|
- Every people are accountable for their own decisions.
- Her halk kendi kararlarından sorumludur.
- We consider it important that all these independent agencies should be accountable to Parliament.
- Tüm bu bağımsız kurumların Parlamentoya karşı sorumlu olmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.
- Parliament is to elect the President of the Commission, but the President is also to be accountable to the Council.
- Komisyon Başkanını Parlamento seçecektir, ancak Başkan aynı zamanda Konseye karşı da sorumlu olacaktır.
- Ultimately, and this really takes the biscuit, the Commission is accountable to both Parliament and the Council.
- Nihayetinde, ki bu gerçekten çok önemli, Komisyon hem Parlamentoya hem de Konseye karşı sorumludur.
- EU leaders elect each other and are not accountable to the electorate.
- AB liderleri birbirlerini seçerler ve seçmenlere karşı sorumlu değildirler.
- But who is accountable for the impact on the European budget?
- Ancak Avrupa bütçesi üzerindeki etkisinden kim sorumludur?
- Neither government must forget that we are accountable to the court of world public opinion.
- Her iki hükûmet de dünya kamuoyuna karşı sorumlu olduğumuzu unutmamalıdır.
- We are accountable to European citizens, who are ever more doubtful of the existence of a European social model.
- Bir Avrupa sosyal modelinin varlığından her geçen gün daha fazla şüphe duyan Avrupa vatandaşlarına karşı sorumluyuz.
- But who is accountable for the impact on the European budget?
- Ama Avrupa bütçesi üzerindeki etkilerden kim sorumlu?
- They should be accountable for welfare rules as they already are for animal health rules.
- Hayvan sağlığı kurallarında olduğu gibi refah kurallarından da sorumlu olmalıdırlar.
- We are accountable to Parliament and Parliament is of course accountable to the elected Members.
- Bizler Parlamento'ya karşı sorumluyuz ve Parlamento da elbette seçilmiş Üyelere karşı sorumludur.
- The bureau must be given as much independence as possible and be made accountable to Parliament.
- Büroya mümkün olduğunca bağımsızlık verilmeli ve Parlamento'ya karşı sorumlu hale getirilmelidir.
- The bureau must be given as much independence as possible and be made accountable to Parliament.
- Büroya mümkün olduğunca bağımsızlık verilmeli ve Parlamentoya karşı sorumlu hale getirilmelidir.
- We are accountable to Parliament and Parliament is of course accountable to the elected Members.
- Bizler Parlamentoya karşı sorumluyuz ve Parlamento da elbette seçilmiş Üyelere karşı sorumludur.
- Who would this President be accountable to?
- Bu Başkan kime karşı sorumlu olacak?
- EU leaders elect each other and are not accountable to the electorate.
- AB liderleri birbirlerini seçiyor ve seçmenlere karşı sorumlu değiller.
- Tom is accountable to me.
- Tom bana karşı sorumlu.
- I am not accountable to you for my actions.
- Yaptıklarımdan dolayı size karşı sorumlu değilim.
- We'll hold you accountable.
- Sizi sorumlu tutacağız.
- We have to hold them accountable.
- Onları sorumlu tutmalıyız.
- We have to hold them accountable.
- Onları sorumlu tutmak zorundayız.
- He is accountable to the management for what he does.
- Yaptıklarından dolayı yönetime karşı sorumludur.
- I am accountable to him for the loss.
- Zarar için ona karşı sorumluyum.
- We'll hold you accountable.
- Biz sizi sorumlu tutacağız.
- I am not accountable to you for my actions.
- Yaptıklarımdan size karşı sorumlu değilim.
Show More (22)
|
|
- The present public procurement system should be made more transparent and accountable.
- Mevcut kamu ihale sistemi daha şeffaf ve hesap verebilir hale getirilmelidir.
- Politicians must be accountable and responsible for their decisions.
- Siyasetçiler aldıkları kararlardan sorumlu ve hesap verebilir olmalıdır.
- Major European companies have to be accountable in how they operate in other parts of the world.
- Büyük Avrupalı şirketler dünyanın diğer bölgelerinde nasıl faaliyet gösterdikleri konusunda hesap verebilir olmalıdır.
- Tightening up the rules is one thing, observing them and being accountable is another.
- Kuralları sıkılaştırmak başka bir şeydir, onlara uymak ve hesap verebilir olmak başka bir şeydir.
- Making peace also requires a strong, functioning and accountable Palestinian Authority.
- Barışın sağlanması için güçlü, işleyen ve hesap verebilir bir Filistin Yönetimi de gereklidir.
- That is whom we represent here and to whom we are accountable.
- Burada temsil ettiğimiz ve hesap vermekle yükümlü olduğumuz kişiler bunlardır.
- They should be accountable for welfare rules as they already are for animal health rules.
- Hayvan sağlığı kurallarında olduğu gibi refah kuralları konusunda da hesap verebilir olmalıdırlar.
- Making peace also requires a strong, functioning and accountable Palestinian Authority.
- Barışın sağlanması aynı zamanda güçlü, işleyen ve hesap verebilir bir Filistin Yönetimi gerektirmektedir.
- They are suddenly coordinating in these areas without being accountable to us.
- Bize hesap vermeden aniden bu alanlarda koordinasyon sağlıyorlar.
- It is right and appropriate to show that we are responsible and accountable.
- Sorumlu ve hesap verebilir olduğumuzu göstermek doğru ve yerinde olacaktır.
- They are suddenly coordinating in these areas without being accountable to us.
- Bize hesap vermeden birdenbire bu alanlarda koordinasyon sağlıyorlar.
Show More (8)
|