|
- The bill must be paid today.
- Faturanın bugün ödenmesi lazım.
- The bill still has to be paid today.
- Fatura bugün de ödenmek zorunda.
- I want to be paid in cash.
- Bana nakit ödenmesini istiyorum.
- In all probability, the money will not be paid.
- Büyük olasılıkla, para ödenmeyecek.
- We have bills that need to be paid.
- Ödenmesi gereken faturalarımız var.
- Tom said he wasn't being paid enough.
- Tom ona yeterince para ödenmediğini söyledi.
- Everything has to be paid for.
- Her şeyin parası ödenmeli.
- The bill must be paid today.
- Hesap bugün ödenmelidir.
- He would be paid a small amount of money.
- Kendisine küçük bir miktar para ödenecekti.
- Tom was paid three hundred dollars.
- Tom'a 300 dolar ödendi.
- It's been paid in full.
- Tam olarak ödendi.
- Tom was supposed to be paid for doing that.
- Tom'a bunu yaptığı için para ödenmesi gerekiyordu.
- In all probability, the money will not be paid.
- Çok büyük bir ihtimalle para ödenmeyecek.
- Tom is paid double time on Sundays and public holidays.
- Tom'a Pazar günleri ve resmi tatillerde çift mesai ödenir.
- Tom was paid to lose.
- Tom'a kaybetmesi için para ödendi.
- Calm down, all my debts will soon be paid to you.
- Sakin ol, bütün borçlarım yakında size ödenecek.
- Tom is paid to do that.
- Tom'a bunu yapması için para ödeniyor.
- We need to be paid more.
- Bize daha fazla para ödenmesi gerekiyor.
- I won't be able to go travelling until the requisite visa fees are paid.
- Ben gerekli vize ücretleri ödenene kadar seyahata gidemeyeceğim.
- These programs had to be paid for by taxes from the people.
- Bu programların insanlardan alınan vergilerle ödenmesi gerekiyordu.
- The rent is paid for six months.
- Kira altı ay için ödenir.
- We were saved, but a price had to be paid.
- Kurtulduk ama bir bedel ödenmesi gerekiyordu.
- Tom's medical expenses are being paid for by Mary.
- Tom'un sağlık giderleri Mary tarafından ödeniyor.
- He was paid 10,000 dollars.
- Ona 10,000 dolar ödendi.
- Did you ever ask Tom how much he was paid for that job?
- O iş için ne kadar ödendiğini hiç Tom'a sordun mu?
- You're being paid well enough, aren't you?
- Sana yeterince iyi ödeniyor, değil mi?
- Tom claims he hasn't yet been paid.
- Tom, henüz para ödenmediğini iddia ediyor.
- You will be paid a stable base salary plus commissions on sale.
- Size sabit bir taban maaş artı satış komisyonu ödenecektir.
- Calm down, all my debts will soon be paid to you.
- Sakin ol, tüm borçlarım yakında sana ödenir.
- The bill still has to be paid today.
- Faturanın bugün hâlâ ödenmesi gerekiyor.
- Will not the price to be paid for the things to be lost, be too high?
- Kaybedilenler için ödenecek bedel çok yüksek olmayacak mı?
- It's been paid in full.
- Tam olarak ödenmiş.
- There was a price to be paid.
- Bir bedel ödenecekti.
- We have bills that need to be paid.
- Bizim ödenmesi gereken faturalarımız var.
- We were saved, but a price had to be paid.
- Biz kurtarıldık ama bir bedel ödenmesi gerekiyordu.
- I thought I had paid the monthly fee, but I received a phone call from the school saying that the bill still needs to be paid.
- Aylık ücreti ödediğimi sanıyordum, ancak okuldan faturanın hala ödenmesi gerektiğini söyleyen bir telefon aldım.
- The bill must be paid today.
- Senet bugün ödenmeli.
- My travel fees to Japan are paid for by the university.
- Japonya'ya seyahat ücretlerim üniversite tarafından ödendi.
- How much is Tom being paid?
- Tom'a ne kadar para ödeniyor?
- They are paid by the week.
- Onlara haftalık ödenir.
- He is paid a handsome monthly salary.
- Ona cömert bir aylık maaş ödenir.
- They are paid by the day.
- Onlara günlük ödenir.
- The bill must be paid today.
- Fatura bugün ödenmeli.
- The problem is that some of our bills haven't yet been paid.
- Sorun şu ki, bazı faturalarımız henüz ödenmedi.
- How much is Tom going to be paid for doing that?
- Bunu yaptığı için Tom'a ne kadar ödenecek?
- When will your debt be paid?
- Borcun ne zaman ödenecek?
- Tom was paid thirty dollars an hour.
- Tom'a saatte otuz dolar ödendi.
- Tom was paid thirty dollars an hour.
- Tom'a saatte 30 dolar ödeniyordu.
- These programs had to be paid for by taxes from the people.
- Bu programlar halktan alınan vergilerle ödenmek zorundaydı.
- How much have you been paid?
- Sana ne kadar ödendi?
- The rest was paid by Tom.
- Geri kalanı Tom tarafından ödendi.
- He would be paid a small amount of money.
- Az miktarda para ödenirdi.
- I haven't yet been paid for doing that.
- Onu yapmam için henüz bana para ödenmedi.
- We haven't been paid for three months.
- Üç ay boyunca bize para ödenmedi.
- The rent is paid for six months.
- Kira altı aylık ödenir.
- Tom has already been paid.
- Tom çoktan ödendi.
- He is paid by the week.
- Ona haftalık olarak para ödenir.
- How much should teachers be paid?
- Öğretmenlere ne kadar ödenmeli?
- The Canadian health care system is paid for by tax revenue.
- Kanadalı sağlık sistemi vergi gelirleri ile ödenir.
- How much are you being paid to do this?
- Bunu yapmak için sana ne kadar ödeniyor?
- Did you ever ask Tom how much he was paid for that job?
- Tom'a o iş için ne kadar ödendiğini sordun mu?
- I expected to be paid more than this.
- Bundan daha fazla ödenmesini umuyordum.
- Well, what about the economic price to be paid due to uncertainty?
- Peki, belirsizlik nedeniyle ödenecek ekonomik bedel ne olacak?
- The Canadian health care system is paid for by tax revenue.
- Kanada sağlık sistemi vergi gelirleriyle ödenmektedir.
- Tom was paid thirty dollars for what he did.
- Tom'a yaptığı iş için 30 dolar ödendi.
- Everything was paid for.
- Her şeyin parası ödendi.
- When will your debt be paid?
- Borcunuz ne zaman ödenecek?
- They promised Tom that he'd be paid $30 an hour.
- Tom'a saatte 30 dolar ödeneceğine dair söz verdiler.
- Tom was paid thirty dollars for what he did.
- Tom'a yaptığı şey için otuz dolar ödendi.
- Tom says he wasn't being paid.
- Tom para ödenmediğini söylüyor.
- I won't be able to go travelling until the requisite visa fees are paid.
- Gerekli vize ücretleri ödenene kadar seyahate çıkamayacağım.
- Tom was paid three hundred dollars.
- Tom'a üç yüz dolar ödendi.
- Everything was paid for.
- Her şey ödendi.
- There was a price to be paid.
- Ödenmesi gereken bir bedel vardı.
- I haven't been paid yet.
- Bana henüz para ödenmedi.
Show More (72)
|
