|
- It'll be easy to find somebody to do that.
- Bunu yapacak birini bulmak kolay olacak.
- I found the problem was easy to solve.
- Sorunu çözmenin kolay olduğunu gördüm.
- It won't be easy to find someone capable of taking his place.
- Onun yerini alabilecek birini bulmak kolay olmayacak.
- I found the problem was easy to fix.
- Sorunu çözmenin kolay olduğunu gördüm.
- It won't be easy to solve that problem.
- O problemi çözmek kolay olmayacak.
- It'll be easy to do this.
- Bunu yapmak kolay olacak.
- I'm sure it won't be easy to do that.
- Bunu yapmanın kolay olmayacağına eminim.
- I'm sure it'll be easy to convince Tom to do that.
- Tom'u buna ikna etmenin kolay olacağına eminim.
- That'll be easy to do.
- Bunu yapmak kolay olacak.
- I think it'll be easy to do that.
- Bence bunu yapmak kolay olacak.
- It won't be easy to sell this house.
- Bu evi satmak kolay olmayacak.
- Do you think it'll be easy to find a job in Boston?
- Boston'da bir iş bulmanın kolay olacağını düşünüyor musun?
- Do you think it's going to be easy to do that?
- Sence bunu yapmak kolay olacak mı?
- I think it will be easy to do the job.
- Bence işi yapmak kolay olacak.
- Some people say French is easy to learn.
- Bazı insanlar Fransızcanın öğrenmesi kolay olduğunu söylüyorlar.
- Do you think it'll be easy to do that?
- Bunu yapmanın kolay olacağını mı düşünüyorsun?
- Tom should be easy to find.
- Tom'u bulmak kolay olmalı.
- Tom said it would be easy to do that.
- Tom bunu yapmanın kolay olacağını söyledi.
- Do you think it is easy to deceive children?
- Çocukları kandırmanın kolay olduğunu düşünüyor musun?
- Tom told me it would be easy to persuade Mary to go to Boston with us.
- Tom bana Mary'yi bizimle Boston'a gelmeye ikna etmenin kolay olacağını söyledi.
- I'm sure it won't be easy to do that.
- Onu yapmanın çok kolay olmayacağından eminim.
- I think it'll be easy to do that.
- Sanırım onu yapmak kolay olacak.
- Tom told me it would be easy to persuade Mary to donate some money.
- Tom bana Mary'yi biraz para bağışlaması için ikna etmenin kolay olacağını söyledi.
- It won't be easy to solve that problem.
- Bu sorunu çözmek kolay olmayacak.
- I'm sure it'll be easy to find a place.
- Bir yer bulmanın kolay olacağına eminim.
- I thought it would be easy to do.
- Bunu yapmanın kolay olacağını düşünmüştüm.
- Do you think it'll be easy to find a job in Boston?
- Boston'da iş bulmanın kolay olacağını düşünüyor musun?
- It's not going to be easy to finish this job on time.
- Bu işi zamanında bitirmek kolay olmayacak.
- Tom described Mary quite well, so it was easy to recognize her when I saw her.
- Tom, Mary'yi çok iyi tarif etti, bu yüzden onu gördüğümde tanımak kolay oldu.
- It'll be easy to find someone to do that.
- Bunu yapacak birini bulmak kolay olacaktır.
- It probably wouldn't be easy to do that by yourself.
- Muhtemelen bunu kendi başınıza yapmak kolay olmazdı.
- It'll be easy to find someone to do that.
- Bunu yapacak birini bulmak kolay olacak.
- Tom said it wouldn't be easy to do that.
- Tom onu yapmanın kolay olmayacağını söyledi.
- This should be easy to install.
- Bunun kurulumu kolay olmalı.
- Begin with books that are easy to understand.
- Anlaması kolay olan kitaplarla başla.
- It won't be easy to beat Tom.
- Tom'u yenmek kolay olmayacak.
- That won't be easy to do.
- Bunu yapmak kolay olmayacak.
- It won't be easy to find someone to do that for you.
- Bunu sizin için yapacak birini bulmak kolay olmayacak.
- It's not going to be easy to do that.
- Bunu yapmak kolay olmayacak.
- I don't think it'll be easy to do that.
- Bunu yapmanın kolay olacağını sanmıyorum.
- I thought it would be easy to do that.
- Bunu yapmanın kolay olacağını düşünmüştüm.
- It's not going to be easy to do this.
- Bunu yapmak kolay olmayacak.
- I thought it would be easy to do that.
- Onu yapmanın kolay olacağını düşündüm.
- Do you think it'll be easy to find the kind of job you want?
- İstediğiniz türde bir iş bulmanın kolay olacağını düşünüyor musunuz?
- It will be easy to find a tenant for this house.
- Bu ev için bir kiracı bulmak kolay olur.
- I don't think it'll be easy to do that.
- Onu yapmanın kolay olacağını sanmıyorum.
- I'm sure it'll be easy to do that.
- Onu yapmanın kolay olacağından eminim.
- Tom told me it would be easy to persuade Mary to go to Boston with us.
- Tom bana bizimle birlikte Boston'a gitmesi için Mary'yi ikna etmenin kolay olacağını söyledi.
- I'm sure it'll be easy to convince Tom to do that.
- Tom'u bunu yapmaya ikna etmenin kolay olacağından eminim.
- Do you really think it'll be easy to do that?
- Gerçekten bunu yapmanın kolay olacağını mı düşünüyorsun?
- It's not going to be easy to decode.
- Şifreyi çözmek kolay olmayacak.
- Do you really think it'll be easy to do that?
- Onu yapmanın kolay olacağını gerçekten düşünüyor musun?
- Tom said it wouldn't be easy to do that.
- Tom bunu yapmanın kolay olmayacağını söyledi.
- It won't be easy to solve this problem.
- Bu sorunu çözmek kolay olmayacak.
- I figured it would be easy to do.
- Bunu yapmanın kolay olacağını düşündüm.
- For someone like him, it will be easy to win the presidential election.
- Onun gibi biri için başkanlık seçimini kazanmak kolay olacak.
- It was easy to fix.
- Düzeltmesi kolay oldu.
- It's not going to be easy to do that.
- Onu yapmak kolay olmayacak.
- It'd be easy to do that.
- Bunu yapmak kolay olurdu.
- Did Tom tell you it would be easy to do that?
- Tom sana bunu yapmanın kolay olacağını söyledi mi?
- It probably wouldn't be easy to do that by yourself.
- Muhtemelen bunu tek başına yapmak kolay olmayacaktır.
- I know it won't be easy to do that.
- Onu yapmanın kolay olmayacağını biliyorum.
- I figured it would be easy to do.
- Yapması kolay olur diye düşündüm.
- It's not going to be easy to decide.
- Karar vermek kolay olmayacak.
- It'll be easy to find someone to rent this house.
- Bu evi kiralayacak birini bulmak kolay olacak.
- Tom told me it would be easy to persuade Mary to donate some money.
- Tom bana Mary'yi bağış yapmaya ikna etmenin kolay olacağını söyledi.
- I think it wouldn't be easy to do that.
- Bunu yapmanın kolay olmayacağını düşünüyorum.
- All the teachers and students we talked to said that Tom is easy to get along with.
- Konuştuğumuz tüm öğretmenler ve öğrenciler Tom'la geçinmenin kolay olduğunu söyledi.
- It's going to be easy to do that.
- Bunu yapmak kolay olacak.
- Some people say French is easy to learn.
- Bazı insanlar Fransızca öğrenmenin kolay olduğunu söylüyor.
- It should be easy to solve this problem.
- Bu sorunu çözmek kolay olmalı.
- Do you think it's going to be easy to do that?
- Bunu yapmanın kolay olacağını düşünüyor musunuz?
- It'll be easy to do that.
- Bunu yapmak kolay olacak.
- It will be easy to find a tenant for this house.
- Bu ev için bir kiracı bulmak kolay olacak.
- Tom said it would be easy to do that.
- Tom onu yapmanın kolay olacağını söyledi.
- I thought it would be easy to do.
- Ben onun yapmak için kolay olacağını düşünmüştüm.
- It's not going to be easy to do that without a lot of help.
- Çok fazla yardım olmadan bunu yapmak kolay olmayacak.
- I know it won't be easy to do that.
- Bunu yapmanın kolay olmayacağını biliyorum.
- Nobody said it would be easy to do that.
- Kimse bunu yapmanın kolay olacağını söylemedi.
- It should've been easy to accomplish.
- Başarmak kolay olmalıydı.
- For someone like him, it will be easy to win the presidential election.
- Onun gibi biri için başkanlık seçimini kazanmak kolay olacaktır.
- I think it would be easy to do that.
- Onu yapmanın kolay olacağını düşünüyorum.
- It's not going to be easy to convince Tom.
- Tom'u ikna etmek kolay olmayacak.
- I think it wouldn't be easy to do that.
- Onu yapmanın kolay olmayacağını düşünüyorum.
- Tom doesn't think it'll be easy to do that.
- Tom bunu yapmanın kolay olacağını düşünmüyor.
- I think it will be easy to do the job.
- Sanırım işi yapmak kolay olacak.
- Did Tom tell you it would be easy to do that?
- Tom onu yapmanın kolay olacağını sana söyledi mi?
- I think it would be easy to do that.
- Bence bunu yapmak kolay olurdu.
- It's not going to be easy to do that without a lot of help.
- Çok yardım olmadan onu yapmak kolay olmayacak.
- I'm sure it'll be easy to do that.
- Bunu yapmanın kolay olacağına eminim.
- It should've been easy to accomplish.
- Bunu başarmak kolay olmalıydı.
- It'll be easy to find someone to do that for you.
- Bunu sizin için yapacak birini bulmak kolay olacak.
- It won't be easy to forget you.
- Seni unutmak kolay olmayacak.
- Do you think it is easy to deceive children?
- Çocukları kandırmanın kolay olduğunu mu düşünüyorsun?
- It'll be easy to find a renter for this house.
- Bu ev için bir kiracı bulmak kolay olacak.
- Tom has always been easy to get along with.
- Tom'la geçinmek her zaman kolay olmuştur.
- You've always been easy to get along with.
- Seninle geçinmek hep kolay olmuştur.
- It will not be easy to sell such a house.
- Böyle bir evi satmak kolay olmayacak.
- It should be easy to solve this problem.
- Bu problemi çözmek kolay olmalı.
- It won't be easy to beat Tom.
- Tom'u dövmek kolay olmayacak.
Show More (97)
|
