|
- I have a feeling I know where Tom is.
- İçimde Tom'un nerede olduğunu bildiğime dair bir his var.
- I have a feeling I'm going to really like living in Boston.
- Boston'da yaşamayı gerçekten seveceğime dair bir his var içimde.
- I had a feeling Tom might win.
- Tom'un kazanabileceğine dair bir hissim vardı.
- I have a feeling Tom won't do what he's promised to do.
- İçimde Tom'un söz verdiği şeyi yapmayacağına dair bir his var.
- I've got a feeling I've done this before.
- İçimde bunu daha önce yaptığıma dair bir his var.
- I have a feeling you'll pass your test.
- İçimde sınavı geçeceğine dair bir his var.
- I have a feeling Tom's claim isn't entirely wrong.
- Tom'un iddiasının tamamen yanlış olmadığına dair bir his var içimde.
- I have a feeling I'm going to regret this.
- İçimde pişman olacağıma dair bir his var.
- I have a feeling that Tom wants to call the cops.
- İçimde Tom'un polisleri aramak istediğine dair bir his var.
- I have a feeling that something important is going to happen.
- İçimde önemli bir şey olacağına dair bir his var.
- I have a feeling that something big is about to happen.
- Büyük bir şeyin olacağına dair bir hissim var.
- I had a feeling Tom would win.
- Tom'un kazanacağına dair bir hissim vardı.
- I've got a feeling that Tom won't graduate this year.
- İçimde Tom'un bu yıl mezun olamayacağına dair bir his var.
- I have a feeling that he knows the secret.
- Sırrı bildiğine dair bir his var içimde.
- I have a feeling Tom can win.
- İçimde Tom'un kazanacağına dair bir his var.
- I had a feeling that Tom wasn't going to be able to find his dog.
- İçimde Tom'un köpeğini bulamayacağına dair bir his vardı.
- I have a feeling Tom might come.
- İçimde Tom'un gelebileceğine dair bir his var.
- I had a feeling you'd be here.
- Burada olacağına dair bir his vardı içimde.
- I have a feeling you'll like Tom.
- İçimde Tom'u seveceğine dair bir his var.
- I have a feeling I'm going to really like living in Boston.
- İçimde Boston'da yaşamaktan gerçekten hoşlanacağıma dair bir his var.
- I had a feeling something like this was going to happen.
- İçimde böyle bir şey olacağına dair bir his vardı.
- I have a feeling this won't end well.
- İçimde bunun iyi bitmeyeceğine dair bir his var.
- I have a feeling Tom can swim.
- İçimde Tom'un yüzebileceğine dair bir his var.
- I have a feeling that Tom and Mary aren't going to stay married to each other long.
- İçimde Tom ve Mary'nin birbiriyle uzun süre evli kalmayacağına dair bir his var.
- I have a feeling you're going to like this.
- İçimde bundan hoşlanacağına dair bir his var.
- I have a feeling Tom won't be here today.
- İçimde Tom'un bugün burada olmayacağına dair bir his var.
- I have a feeling that something big is about to happen.
- İçimde büyük bir şey olacağına dair bir his var.
- I had a feeling I might find you here.
- İçimde senin burada bulabileceğime dair bir his vardı.
- I have a feeling you're going to get your wish.
- İçimde dileğinin gerçekleşeceğine dair bir his var.
- I've got a feeling Tom might be right.
- İçimde Tom'un haklı olabileceğine dair bir his var.
- I had a feeling I might find you here.
- Seni burada bulabileceğime dair bir his vardı içimde.
- I have a feeling Tom can swim.
- Tom'un yüzebileceğine dair bir hissim var.
- I have a feeling you're going to be very pleased.
- İçimde çok memnun olacağına dair bir his var.
- I have a feeling you're going to get your wish.
- İçimde dileğini elde edeceğine dair bir his var.
- I've got a feeling that you're going to like this movie.
- İçimde bu filmi seveceğinize dair bir his var.
- I had a feeling this might happen.
- Bunun olabileceğine dair bir hissim vardı.
- I have a feeling he is right.
- İçimde haklı olduğuna dair bir his var.
- I have a feeling that we may win.
- İçimde kazanabileceğimize dair bir his var.
- I have a feeling that Tom might be there.
- İçimde Tom'un orada olabileceğine dair bir his var.
- I have a feeling you might want to see these.
- İçimde bunları görmek isteyebileceğine dair bir his var.
- I have a feeling you'll like Mexican food.
- İçimde Meksika yemeğini seveceğine dair bir his var.
- I have a feeling something very special is going to happen.
- İçimde çok özel bir şey olacağına dair bir his var.
- I have a feeling that Tom doesn't like Mary.
- İçimde Tom'un Mary'den hoşlanmadığına dair bir his var.
- I have a feeling that she will come today.
- İçimde bugün geleceğine dair bir his var.
- I have a feeling it's not going to be that easy.
- İçimde o kadar kolay olmayacağına dair bir his var.
- I have a feeling he is right.
- Onun haklı olduğuna dair bir hissim var.
- I have a feeling you're not going to like the gift Tom got you.
- İçimde Tom'un sana aldığı hediyeyi beğenmeyeceğine dair bir his var.
- I have a feeling Tom is lying.
- İçimde Tom'un yalan söylediğine dair bir his var.
- I had a feeling you'd be here.
- İçimde burada olacağına dair bir his vardı.
- I have a feeling you'll get the job.
- İçimde işi senin alacağına dair bir his var.
- I have a feeling I'm going to like this place.
- Burayı seveceğime dair bir his var içimde.
- I have a feeling you'll like this restaurant.
- İçimde bu restoranı seveceğine dair bir his var.
Show More (49)
|