya çalışmak
76
Phrasals
work down (the line) (to someone or something)
v.
(birinin, bir şeyin) seviyesinde ilerlemek
77
Phrasals
work down (the line) (to someone or something)
v.
(birine, bir şeye) (bir konuda) yetişmeye çalışmak
78
Phrasals
work to (something)
v.
çalışırken (bir şeyi) takip etmek
79
Phrasals
work to (something)
v.
çalışırken (bir şeye) uyum sağlamak
80
Phrasals
work to (something)
v.
(bir plana, yönteme) göre çalışmak
81
Phrasals
work to (something)
v.
(bir plan, yöntem) dahilinde çalışmak
82
Phrasals
work to (something)
v.
(bir plana, yönteme) uyarak çalışmak
83
Phrasals
work to (something)
v.
çalışırken (bir şey dinlemek
84
Phrasals
work to (something)
v.
(bir şey) dinleyerek çalışmak
85
Phrasals
work to (something)
v.
bir şeyi bir aşamaya getirmek için çaba sarf etmek
86
Phrasals
work to (something)
v.
bir şeyi bir duruma getirmek için çalışmak
87
Phrasals
work to (something)
v.
birini bir ruh haline sokmak
88
Phrasals
work to (something)
v.
birinde bir ruh hali yaratmak
89
Phrasals
work to (something)
v.
bir ruh haline kapılmak
90
Phrasals
work someone or something to someone or something
v.
birini/bir şeyi birine/bir şeye yönlendirmek için uğraşmak
91
Phrasals
work someone or something to someone or something
v.
birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru hareket ettirmek için uğraşmak
92
Phrasals
work someone or something to someone or something
v.
birini/bir şeyi birine/bir şeye ulaştırmak için uğraşmak
93
Phrasals
work to
v.
bir planı/programı takip etmek
94
Phrasals
work to
v.
bir plana/programa göre çalışmak
95
Phrasals
work to
v.
bir plan/program dahilinde çalışmak
96
Phrasals
work to
v.
birini/bir şeyi kademe kademe bir seviyeye ulaştırmak
97
Phrasals
work to
v.
birini/bir şeyi uğraşıp bir seviyeye çıkarmak
98
Phrasals
work to
v.
birini/bir şeyi kesintisiz bir uğraşla bir seviyeye getirmek
99
Phrasals
work to
v.
kademe kademe bir seviyeye ulaşmak
100
Phrasals
work to
v.
uğraşıp bir seviyeye çıkmak
101
Phrasals
work to
v.
kesintisiz bir uğraşla bir seviyeye gelmek
102
Phrasals
work around to (someone or something)
v.
sırayla (birine/bir şeye) doğru ilerlemek
103
Phrasals
work up to (something)
v.
yavaş yavaş (bir şeye) ulaşmak
104
Phrasals
work up to (something)
v.
aşama aşama (bir şeye) doğru ilerlemek
105
Phrasals
work up to (something)
v.
giderek (bir şeye) doğru gelişmek
106
Phrasals
work up to (something)
v.
giderek (bir şeye) doğru tırmanmak
107
Phrasals
work up to (something)
v.
(bir şeyin) yolunu yapmak
108
Phrasals
work up to (something)
v.
(bir şeye) zemin hazırlamak
109
Phrasals
work up to (something)
v.
sözü (bir şeye) getirmeye çalışmak
110
Phrasals
work up to (something)
v.
çalışarak (bir şey) haline getirmek
111
Phrasals
work up to (something)
v.
çalışarak bir noktaya gelmek/ulaşmak
112
Phrasals
work up to (something)
v.
çalışarak bir sonuca varmak
Phrases
113
Phrases
work to tight deadlines
v.
yoğun çalışma temposuna uyum sağlayabilmek
114
Phrases
with respect to scope of work
expr.
işin kapsamı açısından
115
Phrases
with respect to scope of work
expr.
işin kapsamı ile ilgili
Proverb
116
Proverb
if you want a man to work well feed him first
aç ayı oynamaz
117
Proverb
devil finds work for idle hands to do
boş durana şeytan güler
118
Proverb
the devil makes work for idle hands to do
boş durana şeytan güler
119
Proverb
the devil makes work for idle hands to do
boş durana şeytan iş bulur
120
Proverb
the devil makes work for idle hands to do
boş duran belaya bulaşır
121
Proverb
the devil makes work for idle hands to do
yapacak işi olmayanın belaya/suça bulaşması kolay olur
122
Proverb
the devil makes work for idle hands to do
boş duran elleri şeytan çalıştırır
Colloquial
123
Colloquial
some of us have to work
n.
bazılarımızın çalışması lazım
124
Colloquial
work to rule
n.
kurallara bağlı kalarak işi yavaşlatma
125
Colloquial
try to work a few things out
v.
birkaç şeyi çözmeye çalışmak
126
Colloquial
set to work (doing something)
v.
(bir şey yapmaya) girişmek
127
Colloquial
set to work (doing something)
v.
(bir şey yapmaya) koyulmak
128
Colloquial
set to work (doing something)
v.
(bir şey yapmaya) başlamak
129
Colloquial
set to work (doing something)
v.
(bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak/girişmek
130
Colloquial
set to work on (someone)
v.
(birine) bir şey yapmaya başlamak
131
Colloquial
from home to work from work to home
expr.
evden işe işten eve
132
Colloquial
get to work
expr.
işe koyulun
133
Colloquial
work to rule
expr.
kurallara harfi harfine uyarak işi yavaşlatma (protesto amaçlı)
Idioms
134
Idioms
work up to the collar
v.
canını dişine takarak çalışmak
135
Idioms
work up to the collar
v.
sıkı çalışmak
136
Idioms
work up to the collar
v.
harıl harıl çalışmak
137
Idioms
work some weight off to
v.
ağır iş yaparak kilo vermek
138
Idioms
work one's fingers to the bone
v.
baş kaldıramamak (bir işten)
139
Idioms
be up to one's eyes in work
v.
başını kaşıyacak vakti olmamak
140
Idioms
go to work
v.
bir işe dört elle sarılmak
141
Idioms
work fingers to the bone
v.
çok çalışmak
142
Idioms
work one's fingers to the bone
v.
çok çalışmak
143
Idioms
work one's fingers to the bone
v.
çok sıkı çalışmak
144
Idioms
work some weight off to
v.
çalışarak kilo vermek
145
Idioms
work nine to five
v.
dokuz beş arası çalışmak
146
Idioms
get down to work
v.
ciddileşmek
147
Idioms
go out to work
v.
çalışma hayatına başlamak
148
Idioms
work oneself to the bone
v.
çok çalışmak
149
Idioms
work someone to death
v.
eşek gibi çalıştırmak
150
Idioms
work fingers to the bone
v.
gecesini gündüzüne katmak
151
Idioms
work one's fingers to the bone
v.
eşek gibi çalışmak
152
Idioms
go out to work
v.
işe başlamak
153
Idioms
work someone to death
v.
öldüresiye çalıştırmak
154
Idioms
work someone to death
v.
ölümüne çalıştırmak
155
Idioms
give oneself over to one's job/work
v.
kendini işine adamak
156
Idioms
go to work
v.
sıkı çalışmak
157
Idioms
get down to work
v.
sadede gelmek
158
Idioms
work one's fingers to the bone
v.
yoğun çalışmak
159
Idioms
work to rule
v.
kurallara bağlı kalarak işi yavaşlatmak
160
Idioms
work to rule
v.
(protesto amaçlı) kurallara harfi harfine uyarak işi yavaşlatmak
161
Idioms
to work a room
v.
kulis ve ikna turları yapmak
162
Idioms
go to work (on someone or something)
v.
(biri/bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak
163
Idioms
go to work (on something)
v.
(bir şey) üzerinde çalışmaya başlamak
164
Idioms
set to work (on something)
v.
(bir şey) üzerinde çalışmaya başlamak
165
Idioms
go/set to work
v.
işe girişmek
166
Idioms
go/set to work
v.
işe koyulmak
167
Idioms
go/set to work
v.
çalıştırmak
168
Idioms
go/set to work
v.
bir işe dört elle sarılmak
169
Idioms
go/set to work
v.
sıkı çalışmak
170
Idioms
go to work (on someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) uğraşmaya başlamak
171
Idioms
go to work (on someone or something)
v.
(biri/bir şey üzerinde) işe koyulmak
172
Idioms
set someone or something to work
v.
birini/bir şeyi işe başlatmak
173
Idioms
set someone or something to work
v.
birinin/bir şeyin işe başlamasını/girişmesini sağlamak
174
Idioms
set someone or something to work
v.
birini/bir şeyi çalıştırmak/çalışmaya başlatmak
175
Idioms
set to work (on someone or something)
v.
(biri/bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak
176
Idioms
set to work (on someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) uğraşmaya başlamak
177
Idioms
set to work (on someone or something)
v.
(biri/bir şey üzerinde) işe koyulmak
178
Idioms
go/set to work (on something)
v.
(bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak
179
Idioms
go/set to work (on something)
v.
(bir şeyle) uğraşmaya başlamak
180
Idioms
go/set to work (on something)
v.
(bir şey üzerinde) işe koyulmak
181
Idioms
have your work cut out (to do something/doing something)
v.
(bir şeyi yapmak) zor olmak
182
Idioms
have your work cut out (to do something/doing something)
v.
(bir şeyi yapmak konusunda) işi zor olmak
183
Idioms
have your work cut out (to do something/doing something)
v.
(bir şey yapmak konusunda) işi zor olmak
184
Idioms
have your work cut out (to do something/doing something)
v.
baş etmesi zor bir işi olmak
185
Idioms
have your work cut out (to do something/doing something)
v.
işi başından aşkın olmak
186
Idioms
put (one) to work
v.
(birini) çalıştırmak
187
Idioms
put (one) to work
v.
(birine) iş/görev vermek
188
Idioms
put (one) to work
v.
(birini) işe/göreve koşmak
189
Idioms
put (something) to work
v.
(bir şeyi) çalıştırmak
190
Idioms
put (something) to work
v.
(bir şeyi) kullanmak
191
Idioms
set (someone or something) to work (on something)
v.
(birini/bir şeyi işe) başlatmak
192
Idioms
set (someone or something) to work (on something)
v.
(birinin/bir şeyin bir işe) başlamasını/girişmesini sağlamak
193
Idioms
set (someone or something) to work (on something)
v.
(birini/bir şeyi bir şey üzerinde çalıştırmak/çalışmaya başlatmak
194
Idioms
work (one or oneself) to death
v.
(birini) eşek gibi çalıştırmak/eşek gibi çalışmak
195
Idioms
work (one or oneself) to death
v.
(birini) öldüresiye çalıştırmak/ölesiye çalışmak
196
Idioms
work (one or oneself) to death
v.
(birini) ölümüne çalıştırmak/ölümüne çalışmak
197
Idioms
work your fingers to the bone
v.
işten başını kaldıramamak
198
Idioms
work your fingers to the bone
v.
canla başla çalışmak
199
Idioms
work your fingers to the bone
v.
eşek gibi çalışmak
200
Idioms
work yourself/somebody to death
v.
ölümüne çalışmak/çalıştırmak
201
Idioms
work yourself/somebody to death
v.
eşek gibi çalışmak/çalıştırmak
202
Idioms
there's a whole lot more work to be done
expr.
daha yapılacak çok iş var
203
Idioms
up to the eyes in work
expr.
çok meşgul
204
Idioms
there's a whole heap more work to be done
expr.
daha yapılacak çok iş var
205
Idioms
up to one's ears in work
expr.
fazla meşgul
206
Idioms
up to the eyes in work
expr.
işi başından aşkın
207
Idioms
(just) crazy enough to work [cliché]
expr.
işe yarayabilecek kadar saçma
208
Idioms
(just) crazy enough to work [cliché]
expr.
işe yarayabilecek kadar uçuk
209
Idioms
(just) crazy enough to work [cliché]
expr.
işe yarayabilecek kadar alışılmışın dışında
210
Idioms
(just) crazy enough to work [cliché]
expr.
işe yarayabilecek kadar çılgınca
211
Idioms
(just) crazy enough to work [cliché]
expr.
çılgınca/saçma olsa da işe yarama olasılığı olan
212
Idioms
(just) crazy enough to work [cliché]
expr.
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel
Speaking
213
Speaking
I am strange to the work
expr.
bu işin acemisiyim
214
Speaking
you'll never have to work again
expr.
bir daha asla çalışmak zorunda kalmayacaksın
215
Speaking
we came to work here
expr.
buraya çalışmaya geldik
216
Speaking
my dad goes to work by subway every day
expr.
babam her gün işe metroyla gider
217
Speaking
I am strange to the work
expr.
bu işe alışık değilim
218
Speaking
I gotta get back to work
expr.
benim işe dönmem lazım
219
Speaking
I'm going to work
expr.
ben işe gidiyorum
220
Speaking
I need to work
expr.
çalışmam gerekiyor
221
Speaking
let's get to work
expr.
çalışmaya başlayalım
222
Speaking
I need to work
expr.
çalışmalıyım
223
Speaking
I don't want to work
expr.
çalışmak istemiyorum
224
Speaking
I have to work
expr.
çalışmam gerekiyor
225
Speaking
I have to work
expr.
çalışmalıyım
226
Speaking
he goes to work every day
expr.
her gün işe gider
227
Speaking
let's go to work
expr.
haydi işe koyulalım
228
Speaking
we all have to work
expr.
hepimiz çalışmak zorundayız
229
Speaking
let's get to work
expr.
hadi işe koyulalım
230
Speaking
I'm on my way to work
expr.
işe gidiyorum (yoldayım)
231
Speaking
I'm on my way to work
expr.
işe gitmekteyim
232
Speaking
I've got to go to work
expr.
işe gitmeliyim
233
Speaking
it seems to work both ways
expr.
iki türlü de idare ediyorum
234
Speaking
what time does he go to work?
expr.
işe saat kaçta gider?
235
Speaking
get to work!
expr.
işe koyulun!
236
Speaking
I went back to work
expr.
işime geri döndüm
237
Speaking
I've got work to do
expr.
işim gücüm var benim
238
Speaking
I've got work to do
expr.
işim var (gitmeliyim)
239
Speaking
when do you go to work?
expr.
işe ne zaman gidersin?
240
Speaking
I don't want to talk about work
expr.
iş konuşmak istemiyorum
241
Speaking
when do you go to work?
expr.
işe ne zaman gidiyorsun?
242
Speaking
I am up to the eyes in work
expr.
işten başımı kaşıyacak vaktim yok
243
Speaking
I'm on my way to work
expr.
işe gidiyorum
244
Speaking
how did he go to work?
expr.
işe nasıl gitmiş?
245
Speaking
how did he go to work?
expr.
işe nasıl gitti?
246
Speaking
you should get to work
expr.
işinin başına dönmelisin
247
Speaking
when do you go to work?
expr.
işe ne zaman gideceksin?
248
Speaking
did you go to work
expr.
işe gittin mi
249
Speaking
don't go to work
expr.
işe gitme
250
Speaking
who do you want to work with?
expr.
kimlerle çalışmak istiyorsun?
251
Speaking
why do you want to work here?
expr.
neden burada çalışmak istiyorsunuz?
252
Speaking
why do you want to work here?
expr.
niye burada çalışmak istiyorsunuz?
253
Speaking
whenever I am late to work
expr.
ne zaman işe geciksem
254
Speaking
who do you want to work with?
expr.
kiminle çalışmak istiyorsun?
255
Speaking
why do you want to work the night shift?
expr.
neden gece vardiyasında çalışmak istiyorsunuz?
256
Speaking
I must go to work now
expr.
şimdi işe gitmeliyim
257
Speaking
we would like to work with you
expr.
sizlerle çalışmak isteriz
258
Speaking
I'm on my way to work
expr.
şu anda işe gitmek üzere yoldayım
259
Speaking
I have to work all day tomorrow
expr.
yarın bütün gün çalışmak zorundayım
260
Speaking
there's a whole lot more work to be done
expr.
daha yapılacak dünya kadar iş var
Trade/Economic
261
Trade/Economic
right to work
n.
çalışma hakkı
262
Trade/Economic
right to work
n.
çalışma hakkı
263
Trade/Economic
right-to-work laws
n.
çalışma hakkı yasaları
264
Trade/Economic
reluctance to work
n.
çalışmak istememe
265
Trade/Economic
application to work
n.
işe başvuru
266
Trade/Economic
guide to work performance control
n.
iş performansı kontrolü kılavuzu
267
Trade/Economic
protection of workers from the risk related to exposure to noise at work
n.
işyerindeki gürültüye maruz kalma ile ilgili risklerden etkilenen işçilerin korunması
268
Trade/Economic
return-to-work examination
n.
işe dönüş muayenesi
269
Trade/Economic
guide to work measurement
n.
iş ölçümü kılavuzu
270
Trade/Economic
back to work movement
n.
işe geri dönme eğilimi
271
Trade/Economic
reluctance to work
n.
işe hevessizlik
272
Trade/Economic
fee for licence to work on vacation days
n.
tatil günlerinde çalışma ruhsatı harcı
273
Trade/Economic
right to stop work
n.
iş durdurma hakkı
274
Trade/Economic
work nine to five
v.
dokuzdan beşe kadar çalışmak
275
Trade/Economic
set to work
v.
işi eline almak
276
Trade/Economic
work down to the wire
v.
son dakkikaya kadar çalışmak
277
Trade/Economic
back to work
expr.
işe geri dönme (grevden sonra)
Law
278
Law
back to work movement
n.
işe geri dönme
279
Law
violation of the freedom to work and labour
n.
iş ve çalışma hürriyetinin ihlali
280
Law
right-to-work law
n.
çalışma hakkı yasası
281
Law
right-to-work
adj.
çalışma hakkına ait
282
Law
right-to-work
adj.
çalışma hakkıyla ilgili
283
Law
right-to-work
adj.
sendikaya üye olan veya olmayan tüm işçilerin çalışma hakkına ait veya ilgili
Politics
284
Politics
committee for the technical adaptation of legislation on the introduction of measures to encourage improvements in the safety and health of workers at work
n.
iş sağlığı ve güvenliği konusundaki iyileştirmelerin teşvik edilmesine ilişkin tedbirler getirilmesi hakkındaki mevzuatın teknik adaptasyonu komitesi
Industry
285
Industry
work-to-rule
adj.
kurallara bağlı kalarak işi yavaşlatmaya ait
286
Industry
work-to-rule
adj.
kurallara bağlı kalarak işi yavaşlatmayla ilgili
Technical
287
Technical
the type of work to be performed
n.
yapılacak işin cinsi
Marine
288
Marine
work to windward
v.
rüzgara karşı yelken açmak
Slang
289
Slang
to hell with work
n.
çalışmanın canı cehenneme
290
Slang
bust one’s ass to get work
v.
iş bulmak için kıçını yırtmak
291
Slang
I've got a fuckload of work to do today
expr.
bugün dünya kadar işim var
292
Slang
to hell with work
expr.
işin canı cehenneme
293
Slang
gbtw (get back to work)
expr.
işine dön
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of to work
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy