|
- Tom was sent to Boston.
- Tom Boston'a gönderildi.
- Over ten thousand messages are sent every second on Facebook.
- Facebook'ta her saniye on binden fazla mesaj gönderiliyor.
- He was sent abroad as a correspondent.
- Yurtdışına muhabir olarak gönderildi.
- Layla and Sami were sent to two different prisons.
- Layla ve Sami iki farklı hapishaneye gönderildi.
- The record was sent to the ministry.
- Dosya, bakanlığa gönderildi.
- He was sent to prison for a crime that he did not commit.
- İşlemediği bir suçtan dolayı hapse gönderildi.
- The princess was sent out to the lake to be fed to the dragon.
- Prenses ejderhaya yem olması için göle gönderilmiş.
- I've been sent to escort you.
- Sana refakat etmek üzere gönderildim.
- In 1951, Sister Teresa was sent to Calcutta, then the largest city in India.
- 1951 yılında Rahibe Teresa o zamanlar Hindistan'ın en büyük şehri olan Kalküta'ya gönderildi.
- The documents have been sent to Tom.
- Belgeler Tom'a gönderildi.
- Tom was sent to his room, because he made his sister cry.
- Tom odasına gönderildi, çünkü kız kardeşini ağlattı.
- Tom is being sent to prison.
- Tom hapishaneye gönderiliyor.
- That message was sent by Tom.
- Bu mesaj Tom tarafından gönderildi.
- There is no telling who will be sent in his place.
- Onun yerine kimin gönderileceğini tahmin etmek mümkün değil.
- The person to whom the letter was sent died three years ago.
- Mektubun gönderildiği kişi üç yıl önce öldü.
- In 1951, Sister Teresa was sent to Calcutta, then the largest city in India.
- 1951'de Rahibe Teresa o zamanlar Hindistan'ın en büyük şehri olan Kalküta'ya gönderildi.
- He was sent by his company to Kazakhstan.
- O, şirketi tarafından Kazakistan'a gönderildi.
- Dan was sent to a maximum security facility in Florida.
- Dan Florida'da bir maksimum güvenlik tesisine gönderildi.
- Tom was sent to his room, because he made his sister cry.
- Kız kardeşini ağlattığı için Tom odasına gönderildi.
- Our catalog will be sent on demand.
- İstenildiğinde kataloğumuz gönderilecek.
- If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
- Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat kurumlarına gönderilecek.
- He was sent on an errand to the store.
- Bir iş için mağazaya gönderildi.
- I paid 2,000 yen for the parcel to be sent by air.
- Paketin hava yoluyla gönderilmesi için 2,000 yen ödedim.
- At this very moment, nearly 10,000 Tweets are being sent.
- Şu anda yaklaşık 10.000 tweet gönderiliyor.
- Dan's condition grew worse and he was sent to the hospital.
- Dan'in durumu kötüleşti ve hastaneye gönderildi.
- Tom was sent to a mental hospital.
- Tom bir akıl hastanesine gönderildi.
- Roger Miller's father died when he was only one year old and his mother became sick soon after, so he was sent to live with his uncle in Erick, Oklahoma.
- Henüz bir yaşındayken Roger Miller'ın babası öldü ve hemen ardından annesi hasta oldu, o bu nedenle Oklahoma'daki amcası Erick'le yaşamaya gönderildi.
- He was sent to prison for a crime that he did not commit.
- İşlemediği bir suç yüzünden hapishaneye gönderildi.
- Tom was sent to prison.
- Tom hapse gönderildi.
- Who was sent to save the princess?
- Prensesi kurtarmak için kim gönderildi?
- He was sent to Guantanamo.
- Guantanamo'ya gönderildi.
- He was sent to save the princess.
- Prensesi kurtarmak için gönderildi.
- He was sent to a mental hospital.
- O bir akıl hastanesine gönderildi.
- She was sent to a psychiatric hospital for an indefinite period of time.
- Belirsiz bir süre için psikiyatri hastanesine gönderildi.
- Bill was sent to live with his grandparents while his mother studied to become a nurse.
- Bill, annesi bir hemşire olmak için eğitim alırken, büyükanne ve büyükbabası ile birlikte yaşamaya gönderildi.
- This bill was sent to the Senate for its approval.
- Bu tasarı onaylanması için Senato'ya gönderildi.
- Sami was sent to Egypt.
- Sami Mısır'a gönderildi.
- Many opponents were sent to Siberia.
- Birçok muhalif Sibirya'ya gönderildi.
- I've been sent to give you this.
- Sana bunu vermek için gönderildim.
- Over ten thousand messages are sent every second on Facebook.
- Facebook'ta her saniye on binden fazla mesaj gönderilir.
- There came a man who was sent from God; his name was John.
- Tanrı'nın gönderdiği Yahya adlı bir adam ortaya çıktı.
- The file has been sent.
- Dosya gönderildi.
- Layla and Sami were sent to two different prisons.
- Leyla ve Sami iki farklı cezaevine gönderildiler.
- Five hundred soldiers were sent to the city, with less than half of them surviving.
- Şehre beş yüz asker gönderildi ve bunların yarısından azı hayatta kaldı.
- The first person to have been sent to space is known to be Yuri Gagarin, not Neil Armstrong.
- Uzaya gönderilen ilk kişinin Neil Armstrong değil Yuri Gagarin olduğu biliniyor.
- We are sent on a covert mission.
- Gizli bir göreve gönderildik.
- Sami was sent to a psychiatric hospital.
- Sami bir psikiyatri hastanesine gönderildi.
- Tom was sent to meet the warden.
- Tom müdürü karşılamak için gönderildi.
- He was sent on a special mission to Europe.
- Özel bir görev için Avrupa'ya gönderildi.
- Tom was sent to Coventry.
- Tom Coventry'ye gönderildi.
- The criminal was sent to the gallows.
- Suçlu idam sehpasına gönderildi.
- These flowers were sent by Tom.
- Bu çiçekler Tom tarafından gönderildi.
- Several American warships were sent to Panama.
- Panama'ya birkaç Amerikan savaş gemisi gönderildi.
- Tom was sent home.
- Tom eve gönderildi.
- My letters haven't been sent yet.
- Benim mektuplarım henüz gönderilmedi.
- An envoy was sent.
- Bir elçi gönderildi.
- Dan was sent to a maximum security facility in Florida.
- Dan Florida'da maksimum güvenlikli bir tesise gönderildi.
- The very idea of being sent abroad delighted them.
- Yurt dışına gönderilme fikri onları sevindirdi.
- I am not the Christ but I am sent ahead of him.
- Ben Mesih değilim ama O'nun öncüsü olarak gönderildim.
- Your message has been sent.
- Mesajınız gönderildi.
- I was sent home.
- Ben eve gönderildim.
- I've been sent to escort you.
- Sana refakat etmek için gönderildim.
- The criminal was sent to the gallows.
- Suçlu darağacına gönderildi.
- He was sent to save the princess.
- O, prensesi kurtarmak için gönderildi.
- He didn't want to be sent to Japan.
- Japonya'ya gönderilmek istemedi.
- Bush thinks that he has been sent by God to establish justice on Earth.
- Bush, Tanrı tarafından yeryüzünde adaleti tesis etmek için gönderildiğini düşünüyor.
- Tom was sent to a prisoner camp.
- Tom tutuklu kampına gönderildi.
- I've been sent to relieve you.
- Seni rahatlatmak için gönderildim.
- They attacked soldiers who were sent to arrest them.
- Onlar onları tutuklamak için gönderilen askerlere saldırdılar.
- The record was sent to the ministry.
- Kayıt, bakanlığa gönderildi.
- Tom was sent off to prison.
- Tom hapse gönderildi.
- Several American warships were sent to Panama.
- Birçok Amerikan savaş gemisi Panama'ya gönderildi.
- He was sent to prison.
- Hapse gönderildi.
- Tom didn't want to be sent to Boston.
- Tom Boston'a gönderilmek istemiyordu.
- He was sent into combat.
- Savaşa gönderildi.
- He was sent to prison.
- O, cezaevine gönderildi.
- There came a man who was sent from God; his name was John.
- Allah tarafından gönderilen bir adam geldi; onun adı Yahya'ydı.
- That message was sent by Tom.
- O mesaj Tom tarafından gönderilmiş.
- Tom was sent here to take over.
- Tom buraya görevi devralması için gönderildi.
- She was sent to a psychiatric hospital for an indefinite period of time.
- O belirsiz bir süre için bir akıl hastanesine gönderildi.
- Tom was sent to meet the warden.
- Tom müdürle görüşmeye gönderildi.
- If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
- Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.
- Tom doesn't want to be sent to prison.
- Tom hapse gönderilmek istemiyor.
- Tom was sent away to an insane asylum.
- Tom tımarhaneye gönderildi.
- This letter has to be sent right away.
- Bu mektup hemen gönderilmeli.
- We are sent on a covert mission.
- Biz gizli bir göreve gönderiliyoruz.
- I've been sent to give you this.
- Bunu sana vermek için gönderildim.
- I've been sent to escort you.
- Sana eşlik etmek için gönderildim.
- Sami was sent to a psychiatric hospital.
- Sami bir akıl hastanesine gönderildi.
- There were three hundred cardboard boxes filled with old clothes ready to be sent to the disaster area.
- Felaket bölgesine gönderilmek üzere eski giysilerle dolu üç yüz karton kutu vardı.
- He was sent to a mental hospital.
- Akıl hastanesine gönderildi.
- Tom was sent away to an insane asylum.
- Tom akıl hastanesine gönderildi.
- He was sent by his company to Kazakhstan.
- Şirketi tarafından Kazakistan'a gönderildi.
- Tom was sent to a prisoner camp.
- Tom bir esir kampına gönderildi.
- They attacked soldiers who were sent to arrest them.
- Onları tutuklamak için gönderilen askerlere saldırdılar.
- He was sent to Guantanamo.
- O, Guantanamo'ya gönderildi.
- Sami was sent away to live in Egypt with his grandmother.
- Sami, büyükannesi ile birlikte yaşamak için Mısır'a gönderildi.
- There came a man who was sent from God; his name was John.
- Tanrı tarafından gönderilen bir adam geldi; adı John'du.
- Five hundred soldiers were sent to the city, with less than half of them surviving.
- Onların yarısından daha az sağ kalanı ile beş yüz asker şehre gönderildi.
- Sami was sent away to live in Egypt with his grandmother.
- Sami, büyükannesiyle birlikte Mısır'da yaşamaya gönderildi.
- I paid 2,000 yen for the parcel to be sent by air.
- Kolinin hava yoluyla gönderilmesi için 2.000 yen ödedim.
- He didn't want to be sent to Japan.
- O, Japonya'ya gönderilmek istemedi.
- You were sent here to spy on us!
- Buraya bizi gözetlemek için gönderildin!
- Tom was sent by his company to Boston.
- Tom şirketi tarafından Boston'a gönderildi.
- Five hundred soldiers were sent to the city, and less than half of them survived.
- Şehre beş yüz asker gönderildi ve yarısından azı hayatta kaldı.
- I was sent home.
- Eve gönderildim.
- Bill was sent to live with his grandparents while his mother studied to become a nurse.
- Bill, annesi hemşire olmak için eğitim alırken büyükanne ve büyükbabasıyla yaşamaya gönderildi.
- He was sent to prison for a crime that he didn't commit.
- İşlemediği bir suçtan dolayı hapse gönderildi.
- Many Japanese-Americans were sent off to concentration camps during World War II.
- Birçok Japon-Amerikalı 2. Dünya Savaşı sırasında toplama kamplarına gönderildi.
- He was sent abroad as a correspondent.
- Bir muhabir olarak yurt dışına gönderildi.
- A policeman was sent for at once.
- Hemen bir polis gönderildi.
- He was sent on a special mission to Europe.
- Avrupa'ya özel bir görevle gönderildi.
- My letters haven't been sent yet.
- Mektuplarım henüz gönderilmedi.
- The report was sent within the same day.
- Rapor aynı gün içinde gönderildi.
- Tom was sent to a state penitentiary.
- Tom eyalet hapishanesine gönderildi.
- Tom is being sent to prison.
- Tom hapse gönderiliyor.
- Tom was sent to a state penitentiary.
- Tom bir eyalet hapishanesine gönderildi.
- There came a man who was sent from God; his name was John.
- Allah'ın gönderdiği bir adam geldi; adı John'du.
- Tom was sent to prison.
- Tom ceza evine gönderildi.
- Tom was sent to a mental hospital.
- Tom akıl hastanesine gönderildi.
- Our catalog will be sent on demand.
- Kataloğumuz talep üzerine gönderilecektir.
- The documents should be sent to Paris well in advance.
- Belgelerin de önceden Paris'e gönderilmeleri gerekir.
- Tom was sent to the worst prison in the country.
- Tom ülkedeki en kötü hapishaneye gönderildi.
- Tom didn't want to be sent to Boston.
- Tom Boston'a gönderilmek istemedi.
- Father was sent to the hospital yesterday.
- Babam dün hastaneye gönderildi.
- The documents should be sent to Paris well in advance.
- Belgeler çok önceden Paris'e gönderilmeli.
- Five hundred soldiers were sent to the city, and less than half of them survived.
- Beş yüz asker kente gönderildi ve onların yarısından daha azı hayatta kaldı.
- There is no telling who will be sent in his place.
- Onun yerine kimin gönderileceği belli olmaz.
- Tom was sent on a mission.
- Tom bir göreve gönderildi.
- She was sent to a mental hospital.
- Akıl hastanesine gönderildi.
- He was sent into combat.
- O, savaşa gönderildi.
Show More (128)
|
