bank - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
bank banka n.
  • Alex keeps all of his money in the bank.
  • Alex tüm parasını bankada tutuyor.
  • I went to the bank, but it was during lunch break.
  • Bankaya gittim ama öğle molasındalardı.
  • Sustainable environmental policy is one of the Bank's explicit tasks.
  • Sürdürülebilir çevre politikası Banka'nın açık görevlerinden biridir.
Show More (668)
bank bank n.
  • Let me say a few words about the Mediterranean Bank.
  • Mediterranean Bank hakkında birkaç söz söylememe izin verin.
  • He sat on the bank.
  • Adam bankta oturdu.
  • The children slid down the bank.
  • Çocuklar banktan aşağıya kaydı.
Show More (11)
bank nehir kıyısı n.
  • Polluted rivers are a matter for the countries along their banks.
  • Kirlenmiş nehirler, kıyılarındaki ülkeler için bir sorundur.
  • The river flooded its banks.
  • Nehir, kıyılarını sular altında bıraktı.
  • The river flowed over its banks.
  • Nehir kıyılarından taştı.
Show More (4)
bank kıyı (nehir/göl/vb'ne ait) n.
  • We played on the banks of the Thames.
  • Biz Thames kıyılarında oynadık.
  • We played on the banks of the Thames.
  • Thames Nehri'nin kıyısında oynadık.
  • After the heavy rains, the river overflowed its banks.
  • Sağanak yağışlardan sonra, nehir kendi kıyılarının dışına taştı.
Show More (0)
bank yığın n.
  • It is hard to walk because of the steep banks of sand.
  • Dik kum yığınları nedeniyle yürümek çok zor.
  • Tom pushed Mary into the snow bank.
  • Tom, Mary'i kar yığınına itti.
Show More (-1)
bank küme n.
  • We had a break from our cruise because of the heavy bank of mist.
  • Yoğun sis kümesi nedeniyle gezimize ara verdik.
Show More (-2)
bank dizi n.
  • The scientists were watching the moon landing from a bank of screens.
  • Bilim insanları Ay'a inişi bir dizi ekrandan izliyorlardı.
Show More (-2)
bank kasa n.
  • The bank collects the money you lose in gambling.
  • Kumarda kaybettiğiniz paraları kasa toplar.
Show More (-2)
bank bankaya yatırmak v.
  • I banked the check I got from the customer.
  • Müşteriden aldığım çeki bankaya yatırdım.
Show More (-2)
bank viraj n.
  • The race car flipped over at the last bank.
  • Yarış arabası son virajda takla attı.
Show More (-2)
bank kenar n.
  • The building near the river bank collapsed because of the flood.
  • Nehir kenarındaki bina, sel baskını yüzünden çöktü.
Show More (-2)
bank bankada para tutmak v.
  • It is important to choose who you bank with.
  • Paranızı hangi bankada tutacağınız önemlidir.
Show More (-2)
bank bir tarafa yatmak v.
  • The plane banked towards the right to turn before landing.
  • Uçak inmeden önce dönmek için sağa doğru yattı.
Show More (-2)
bank yığmak v.
  • Jennifer gathered the leaves in the garden and banked them into the corner.
  • Jennifer bahçedeki yaprakları topladı ve köşeye yığdı.
Show More (-2)
bank kümelenmek v.
  • The race was cancelled because of the banked mist.
  • Yarış, kümelenen sis nedeniyle iptal edildi.
Show More (-2)
bank sürekli içten yanmayı sağlamak için ateşin üstünü kapatmak v.
  • James banked up the fire before they went to bed.
  • James yatmadan önce ateşin üstünü kapattı.
Show More (-2)
Inglés Turco
bench bank n.
  • They sat on a bench in the park and talked about their past.
  • Parkta bir banka oturup geçmişleri hakkında konuştular.
  • Let's sit here on this bench.
  • Burada bu bankta oturalım.
  • Tom and Mary sat on the bench.
  • Tom ve Mary bankta oturdular.
Show More (152)
bank bank n.
  • Let me say a few words about the Mediterranean Bank.
  • Mediterranean Bank hakkında birkaç söz söylememe izin verin.
  • Marge works for the Royal Bank of Scotland.
  • Marge, Royal Bank of Scotland için çalışıyor.
  • He sat on the bank.
  • Adam bankta oturdu.
Show More (11)