|
- When they sat at the table, all were impressed with the banquet.
- Masaya oturduklarında bu muazzam ziyafetten etkilendiler.
- I borrowed a necklace to wear to the banquet tonight.
- Bu gece ziyafette takmak için bir kolye ödünç aldım.
- I don't have time to buy a new tie before the banquet.
- Ziyafetten önce yeni bir kravat alacak vaktim yok.
- Show me something that I can wear to a banquet.
- Bana bir ziyafet için giyebileceğim bir şey göster.
- They held a congratulatory banquet.
- Bir kutlama ziyafeti düzenlediler.
- And the master of the banquet tested the water that had been turned into wine.
- Ve ziyafet ustası şaraba dönüştürülen suyu test etti.
- Tom wants Mary to buy a new dress for the banquet.
- Tom ziyafet için Mary'nin yeni bir elbise almasını istedi.
- Tom wants Mary to buy a new dress for the banquet.
- Tom, Mary'nin ziyafet için yeni bir elbise almasını istiyor.
- I invented an excuse for missing the banquet.
- Ziyafeti kaçırdığım için bir bahane uydurdum.
- I borrowed a necklace to wear to the banquet tonight.
- Bu geceki ziyafette takmak için bir kolye ödünç aldım.
- It doesn't look like very many people will attend the banquet.
- Ziyafete çok fazla insan katılacak gibi görünmüyor.
- They held a congratulatory banquet.
- Onlar bir kutlama ziyafeti düzenledi.
- Show me something that I can wear to a banquet.
- Bana ziyafette giyebileceğim bir şey göster.
- Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
- Köpekbalığı yüzgeci çorbası genellikle Çin düğünlerinde ve ziyafetlerinde servis edilir.
- I invented an excuse for missing the banquet.
- Ziyafeti kaçırmak için bir bahane uydurdum.
- The banquet was in full swing.
- Ziyafet tüm hızıyla devam ediyordu.
Show More (13)
|
