Tureng - airport - Inglés Turco Frases

Historia

	Inglés	Turco
1	airport	havaalanı	n.
	Yesterday, there was fog at the airport; today, you are producing fog in the Chamber. Dün havaalanında sis vardı; bugün ise Mecliste sis üretiyorsunuz. On the contrary, what we have seen has been greater activity and more opportunities for everybody in airports. Aksine, gördüğümüz şey, havaalanlarında daha fazla faaliyet ve herkes için daha fazla fırsat olmuştur. The Commission has started to take action to avoid congestion at airports. Komisyon, havaalanlarındaki sıkışıklığı önlemek için harekete geçmiştir. This summer, as I was on my way along the Rome-Naples motorway to Rome airport, I stopped in Cassino. Bu yaz Roma-Napoli otoyolundan Roma havaalanına giderken Cassino'da durdum. I have a question concerning airports. Havaalanlarıyla ilgili bir sorum var. The Commission does not plan to create a single charter of rights for people living near airports. Komisyon, havaalanlarının yakınında yaşayan insanlar için tek bir haklar sözleşmesi oluşturmayı planlamamaktadır. We now turn to a Commission proposal to further reduce noise in and around airports. Şimdi havaalanları ve çevresindeki gürültünün daha da azaltılmasına yönelik Komisyon teklifine geçiyoruz. In fact, I have always been opposed to the opening up of airports. Aslında ben her zaman havaalanlarının açılmasına karşı olmuşumdur. Airports such as Orly, Schiphol and Barcelona already meet strict requirements. Orly, Schiphol ve Barselona gibi havaalanları halihazırda katı gereklilikleri karşılamaktadır. I mentioned airports and safe berthing places in one of my previous reports. Önceki raporlarımdan birinde havaalanları ve güvenli yanaşma yerlerinden bahsetmiştim. On 10 October, Bassora airport was bombed three times. 10 Ekim'de Bassora havaalanı üç kez bombalandı. I do not believe that airports exist whose polices are so strict that they fall outside of the framework. Politikaları bu çerçevenin dışında kalacak kadar katı olan havaalanlarının var olduğuna inanmıyorum. Where is the evidence that taking bulldozers to the runway in Gaza airport is a contribution to the security of Israel? Gazze havaalanındaki piste buldozerlerin girmesinin İsrail'in güvenliğine katkı sağlayacağına dair kanıtlar nerede? Liberalisation has been proposed and today aircraft maintenance services in airports are liberalised. Serbestleşme önerilmiştir ve bugün havaalanlarındaki uçak bakım hizmetleri serbestleştirilmiştir. We need to ensure the introduction of a 100% whole baggage screening process at all airports in Europe. Avrupa'daki tüm havaalanlarında %100 tam bagaj tarama sürecinin başlatılmasını sağlamalıyız. On the contrary, what we have seen has been greater activity and more opportunities for everybody in airports. Aksine gördüğümüz şey, havaalanlarında daha fazla faaliyet ve herkes için daha fazla fırsat olmuştur. This will also have an impact on airports and on employment. Bunun havaalanları ve istihdam üzerinde de etkisi olacaktır. We have extended this definition by leaving out the alternative airport requirement. Alternatif havaalanı şartını dışarıda bırakarak bu tanımı genişlettik. The aim of the report before us is to harmonise noise charges at airports. Önümüzdeki raporun amacı havaalanlarındaki gürültü ücretlerinin uyumlaştırılmasıdır. Since at present, security checks are being made at airports anyway, it would be easy also to show your passport. Halihazırda havaalanlarında zaten güvenlik kontrolleri yapıldığından, pasaportunuzu göstermek de kolay olacaktır. The aim of the report before us is to harmonise noise charges at airports. Önümüzdeki raporun amacı, havaalanlarındaki gürültü ücretlerini uyumlaştırmaktır. Only in 1999, it funded the extension of Madeira's airport and a major solid waste treatment plant. Sadece 1999 yılında Madeira'nın havaalanının genişletilmesini ve büyük bir katı atık arıtma tesisini finanse etmiştir. Those who committed these criminal acts on 11 September were not airport or airline employees. 11 Eylül'de bu suç eylemlerini gerçekleştirenler havaalanı veya havayolu çalışanları değildi. This must be applied not only at airports but also at land and sea borders. Bu sadece havaalanlarında değil, kara ve deniz sınırlarında da uygulanmalıdır. Today we saw at the airport that nature can sometimes turn against technology. Bugün havaalanında gördük ki doğa bazen teknolojiye karşı gelebiliyor. Nor should we forget that airports are important to the area concerned. Havaalanlarının ilgili bölge için önemli olduğunu da unutmamalıyız. In an airport, there would be chaos if there were more than one company providing air traffic control. Bir havaalanında hava trafik kontrolü sağlayan birden fazla şirket olsaydı kaos yaşanırdı. This creates unjustified risks, including for airports in the EU at which passengers board these planes. Bu durum, yolcuların bu uçaklara bindiği AB'deki havaalanları da dahil olmak üzere haksız riskler yaratmaktadır. Aircraft noise is already an element in some Community airport charging systems. Uçak gürültüsü, bazı Topluluk havaalanı ücretlendirme sistemlerinde zaten bir unsurdur. If we give some airports special treatment, then this will generate arbitrariness. Bazı havaalanlarına özel muamele yaparsak, bu da keyfilik yaratacaktır. No research has been carried out into noise pollution from airports. Havaalanlarından kaynaklanan gürültü kirliliğine ilişkin herhangi bir araştırma yapılmamıştır. We have succeeded in changing the definition of the city airport. Şehir havaalanı tanımını değiştirmeyi başardık. In fact, I have always been opposed to the opening up of airports. Aslında ben havaalanlarının açılmasına her zaman karşı olmuşumdur. The same situation happened previously in the case of the tax-free shops at airports. Aynı durum daha önce havaalanlarındaki vergisiz satış mağazalarında da yaşanmıştı. Noise pollution caused by aircraft is mainly a problem for people who live near the airports. Uçakların neden olduğu gürültü kirliliği esas olarak havaalanlarının yakınında yaşayan insanlar için bir sorundur. Safety aspects of airports are also to be included. Havaalanlarının güvenlik hususları da bu kapsama dahil edilecektir. We must ensure that our ports and airports are properly controlled in every way. Limanlarımızın ve havaalanlarımızın her yönden uygun bir şekilde kontrol edilmesini sağlamalıyız. All they need is access to the airport, but work is being done on that. İhtiyaç duydukları tek şey havaalanına erişim, ancak bu konuda çalışmalar yapılıyor. It is therefore not necessary to make exceptions for airports that pursue a strict policy in the field of noise charges. Bu nedenle, gürültü ücretleri alanında katı bir politika izleyen havaalanları için istisnalar yapmak gerekli değildir. In principle, this problem should therefore be solved locally, that is to say by the competent airport authority. Prensip olarak bu sorun yerel olarak, yani yetkili havaalanı otoritesi tarafından çözülmelidir. I know what it is to suffer airport chaos or interminable delays. Havaalanı kaosunun ya da bitmek bilmeyen gecikmelerin ne demek olduğunu bilirim. I take the view that the latter is the case, given the public nature of airports. Havaalanlarının kamusal niteliği göz önünde bulundurulduğunda, ikinci durumun söz konusu olduğu görüşündeyim. We are told about airports, for example. Örneğin bize havaalanları hakkında bilgi veriliyor. Furthermore, Amendment No 8, which requests surprise airport inspections, is acceptable in principle. Ayrıca, sürpriz havaalanı denetimleri talep eden 8 No'lu Değişiklik de prensipte kabul edilebilir. All of us here in this room spend far more time than we would like on planes and at airports. Bu odada bulunan hepimiz uçaklarda ve havaalanlarında istediğimizden çok daha fazla zaman geçiriyoruz. If we give some airports special treatment, then this will generate arbitrariness. Bazı havaalanlarına özel muamele yaparsak, bu durum keyfiliğe yol açacaktır. Instead, they are dealt with by airlines, airports and other transport staff. Bunun yerine, havayolları, havaalanları ve diğer ulaşım personeli tarafından ele alınırlar. I suspect that I was over the limit on Monday on the bus from Basle Airport to Strasbourg! Pazartesi günü Basle Havaalanı'ndan Strazburg'a giden otobüste sınırı aştığımdan şüpheleniyorum! If we give some airports special treatment, then this will generate arbitrariness. Bazı havaalanlarına özel muamele yaparsak, bu keyfilik yaratacaktır. What is more, additional security measures of necessity mean additional costs for airports and airlines. Dahası, ek güvenlik önlemleri havaalanları ve havayolları için ek maliyet anlamına gelmektedir. When she got to the airport she was subjected to a full body search. Havaalanına vardığında tüm vücudu arandı. We must ensure that our ports and airports are properly controlled in every way. Limanlarımızın ve havaalanlarımızın her yönden uygun şekilde kontrol edilmesini sağlamalıyız. Noise in the areas close to airports often reaches a level that is unbearable for millions of our fellow citizens. Havaalanlarına yakın bölgelerdeki gürültü, milyonlarca yurttaşımız için çoğu zaman dayanılmaz bir seviyeye ulaşmaktadır. These are at present inadequate statutory forms of redress for such infringement at both ports and airports. Bunlar şu anda hem limanlarda hem de havaalanlarında bu tür ihlaller için yetersiz yasal telafi şekilleridir. These are at present inadequate statutory forms of redress for such infringement at both ports and airports. Halihazırda hem limanlarda hem de havaalanlarında bu tür ihlaller için yetersiz yasal tazmin biçimleri bulunmaktadır. I know what it is to suffer airport chaos or interminable delays. Havaalanı kaosunun veya bitmek bilmeyen gecikmelerin ne demek olduğunu bilirim. We'll take a shuttle bus to the airport. Havaalanına servis otobüsüyle gideceğiz. When I arrived at the airport, the wind was blowing hard. Ben havaalanına vardığımda, rüzgar sert esiyordu. We hurried to the airport, but we missed the plane. Aceleyle havaalanına gittik ama uçağı kaçırdık. Tom wondered who Mary had driven to the airport. Tom, Mary'nin havaalanına kimi götürdüğünü merak etti. I think Tom needs a ride to the airport. Sanırım Tom'un havaalanına götürülmeye ihtiyacı var. How long does it take to get the airport? Havaalanına gitmek ne kadar sürer? Tom spent all afternoon at the airport watching the airplanes land and take off. Tom bütün öğleden sonrasını havaalanında uçakların iniş ve kalkışlarını izleyerek geçirdi. Tom drove me to the airport. Tom beni havaalanına götürdü. My airport shuttle bus leaves at six o'clock. Havaalanı servis otobüsüm saat altıda kalkıyor. When will we reach the airport? Havaalanına ne zaman varacağız? Tom drove Mary to the airport. Tom Mary'yi havaalanına götürdü. He is going to drive you to the airport. O seni havaalanına götürecek. When will we reach the airport? Havaalanına ne zaman ulaşacağız? Do you want me to drive you to the airport? Seni havaalanına bırakmamı ister misin? At what time will the taxi go to the airport? Taksi saat kaçta havaalanına gidecek? Tom met a friend of Mary's at the airport. Tom havaalanında Mary'nin bir arkadaşıyla karşılaştı. I'll phone you as soon as I get to the airport. Havaalanına varır varmaz sana telefon edeceğim. Did you take Tom to the airport? Tom'u havaalanına götürdün mü? I have a picture of the airport. Havaalanının bir resmi elimde. Can you all tell me how to get to the airport? Hepiniz bana havaalanına nasıl gideceğimi söyleyebilir misiniz? I saw Tom off at the airport. Tom'u havaalanından uğurladım. I have to go to the airport to meet my family. Ailemi karşılamak için havaalanına gitmeliyim. The three of us went out to the airport. Üçümüz havaalanına gittik. Tom is going to meet Mary at the airport. Tom, Mary ile havaalanında buluşacak. Hey guys, who will be kind enough to take me to the airport? Hey çocuklar, kim beni havaalanına götürme nezaketinde bulunur? They were at the airport to say goodbye to him. Ona veda etmek için havaalanındaydılar. It's only a fifteen minute bus ride from here to the airport. Buradan havaalanına otobüsle gitmek sadece on beş dakika sürüyor. I'll go to the airport with Tom. Tom'la havaalanına giderim. I picked Tom up at the airport. Tom'u havaalanından aldım. I'll give you a ride to the airport. Seni havaalanına bırakayım. How long does it take for the airport bus to get to the airport? Havaalanı otobüsünün havaalanına gitmesi ne kadar sürer? The plane arrived at Itami Airport on time. Uçak Itami Havaalanı'na zamanında vardı. I would advise you to get to the airport on time. Havaalanına zamanında gitmenizi tavsiye ederim. My wife arrived in the airport at seven o'clock. Karım saat yedide havaalanına geldi. I hurried to the airport lest I should be late for the plane. Uçağı kaçırmayayım diye apar topar havaalanına gittim. I went to the airport to meet with my father. Babamı karşılamak için havaalanına gittim. Airport workers are threatening to strike. Havaalanı işçileri grev tehdidinde bulunuyor. Tom picked Mary up at the airport. Tom havaalanında Mary'yi aldı. I want to arrive at Kennedy Airport early in the afternoon. Öğleden sonra erkenden Kennedy Havaalanı'na varmak istiyorum. I arranged for a car to meet you at the airport. Seni havaalanında karşılaması için bir araba ayarladım. Tom asked Mary to drive him to the airport. Tom Mary'den onu havaalanına götürmesini istedi. What time should I go to the airport? Havaalanına kaçta gitmeliyim? We saw Tom off at the airport. Tom'u havaalanına uğurladık. The airspace around the airport was closed temporarily. Havaalanı çevresindeki hava sahası geçici olarak kapatıldı. I asked Tom to drop me off at the airport. Tom'dan beni havaalanına bırakmasını istedim. The plane had already left the airport. Uçak çoktan havaalanından ayrılmıştı. A time bomb went off in the airport killing thirteen people. Havaalanında saatli bir bomba patladı, on üç kişi öldü. Does Tom want me to drive him to the airport? Tom onu havaalanına götürmemi istiyor mu? The airport is close at hand. Havaalanı çok yakın. Tom picked up Mary at the airport. Tom, Mary'i havaalanından aldı. This airport is easily accessible by bus. Bu havaalanına otobüsle kolayca ulaşılabilir. I have to go to the airport to meet my family. Ailemi karşılamam için havaalanına gitmem gerekiyor. Can you take my dad to the airport? Babamı havaalanına götürebilir misin? Tom and I ran into each other at the airport. Tom ve ben havaalanında karşılaştık. How should I get there from the airport? Havaalanından oraya nasıl gideceğim? Do you want me to pick you up at the airport? Seni havaalanından almamı ister misin? Sami left the airport. Sami havaalanından ayrıldı. I saw Julie off at the airport. Ben havaalanında Julie'yi uğurladım. How long does it take to get to the airport on the airport bus? Havaalanı otobüsüyle havaalanına gitmek ne kadar sürer? I forgot to tell Tom who was going to pick him up at the airport. Tom'a onu havaalanından kimin alacağını söylemeyi unuttum. What time does Tom think we should leave in order to get to the airport on time? Tom havaalanına zamanında varmak için ne zaman çıkmamız gerektiğini düşünüyor? The plane will arrive at the airport thirty minutes late. Uçak havaalanına otuz dakika geç varacak. How long do you think it will take to go to the airport? Sence havaalanına gitmek ne kadar sürer? The separatists began to occupy the airport. Ayrılıkçılar havaalanını işgal etmeye başladı. Atlanta, Georgia has one of the busiest airports in the world. Atlanta, Georgia dünyanın en işlek havaalanlarından birine sahip. We gave him a royal send-off at the airport. Onu havaalanında krallara layık bir şekilde uğurladık. Can you tell me how to get to the airport? Bana havaalanına nasıl gidebileceğimi söyleyebilir misin? What's the best way to get to the airport? Havaalanına gitmenin en iyi yolu nedir? I met a friend at the airport. Havaalanında bir arkadaşımla buluştum. He'll drop you off at the airport. Seni havaalanına bırakacak. Did you take Tom to the airport? Tom'u havaalanına sen mi götürdün? How long does it take for the airport bus to get to the airport? Havaalanı otobüsünün havaalanına varması ne kadar sürer? This morning I went to the airport in order to see my cousin off. Bu sabah kuzenimi uğurlamak için havaalanına gittim. Tom bumped into Mary at the airport. Tom havaalanında Mary ile karşılaştı. My airport shuttle bus leaves at six o'clock. Benim havaalanı servis otobüsü, saat altıda hareket eder. Sami headed to the airport. Sami havaalanına gitti. I'll see you at the airport. Havaalanında görüşürüz. May I accompany you to the airport? Size havaalanına kadar eşlik edebilir miyim? It's only a fifteen minute bus ride from here to the airport. Buradan havaalanına sadece on beş dakikalık bir otobüs yolculuğudur. Ladies and gentlemen, due to an accident at the airport, our arrival will be delayed. Bayanlar baylar, havaalanındaki bir kaza sebebiyle varışımız gecikecek. This bus will take you to the airport. Bu otobüs sizi havaalanına götürür. I saw Tom at the airport. Tom'u havaalanında gördüm. How long does it take to your office from the airport? Havaalanından bürona ne kadar sürer? How far are we from the airport? Havaalanından ne kadar uzaktayız? What time does the shuttle bus leave for the airport? Servis otobüsü havaalanına gitmek için saat kaçta kalkıyor? How long does it take to get through customs at the airport? Havaalanında gümrükten geçmek ne kadar sürer? He took his sister to the airport. Kız kardeşini havaalanına götürdü. Do you think we'll make it to the airport in time, Paul? Sence havaalanına zamanında varabilecek miyiz, Paul? He was coming to the airport to meet Mr West. O, Bay West'i karşılamak için havaalanına geliyordu. I went to the airport to see my mother off. Annemi uğurlamak için havaalanına gittim. I'm going to the airport. Havaalanına gidiyorum. Since Tom can't drive me, I'm going to take a bus to the airport. Tom beni götüremediği için havaalanına giden bir otobüse bineceğim. The car broke down on the way to the airport. Araba havaalanına giderken bozuldu. Tom lives far from the airport. Tom havaalanından uzakta yaşıyor. The plane will arrive at the airport thirty minutes late. Uçak, otuz dakika gecikmeyle havaalanına varacak. He was on the way to the airport to meet Mr West. O Bay West'i karşılamak için havaalanına gidiyordu. I'm going to go to the airport. Havaalanına gideceğim. Both Ken's mother and her friend will arrive at the airport soon. Ken'in annesi ve arkadaşı yakında havaalanına varacaklar. I went to the airport to see Tom off. Tom'u uğurlamak için havaalanına gittim. We live far from the airport. Biz havaalanından uzakta yaşıyoruz. When I got to the airport, there was a strong wind. Havaalanına ulaştığımda, güçlü bir rüzgar vardı. There were hundreds of taxis at the airport, all touting for business. Havaalanında iş için müşteri çekmeye çalışan yüzlerce taksi vardı. The bus transports passengers from the hotel to the airport. Otobüs, otelden havaalanına yolcu taşır. I would advise you to get to the airport on time. Ben havaalanına zamanında gitmeni tavsiye ediyorum. Can you drive me to the airport? Beni havaalanına götürebilir misiniz? How long does it take for the airport bus to arrive at the airport? Havaalanı otobüsünün havaalanına gitmesi ne kadar sürüyor? I've just been to the airport to see her off. Onu uğurlamak için az önce havaalanına gittim. Tom picked us up at the airport. Tom bizi havaalanından aldı. I didn't know who was going to meet me at the airport. Beni havaalanında kimin karşılayacağını bilmiyordum. Have you ever lost your luggage at the airport? Hiç havaalanında bavulunuzu kaybettiniz mi? Tom can meet you at the airport if you let him know your arrival time. Eğer varış saatinizi bildirirseniz Tom sizi havaalanında karşılayabilir. Do you think Tom would be able to pick Mary up at the airport? Sence Tom, Mary'yi havaalanından alabilir mi? We expect to arrive at Heathrow Airport at eight. Biz saat sekizde Heathrow Havaalanına varmayı umuyoruz. I met Tom at the airport. Havaalanında Tom'a rastladım. They shook hands when they met at the airport. Havaalanında buluştuklarında tokalaştılar. How far is the airport from here? Buradan havaalanı ne kadar uzaklıkta? Is there a shuttle bus between the hotel and airport? Otel ile havaalanı arasında bir servis otobüsü var mı? How can I get to the airport? Havaalanına nasıl gidebilirim? She was heading to the airport. Havaalanına gidiyordu. Arriving at the airport, I called her up. Havaalanına vardığımda onu aradım. I forgot to tell Tom who was going to pick him up at the airport. Onu havaalanında kimin alacağını Tom'a söylemeyi unuttum. Arriving at the airport, I saw the plane taking off. Havaalanına vardığımda uçağın kalktığını gördüm. I've just arrived at the airport. Az önce havaalanına vardım. Who did Tom think was going to drive him to the airport? Tom onu havaalanına kimin götüreceğini sanıyordu? I'm at the airport. Havaalanındayım. He will go to the airport. Havaalanına gidecek. Where do I get an airport bus? Havaalanı otobüsüne nerede binerim? My wife arrived in the airport at seven o'clock. Eşim havaalanına saat yedide geldi. Security at the airport has been stepped up since the bomb scare. Havaalanında güvenlik bomba patlama tehlikesinden beri artırıldı. The bus transports passengers from the hotel to the airport. Otobüs, yolcuları otelden havaalanına taşıyor. How long does it take from the airport to the hotel? Havaalanından otele gitmek ne kadar sürer? I've just been to the airport to see off a friend who was leaving for Europe. Az önce Avrupa'ya giden bir arkadaşımı uğurlamak için havaalanına gittim. It's said that a new airport will be built in the province. Eyalete yeni bir havaalanı yapılacağı söyleniyor. Mary received a patdown search at the airport. Mary havaalanında üst aramasından geçti. My brother and I went to see John off at the airport. Erkek kardeşim ve ben havaalanında John'u uğurlamak için gittik. I have to go to the airport to meet my cousin. Kuzenimle buluşmak için havaalanına gitmem gerekiyor. I went to Kennedy Airport to see my friend off. Arkadaşımı uğurlamak için Kennedy Havaalanı'na gittim. Who's going to drive me to the airport? Kim beni havaalanına götürecek? I asked Tom to drop me off at the airport. Tom'un beni havaalanında bırakmasını istedim. When I arrived at the airport, the wind was blowing hard. Havaalanına vardığımda rüzgar sert esiyordu. What do you think is the busiest airport in the world? Dünyadaki en yoğun havaalanının hangisi olduğunu düşünüyorsunuz? Have you ever lost your luggage at the airport? Sen hiç havaalanında bagajını kaybettin mi? We saw Tom off at the airport. Tom'u havaalanında uğurladık. I went to the airport to bid my friend goodbye. Arkadaşıma veda etmek için havaalanına gittim. What's the fastest way to get to the airport from here? Buradan havaalanına gitmenin en hızlı yolu nedir? I'm going to pick Tom up at the airport. Tom'u havaalanından alacağım. Who's going to drive me to the airport? Beni havaalanına kim götürecek? He should arrive at the airport by 9 a.m. Sabah 9'a kadar havaalanına varmalı. I'll give you a ride to the airport. Seni havaalanına götüreceğim. There are full body scanners at this airport. Bu havaalanında tam vücut tarayıcıları vardır. This is a picture of an airport. Bu bir havaalanı resmi. I met him by chance at the airport yesterday. Onunla dün havaalanında tesadüfen karşılaştım. The airspace around the airport was closed temporarily. Havaalanı çevresindeki hava sahası geçici olarak kapatılmıştı. Our company's agent in Rio will meet you at the airport. Firmamızın Rio'daki vekili sizi havaalanında karşılayacak. Tell Tom how to get to the airport. Tom'a havaalanına nasıl gideceğini söyle. How long does it take to get to the airport? Havaalanına gitmek ne kadar sürer? This road leads to the airport. Bu yol havaalanına gider. John is at the airport. John havaalanında. An hour's drive brought us to the airport. Bir saatlik yol bizi havaalanına getirdi. How far away is the airport? Havaalanı ne kadar uzakta? He gave me a ride to the Narita airport. Beni Narita Havaalanı'na bıraktı. The next train to the airport departs from platform 2. Havaalanına giden bir sonraki tren 2. perondan kalkıyor. I unexpectedly ran into him at the airport yesterday. Dün havaalanında beklenmedik bir anda onunla karşılaştım. I got detained at the airport. Havaalanında gözaltına alındım. They live close by the airport. Havaalanına yakın oturuyorlar. What bus do I need to take to get to the airport? Havaalanına gitmek için hangi otobüse binmem gerekiyor? I dropped her off at the airport. Onu havaalanına bıraktım. I've got to get to the airport. Havaalanına gitmeliyim. Tom is going to drive Mary to the airport. Tom, Mary'i havaalanına götürecek. Tom told me that he'd drive Mary to the airport. Tom bana Mary'yi havaalanına götüreceğini söyledi. I met them at the airport. Onlarla havaalanında karşılaştım. The plane circled the airport twice after taking off. Uçak havalandıktan sonra havaalanı etrafında iki defa dolandı. I met him at the airport. Onunla havaalanında buluştum. This morning I went to the airport in order to see my cousin off. Bu sabah kuzenimi yolcu etmek için havaalanına gittim. Buses run between the station and the airport. İstasyon ve havaalanı arasında otobüsler çalışır. Tom asked Mary to drive John to the airport. Tom Mary'den John'u havaalanına götürmesini istedi. I dislike going through customs at the airport because it takes so long. Havaalanında gümrükten geçmeyi sevmiyorum çünkü çok uzun sürüyor. I went to the airport to meet my father. Babamla buluşmak için havaalanına gittim. Information is given in English at every airport. Bilgiler her havaalanında İngilizce olarak verilir. Can you recommend a hotel near the airport? Havaalanına yakın bir otel önerebilir misiniz? I went to the airport to meet my father. Babamı karşılamak için havaalanına gittim. How long does it take for the airport bus to arrive at the airport? Havaalanı otobüsünün havaalanına varması ne kadar sürer? How long does it take to your office from the airport? Havaalanından ofisinize gitmek ne kadar sürer? Sami picked Layla up at the airport. Sami, Layla'yı havaalanından aldı. I met Tom at the airport. Tom'la havaalanında buluştum. We live far from the airport. Havaalanından uzakta yaşıyoruz. We ran into each other at the airport. Havaalanında birbirimize rastladık. Tom said he didn't know when he was supposed to meet Mary at the airport. Tom, Mary ile havaalanında ne zaman buluşacağını bilmediğini söyledi. Please pick me up at the airport at five. Lütfen beni 5'te havaalanından al. We'll take a shuttle bus to the airport. Havaalanı için bir servis otobüsüne binececeğiz. Tom picked up Mary at the airport. Tom havaalanında Mary'yi aldı. What time did she arrive at Narita Airport? Narita Havaalanı'na ne zaman geldi? Can you explain to me how I can get to the airport? Havaalanına nasıl gidebileceğimi bana açıklayabilir misin? Tom will pick Mary up at the airport. Tom Mary'i havaalanından alacak. Tom is waiting at the airport. Tom havaalanında bekliyor. Upon arriving at the airport, he made a phonecall to his wife. O, havaalanına vardıktan sonra karısı ile bir telefon görüşmesi yaptı. The Keisei Line Sky-Liner will take you from the airport to Ueno Station in 75 minutes. Keisei Line Sky-Liner sizi havaalanından Ueno İstasyonu'na 75 dakikada ulaştıracak. I've just arrived at the airport. Havaalanına yeni geldim. The airport is closed, but nobody knows why. Havaalanı kapalı ama kimse nedenini bilmiyor. I hope to visit this airport again. Bu havaalanını tekrar ziyaret etmeyi umuyorum. Which way to the nearest airport? Hangi yol havaalanına en yakındır? The plane took off from Boston airport with more than a hundred holiday-makers on board. Uçak, içinde yüzden fazla tatilciyle birlikte Boston havaalanından havalandı. I have to go to the airport to meet my cousin. Kuzenimi karşılamak için havaalanına gitmeliyim. Her chastity belt set off the metal detector at the airport. Onun bekaret kemeri havaalanındaki metal detektörünü harekete geçirdi. Tom will drive you to the airport. Tom seni havaalanına götürecek. You should get to the airport early. Havaalanına erken gitmelisin. After taking off, the plane circled the airport twice. Kalktıktan sonra, uçak iki kez havaalanının etrafında daire çizdi. You should allow an hour to go to the airport. Havaalanına gitmek için bir saat ayırmalısınız. When are you going to pick Tom up at the airport? Tom'u havaalanından ne zaman alacaksın? Pilots communicate with the airport by radio. Pilotlar, havaalanı ile telsizle haberleşir. Can you drive me to the airport tomorrow morning? Yarın sabah beni havaalanına götürebilir misin? I need a taxi to the airport. Havaalanına gitmek için taksiye ihtiyacım var. Tom will drive Mary to the airport. Tom, Mary'yi araçla havaalanına götürecek. How long does the airport bus take to get to the airport? Havaalanı otobüsünün havaalanına gitmesi ne kadar sürer? Which way to the nearest airport? En yakın havaalanı ne tarafta? When my uncle left for America, many people came to see him off at the airport. Amcam Amerika'ya gittiğinde, birçok insan onu havaalanından uğurlamaya geldi. The airport is over there. Havaalanı şurada. What bus do I need to take to get to the airport? Havaalanına gitmek için hangi otobüse binmem gerekiyor. Quite by chance, I met my old friend at the airport. Şans eseri havaalanında eski dostumla karşılaştım. Tom will be leaving for the airport in a few minutes. Tom birkaç dakika içinde havaalanına gidecek. The airport is close by. Havaalanı çok yakın. His airplane had already left when I got to Narita Airport. Narita Havaalanı'na vardığımda uçağı çoktan kalkmıştı. Tom is at the airport. Tom havaalanında. The airport was closed because of the fog. Havaalanı sis nedeniyle kapatıldı. The airport is far from the city. Havaalanı şehirden uzakta. On the way to the airport they stopped at a gas station. Havaalanına giderken bir benzin istasyonunda durdular. Both Ken's mother and her friend will arrive at the airport soon. Hem Ken'in annesi hem de arkadaşı, yakında havaalanına varacaktır. I had a hard time getting to the airport. Havaalanına giderken zorluk çektim. I want to stay in a hotel near the airport. Havaalanına yakın bir otelde kalmak istiyorum. He should arrive at the airport by 9 a.m. Sabah 9'da havaalanına varmış olmalı. We gave him a royal send-off at the airport. Havaalanında ona krallara layık bir uğurlama yaptık. I ran into him yesterday at the airport. Dün havaalanında ona rastladım. It's said that a new airport will be built in the city. Şehirde yeni bir havaalanı inşa edileceği söyleniyor. How long does the airport bus take to the airport? Havaalanı otobüsünün havaalanına varması ne kadar sürer? He picked me up at the airport. O beni havaalanından aldı. What's the fastest way to get to the airport? Havaalanına gitmek için en hızlı yol nedir? His plane has not arrived at the airport yet. Uçağı henüz havaalanına varmadı. You don't necessarily have to go to the airport to reconfirm your plane reservation. Uçak rezervasyonunuzu teyit etmek için mutlaka havaalanına gitmeniz gerekmez. How long does it take from the airport to the hotel? Havaalanından otele ne kadar sürer? How far is it from the airport to the hotel? Havaalanıyla otel arasındaki uzaklık nedir? Tom called Mary from the airport. Tom Mary'ye havaalanından telefon açtı. How long does it take to get to the airport with the airport bus? Havaalanı otobüsüyle havaalanına gitmek ne kadar sürer? When I got to the airport, there was a strong wind. Havaalanına vardığımda şiddetli bir rüzgar vardı. Tom wondered who Mary had driven to the airport. Tom Mary'nin havaalanına kimi götürdüğünü merak etti. We can do anything except build airports. Havaalanı inşa etmek dışında her şeyi yapabiliriz. This road will lead you to the airport. Bu yol seni havaalanına götürecek. Do you want me to drive you to the airport? Seni havaalanına götürmemi ister misin? Tom arrived at the airport this morning. Tom bu sabah havaalanına geldi. There were hundreds of taxis at the airport, all touting for business. Havaalanında yüzlerce taksi vardı, hepsi iş için çığırtkanlık yapıyorlardı. Could you give Tom a ride to the airport? Tom'u havaalanına bırakır mısın? Tom asked Mary to drive John to the airport. Tom, Mary'den John'u havaalanına götürmesini istedi. Tom gave me a ride to the airport. Tom beni havaalanına götürdü. Which bus goes to the airport? Hangi otobüs havaalanına gider? Please go to the airport. Lütfen havaalanına gidin. Tom won't be able to get to the airport on time. Tom zamanında havaalanına varamayacak. Tom is going to drive Mary to the airport. Tom, Mary'yi havaalanına arabayla götürecek. Airplanes land at airports. Uçaklar havaalanlarına iner. Tom said he was heading to the airport. Tom havaalanına gittiğini söyledi. Tom is planning to meet Mary at the airport. Tom, Mary'i havaalanında karşılamayı planlıyor. He is a security guard at the airport. Havaalanında güvenlik görevlisi. The plane should have arrived at Kansai Airport by now. Uçak şimdiye kadar Kansai Havaalanına varmalıydı. How do I get to the airport? Havaalanına nasıl giderim? How long does it take to get through customs at the airport? Havaalanında gümrükten geçmek ne kadar sürüyor? Can you all tell me how to get to the airport? Havaalanına nasıl gideceğimi bana söyleyebilir misiniz? The airport is far from the city. Havaalanı şehirden çok uzakta. Do you think we'll make it to the airport in time, Paul? Havaalanına zamanında varacağımızı düşünüyor musun, Paul? Could you please tell me how to get to the airport? Lütfen bana havaalanına nasıl gideceğimi söyler misiniz? Does Tom still want me to drive him to the airport? Tom hâlâ onu havaalanına götürmemi istiyor mu? Our company's agent in Rio will meet you at the airport. Şirketimizin Rio'daki temsilcisi sizi havaalanında karşılayacak. Tom picked Mary up at the airport. Tom, Mary'i havaalanından aldı. I'm at Narita Airport right now. Şu anda Narita Havaalanı'ndayım. I have been instructed to take you to the airport. Bana seni havaalanına götürme talimatı verildi. I didn't see Tom at the airport. Tom'u havaalanında görmedim. Tom will go to the airport to pick Mary up. Tom, Mary'yi almak için havaalanına gidecek. Tom is planning to meet Mary at the airport. Tom havaalanında Mary ile buluşmayı planlıyor. I met her at the airport. Onunla havaalanında buluştum. Who's going to drive you to the airport? Seni havaalanına kim götürecek? I went to Kennedy Airport to see my friend off. Arkadaşımı görmek için Kennedy Havaalanı'na gittim. He was on the way to the airport to meet Mr West. Bay West'i karşılamak için havaalanına gidiyordu. I dropped Tom off at the airport. Tom'u havaalanına bıraktım. I unexpectedly ran into him at the airport yesterday. Dün havaalanında beklenmedik bir şekilde onunla karşılaştım. This road leads to the airport. Bu yol havaalanına gidiyor. Could you give Tom a ride to the airport? Tom'u havaalanına bırakabilir misin? She went to the airport to see him off. Onu uğurlamak için havaalanına gitti. Tom called Mary up from the airport. Tom, Mary'yi havaalanından aradı. Melanie is going to the airport. Melanie havaalanına gidiyor. I'm going until the airport. Havaalanına kadar gidiyorum. What's the fastest way to get the airport from here? Buradan havaalanına gitmenin en hızlı yolu nedir? I've been instructed to take you to the airport. Bana seni havaalanına götürme talimatı verildi. She took the trouble to meet her friend at the airport. Arkadaşını havaalanında karşılama zahmetine katlandı. Let me know when you will arrive at the airport. Havaalanına ne zaman varacağını bana bildir. Please tell me how to get to the airport. Lütfen bana havaalanına nasıl gideceğimi söyle. Ladies and gentlemen, due to an accident at the airport, our arrival will be delayed. Bayanlar ve baylar, havaalanındaki bir kaza nedeniyle varışımız gecikecektir. Which airport do I leave from? Hangi havaalanından gidiyorum? Tom gave me a ride to the airport. Tom beni havaalanına bıraktı. A bus transported us from the airport to the city. Bir otobüs, bizi, havaalanından şehre götürdü. Tom called Mary from the airport. Tom havaalanından Mary'yi aradı. Tom and I went to see Mary off at the airport. Tom ve ben, Mary'yi uğurlamak için havaalanına gittik. It's said that a new airport will be built in the city. Şehre yeni bir havaalanı yapılacağı söyleniyor. She took the trouble to meet her friend at the airport. O, arkadaşını havaalanında karşılama zahmetine katlandı. I dropped them off at the airport. Onları havaalanına bıraktım. Kumiko got a porter to carry her suitcase at the airport. Kumiko havaalanında bavulunu taşıması için bir hamal tuttu. Tom will drive Mary to the airport. Tom, Mary'yi havaalanına götürecek. Can you drive me to the airport? Beni havaalanına götürebilir misin? Tom isn't planning to meet Mary at the airport. Tom havaalanında Mary ile buluşmayı planlamıyor. Where is the stop for the airport buses? Havaalanı otobüslerinin durağı nerede? Tom got to the airport just in the nick of time. Tom tam zamanında havaalanına vardı. Tom is going to drive you to the airport. Tom seni havaalanına götürecek. My suitcase disappeared at the airport. Bavulum havaalanında kayboldu. She told me that she went to the airport yesterday. O bana dün havaalanına gittiğini söyledi. I met them at the airport. Onlarla havaalanında buluştum. Tom thought he could reach the airport on time if he drove a little over the speed limit. Tom hız sınırını biraz aşarsa havaalanına zamanında varabileceğini düşündü. They live close by the airport. Onlar havaalanına yakın yaşıyorlar. We'll take a shuttle bus to the airport. Havaalanına servisle gideceğiz. Where do the airport buses leave from? Havaalanı otobüsleri nereden kalkıyor? Tom and I went to see Mary off at the airport. Tom ve ben Mary'yi havaalanına uğurlamaya gittik. He waited for her at the airport. Onu havaalanında bekledi. Tom will pick Mary up at the airport. Tom, Mary'i havaalanından alacak. A time bomb went off at the airport and killed 13 people. Havaalanında bir saatli bomba patladı ve 13 kişi öldü. Sami headed to the airport. Sami havaalanına doğru yola çıktı. Can you explain to me how I can get to the airport? Bana havaalanına nasıl gidebileceğimi açıklayabilir misiniz? She told me that she went to the airport yesterday. Bana dün havaalanına gittiğini söyledi. I'll go to the airport with Tom. Tom ile havaalanına gideceğim. I hope Tom will come and pick me up at the airport. Umarım Tom gelip beni havaalanından alır. The airplane took off as soon as I arrived at the airport. Havaalanına varır varmaz uçak havalandı. I have been instructed to take you to the airport. Sizi havaalanına götürmekle görevlendirildim. I have been to the airport to see him off. Onu uğurlamak için havaalanına gitmiştim. I can pick you up at the airport if you like. İstersen seni havaalanından alabilirim. My father didn't come to the airport to see me off. Babam beni uğurlamak için havaalanına gelmedi. I hurried to the airport so as not to be late for the plane. Uçağa geç kalmamak için aceleyle havaalanına koşturdum. I think Tom will drive me to the airport. Tom'un beni havaalanına götüreceğini düşünüyorum. I'll go to the airport with Tom. Tom ile birlikte havaalanına gideceğim. I met him by chance at the airport yesterday. Dün havaalanında şans eseri onunla karşılaştım. How far is it to the airport? Havaalanına ne kadar uzaklıkta? I've been instructed to take you to the airport. Seni havaalanına götürmek için talimat aldım. Tom dropped me off at the airport. Tom beni havaalanına bıraktı. Tom can meet you at the airport if you let him know your arrival time. Onu varış saatinizi bildirirseniz, Tom sizi havaalanında karşılayabilir. Tom lives near the airport. Tom havaalanına yakın bir yerde yaşıyor. Buses run between the station and the airport. İstasyon ve havaalanı arasında otobüsler çalışıyor. Tom met Mary at the airport. Tom, Mary ile havaalanında buluştu. Let me know when you will arrive at the airport. Havaalanına ne zaman varacağınızı bana bildirin. Noise is the most serious problem for those who live around the airports. Gürültü, havaalanlarının çevresinde yaşayanlar için en ciddi sorun. I tipped the cabbie ten bucks for getting me to the airport on time. Beni havaalanına zamanında götürdüğü için taksiciye on dolar bahşiş verdim. Tom met a friend of Mary's at the airport. Tom havaalanında Mary'nin bir arkadaşı ile karşılaştı. I think Tom needs a ride to the airport. Tom'un havaalanına gitmek için bir arabaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. His airplane had already left when I got to Narita Airport. Onun uçağı, Narita Havaalanına vardığımda zaten ayrılmıştı. The airport is closed. Havaalanı kapalı. The plane circled the airport twice after taking off. Uçak havalandıktan sonra havaalanının etrafında iki kez tur attı. Do you want me to pick you up at the airport? Seni havaalanından almamı istiyor musun? Roy needn't have hurried to the airport to meet his parents. Roy'un, ebeveynlerini karşılamak için havaalanına acele gitmesi gerekmezdi. He is going to drive you to the airport. Sizi havaalanına götürecek. I've got to get to the airport. Havaalanına gitmek zorundayım. I saw Julie off at the airport. Julie'yi havaalanından uğurladım. The airport is over there. Havaalanı orada. Where can I get the airport bus? Havaalanı otobüsüne nerede binebilirim? He gave me a ride to the Narita airport. Beni Narita havaalanına götürdü. You should allow an hour to go to the airport. Havaalanına gitmek için bir saat ayırmalısın. Tom is on his way to the airport. Tom havaalanına gidiyor. How long does the airport bus take to get to the airport? Havaalanı otobüsünün havaalanına ulaşması ne kadar sürer? Where's the airport? Havaalanı nerede? Tom is a security guard at the airport. Tom havaalanında güvenlik görevlisi. How long does it take to get to the airport from here? Buradan havaalanına gitmek ne kadar sürer? We ran into each other at the airport. Havaalanında karşılaşmıştık. Noise is the most serious problem for those who live around the airports. Havaalanın yakınlarında yaşayanlar için gürültü en ciddi problemdir. We saw Tom off at the airport. Tom'u havaalanından uğurladık. I went to the airport to meet with my father. Babamla buluşmak için havaalanına gittim. I prefer a hotel by the airport. Havaalanının yanında bir oteli tercih ederim. Tom asked me to meet Mary at the airport. Tom havaalanında Mary'yi karşılamamı istedi. I saw him off at the airport. Onu havaalanından uğurladım. My brother and I went to see John off at the airport. Kardeşim ve ben John'u havaalanından uğurlamaya gittik. Tom is going to the airport to pick Mary up. Tom, Mary'yi almak için havaalanına gidiyor. Can you tell me how to get to the airport? Havaalanına nasıl gideceğimi söyleyebilir misiniz? Pilots communicate with the airport by radio. Pilotlar, havaalanıyla telsiz yoluyla iletişim kurarlar. He told me to meet him at 1 o'clock at the airport. Onunla saat 1'de havaalanında buluşmamı söyledi. Tom could meet you at the airport. Tom seni havaalanında karşılayabilir. His plane has not arrived at the airport yet. Uçağı havaalanına henüz varmadı. Airport workers are threatening to strike. Havaalanı çalışanları grev yapmakla tehdit ediyorlar. He was coming to the airport to meet Mr West. Bay West'i karşılamak için havaalanına geliyordu. How long does it take for the airport shuttle to get to the airport? Havaalanı servisinin havaalanına ulaşması ne kadar sürer? Tom could've met you at the airport. Tom seni havaalanında karşılayabilirdi. The airport is close by. Havaalanı bu civarda. Tom isn't planning to meet Mary at the airport. Tom, Mary ile havaalanında buluşmayı planlamıyor. Tom rented a car at the airport and drove it to Mary's house. Tom havaalanından bir araba kiraladı ve Mary'nin evine götürdü. After taking off, the plane circled the airport twice. Uçak havalandıktan sonra havaalanında iki kez tur attı. How long does it take to get to the airport? Havaalanına ulaşmak ne kadar sürüyor? You should allow an hour to get to the airport. Havaalanına gitmek için bir saatinizi ayırmalısınız. I have to stay at a hotel near the airport tonight. Bu gece havaalanına yakın bir otelde kalmam gerekiyor. I had a hard time getting to the airport. Havaalanına gitmekte zorlandım. How far is the airport from here? Havaalanı buradan ne kadar uzakta? I'm sorry I couldn't meet you at the airport. Seni havaalanında karşılayamadığım için üzgünüm. Is the hotel close to the airport? Otel havaalanına yakın mı? I will go with you as far as Narita Airport. Narita Havaalanı'na kadar seninle geleceğim. I hope Tom will come and pick me up at the airport. Tom'un gelip beni havaalanından alacağını umuyorum. A time bomb went off in the airport killing thirteen people. Havaalanında on üç kişinin ölümüne yol açan bir saatli bomba patladı. Her chastity belt set off the metal detector at the airport. Bekaret kemeri havaalanındaki metal dedektörünü harekete geçirdi. I have a picture of the airport. Bende havaalanının bir fotoğrafı var. He called his mother up from the airport. Havaalanından annesini aradı. How much will it cost to get to the airport? Havaalanına gitmek ne kadara mal olacak? I'll go to the airport with Tom. Tom'la havaalanına gideceğim. The aircraft has landed at the airport. Uçak havaalanına indi. All the bags are examined at the airport. Havaalanında tüm çantalar incelenir. Do you think Tom would be able to pick Mary up at the airport? Tom'un Mary'yi havaalanından alabileceğini düşünüyor musun? How long do you think it will take to go to the airport? Havaalanına gitmek sizce ne kadar sürer? Tom asked me to meet Mary at the airport. Tom, Mary ile havaalanında buluşmamı istedi. Tom could've met you at the airport. Tom seninle havaalanında buluşabilirdi. What's the fastest way to get the airport from here? Buradan havaalanına gitmek için en hızlı yol nedir? I'll drive you to the airport. Seni havaalanına götüreceğim. I went to the airport to see my friend off. Arkadaşımı uğurlamak için havaalanına gittim. Tom asked me to pick Mary up at the airport. Tom benden Mary'yi havaalanından almamı istedi. The airplane took off as soon as I arrived at the airport. Ben havaalanına varır varmaz uçak havalandı. I have almost three more hours before I have to be at the airport. Havaalanına gitmeden önce neredeyse üç saatim daha var. Roy needn't have hurried to the airport to meet his parents. Roy'un, ailesini karşılamak için aceleyle havaalanına gitmesine gerek yoktu. With the closure of the bridge, it will take a lot longer to get to the airport. Köprünün kapatılmasıyla havaalanına gitmek çok daha uzun sürecek. Is there bus service to the airport? Havaalanına otobüs servisi var mı? Tom won't be able to get to the airport on time. Tom havaalanına zamanında gidemeyecek. Tom lives near the airport. Tom havaalanı yakınlarında yaşıyor. I actually am 81 years old but if I subtract the time I've waited to get my bags at the airport, I'm only 43. Aslında 81 yaşındayım ama havaalanında çantalarımı almak için beklediğim süreyi çıkarırsam sadece 43 yaşındayım. Pilots communicate with airport services by radio. Pilotlar havaalanı servisleriyle telsizle haberleşir. We can do anything except build airports. Biz havaalanı inşa etmek hariç her şeyi yapabiliriz. Can you take Jim to the airport? Jim'i havaalanına götürebilir misin? I have almost three more hours before I have to be at the airport. Havaalanında olmak zorunda olmadan önce neredeyse üç saatim daha var. In spite of the heavy traffic, I managed to get to the airport in time. Yoğun trafiğe rağmen havaalanına zamanında varmayı başardım. I want to arrive at Kennedy Airport early in the afternoon. Öğleden sonra erken saatlerde Kennedy Havaalanına varmak istiyorum. Kennedy Airport, please. Kennedy Havaalanı, lütfen. You met each other at the airport. Birbirinizle havaalanında tanıştınız. I work at the airport. Havaalanında çalışıyorum. They shook hands when they met at the airport. Havaalanında karşılaştıklarında el sıkıştılar. I hurried to the airport lest I should be late for the plane. Uçağa geç kalmamak için aceleyle havaalanına gittim. Where does the airport bus leave from? Havaalanı otobüsü nereden kalkıyor? How long does it take for the airport shuttle to get to the airport? Havaalanı servisinin havaalanına varması ne kadar sürer? I have to stay at a hotel near the airport tonight. Bu gece havaalanına yakın bir otelde kalmak zorundayım. The plane took off from Boston airport with more than a hundred holiday-makers on board. Uçak yüzden fazla tatilciyle birlikte Boston Havaalanı'ndan kalktı. My wife will pick me up at the airport. Karım beni havaalanından alacak. Is there a shuttle bus between the hotel and airport? Otel ve havaalanı arasında çalışan bir mekik-otobüs var mı? The plane is at the airport. Uçak havaalanında. The Keisei Line Sky-Liner will take you from the airport to Ueno Station in 75 minutes. Keisei Hattı Sky-Liner sizi havaalanından Ueno İstasyonuna 75 dakikada götürecek. There are many airlines in this airport. Bu havaalanında birçok havayolu şirketi var. Which bus goes to the airport? Hangi otobüs havaalanına gidiyor? Who did Tom think was going to drive him to the airport? Tom kimin onu havaalanına götüreceğini düşündü. The manager suggested that I go with him to the airport. Müdür onunla havaalanına gitmemi önerdi. Security at the airport has been stepped up since the bomb scare. Bomba korkusundan beri havaalanındaki güvenlik artırıldı. The next train to the airport departs from platform 2. Havaalanına giden bir sonraki tren platform 2'den kalkıyor. Tom got to the airport just in the nick of time. Tom havaalanına tam zamanında vardı. We ran into each other at the airport. Havaalanında birbirimize denk geldik. Juan made it to the airport by this morning. Juan bu sabah havaalanına varmış. The airport is in Osaka Bay. Havaalanı, Osaka Körfezi'nde. Tom said he didn't know when he was supposed to meet Mary at the airport. Tom havaalanında Mary'yi ne zaman karşılaması gerektiğini bilmediğini söyledi. He went to the airport to see her off. Onu uğurlamak için havaalanına gitti. Can you recommend a hotel near the airport? Havaalanına yakın bir otel tavsiye edebilir misin? He'll drop you off at the airport. O seni havaalanına götürecek. The plane arrived at Itami Airport on time. Uçak Itami havaalanına zamanında vardı. I went to the airport by taxi. Havaalanına taksiyle gittim. I was strip-searched at the airport. Havaalanında giysilerim soyularak arandım. We need to get to the airport. Havaalanına gitmeliyiz. Let's stay somewhere with easy airport access. Havaalanına kolay erişimi olan bir yerde kalalım. I didn't know who was going to meet me at the airport. Havaalanında beni kimin karşılayacağını bilmiyordum. Tom wanted Mary to drive him to the airport. Tom Mary'den onu havaalanına götürmesini istedi. Tom called Mary up from the airport. Tom havaalanından Mary'yi aradı. This is a photograph of the airport. Bu, havaalanının bir fotoğrafı. Tom called Mary up from the airport. Tom Mary'yi havaalanından aradı. How should I get there from the airport? Havaalanından oraya nasıl gideyim? Kumiko got a porter to carry her suitcase at the airport. Kumiko havaalanında valizini bir hamala taşıttı. Tom went to the airport to see Mary off. Tom, Mary'yi uğurlamak için havaalanına gitti. This is a photograph of the airport. Bu havaalanının bir fotoğrafı. On the way to the airport they stopped at a gas station. Havaalanı yolu üzerindeki bir benzin istasyonunda durdular. We ran into each other at the airport. Havaalanında karşılaştık. My wife will pick me up at the airport. Karım beni havaalanında alacak. The airplane landed at Narita Airport. Uçak Narita Havaalanı'na indi. The crowd gathered at the airport to see the President off. Kalabalık, Başkanı uğurlamak için havaalanında toplandı. The plane should have arrived at Kansai Airport by now. Uçak şimdiye kadar Kansai Havaalanı'na varmış olmalıydı. Tom said he was heading to the airport. Tom havaalanına gideceğini söyledi. Please take me to the airport. Lütfen beni havaalanına götür. Tom and I ran into each other at the airport. Tom ve ben havaalanında birbirimize rastladık. Tom rented a car at the airport and drove it to Mary's house. Tom havaalanında bir araba kiraladı ve onu Mary'nin evine sürdü. There is an international airport in Narita. Narita'da uluslararası bir havaalanı var. There are full body scanners at this airport. Bu havaalanında tüm vücut tarayıcıları var. What's the fastest way to get to the airport? Havaalanına gitmenin en hızlı yolu nedir? Full body scanners were installed at the airport. Havaalanına tam vücut tarayıcıları yerleştirildi. Tell Tom we're going to meet him at the airport. Tom'a onu havaalanında karşılayacağımızı söyle. He had gone to the airport to meet Mr West. Bay West'i karşılamak için havaalanına gitmişti. Tom is a security guard at the airport. Tom havaalanında bir güvenlik görevlisidir. I have to go to the airport to meet Tom. Tom'la buluşmak için havaalanına gitmeliyim. This road will lead you to the airport. Bu yol sizi havaalanına götürür. I'm going until the airport. Havaalanına kadar gideceğim. I went to the airport to meet him. Onu karşılamak için havaalanına gittim. Do you still want me to drive you to the airport? Hâlâ seni havaalanına götürmemi istiyor musun? Tom had his chauffeur drive Mary to the airport. Tom, Mary'yi havaalanına şoförüyle götürdü. Does Tom still want me to drive him to the airport? Tom hala onu havaalanına götürmemi istiyor mu? Tom could meet you at the airport. Tom seninle havaalanında buluşabilir. I have been to the airport to see my father off. Babamı uğurlamak için havaalanına gittim. The separatists began to occupy the airport. Ayrılıkçılar havaalanını işgal etmeye başladılar. We need to get to the airport. Havaalanına gitmemiz gerekiyor. To my mind, the worst part of air travel is the hanging around in airport lounges. Benim düşünceme göre hava yolculuğunun en kötü yanı, havaalanı salonlarında beklemektir. Tom is going to drive Mary to the airport. Tom, Mary'yi havaalanına götürecek. The next train for the airport will depart from platform two. Havaalanına giden bir sonraki tren ikinci perondan kalkacak. How far is it to the airport? Havaalanı ne kadar uzakta? I'm going to pick up Tom at the airport. Tom'u havaalanından alacağım. The plane had already left the airport. Uçak zaten havaalanından ayrılmıştı. We expect to arrive at Heathrow Airport at eight. Heathrow Havaalanı'na sekizde varmayı umuyoruz. She went to the airport to see him off. Onu yolcu etmek için havaalanına gitti. Do you still want me to drive you to the airport? Hala seni havaalanına götürmemi istiyor musun? Tom wanted Mary to drive him to the airport. Tom, Mary'nin onu havaalanına götürmesini istedi. Can I pick my ticket up at the airport? Biletimi havaalanından alabilir miyim? I'll accompany you to the airport. Havaalanına kadar size eşlik edeceğim. He picked me up at the airport. Beni havaalanından aldı. What's the best way to get to the airport from here? Buradan havaalanına gitmenin en iyi yolu nedir? Tom is going to drive Mary to the airport. Tom Mary'yi havaalanına götürecek. Juan made it to the airport by this morning. Juan bu sabah havaalanına gitti. Can you take Tom to the airport? Tom'u havaalanına götürebilir misin? At Narita Airport, I ran into an old friend of mine. Narita Havaalanı'nda eski bir arkadaşıma rastladım. He went to the airport to see his friend off. Arkadaşını uğurlamak için havaalanına gitti. Does Tom want me to drive him to the airport? Tom onu havaalanına götürmemi ister mi? Tom is going to meet Mary at the airport. Tom Mary ile havaalanında buluşacak. You don't necessarily have to go to the airport to reconfirm your plane reservation. Uçak rezervasyonunu teyit etmek için muhakkak havaalanına gitmek zorunda değilsin. I think Tom will drive me to the airport. Bence Tom beni havaalanına götürecek. She was heading to the airport. O, havaalanına gidiyordu. Can you take my sister to the airport? Kardeşimi havaalanına götürebilir misin? What time does the airport bus leave? Havaalanı otobüsü ne zaman kalkıyor? As soon as he arrived at the airport, he phoned his office. Havaalanına gelir gelmez ofisini aradı. He went to the airport in a hurry. Aceleyle havaalanına gitti. Since Tom can't drive me, I'm going to take a bus to the airport. Tom beni götüremeyeceğine göre, havaalanına otobüsle gideceğim. Sami left the airport. Sami havaalanını terk etti. I could've met you at the airport. Seni havaalanında karşılayabilirdim. How far are we from the airport? Biz havaalanından ne kadar uzaktayız? I saw him off at the airport. Onu havaalanında uğurladım. Show More (578)
2	airport	havalimanı	n.
	What is happening about competition between airports? Havalimanları arasındaki rekabet konusunda neler oluyor? In addition, airports in border regions can cause extra problems. Ayrıca sınır bölgelerindeki havalimanları ekstra sorunlara neden olabilir. Other airports do not have this but could possibly do with one. Diğer havalimanlarında bu yok ama muhtemelen bir tane olabilir. I do not believe that airports exist whose polices are so strict that they fall outside of the framework. Politikaları çerçevenin dışında kalacak kadar katı olan havalimanlarının var olduğuna inanmıyorum. With regard to the other areas, we cannot accept airports being definitively excluded. Diğer alanlarla ilgili olarak havalimanlarının kesin olarak hariç tutulmasını kabul edemeyiz. Nor should we forget that airports are important to the area concerned. Havalimanlarının ilgili bölge için önemli olduğunu da unutmamalıyız. This has meant that there have been hardly any city airports. Bu da neredeyse hiç şehir havalimanı olmadığı anlamına geliyordu. As rights of usage, the slots belong neither to the air carriers nor to the airports, and have only an ancillary role. Kullanım hakkı olarak slotlar ne hava taşıyıcılarına ne de havalimanlarına aittir ve sadece yardımcı bir role sahiptir. We need tighter checks on airport workers. Havalimanı çalışanları üzerinde daha sıkı kontrollere ihtiyacımız var. There is no tax on fuel and the routes taken require no infrastructure outside the airports. Yakıttan vergi alınmamaktadır ve kullanılan güzergahlar havalimanları dışında herhangi bir altyapı gerektirmemektedir. But my question is, then, whether the agreements for classifying airports apply worldwide? Ancak benim sorum, havalimanlarının sınıflandırılmasına ilişkin anlaşmaların dünya çapında geçerli olup olmadığıdır? That is to say, the national regulatory authorities would be informed but not the specific airports. Yani, ulusal düzenleyici makamlar bilgilendirilecek ancak belirli havalimanları bilgilendirilmeyecektir. It also offers the airlines the opportunity to enter into voluntary commitments with the airports. Ayrıca hava yollarına havalimanları ile gönüllü taahhütlere girme fırsatı da sunmaktadır. We have extended this definition by leaving out the alternative airport requirement. Biz bu tanımı, alternatif havalimanı şartını ortadan kaldırarak genişlettik. The Commission has started to take action to avoid congestion at airports. Komisyon, havalimanlarındaki sıkışıklığı önlemek için harekete geçmeye başladı. Moreover, it seems quite incredible to find no distinction drawn between international and regional airports! Ayrıca uluslararası ve bölgesel havalimanları arasında hiçbir ayrım yapılmaması oldukça inanılmaz görünüyor! It is therefore not necessary to make exceptions for airports that pursue a strict policy in the field of noise charges. Bu nedenle gürültü ücretleri alanında katı bir politika izleyen havalimanları için istisnalar yapmak gerekli değildir. We should remember that many terrorist incidents have resulted from a lack of security within airport installations. Birçok terör olayının havalimanı tesislerindeki güvenlik eksikliğinden kaynaklandığını unutmamalıyız. The problems in aviation are making themselves felt in the air and at the airports. Havacılıkta yaşanan sorunlar havada ve havalimanlarında kendini hissettiriyor. This will also have an impact on airports and on employment. Bunun havalimanları ve istihdam üzerinde de etkisi olacaktır. Let us each, though, start with our airports at home. Yine de her birimiz evimizdeki havalimanlarından başlayalım. Indeed, I want to congratulate and thank the airport staff for putting safety first. Aslında güvenliği ön planda tuttukları için havalimanı personelini kutlamak ve teşekkür etmek istiyorum. It should not be forgotten that airports are crucial to the areas in which they are located. Unutulmamalıdır ki havalimanları bulundukları bölgeler için hayati önem taşımaktadır. We have succeeded in changing the definition of the city airport. Şehir havalimanı tanımını değiştirmeyi başardık. Taking the complaints of people living near airports seriously is just as important. Havalimanlarının yakınında yaşayan insanların şikayetlerini ciddiye almak da bir o kadar önemlidir. The situation must not be worse than it is at present at any airport. Durum hiçbir havalimanında şu anda olduğundan daha kötü olmamalıdır. There is no tax on fuel and the routes taken require no infrastructure outside the airports. Yakıttan vergi alınmıyor ve kullanılan rotalar havalimanları dışında hiçbir altyapı gerektirmiyor. That shows the need for a Community safety policy for airports. Bu da havalimanları için bir Topluluk güvenlik politikasına ihtiyaç olduğunu göstermektedir. What does competition have to do with noise at airports? Rekabetin havalimanlarındaki gürültü ile ne ilgisi var? This has meant that there have been hardly any city airports. Bu da neredeyse hiç şehir havalimanı olmadığı anlamına gelmektedir. There is one other player that we should consider here; I refer to the airport operators. Burada göz önünde bulundurmamız gereken bir diğer aktör daha var; havalimanı işletmecilerinden bahsediyorum. Noise dumping of this kind is obviously very harmful to citizens living close to these airports. Bu tür gürültü boşaltımlarının bu havalimanlarına yakın yaşayan vatandaşlar için çok zararlı olduğu açıktır. Conditions vary widely from one airport to another. Koşullar bir havalimanından diğerine büyük farklılıklar göstermektedir. In the East Midlands of the United Kingdom, where I live, a number of small new airports are coming into being. Yaşadığım yer olan Birleşik Krallık'ın East Midlands bölgesinde bir dizi küçük yeni havalimanı hayata geçiyor. We need to ensure the introduction of a 100% whole baggage screening process at all airports in Europe. Avrupa'daki tüm havalimanlarında %100 tam bagaj tarama sürecinin başlatılmasını sağlamamız gerekiyor. Tell Tom how to get to the airport. Tom'a havalimanına nasıl gideceğini söyle. The car broke down on the way to the airport. Araba havalimanına giderken bozuldu. Where can I get a shuttle bus at the airport? Havalimanında nereden servis otobüsü bulabilirim? How long does it take to get to the airport from here? Buradan havalimanına gitmek ne kadar sürer? Airport workers are threatening to strike. Havalimanı çalışanları grev yapmakla tehdit ediyorlar. With the closure of the bridge, it will take a lot longer to get to the airport. Havalimanına gitmek, köprünün kapanmasıyla çok daha uzun sürecek. There is an international airport in Narita. Narita'da uluslararası bir havalimanı var. Please take me to the airport. Lütfen beni havalimanına götürün. I was strip-searched at the airport. Havalimanında elbiselerim çıkarılarak arandım. Where can I get a shuttle bus at the airport? Havalimanında nereden servis otobüsüne binebilirim? Atlanta, Georgia has one of the busiest airports in the world. Atlanta, Georgia dünyanın en işlek havalimanlarından birine sahip. VIP Turkey Airport Transfer is developed. VIP Türkiye Havalimanı Transferi gelişmiştir. With the closure of the bridge, it will take a lot longer to get to the airport. Köprünün kapanmasıyla artık havalimanına gitmek çok daha uzun sürecek. The airplane landed at Narita Airport. Uçak, Narita Havalimanı'na indi. I'm at Narita Airport right now. Şu anda Narita Havalimanındayım. How long does it take to get the airport? Havalimanını gitmek ne kadar sürer? What do you think is the busiest airport in the world? Sizce dünyanın en işlek havalimanı hangisidir? I would advise you to get to the airport on time. Havalimanına zamanında gitmeni tavsiye ederdim. It's said that a new airport will be built in the province. İle yeni bir havalimanı yapılacağı söyleniyor. Tom dropped me off at the airport. Tom beni havalimanına bıraktı. Is there bus service to the airport? Havalimanına otobüs servisi var mı? We saw Tom off at the airport. Tom'u havalimanına kadar geçirdik. Planes land at the airport. Uçaklar havalimanına inerler. I'll go to the airport with Tom. Tom ile havalimanına gideceğim. The aircraft has landed at the airport. Uçak havalimanına indi. This bus will take you to the airport. Bu otobüs sizi havalimanına götürecek. Airport workers are threatening to strike. Havalimanı çalışanları grevle tehdit ediyorlar. I dropped her off at the airport. Onu havalimanında bıraktım. What time did she arrive at Narita Airport? Narita Havalimanı'na saat kaçta vardı? Show More (61)
3	airport	hava alanı	n.
	I met him at the airport. Onunla hava alanında tanıştım. The crowd gathered at the airport to see the President off. Kalabalık, başkanı uğurlamak için hava alanında toplandı. Tom went to the airport to see Mary off. Tom Mary'yi yolcu etmek için hava alanına gitti. Can you take my sister to the airport? Kız kardeşimi hava alanına götürür müsün? I hurried to the airport so as not to be late for the plane. Uçağa geç kalmamak için hava alanına acele ettim. I met her at the airport. Onunla hava alanında tanıştım. Can you take Tom to the airport? Tom'u hava alanına götürür müsün? Can you take my dad to the airport? Babamı hava alanına götürür müsün? I ran into him yesterday at the airport. Dün hava alanında ona rastladım. I have to go to the airport to meet Tom. Tom'u karşılamak için hava alanına gitmek zorundayım. Can I pick my ticket up at the airport? Biletimi hava alanında alabilir miyim? Show More (8)
4	airport	hava limanı	n.
	I'm at Narita Airport right now. Şu anda Narita Hava limanındayım. I will go with you as far as Narita Airport. Narita Hava limanına kadar seninle gideceğim. Show More (-1)