|
- I am slowly getting sick of the way we have the same procedure every year for promoting town-twinning.
- Her yıl aynı prosedürü ikiz kasabaları tanıtmak için kullanmaktan yavaş yavaş bıkmaya başlıyorum.
- I'm sick of all the complaints.
- Tüm bu şikayetlerden bıktım.
- Aren't you getting sick of Tom?
- Tom'dan bıkmadın mı?
- I'm sick of fighting.
- Kavga etmekten bıktım.
- I'm sick of your crass hints.
- Kaba imalarınızdan bıktım.
- I'm sick of eating the same thing every day.
- Her gün aynı şeyi yemekten bıktım.
- I'm sick of all this fuss.
- Bütün bu yaygaradan bıktım.
- I'm sick of doing the same thing every day.
- Her gün aynı şeyi yapmaktan bıktım.
- I got really sick of it.
- Ben bundan gerçekten bıktım.
- I'm sick of eating out every night.
- Her gece dışarıda yemekten bıktım.
- I'm sick of your crossword puzzles.
- Senin bulmacalarından bıktım.
- I'm sick of your excuses!
- Bahanelerinden bıktım!
- We're all sick of it.
- Hepimiz bıktık.
- I'm sick of the hypocrisy.
- İkiyüzlülükten bıktım.
- I'm so sick of this song.
- Bu şarkıdan bıktım usandım artık.
- I'm so sick of this song.
- Bu şarkıdan çok bıktım.
- I'm sick of being stuck at home.
- Evde tıkılıp kalmaktan bıktım.
- I'm sick of being stuck at home.
- Evde mahsur kalmaktan bıktım.
- I'm really sick of this.
- Bundan gerçekten bıktım.
- I'm sick of it.
- Bundan bıktım.
- I'm sick of listening to Tom.
- Tom'u dinlemekten bıktım.
- I'm sick of this hand-to-mouth existence.
- Bu geçim sıkıntısından bıktım.
- I'm sick of being hurt.
- İncinmekten bıktım.
- I'm sick of your complaints.
- Şikayetlerinden bıktım.
- Are you sick of me yet?
- Benden bıkmadın mı hala?
- I'm sick of your stupid remarks.
- Aptalca yorumlarından bıktım.
- I'm sick of your excuses.
- Bahanelerinizden bıktım.
- I'm sick of hearing about it.
- Ben o konuyu işitmekten bıktım.
- I'm sick of Tom's excuses.
- Tom'un bahanelerinden bıktım.
- I'm sick of studying.
- Okumaktan bıktım.
- I'm sick of eating fish.
- Balık yemekten bıktım.
- I'm getting sick of hearing you complain.
- Şikayet etmeni dinlemekten bıktım artık.
- I'm sick of white.
- Beyazdan bıktım.
- I'm so sick of you complaining about the weather.
- Havadan şikayet etmenden bıktım.
- I'm getting sick of this.
- Bundan bıktım.
- I'm sick of all the complaints.
- Ben tüm şikayetlerden bıktım.
- I'm sick of your excuses.
- Senin mazeretlerinden bıktım.
- We're all sick of this.
- Hepimiz bundan bıktık.
- I'm getting sick of hearing you complain.
- Şikayetlerini duymaktan bıktım.
- I'm sick of English.
- İngilizceden bıktım.
- I'm sick of being pushed around by everybody.
- Herkes tarafından itilip kakılmaktan bıktım.
- I'm sick of white.
- Ben beyazdan bıktım.
- I'm sick of this song.
- Bu şarkıdan bıktım.
- I'm sick of hamburgers.
- Hamburgerlerden bıktım.
- I'm sick of being called a liar.
- Bana yalancı denmesinden bıktım.
- I'm sick of hearing Tom and Mary arguing.
- Tom ve Mary'nin tartışmalarını duymaktan bıktım.
- I'm sick of being called a liar.
- Bana yalancı denilmesinden bıktım.
- I'm sick of talking about it.
- Bu konuda konuşmaktan bıktım.
- Aren't you sick of me yet?
- Hâlâ benden bıkmadın mı?
- I'm sick of him!
- Bıktım ondan!
- I'm sick of school.
- Okuldan bıktım.
- I'm sick of hospitals.
- Hastanelerden bıktım.
- I'm sick of listening to your complaints.
- Şikâyetlerini dinlemekten bıktım.
- I'm sick of fish.
- Balık yemekten bıktım.
- I'm so sick of hearing you complaining all the time.
- Devamlı yakınmanı dinlemekten bıktım artık.
- I'm sick of doing that.
- Bunu yapmaktan bıktım.
- I'm sick of your crossword puzzles.
- Ben senin çapraz bulmacalarından bıktım.
- Are you sick of me?
- Benden bıktın mı?
- I'm sick of the hypocrisy.
- Bu ikiyüzlülükten bıktım.
- I'm sick of conferences these days.
- Bugünlerde konferanslardan bıktım.
- I'm incredibly sick of living.
- Yaşamaktan inanılmaz derecede bıktım.
- I'm sick of your excuses!
- Mazeretlerinden bıktım.
- I'm sick of this war.
- Bu savaştan bıktım.
- We're sick of your lies.
- Biz yalanlarından bıktık.
- We're sick of your lies.
- Yalanlarından bıktık.
- I'm sick of conferences these days.
- Bu günlerde konferanslardan bıktım.
- Aren't you sick of me yet?
- Benden hala bıkmadın mı?
- I'm sick of eating fast food.
- Fast food yemekten bıktım.
- I'm sick of this game.
- Bu oyundan bıktım.
- I'm sick of Tom jamming his opinions down my throat.
- Tom'un fikirlerini bana dayatmasından bıktım.
- We're all sick of it.
- Hepimiz bundan bıktık.
- I'm sick of this hot weather.
- Bu sıcak havadan bıktım.
- I'm sick of listening to her complaints.
- Onun şikayetlerini dinlemekten bıktım.
- I'm sick of Tom jamming his opinions down my throat.
- Tom'un fikirlerini boğazımdan aşağı tıkmasından bıktım.
- I'm sick of hearing the same thing all the time.
- Sürekli aynı şeyleri duymaktan bıktım.
- Aren't you sick of me yet?
- Benden bıkmadın mı daha?
- I'm so sick of hearing that nonsense.
- O saçmalığı duymaktan bıktım.
- Frankly, I'm sick of hearing that.
- Açıkçası, bunu duymaktan bıktım.
- I'm so sick of hearing that nonsense.
- Bu saçmalıkları duymaktan bıktım.
- I'm sick of hearing it.
- Bunu duymaktan bıktım artık.
- Aren't you sick of eating here?
- Burada yemek yemekten bıkmadın mı?
- Aren't you sick of eating fast food?
- Fast food yemekten bıkmadın mı?
- I'm sick of your excuses, Tom.
- Bahanelerinden bıktım, Tom.
- I'm sick of lying.
- Yalan söylemekten bıktım.
- I'm sick of cat videos.
- Kedi videolarından bıktım.
- I'm sick of this place.
- Buradan bıktım.
- I'm sick of hearing about it.
- Bunu duymaktan bıktım.
- I'm sick of burgers.
- Burgerlerden bıktım.
- I'm so sick of hearing you complaining all the time.
- Sürekli şikayet etmeni duymaktan bıktım.
- I'm sick of French.
- Fransızcadan bıktım.
- I'm sick of this place.
- Bu yerden bıktım.
- Stop eating in bed, I'm sick of cleaning up after you.
- Yatakta yemek yemeyi bırak, arkandan temizlik yapmaktan bıktım.
- I am so sick of working.
- Çalışmaktan bıktım.
- I'm sick of playing these goddamn guessing games with you.
- Seninle bu kahrolası tahmin oyunlarını oynamaktan bıktım.
- I'm sick of this.
- Bundan bıktım.
- I'm sick of waiting.
- Beklemekten bıktım.
- I'm so sick of this.
- Bundan bıktım usandım.
- I'm sick of always hearing the same thing.
- Hep aynı şeyi duymaktan bıktım.
- I'm sick of this.
- Bıktım bundan.
- I'm sick of meetings.
- Toplantılardan bıktım.
- I'm sick of you.
- Senden bıktım.
- I'm sick of it.
- Bıktım artık.
- I'm sick of him!
- Ondan bıktım!
- I'm sick of your hints.
- İmalarınızdan bıktım.
- I'm sick of Tom's excuses.
- Tom'un mazeretlerinden bıktım.
- I'm really sick of this.
- Ben gerçekten bundan bıktım.
- I'm so sick of all this.
- Bütün bunlardan bıktım.
- I'm so sick of this.
- Bundan çok bıktım.
- I'm sick of fish.
- Balıktan bıktım.
- I'm sick of the double standard.
- Çifte standarttan bıktım.
- I'm sick of studying.
- Çalışmaktan bıktım.
- I'm sick of playing these goddamn guessing games with you.
- Seninle bu lanet tahmin oyunlarını oynamaktan bıktım.
Show More (109)
|
