attention to - Turco Inglés Diccionario

attention to

Significados de "attention to" con otros términos en diccionario inglés turco: 177 resultado(s)

Inglés Turco
General
pay attention to v. dikkatini vermek
Tom wasn't paying attention to the teacher.
Tom öğretmene dikkatini vermiyordu.

More Sentences
pay attention to v. ilgilenmek
Pay attention to this problem.
Bu sorunla ilgilen.

More Sentences
pay attention to v. dinlemek
Don't pay attention to him.
Onu dinlemeyin.

More Sentences
pay attention to v. önemsemek
Don't pay attention to Tom.
Tom'u önemseme.

More Sentences
pay attention to v. kulak asmak
What can I do to make you pay attention to me?
Bana kulak asman için ne yapabilirim?

More Sentences
call attention to v. dikkatini çekmek
Finally, I would call attention to the question of objective liability.
Son olarak, objektif sorumluluk konusuna dikkat çekmek isterim.

More Sentences
pay attention to v. dikkate almak
You should have paid attention to her warning.
Uyarısını dikkate almalıydın.

More Sentences
pay attention to v. dikkat etmek
Secondly, training courses for drivers should also pay attention to the rational use of energy.
İkinci olarak sürücülere yönelik eğitim kurslarında enerjinin rasyonel kullanımına da dikkat edilmelidir.

More Sentences
pay attention to v. kulak vermek
People are genuinely uneasy about various aspects of globalisation, and we must pay attention to their concerns.
İnsanlar küreselleşmenin çeşitli yönleri konusunda gerçekten tedirginler ve onların endişelerine kulak vermeliyiz.

More Sentences
pay attention to v. önem vermek
It is important to pay attention to training.
Eğitime önem vermek önemlidir.

More Sentences
pay attention to v. aldırmak
Don't pay attention to him.
Ona aldırmayın.

More Sentences
pay attention to v. nazarı dikkate almak
pay one's attention to somebody v. kur yapmak
want to draw attention v. dikkat çekmek istemek
pay particular attention to v. tüm dikkatini vermek
not to pay any attention v. aldırış etmemek
give close attention to v. itina etmek
draw attention to v. parmak basmak
call someone's attention to v. birinin dikkatini bir şeye çekmek
discuss something with scrupulous attention to detail v. bütün boyutlarıyla ele almak
call attention to v. dikkat çekmek
pay no attention to restrictions v. kayıt kuyut tanımamak
come to somebody's attention v. dikkatini çekmek
not to be paid attention v. kulak asılmamak
not to be paid attention v. kulak verilmemek
pay attention (to) v. aldırmak
present to the attention v. dikkate sunmak
try to take one's attention on v. dikkatini çekmeye çalışmak
try to draw one's attention v. dikkatini çekmeye çalışmak
try to pull one's attention v. dikkatini çekmeye çalışmak
present to the attention of v. dikkatine sunmak
direct attention to v. dikkatini vermek
direct attention to v. dikkatini bir şeye vermek
direct attention to v. dikkatini bir yöne vermek
call (someone's) attention to v. hatırlatma yapmak
draw attention to (a point) v. parmak basmak
pay strict attention to v. çok özen göstermek
give special attention to somebody v. özel olarak ilgilenmek
call attention to v. dikkati çekmek
call attention to v. nazarı dikkati celbetmek
come to attention v. teyakkuz durumuna geçmek
come to attention v. müteyakkız duruma gelmek
come to attention v. uyanık olmak
call attention to v. ilgiyi bir yöne çekmek istemek
bring to one's attention v. nazarı dikkatini çekmek
call attention to v. dikkati bir yöne çekmek
call attention to v. dikkat verilmesini istemek
bring to one's attention v. dikkatini çekmek
bring to one's attention v. farkına varmak
pay attention to v. dikkat kesilmek
draw attention to v. dikkati bir yöne çekmek
draw attention to v. dikkat verilmesini istemek
pay attention to v. dikkat vermek
draw attention to v. ilgiyi bir yöne çekmek istemek
avoid attracting attention to yourself v. dikkat çekmemeye çalışmak
pay attention to v. dikkatle dinlemek
bring to the attention of v. dikkatine sunmak
bring to the attention of v. bildirmek
pay special attention to v. özellikle dikkat etmek
give close attention to v. yakın ilgi göstermek
devote close attention to v. yakın ilgi göstermek
pay attention to v. -e dikkat etmek
pay attention to v. -e kulak vermek
draw something to someone's attention v. bir şeyi birisinin dikkatine sunmak
give full attention/focus to something v. tüm dikkatini vermek
give full attention/focus to something v. bütün dikkatini vermek
be paid attention to v. dikkate alınmak
be paid attention to v. kaale alınmak
turn one's attention to something v. dikkatini (başka) bir şeye çevirmek/yöneltmek
attract attention to oneself v. dikkatleri üzerine çekmek
call public attention to something v. kamunun dikkatini bir şeye çekmek
to the attention of prep. dikkatine
Phrases
attention to detail n. detaylara gösterilen özen
attention to detail n. ayrıntılara edilen dikkat
thanking you in advance for your attention to this matter expr. gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim
thanking you in advance for your attention to this matter expr. gereğinin yapılmasını arz ederim
your immediate attention to this matter is appreciated expr. gereğinin yapılmasını arz ederim
thanking you in advance for your attention to this matter expr. gereğini müsaadelerinizle arz ederim
your immediate attention to this matter is appreciated expr. gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim
thanking you in advance for your attention to this matter expr. gereğini arz ederim
it has come to my attention that expr. dikkatimi çekti ki
Idioms
call someone to attention v. dikkat komutu vermek
call someone to attention v. dikkat çekmek
come to somebody's attention v. ayrımına varılmak
call something to someone's attention v. birinin dikkatini bir şeye çekmek
call someone's attention to something v. birinin dikkatini bir şeye çekmek
come to someone's attention v. dikkatini çekmek
snap to attention v. dikkat kesilmek
come to somebody's attention v. göze batmak
snap to attention v. hazırola geçmek
come to somebody's attention v. gözüne çarpmak
come to somebody's attention v. fark edilmek
spring to attention v. hazır ola geçmek
spring to attention v. (birden) dikkat kesilmek
direct (one's) attention to (someone or something) v. dikkatini (birine/bir şeye) vermek
direct (one's) attention to (someone or something) v. dikkatini (birine/bir şeye) yöneltmek
direct (one's) attention to (someone or something) v. (birine/bir şeye) odaklanmak
call someone to attention v. hazır ol komutunu vermek
call someone to attention v. esas duruş komutunu vermek
stand to (attention) v. mevzi almak
stand to (attention) v. hazır ola geçmek
stand to (attention) v. esas duruşa geçmek
bring (something) to (one's) attention v. (bir şeyi birinin) dikkatine sunmak
bring (something) to (one's) attention v. (bir şeye birinin) dikkatini çekmek
bring (something) to (one's) attention v. birine (bir şeyden) bahsetmek
bring (something) to (one's) attention v. birini (bir şeyden) haberdar etmek
bring (something) to (one's) attention v. (bir şeyi) birinin gündemine getirmek
bring someone or something to someone's attention v. birini/bir şeyi birinin dikkatine sunmak
bring someone or something to someone's attention v. birine/bir şeye birinin dikkatini çekmek
bring someone or something to someone's attention v. birine bir şeyden/birinden bahsetmek
bring someone or something to someone's attention v. birini bir şeyden/birinden haberdar etmek
bring someone or something to someone's attention v. birini/bir şeyi birinin gündemine getirmek
bring something to someone's attention v. bir şeyi birinin dikkatine sunmak
bring something to someone's attention v. bir şeye birinin dikkatini çekmek
bring something to someone's attention v. birine bir şeyden bahsetmek
bring something to someone's attention v. birini bir şeyden haberdar etmek
bring something to someone's attention v. bir şeyi birinin gündemine getirmek
call (one) to attention v. (askeri) hazır ola geçirmek
call (one) to attention v. (askeri) esas duruşa geçirmek
call (one) to attention v. (askere) vaziyet aldırmak
call (one) to attention v. teyakkuz durumuna/teyakkuza geçirmek
call (someone or something) to (one's) attention v. (birinin) tüm dikkatini (birine/bir şeye) çekmek
call (someone or something) to (one's) attention v. (birini/bir şeyi birinin) gözüne sokmak
call (someone or something) to (one's) attention v. (birinin/bir şeyin biri) tarafından fark edilmesini sağlamak
call (someone or something) to (one's) attention v. (birinin birine/bir şeye) odaklanmasına neden olmak
call attention to (someone or something) v. dikkati/dikkatleri (birine/bir şeye) çekmek
call attention to (someone or something) v. dikkati/dikkatleri (birinin/bir şeyin) üstüne çekmek
call attention to someone or something v. birinin/bir şeyin fark edilmesini sağlamak
call attention to someone or something v. birinin/bir şeyin görülmesini sağlamak
call attention to someone or something v. dikkati/dikkatleri birine/bir şeye çekmek
call attention to someone or something v. dikkati/dikkatleri birinin/bir şeyin üstüne çekmek
call to attention v. dikkat komutu vermek
call to attention v. dikkat çekmek
call to attention v. hazır ol komutu vermek
call to attention v. esas duruş komutu vermek
call to attention v. hazır ola/esas duruşa geçirmek
come to (one's) attention v. (birinin) dikkatini çekmek
come to (one's) attention v. (biri) tarafından fark edilmek
direct someone's attention to someone or something v. birinin dikkatini (birine/bir şeye) yöneltmek
direct someone's attention to someone or something v. birinin dikkatini (birine/bir şeye) çekmek
draw someone's attention to someone or something v. birinin dikkatini birine/bir şeye çekmek
draw someone's attention to someone or something v. birinin dikkatini birine/bir şeye yöneltmek
draw someone's attention to someone or something v. birinin ilgisini birine/bir şeye çekmek/yöneltmek
draw someone's attention to someone or something v. birinin dikkatini birine/bir şeye yöneltmesini istemek
draw attention to (oneself, someone, or something) v. (kendine/birine/bir şeye) dikkat çekmek
draw attention to (oneself, someone, or something) v. dikkatleri/dikkati (kendine/birine/bir şeye) çekmek
draw attention to (oneself, someone, or something) v. dikkatleri/dikkati (kendinin/birinin/bir şeyin) üstüne yöneltmek
draw attention to (oneself, someone, or something) v. dikkatleri/dikkati (kendinin/birinin/bir şeyin) üstüne çekmek
draw to attention v. dikkate sunmak
draw to attention v. dikkati çekmek
pay attention (to someone or something) v. (birine/bir şeye) dikkat etmek
pay attention (to someone or something) v. (birine/bir şeye) aldırış etmek
pay attention (to someone or something) v. (birini/bir şeyi) önemsememek
pay attention (to someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilgilenmek
pay attention (to someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı uyanık olmak
bring to one's attention v. dikkatine getirmek
Speaking
I'm bringing it to your attention expr. bunu dikkatinize sunuyorum
if you pay close attention to expr. dikkat ederseniz
we need to pay attention expr. dikkat etmemiz gerekir
we have to pay attention expr. dikkat etmeliyiz
if you pay close attention to expr. dikkat edersen
we have to pay attention expr. dikkat etmemiz gerekir
if you pay attention to expr. dikkat edersen
we need to pay attention expr. dikkat etmeliyiz
if you pay attention to expr. dikkat ederseniz
you have to do something to get her attention expr. onun dikkatini çekecek bir şeyler yapman gerekiyor
you have to do something to get her attention expr. onun dikkatini çekecek bir şey yapman gerekiyor
you have to do something to get her attention expr. onun dikkatini çekecek bir şey yapmalısın
you have to do something to get her attention expr. onun dikkatini çekecek bir şeyler yapmalısın
no one pays attention to me expr. kimse beni dikkate almıyor
don't pay any attention to me expr. sen bana aldırma
don't pay any attention to me expr. sen bana bakma
attention to visitors expr. ziyaretçilerin dikkatine
Politics
bring to the public attention v. kamuoyunun bilgisine sunmak
Education
points to be paid attention to while cleaning n. temizlik sırasında dikkat edilecek hususlar
Military
attention to orders! n. emre dikkat!
bring to attention v. dikkat durumuna geçirmek