Tureng - be tired - Inglés Turco Frases

Historia

	Inglés	Turco
1	be tired	yorgun olmak	v.
	Tom didn't think that Mary was tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu düşünmedi. I didn't know Tom would be tired. Tom'un yorgun olacağını bilmiyordum. I went to bed early because I was tired. Yorgun olduğum için erkenden yattım. Tom said that he was tired. Tom yorgun olduğunu söyledi. Since I was tired, I went to bed. Yorgun olduğum için yatmaya gittim. She said she was tired and consequently would go home so early. Yorgun olduğunu ve bu yüzden eve bu kadar erken gideceğini söyledi. Since I was tired, I went to bed early. Yorgun olduğum için, erkenden yatmaya gittim. Since I was tired, I went to bed early. Yorgun olduğum için erkenden yattım. In spite of the fact that he was tired, he continued working. Yorgun olmasına rağmen çalışmaya devam etti. I told Tom that I was tired. Tom'a yorgun olduğumu söyledim. Tom must be tired after working all day in the hot sun. Tom sıcak güneşte bütün gün çalıştıktan sonra yorgun olmalı. Since he was tired, he went to bed. Yorgun olduğundan dolayı, yatmaya gitti. He said that because he was tired, he'd go home early. O yorgun olduğu için eve erken gideceğini söyledi. I think you must be tired. Sanırım yorgun olmalısın. Tom must be tired. Tom yorgun olmalı. Tom didn't think Mary was tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu düşünmedi. Tom is going to be tired when he gets home. Tom eve döndüğünde yorgun olacak. Though I was tired, I did my best. Yorgun olmama rağmen elimden geleni yaptım. He said that he was tired and that is why he'd like to go home earlier. Yorgun olduğunu ve bu yüzden eve erken gitmek istediğini söyledi. I thought Tom was tired. Tom'un yorgun olduğunu sanıyordum. Tom didn't want to play dodge ball because he was tired. Tom yorgun olduğu için yakar top oynamak istemedi. Since I was tired, I took a nap. Yorgun olduğum için biraz kestirdim. Tom thought that Mary was tired. Tom Mary'nin yorgun olduğunu düşündü. I know Tom is tired. Tom'un yorgun olduğunu biliyorum. I don't think Tom knows whether Mary is tired or not. Mary'nin yorgun olup olmadığını Tom'un bildiğini sanmıyorum. Tom knew Mary was tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu biliyordu. I'm sure Tom will be tired when he gets home. Eminim Tom eve döndüğünde yorgun olacaktır. Tell her that I am tired. Yorgun olduğumu söyle. He said he was tired. Yorgun olduğunu söyledi. I didn't realize you were tired. Yorgun olduğunu fark etmedim. Tom doesn't think that Mary was tired. Tom Mary'nin yorgun olduğunu düşünmüyor. Tom told everybody he was tired. Tom herkese yorgun olduğunu söyledi. I didn't know Tom was tired. Tom'un yorgun olduğunu bilmiyordum. Children often rub their eyes when they are tired. Çocuklar yorgun olduklarında genellikle gözlerini ovuştururlar. I'm used to being tired. Yorgun olmaya alışkınım. Tom thought that Mary was tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu düşündü. Tom said he thought that Mary was tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu düşündüğünü söyledi. Tom thinks Mary is tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu düşünüyor. Though she was tired, she kept on working. Yorgun olmasına rağmen çalışmayı sürdürdü. Tom didn't tell Mary he was tired. Tom, Mary'ye yorgun olduğunu söylemedi. I didn't realize you were tired. Yorgun olduğunu fark etmemiştim. Do you really think Tom is tired? Gerçekten Tom'un yorgun olduğunu mu düşünüyorsun? Tom says Mary was tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu söylüyor. Tom must've been tired. Tom yorgun olmalı. I used to be tired all the time. Her zaman yorgun olurdum. I think Tom must be tired. Bence Tom yorgun olmalı. Although I was tired, I did what I was able to do. Yorgun olmama rağmen yapabileceğimi yaptım. Seeing that she is tired, we had better stop for a while. Yorgun olduğunu görünce, bir süre dursak iyi olacak. Teachers must be tired of correcting the same mistakes over and over again in their students' papers. Öğretmenler öğrencilerinin kağıtlarındaki aynı hataları tekrar tekrar düzeltmekten yorgun olmalılar. Tom doesn't think Mary is tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu düşünmüyor. Tom told me he was tired. Tom bana yorgun olduğunu söyledi. I went to bed early because I was tired. Yorgun olduğum için erkenden yatmaya gittim. Tom told Mary he was tired. Tom, Mary'ye yorgun olduğunu söyledi. Everybody will be tired. Herkes yorgun olacak. I'm used to being tired. Ben yorgun olmaya alışkınım. Tom is likely to be tired. Tom muhtemelen yorgun olacak. Tom said he was tired. Tom yorgun olduğunu söyledi. Tom said he was tired and wanted to go home. Tom yorgun olduğunu ve eve gitmek istediğini söyledi. Tom doesn't think Mary is tired. Tom Mary'nin yorgun olduğunu düşünmüyor. Because he was tired, he went to bed early. Yorgun olduğu için erken yattı. You must be tired after such a long trip. Böyle uzun bir yolculuktan sonra yorgun olmalısınız. Since he was tired, he was sitting on the sofa with his eyes closed. O yorgun olduğu için kanepede gözleri kapalı oturuyordu. He was tired, so he went to bed early. Yorgun olduğu için erkenden yattı. I bet Tom is tired. Tom'un yorgun olduğuna eminim. Being tired, she went to bed early. O yorgun olduğu için erken yattı. Tom knew that Mary was tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu biliyordu. Tom told me that he was tired. Tom bana yorgun olduğunu söyledi. Tom thinks Mary was tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu düşünüyordu. I think Tom is going to be tired when he gets home. Sanırım Tom eve döndüğünde yorgun olacak. Being tired, he went to bed earlier than usual. Yorgun olduğu için her zamankinden daha erken yattı. I thought Tom was tired. Tom'un yorgun olduğunu düşündüm. I suspect Tom was tired. Tom'un yorgun olduğundan şüpheleniyorum. They must have been tired. Onlar yorgun olmalılar. Tom is likely to be tired when he gets home. Tom eve geldiğinde muhtemelen yorgun olacak. Since I was tired, I took a nap. Yorgun olduğum için şekerleme yaptım. He must be tired after working all day in the hot sun. Bütün gün sıcak güneşin altında çalıştıktan sonra yorgun olmalı. Although I was tired, I did my very best. Yorgun olmama rağmen, elimden gelenin en iyisini yaptım. Tom doesn't think that Mary is tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu düşünmüyor. I know Tom was tired. Tom'un yorgun olduğunu biliyorum. It was obvious to everybody that he was tired. Yorgun olduğu herkesçe biliniyordu. Since he was tired, he was sitting on the sofa with his eyes closed. Yorgun olduğu için kanepede gözleri kapalı oturuyordu. As you are tired, you had better rest. Yorgun olduğun için dinlensen iyi olur. Tom is likely going to be tired. Tom muhtemelen yorgun olacak. Tom said Mary was tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu söyledi. Tom thought Mary was tired. Tom Mary'nin yorgun olduğunu düşündü. Everyone's going to be tired. Herkes yorgun olacak. I think Tom will be tired when he gets home. Sanırım Tom eve gittiğinde yorgun olacak. It was obvious to everybody that he was tired. Onun yorgun olduğu herkese açıktı. Tom will be tired when he gets home. Tom eve geldiğinde yorgun olacak. Since I was tired, I went to bed. Yorgun olduğum için yatağa gittim. Tom thinks Mary is tired. Tom Mary'nin yorgun olduğunu düşünüyor. I'm sure Tom is going to be tired when he gets home. Eminim Tom eve döndüğünde yorgun olacaktır. In spite of the fact that he was tired, he continued working. O, yorgun olduğu gerçeğine rağmen çalışmaya devam etti. He went to bed because he was tired. Yorgun olduğu için yatağa gitti. Tom is likely to be tired when he gets home. Tom eve döndüğünde muhtemelen yorgun olacak. They said Mary was tired. Mary'nin yorgun olduğunu söylediler. Tom says Mary was tired. Tom Mary'nin yorgun olduğunu söylüyor. Tom says Mary is tired. Tom Mary'nin yorgun olduğunu söylüyor. He said that because he was tired, he'd go home early. Yorgun olduğu için eve erken gideceğini söyledi. Tom didn't think that Mary was tired. Tom Mary'nin yorgun olduğunu düşünmedi. You must've been tired. Yorgun olmalısın. Tom must be tired now. Tom şimdi yorgun olmalı. He was tired so he went to bed. Yorgun olduğu için yatağa gitti. Tom is probably going to be tired. Tom muhtemelen yorgun olacak. Although I was tired, I did what I was able to do. Yorgun olmama rağmen, elimden geleni yaptım. Tom doesn't think that Mary is tired. Tom Mary'nin yorgun olduğunu düşünmüyor. Since Tom and I were tired, we both went to bed early. Tom ve ben yorgun olduğumuz için ikimiz de erken yattık. Tom said he thought Mary was tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu düşündüğünü söyledi. I'm sure Tom is going to be tired when he gets home. Tom eve geldiğinde yorgun olacağından eminim. Sleep when you are tired. Yorgun olduğun zaman uyu. Tom told Mary he was tired. Tom Mary'ye yorgun olduğunu söyledi. Although I was tired, I did my best. Yorgun olmama rağmen, elimden geleni yaptım. Being tired, she went to bed early. Yorgun olduğu için erken yattı. Since they were tired, they turned in earlier than usual. Onlar yorgun olduğu için her zamankinden daha erken döndüler. I wonder why Tom is tired. Tom'un neden yorgun olduğunu merak ediyorum. Tom thought Mary would be tired. Tom Mary'nin yorgun olacağını düşündü. Although he was tired, he would not stop working. Yorgun olmasına rağmen çalışmayı bırakmadı. Tom said that Mary was tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu söyledi. Tom will probably be tired. Tom muhtemelen yorgun olacak. I don't think Tom knows whether Mary is tired or not. Tom'un Mary'nin yorgun olup olmadığını bildiğini sanmıyorum. Tom said Mary was tired. Tom Mary'nin yorgun olduğunu söyledi. Tom knew that Mary was tired. Tom Mary'nin yorgun olduğunu biliyordu. Tom and Mary said they were tired. Tom ve Mary yorgun olduklarını söylediler. Tom admitted he was tired. Tom yorgun olduğunu kabul etti. Tom said Mary was likely to be tired. Tom, Mary'nin muhtemelen yorgun olduğunu söyledi. Tom didn't know why Mary was tired. Tom, Mary'nin neden yorgun olduğunu bilmiyordu. Tom didn't think Mary would be tired. Tom Mary'nin yorgun olacağını düşünmedi. As I was tired, I went home. Yorgun olduğum için eve gittim. I wonder whether Tom is tired. Tom'un yorgun olup olmadığını merak ediyorum. Tom told everybody that he was tired. Tom herkese yorgun olduğunu söyledi. He said he was tired, so he would go home early. Yorgun olduğunu, bu yüzden eve erken gideceğini söyledi. Tom says Mary is tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu söylüyor. He went to bed because he was tired. Yorgun olduğu için yatmaya gitti. As you are tired, you had better take a rest. Yorgun olduğun için, dinlensen iyi olur. Tom will be tired. Tom yorgun olacak. Tom told me that Mary was tired. Tom bana Mary'nin yorgun olduğunu söyledi. Since Tom and I were tired, we both went to bed early. Tom ve ben yorgun olduğumuz için ikimiz de erkenden yattık. Tom told Mary that he was tired. Tom Mary'ye yorgun olduğunu söyledi. I think Tom is going to be tired when he gets home. Bence eve döndüğünde Tom yorgun olacak. Tom said he was tired and wanted to go home early. Tom yorgun olduğunu ve eve erken gitmek istediğini söyledi. If he hadn't been tired, he would've gone. Yorgun olmasaydı, giderdi. Since he was tired, he turned in earlier than usual. Yorgun olduğu için her zamankinden daha erken döndü. Tom will likely be tired. Tom muhtemelen yorgun olacak. Tom is likely be tired. Tom muhtemelen yorgun olacak. I thought you'd be tired. Yorgun olacağını düşünmüştüm. He must be tired. O yorgun olmalı. Tom is going to be tired. Tom yorgun olacak. Tom didn't think Mary was tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu düşünmüyordu. Tom is going to be tired when he gets home. Tom eve geldiğinde yorgun olacak. Since he was tired, he went to bed early. Yorgun olduğu için erkenden yatmaya gitti. Tom said that Mary was tired. Tom Mary'nin yorgun olduğunu söyledi. Although he was tired, he would not stop working. O yorgun olmasına rağmen, çalışmayı durdurmadı. I'm sure Tom will be tired when he gets home. Tom'un eve döndüğünde yorgun olacağından eminim. She said she was tired and consequently would go home so early. O yorgun olduğunu ve bu yüzden eve erken gideceğini söyledi. I thought you'd be tired. Yorgun olacağını düşündüm. You must be tired. Yorgun olmalısın. Tom didn't know why Mary was tired. Tom Mary'nin neden yorgun olduğunu bilmiyordu. I was tired, so I went straight to bed. Yorgun olduğum için doğruca yatağa gittim. Tom doesn't know whether Mary is tired or not. Tom, Mary'nin yorgun olup olmadığını bilmiyor. My mother works in a factory, and is tired when she comes home. Annem bir fabrikada çalışıyor ve eve geldiğinde yorgun oluyor. Tom won't be tired. Tom yorgun olmayacak. Tom thought Mary would be tired. Tom, Mary'nin yorgun olacağını düşündü. Everyone will be tired. Herkes yorgun olacak. He said he was tired. O yorgun olduğunu söyledi. Tom thought Mary was tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu düşündü. Tom admitted he was tired. Tom yorgun olduğunu itiraf etti. Tom said that Mary was likely to be tired. Tom, Mary'nin muhtemelen yorgun olduğunu söyledi. You said that you were tired. Sen yorgun olduğunu söyledin. I think you must be tired. Bence yorgun olmalısın. Tom told Mary that he was tired. Tom, Mary'ye yorgun olduğunu söyledi. I didn't know why Tom was tired. Tom'un neden yorgun olduğunu bilmiyordum. Although I was tired, I did my very best. Yorgun olmama karşın, elimden gelenin en iyisini yaptım. He said he was tired, so he would go home early. O yorgun olduğunu, bu yüzden eve erken gideceğini söyledi. You told me that you were tired. Bana yorgun olduğunu söyledin. You must be tired. Yorgun olmalısınız. Tom thinks Mary was tired. Tom Mary'nin yorgun olduğunu düşünüyor. Tom doesn't know whether Mary is tired or not. Tom Mary'nin yorgun olup olmadığını bilmiyor. I know you must be tired. Yorgun olduğunu biliyorum. Tom knew that I was tired. Tom yorgun olduğumu biliyordu. Tom doesn't think that Mary was tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu düşünmüyor. Being tired, I felt like doing nothing. Yorgun olduğum için hiçbir şey yapmak istemedim. Since he was tired, he went to bed early. Yorgun olduğu için erken yattı. Tom may not be tired. Tom yorgun olmayabilir. Tom said Mary is tired. Tom, Mary'nin yorgun olduğunu söyledi. Since he was tired, he went to bed. Yorgun olduğu için yatmaya gitti. Being tired, he went to bed earlier than usual. O yorgun olduğu için her zamankinden daha erken yatmaya gitti. Tom said he thought Mary would be tired. Tom, Mary'nin yorgun olacağını düşündüğünü söyledi. Children often rub their eyes when they are tired. Çocuklar yorgun olduklarında sık sık gözlerini ovarlar. You kids must be tired. Yorgun olmalısınız çocuklar. Tom said Mary is tired. Tom Mary'nin yorgun olduğunu söyledi. Tom told me that Mary would be tired. Tom bana Mary'nin yorgun olacağını söyledi. You said that you were tired. Yorgun olduğunu söylemiştin. You must really be tired. Gerçekten yorgun olmalısın. I was tired so I went to bed. Yorgun olduğum için yattım. Tell her that I am tired. Ona yorgun olduğumu söyle. I think Tom will be tired when he gets home. Bence Tom eve döndüğünde yorgun olacak. I knew you'd be tired. Yorgun olacağını biliyordum. Tom told me that he thought Mary was tired. Tom bana Mary'nin yorgun olduğunu düşündüğünü söyledi. Because he was tired, he went to bed early. O yorgun olduğu için, yatmaya erken gitti. I said I was tired. Yorgun olduğumu söyledim. Tom will be tired when he gets home. Tom eve döndüğünde yorgun olacak. She must be tired after a long walk. Uzun bir yürüyüşten sonra yorgun olmalı. They must have been tired. Yorgun olmalılar. As you are tired, you had better take a rest. Yorgun olduğunuz için biraz dinlenseniz iyi olur. Tom knew that Mary would be tired. Tom, Mary'nin yorgun olacağını biliyordu. Show More (202)
2	be tired	yorulmak	v.
	I'm tired of playing this game. Bu oyunu oynamaktan yoruldum. After working all day, Tom was really tired. Bütün gün çalıştıktan sonra Tom gerçekten yorulmuştu. Tom says he's not tired yet. Tom daha yorulmamış, öyle diyor. Tom is going to be tired. Tom yorulmuş olacak. I'm tired of writing. Yazmaktan yoruldum. I'm tired of dealing with this problem. Bu sorunla uğraşmaktan yoruldum. He was tired, but he kept on working. Yorulmuştu ama çalışmaya devam etti. He's tired after his German lesson. Almanca dersinden sonra yoruldu. You must've been tired. Yorulmuş olmalısın. I'm tired of listening to your complaints. Şikâyetlerini dinlemekten yoruldum. All the crew were tired. Bütün ekip yoruldu. I'm suddenly tired. Aniden yoruldum. I'm tired of waiting to do all the things I want to do. Yapmak istediğim her şeyi yapmak için beklemekten yoruldum. Tom says he's not tired yet. Tom henüz yorulmadığını söylüyor. He must be tired after such hard work. Bu kadar sıkı çalıştıktan sonra yorulmuş olmalı. I don't mean to be unsociable, but I'm tired. Asosyal olmak istemiyorum ama yoruldum. I'm tired of listening to her. Onu dinlemekten yoruldum. They're tired of not doing anything. Onlar hiçbir şey yapmamaktan yoruldular. I am tired from running fast. Hızlı koşmaktan yoruldum. I'm tired of fighting with you. Seninle kavga etmekten yoruldum. Tired of reading, she took a nap. Okumaktan yorulunca biraz kestirdi. He's tired. Yoruldu. Tom said that he was tired. Tom yorulduğunu söyledi. I didn't get very tired. Çok yorulmadım. Tom is tired and in a bad mood. Tom yoruldu ve kötü bir ruh halinde. At the end of the day we were so tired that we didn't say another word to each other. Günün sonunda o kadar yorulduk ki birbirimize başka bir kelime bile etmedik. I'm tired of playing games. Oyun oynamaktan yoruldum. I'm tired of swimming. Yüzmekten yoruldum. I'm tired of keeping secrets. Sır saklamaktan yoruldum. The maid was totally tired of her household routine. Hizmetçi evdeki rutin işlerinden tümüyle yorulmuştu. I'm tired of talking to you about this. Seninle bu konuda konuşmaktan yoruldum. I am really tired of living. Yaşamaktan gerçekten yoruldum. Tom said he was tired and wanted to go home. Tom yorulduğunu ve eve gitmek istediğini söyledi. You may sit down if you're tired. Yorulduysan oturabilirsin. He was tired out. Çok yorulmuştu. Tom told me that Mary would be tired. Tom bana Mary'nin yorulacağını söyledi. Tom won't likely be tired. Tom muhtemelen yorulmayacaktır. The sun was hot and they were tired. Güneş yakıyordu ve onlar yorulmuşlardı. I'm tired and I want to go to bed. Yoruldum ve yatmak istiyorum. I'm tired of dealing with you. Seninle uğraşmaktan yoruldum. We're tired of waiting. Beklemekten yorulduk. Everyone's going to be tired. Herkes yorulacak. Tom got very tired. Tom çok yoruldu. If you're tired of arguing with strangers on the Internet, try talking with one of them in real life. İnternette yabancılarla tartışmaktan yorulduysanız, onlardan biriyle gerçek hayatta konuşmayı deneyin. I am tired after that long walk. O uzun yürüyüşten sonra yoruldum. Her feet were tired after a long day at work. Uzun bir iş gününden sonra ayakları yorulmuştu. I'm tired of trying to convince Tom to do that. Tom'u bunu yapmaya ikna etmeye çalışmaktan yoruldum. I'm tired of that. Yoruldum artık. I'm tired from the long walk. Uzun yürüyüşten yoruldum. I'm tired of this place. Bu yerden yoruldum. He must be tired. Yorulmuş olmalı. My eyes were tired. Gözlerim yorulmuştu. I was tired from the work. Çalışmaktan yorulmuştum. Becoming very tired, I stopped to rest. Çok yorulduğum için dinlenmek için durdum. Tom says he's tired of trying to convince Mary to help him. Tom, Mary'yi kendisine yardım etmeye ikna etmeye çalışmaktan yorulduğunu söylüyor. I've been really tired all day. Bütün gün gerçekten yoruldum. He was so tired that he could hardly stand. O kadar yorulmuştu ki ayakta zor duruyordu. I'm tired of dealing with this mess. Bu karmaşayla uğraşmaktan yoruldum. You have no idea how tired I am of all this complaining. Bütün bu şikâyetlerden ne kadar yorulduğumu bilemezsin. I doubt if Tom will be tired. Tom'un yorulacağını sanmıyorum. I got a little tired. Ben biraz yoruldum. I'm tired of pretending. Rol yapmaktan yoruldum. I'm tired of living this life. Bu hayatı yaşamaktan yoruldum. Tom is getting a little tired of this. Tom bundan biraz yorulmaya başladı. Sleep when you are tired. Yorulduğunda uyu. I'm tired of being careful. Dikkatli olmaktan yoruldum. Tom worked until he was too tired to continue. Tom devam edemeyecek kadar yorulana kadar çalıştı. I'm tired from the long walk. Uzun yürüyüşten dolayı yoruldum. Tom told me that he thought Mary was tired. Tom bana Mary'nin yorulduğunu düşündüğünü söyledi. Tom and Mary say they're tired of trying to convince John to help them. Tom ve Mary, John'u kendilerine yardım etmesi için ikna etmeye çalışmaktan yorulduklarını söylüyorlar. They were tired. Yorulmuşlardı. I'm tired of losing. Kaybetmekten yoruldum. I doubt if Tom will be tired. Tom'un yorulacağından şüpheliyim. I'm getting really tired. Gerçekten yorulmaya başladım. We're not tired. Yorulmadık. God's tired of loving us. Tanrı bizi sevmekten yoruldu. Because of the hot sun, they were tired. Sıcak güneş yüzünden yorulmuşlardı. The children are growing tired. Çocuklar yorulmaya başladı. My eyes are tired. Gözlerim yoruldu. Mayuko was tired to death. Mayuko ölesiye yorulmuştu. I'm tired of covering for you. Seni korumaktan yoruldum. Tom is sick and tired of doing that. Tom bunu yapmaktan bıktı ve yoruldu. Tom became very tired. Tom çok yoruldu. My legs are tired. Bacaklarım yoruldu. I'm tired of waiting for things to happen. Bir şeylerin olmasını beklemekten yoruldum. Tom does that when he's tired. Tom bunu yorulduğunda yapar. In the winter, I find that I become more tired. Kışın daha çok yorulduğumu hissediyorum. Tired of reading, she took a nap. Okumaktan yorulup kestirdi. I didn't get very tired. Ben çok yorulmadım. Tom is tired after working all day. Tom bütün gün çalıştıktan sonra yoruldu. I'm tired of living like this. Bu şekilde yaşamaktan yoruldum. I'm tired of listening to your complaints. Senin şikayetlerini dinlemekten yoruldum. Needless to say, we were very tired by the end of the day. Söylemeye gerek yok, günün sonunda çok yorulmuştuk. Tom must be tired after working all day in the hot sun. Tom bütün gün sıcak güneşin altında çalıştıktan sonra yorulmuş olmalı. Tom could've been tired. Tom yorulmuş olabilir. I'm tired of arguing. Ağız dalaşından yoruldum. I'm tired of dancing. Dans etmekten yoruldum. I'm not tired tonight. Bu gece yorulmadım. I was already tired before we even started doing this. Bunu yapmaya başlamadan önce bile çoktan yorulmuştum. In the winter, I find that I become more tired. Kışın daha çok yorulduğumu fark ettim. I am tired from playing. Oynamaktan yoruldum. I guess Tom is tired. Sanırım Tom yoruldu. I'm tired of doing that. Bunu yapmaktan yoruldum. She was tired, but she kept working. Yorulmuştu ama çalışmaya devam etti. I got a little tired. Biraz yoruldum. She must be tired after a long walk. Uzun bir yürüyüşten sonra yorulmuş olmalı. Aren't you tired from taking care of him all day? Bütün gün onunla ilgilenmekten yorulmaz mısın sen? Are you tired? Yoruldunuz mu? I'm tired. Yoruldum. I am tired after swimming in that river. O nehirde yüzdükten sonra yoruldum. I think we're all tired. Sanırım hepimiz yorulduk. Tom and Mary said they were tired. Tom ve Mary yorulduklarını söylediler. I knew you'd be tired. Yorulacağını biliyordum. Tom says he's tired of trying to keep up with the Joneses. Tom, Jones'lara ayak uydurmaya çalışmaktan yorulduğunu söylüyor. We were very tired, so that we stayed home. Çok yorulmuştuk, bu yüzden evde kaldık. He must be tired after working all day in the hot sun. Tüm gün kızgın güneşin altında çalışmaktan yorulmuş olmalı. I'm getting pretty tired of driving every morning. Her sabah araba kullanmaktan çok yoruluyorum. They must have been tired. Yorulmuş olmalılar. Don't tell me you're tired already. Şimdiden yorulduğunu söyleme. Even though I was tired, I went to the party. Yorulmuş olmama rağmen partiye gittim. I'm tired of listening to you. Seni dinlemekten yoruldum. I'm not tired yet. Henüz yorulmadım. If you're tired, go to sleep! Yorulduysan, git uyu! I'm tired of listening to your complaints. Şikayetlerini dinlemekten yoruldum. We're all tired of this. Hepimiz bundan yorulduk. I'm tired of listening to his boasts. Övünmelerini dinlemekten yoruldum. Tom says he's really tired of doing that. Tom bunu yapmaktan gerçekten yorulduğunu söyledi. Tom was suddenly very tired. Tom aniden çok yorulmuştu. Tired from the hard work, he went to bed earlier than usual. Çok çalışmaktan yorulduğu için her zamankinden daha erken yattı. I think Tom got a little tired. Sanırım Tom biraz yoruldu. Tom is probably not tired yet. Tom muhtemelen henüz yorulmamıştır. I'm tired of translating. Tercüme etmekten yoruldum. I am dead tired from walking around all day. Bütün gün yürümekten çok yoruldum. I'm tired of waiting. Beklemekten yoruldum. I am tired, from sickness and work. Hastalıktan ve çalışmadan yoruldum. I'm tired, too. Ben de yoruldum. I'm very tired. Ben çok yoruldum. I'm tired of doing this. Bunu yapmaktan yoruldum. Tom became tired. Tom yoruldu. Everybody's tired. Herkes yoruldu. We were very tired. Çok yorulmuştuk. If you're tired, rest. Yorulduysan dinlen. Never take advantage of someone's patience, because sooner or later he'll grow tired. Asla birinin sabrından faydalanmayın, çünkü er ya da geç yorulacaktır. We were quite tired after putting on the play. Oyunu sahneledikten sonra oldukça yorulmuştuk. I am tired from walking. Yürümekten yoruldum. Tom won't likely be tired. Tom muhtemelen yorulmayacak. Tom didn't think Mary would be tired. Tom, Mary'nin yorulmuş olacağını düşünmedi. Don't tell me you're tired. Yorulduğunu söyleme. I'm so tired of keeping secrets. Sır saklamaktan çok yoruldum. I was tired today. Bugün yoruldum. I'm tired of making the best of things. Her şeyin en iyisini yapmaktan yoruldum. I've been really tired all day. Bütün gün çok yoruldum. I'm tired of fighting. Kavga etmekten yoruldum. We were thirsty, tired and hungry. Susadık, yorulduk ve acıktık. Tom says he's tired of talking about Mary. Tom, Mary hakkında konuşmaktan yorulduğunu söylüyor. Tom began to get very tired. Tom çok yorulmaya başladı. We're all tired of losing. Hepimiz kaybetmekten yorulduk. I began to be tired. Ben yorulmaya başladım. I'm tired of waiting in line. Sırada beklemekten yoruldum. I'm getting really tired. Gerçekten yoruluyorum. Tom kept walking until he was too tired to take even one more step. Tom bir adım daha atamayacak kadar yorulana kadar yürümeye devam etti. I doubt if Tom will be tired. Tom'un yorulup yorulmayacağından şüphe ediyorum. I'm tired of being your slave. Kölen olmaktan yoruldum. Tom won't be tired. Tom yorulmuş olmaz. I'm tired from lack of sleep. Uykusuzluktan yoruldum. Tom didn't expect Mary to be so tired. Tom, Mary'nin bu kadar çok yorulmasını beklemiyordu. I'm tired of listening to them. Onları dinlemekten yoruldum. I'm getting pretty tired. Oldukça yoruldum. He's just tired of waiting. Beklemekten yoruldu. I'm tired of this game. Bu oyundan yoruldum. I'm too tired of arguing. Tartışmaktan çok yoruldum. I'm tired of answering questions. Sorulara cevap vermekten yoruldum. I'm just tired of standing up. Ayakta durmaktan yoruldum. You can crash on the sofa if you're tired. Yorulduysan kanepeye uzanabilirsin. Tom will likely be tired. Tom muhtemelen yorulacak. I was tired, but continued working. Yorulmuştum ama çalışmaya devam ettim. You're obviously tired. Belli ki yorulmuşsun. I'm getting really tired of this. Bundan gerçekten yorulmaya başladım. He was tired from reading. Okumaktan yoruldu. I began to be tired. Yorulmaya başladım. The children are already tired. Çocuklar çoktan yoruldular. I am tired after swimming in that river. O nehirde yüzdükten sonra çok yoruldum. Tom said that he wasn't tired at all. Tom hiç yorulmadığını söyledi. Tom said he's tired of doing that. Tom bunu yapmaktan yorulduğunu söyledi. After four hours in the museum we're tired. Müzede geçirdiğimiz dört saatten sonra yorulduk. We were tired. Yorulmuştuk. I'm tired of fighting. Dövüşmekten yoruldum. I'm getting pretty tired. Oldukça yoruluyorum. Tom will be tired. Tom yorulacak. I'm tired of standing. Ayakta durmaktan yoruldum. I'm tired of all the fighting. Bütün mücadeleden yoruldum. My arms are tired. Kollarım yoruldu. He is tired from overwork. Çok çalışmaktan yoruldu. Tom's muscles were tired and he wanted to get home and soak in a hot bath for a while. Tom'un kasları yorulmuştu ve eve gidip bir süre sıcak bir banyo yapmak istiyordu. I'm tired of listening to him. Onu dinlemekten yoruldum. The people of this country are sick and tired of politics as usual. Bu ülkenin insanları her zamanki gibi politikadan bıktı ve yoruldu. You're tired of not doing anything. Hiçbir şey yapmamaktan yoruldun. I'm getting older and tired. Yaşlanıyorum ve yoruluyorum. If you're tired, take a break. Yorulduysan biraz ara ver. We were tired out after our long walk. Uzun yürüyüşümüzden sonra yorulmuştuk. If you're tired, take a break. Yorulduysan mola ver. Tired from the hard work, he went to bed earlier than usual. Sıkı işten yorulduğu için, o her zamankinden daha erken yatmaya gitti. Show More (199)