|
- That might not be possible.
- Bu mümkün olmayabilir.
- This shouldn't be possible.
- Bunun mümkün olmaması lazım.
- I told you it was possible.
- Bunun mümkün olduğunu söyledim.
- Tom told me that it was possible to rent a bicycle.
- Tom bana bisiklet kiralamanın mümkün olduğunu söyledi.
- That will not be possible.
- Bu mümkün olmayacak.
- Tom thinks it won't be possible.
- Tom bunun mümkün olmayacağını düşünüyor.
- That shouldn't be possible.
- Mümkün olmamalı.
- That can't be possible.
- Bu mümkün olamaz.
- I thought it was possible.
- Bunun mümkün olduğunu düşündüm.
- She told me that it was possible to rent a bicycle.
- Bana bisiklet kiralamanın mümkün olduğunu söyledi.
- Unfortunately, that hasn't been possible.
- Ne yazık ki, bu mümkün olmadı.
- This isn't supposed to be possible.
- Bunun mümkün olmaması gerekiyordu.
- No cure was possible, despite the abatement of symptoms.
- Semptomların azalmasına rağmen tedavi mümkün olmadı.
- We did everything that was possible, but nothing helped.
- Mümkün olan her şeyi yaptık ama hiçbir şey yardımcı olmadı.
- It may not be possible.
- Bu mümkün olmayabilir.
- If it were possible, someone would've done it by now.
- Mümkün olsaydı şimdiye kadar biri onu yapardı.
- It'll soon be possible for us to do that.
- Yakında onu yapmamız mümkün olacak.
- It should be possible to do that.
- Onu yapmak mümkün olmalı.
- I'm afraid that won't be possible.
- Bunun mümkün olmayacağından korkuyorum.
- I only wish that were possible.
- Keşke mümkün olsaydı.
- Would doing that be possible?
- Bunu yapmak mümkün olur mu?
- He told me that it was possible to rent a bicycle.
- Bana bisiklet kiralamanın mümkün olduğunu söyledi.
- It should be possible to get Tom to help us.
- Tom'u bize yardım ettirmek mümkün olmalı.
- Tom believes anything is possible.
- Tom her şeyin mümkün olduğuna inanıyor.
- He's a realist, and doesn't believe that miracles are possible.
- O bir realist ve mucizelerin mümkün olduğuna inanmıyor.
- Do you really think it would be possible to do that?
- Gerçekten bunu yapmanın mümkün olacağını mı düşünüyorsun?
- I didn't think it was possible.
- Bunun mümkün olduğunu düşünmemiştim.
- I wish that were possible.
- Keşke o mümkün olsa.
- It should be possible to get Tom to help us.
- Tom'un bize yardım etmesini sağlamak mümkün olmalı.
- Even now, it wouldn't be possible.
- Bu şimdi bile mümkün olmazdı.
- I told you it was possible.
- Bunun mümkün olduğunu sana söyledim.
- I think that it'll be possible to get this ink stain out.
- Bence bu mürekkep lekesini çıkarmak mümkün olacak.
- Do you think it would be possible for Tom to do that?
- Tom'un onu yapmasının mümkün olacağını düşünüyor musun?
- That won't be possible.
- Bu mümkün olmayacak.
- Tom says he thinks it won't be possible to do that.
- Tom, bunu yapmanın mümkün olmayacağını düşündüğünü söylüyor.
- Do you really think it would be possible to do that?
- Bunu yapmanın gerçekten mümkün olduğunu düşünüyor musun?
- I didn't think that was possible.
- Bunun mümkün olduğunu düşünmüyordum.
- I believe steadily that a new beginning is possible.
- Yeni bir başlangıcın mümkün olduğuna sürekli inanıyorum.
- Tom never said it was possible.
- Tom bunun mümkün olduğunu hiç söylemedi.
- I didn't know that it was possible to lock the door of the meeting room.
- Toplantı odasının kapısını kilitlemenin mümkün olduğunu bilmiyordum.
- It should be possible for you to do that by yourself.
- Bunu kendi başına yapman mümkün olmalı.
- I don't think that'll be possible at all.
- Bunun mümkün olacağını hiç sanmıyorum.
- It won't be possible for us to meet your needs.
- İhtiyaçlarınızı karşılamamız mümkün olmayacak.
- This should not be possible.
- Bu mümkün olmamalı.
- That shouldn't be possible.
- Bu mümkün olmamalı.
- I think doing that should be possible.
- Bence bunu yapmak mümkün olmalı.
- That may not be possible.
- Bu mümkün olmayabilir.
- Tom said he didn't think it was possible.
- Tom bunun mümkün olduğunu düşünmediğini söyledi.
- This shouldn't be possible.
- Bu mümkün olmamalı.
- I didn't know that was possible.
- Bunun mümkün olduğunu bilmiyordum.
- Tom says he thinks it won't be possible to do that.
- Tom bunu yapmanın mümkün olmayacağını düşündüğünü söyledi.
- That should be possible.
- Bu mümkün olmalı.
- I knew it was possible.
- Onun mümkün olduğunu biliyordum.
- I knew it was possible.
- Bunun mümkün olduğunu biliyordum.
- I wish that were possible.
- Keşke bu mümkün olsaydı.
- That should be possible.
- Onun mümkün olması gerekir.
- It should be possible to change that.
- Bunu değiştirmek mümkün olmalı.
- It won't be possible to finish doing that today.
- Bunu bugün bitirmek mümkün olmayacak.
- Perhaps that would be possible.
- Belki o mümkün olur.
- Without Tom's help, this wouldn't have been possible.
- Tom'un yardımı olmadan bu mümkün olmazdı.
- We did everything that was possible, but nothing helped.
- Mümkün olan her şeyi yaptık, ancak hiçbir şey yardımcı olmadı.
- This should not be possible.
- Bunun mümkün olmaması lazım.
- Would that be possible?
- Bu mümkün olur muydu?
- I thought it was possible.
- Mümkün olduğunu düşünmüştüm.
- How would that be possible?
- Bu nasıl mümkün olurdu?
- That'll be possible.
- O mümkün olacak.
- Tom doesn't think it'll be possible to do that.
- Tom bunu yapmanın mümkün olacağını düşünmüyor.
- For various reasons, it has not been possible to do that quickly.
- Çeşitli nedenlerden dolayı, bunu hızlı bir şekilde yapmak mümkün olmadı.
- Do you think it would be possible to change your schedule?
- Programınızı değiştirmenin mümkün olacağını düşünüyor musunuz?
- Tom never said it was possible.
- Tom asla bunun mümkün olduğunu söylemedi.
- I didn't think that was possible.
- Bunun mümkün olduğunu sanmıyordum.
- We believe it was possible that Tom poisoned Mary.
- Tom'un Mary'yi zehirlemesinin mümkün olduğuna inanıyoruz.
- That will be possible.
- O mümkün olacak.
- Eventually it was possible to find a really satisfactory solution.
- Sonunda gerçekten tatmin edici bir çözüm bulmak mümkün oldu.
- I believe steadily that a new beginning is possible.
- Yeni bir başlangıcın mümkün olduğuna inanıyorum.
- I wish it were possible.
- Keşke bu mümkün olsa.
- It should be possible.
- Bu mümkün olmalı.
- It won't be possible.
- Mümkün olmayacak.
- I'll see what is possible.
- Neyin mümkün olduğunu göreceğim.
- Do you think it'll be possible for you come over and help us this weekend?
- Bu hafta sonu gelip bize yardım etmenizin mümkün olacağını düşünüyor musun?
- Tom said he didn't think it would be possible to do that.
- Tom bunu yapmanın mümkün olduğunu düşünmediğini söyledi.
- I believe anything is possible.
- Her şeyin mümkün olduğuna inanıyorum.
- It should be possible to do that.
- Bunu yapmak mümkün olmalı.
- I think it'll be possible to get this ink stain out.
- Sanırım bu mürekkep lekesini çıkarmak mümkün olacak.
- This may not be possible.
- Bu mümkün olmayabilir.
- It won't be possible.
- Bu mümkün olmaz.
- If it were possible, someone would've done it by now.
- Eğer mümkün olsaydı, şimdiye kadar biri yapardı.
- I only wish that were possible.
- Keşke bu mümkün olsaydı.
- Unfortunately, that hasn't been possible.
- Maalesef bu mümkün olmadı.
- It'll soon be possible for us to do that.
- Yakında bunu yapmamız mümkün olacak.
- I didn't think this would be possible.
- Bunun mümkün olacağını düşünmedim.
- Do you think it would be possible to get that done today?
- Sence bunu bugün halletmek mümkün olur muydu?
- Do you think it'll be possible for us to do this without Tom's help?
- Tom'un yardımı olmadan bunu yapmamızın mümkün olacağını düşünüyor musun?
- I didn't know that was possible.
- Ben onun mümkün olduğunu bilmiyordum.
- I wish it were possible.
- Keşke mümkün olsaydı.
- Tom showed us that it was possible to do that.
- Tom bize bunu yapmanın mümkün olduğunu gösterdi.
- This isn't supposed to be possible.
- Bunun mümkün olması gerekmiyor.
- Do you really think it'll be possible?
- Gerçekten mümkün olacağını mı düşünüyorsun?
- I didn't think it was possible.
- Bunun mümkün olduğunu düşünmedim.
- Would it be possible for me to get something to drink?
- İçecek bir şey almam mümkün olur muydu?
- Do you think such a thing is possible?
- Böyle bir şeyin mümkün olduğunu düşünüyor musun?
- Tom told me that it was possible to rent a bicycle.
- Tom bana bir bisiklet kiralamanın mümkün olduğunu söyledi.
Show More (99)
|
